onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Kandırıldık! Son Günlerde Hepimizin İnanarak Paylaştığı Ama Doğru Olmadığı Ortaya Çıkan Haberler

Kandırıldık! Son Günlerde Hepimizin İnanarak Paylaştığı Ama Doğru Olmadığı Ortaya Çıkan Haberler

Serngl
24.12.2018 - 13:41

Teyit.org işbirliği ile...

Geçtiğimiz günlerde oldukça viral olup, sosyal medyada, web sitelerinde ve hatta gazetelerde paylaşılan bazı haberler gerçeği yansıtmıyordu. Teyit.org da sağ olsun, yine bu haberleri bizim için araştırıp gerçekleri ortaya çıkardı. 

Bakalım neler olmuş ve işin aslı neymiş?

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

1. "Fotoğrafın Çinliler'in işkence ettiği bir Doğu Türkistanlı'yı gösterdiği iddiası."

1. "Fotoğrafın Çinliler'in işkence ettiği bir Doğu Türkistanlı'yı gösterdiği iddiası."

Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafın Çinliler tarafından işkence edilen bir Doğu Türkistanlı'yı gösterdiği iddia edildi.

Fakat fotoğrafın işkence gören bir Doğu Türkistanlı'yı gösterdiği doğru değil. Fotoğraf, 2004 yılında Chicago’da düzenlenen bir protestoda yapılan bir canlandırmadan.

Fakat fotoğrafın işkence gören bir Doğu Türkistanlı'yı gösterdiği doğru değil. Fotoğraf, 2004 yılında Chicago’da düzenlenen bir protestoda yapılan bir canlandırmadan.

Fotoğraf, bir spiritüel öğreti olan Falun Gong (Falun Dafa olarak da bilinir) takipçilerinin 24-26 Mayıs 2004 tarihlerinde Chicago’nun Federal Plaza Meydanı'nda düzenlediği bir gösteriden. Gösterinin konusunu önceki yıllarda Çin rejimi tarafından savaş açılan ve bunun sonucu olarak çeşitli işkencelere maruz kaldığı belirtilen Falun Gong takipçilerinin gördüğü işkenceler oluşturuyor. Bu işkenceler, farkındalık yaratmak amacıyla gösteriler esnasında yeniden canlandırılmış. Nitekim, Radikal’in 2015 yılında bu fotoğrafın kaynağını gösterdiği bir haberi de mevcut.

2. "Suriyeli mültecilerin hastanelerde ‘yasal öncelikli hasta’ sayıldığı iddiası."

2. "Suriyeli mültecilerin hastanelerde ‘yasal öncelikli hasta’ sayıldığı iddiası."

Facebook’ta 10 Aralık 2018’de paylaşılan bir fotoğrafta “Muhammed Nihat El Halil El” isimli bir Suriyelinin hastanede yasal öncelikli hasta statüsünde muayene olduğu iddia edildi. Bu fotoğrafın ardından sosyal medyada paylaşılan ve teyit.org’a ihbar olarak gönderilen birçok paylaşımda kullanıcılar Suriyeliler'in hastanelerde öncelikli olarak tedavi gördüklerini iddia etti.

Ancak Suriyeli mültecilerin yasal öncelikli hasta statüsünde muayene edildiği iddiası doğru değil. 2011’den beri geçici koruma ya da şartlı mülteci statüsünde bulunan Suriyeliler, yasalar gereği Türk vatandaşları gibi 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası kanunu hükümlerine tabiler.

Ancak Suriyeli mültecilerin yasal öncelikli hasta statüsünde muayene edildiği iddiası doğru değil. 2011’den beri geçici koruma ya da şartlı mülteci statüsünde bulunan Suriyeliler, yasalar gereği Türk vatandaşları gibi 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası kanunu hükümlerine tabiler.

Suriyelilerin yasal öncelikli hasta sayılmalarını gerektiren herhangi hukuki bir düzenleme bulunmuyor. Gebze Fatih Devlet Hastanesi’nden edinilen bilgilere göre de iddia fotoğrafta görülen Suriyeli mültecinin hastanenin acil bölümünden ilgili polikliniğe sevk edildiği için elektronik sistemde öncelikli hasta durumunda gösterilmiş. Kimlerin “yasal öncelikli hasta” statüsünde olduğuna dair Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı bir genelgeye göre de “Suriyeli mülteci olmak” öncelik gerektiren durumlar arasında sayılmamış. Gebze Fatih Devlet Hastanesi ile iletişime geçen teyit.org, adı geçen hastanın sistemde “acilden ilgili polikliniğe sevk edildiği” için yasal öncelikli hasta olduğu bilgisini öğrendi. Fatih Devlet Hastanesi Bilgi-İşlem Müdür Yardımcısı Yusuf İlhan, Muhammed Nihat El Halil El’in acil servisten kulak burun boğaz polikliniğine sistemden otomatik olarak sevk edildiğini bu nedenle öncelikli hasta statüsünde kontrol edildiğini ifade etti. İlhan, bu durumun sistemin Sağlık Bakanlığı’nın kullandığı yazılımı nedeniyle meydana geldiğini bu nedenle de hastanın muayene olduğu tarihin, hastalık sebebinin ve ayrıntılarının üçüncü kişilerle paylaşılmadığının altını çizdi.

3. "KKTC bayrağını Necmettin Erbakan’ın çizdiği iddiası."

3. "KKTC bayrağını Necmettin Erbakan’ın çizdiği iddiası."

Sosyal medyada paylaşılan ve teyit.org’a ihbar olarak gönderilen bir görselde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) bayrağını Necmettin Erbakan’ın çizdiği iddia edildi.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Fakat KKTC bayrağını Necmettin Erbakan’ın çizdiği iddiası doğru değil. KKTC bayrağının çizimi Kıbrıslı Türk Ressam Emin Çizenel’e ait.

Fakat KKTC bayrağını Necmettin Erbakan’ın çizdiği iddiası doğru değil. KKTC bayrağının çizimi Kıbrıslı Türk Ressam Emin Çizenel’e ait.

KKTC’nin 15 Kasım 1983 yılında resmi olarak bağımsızlığını ilan etmesinden sonra, Meclis Başkanlığı yeni bayrak için resmi bir çağrıda bulundu. Çağrı metninin orijinali Bozkurt Gazetesi’nin 23 Kasım 1983 tarihinde yayınlanan sayısında görülebiliyor. Çağrıda tüm yurttaşlar, kurum ve kuruluşlardan yeni devletin bayrağı için önerilerin beklendiği belirtiliyor. Bayrağın çizimi Kıbrıslı Türk ressam Emin Çizenel’e ait. teyit.org’un Emin Çizenel’den e-posta yoluyla edindiği KKTC Başbakanlığı’na ait 9 Mart 1984 tarihli ‘Emin Çizenel’e ödül verilmesi’ konulu resmi belgede Çizenel’den; “bugüne kadar birçok bayrak modelleri çizen ve Kurucu Meclis tarafından onaylanıp KKTC bayrağı olan bayrağımızı da çizen ressam Emin Çizenel” şeklinde bahsedildiği görülebiliyor. teyit.org’un Emin Çizenel ile telefonda yaptığı görüşmede Çizenel, bayrağın sembolik anlamını şu şekilde ifade etti:

“Bayraktaki beyaz renk barışı, kırmızı renk ise Kıbrıs Türkleri'nin topraklarında verdikleri mücadeleyi temsil ediyor. Bayrağın kırmızı beyaz renklerde olması bir yandan da Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi bayrağına bir selamdır. Bayrağın alt ve üst kısımlarında bulunan çizgiler ise bu toplumun bu topraklarda sonsuza dek yaşayacağı mesajını taşıyor.” 

4. "ABD’de bir kalp hastasının öksürürken akciğerinin bronş ağacı bölgesini tükürdüğü iddiası."

4. "ABD’de bir kalp hastasının öksürürken akciğerinin bronş ağacı bölgesini tükürdüğü iddiası."

CNN Türk, Sözcü ve Yeni Şafak gibi haber sitelerinde yer alan haberlerde ABD’de bir hastanın, kalp rahatsızlığı şikayetiyle gittiği hastanede öksürerek sağ bronş ağacını çıkardığı iddia edildi. Haberlerde ayrıca hastanın vücudundan çıktığı iddia edilen bir parçanın fotoğrafına da yer verildi.

Kalp hastası bir kişinin Kaliforniya’da gittiği hastanede akciğerinin bir kısmını öksürerek vücudundan attığı iddiası doğru değil. Hastanın vücudundan çıkan ve fotoğrafta görünen parça bronş ağacının şeklini almış bütün halinde bir kan pıhtısı.

Kalp hastası bir kişinin Kaliforniya’da gittiği hastanede akciğerinin bir kısmını öksürerek vücudundan attığı iddiası doğru değil. Hastanın vücudundan çıkan ve fotoğrafta görünen parça bronş ağacının şeklini almış bütün halinde bir kan pıhtısı.

Haber yurt dışında da The Washington Post, Fox17 ve DailyMail gibi haber sitelerinde yer aldı. Doğrulama platformu olan Snopes’un sitesinde de aynı habere yer veren bir analiz bulunabiliyor. Fakat bu platformlarda söz konusu parçanın kan pıhtısı olduğu belirtiliyor. Massachusetts Medical Society tarafından haftalık olarak yayınlanan The New England Journal of Medicine Dergisi’ndeki 29 Kasım 2018 tarihli habere göre kronik kalp yetmezliği olan 36 yaşındaki bir adamın bir hafta yoğun bakımda kaldıktan sonra öksürerek sağ bronş ağacında biriken kan pıhtısını tükürdüğü ve bir süre sonra da kalp yetmezliği sebebiyle hayatını kaybettiği ifade ediliyor.

Konuyla ilgili yapılan açıklamalarda kalp hastalığı geçmişi olan hastaya, öksürük şikayetleri üzerine oksijen ve kan sulandırıcı verilerek tedavi edilmeye çalışıldığı belirtiliyor. Hastanın şikayetlerinin devam etmesiyle bronkoskopiye (soluk borusunun ve bronşların bronkoskopla incelenmesi)  başvuran doktorlar iki gün bir atak gözlemlemediklerini fakat bir hafta sonra hastanın kalp yetmezliğinden dolayı hayatını kaybettiğini belirtiyor.

5. "Fotoğrafın Michio Hoshino’nun çektiği son kare olduğu iddiası."

5. "Fotoğrafın Michio Hoshino’nun çektiği son kare olduğu iddiası."

Sosyal medyada paylaşılan ve teyit.org’a ihbar olarak gönderilen fotoğrafın, fotoğrafçı Michio Hoshino’nun bir ayının saldırısı sonucu ölmeden hemen önce çektiği son fotoğraf olduğu iddia edildi.

Ancak, fotoğrafın Michio Hoshino’ya ait olduğu ve onun ölmeden önce çektiği son fotoğraf olduğu iddiası doğru değil.

Ancak, fotoğrafın Michio Hoshino’ya ait olduğu ve onun ölmeden önce çektiği son fotoğraf olduğu iddiası doğru değil.

Söz konusu fotoğrafın logo dizaynları ve her türlü grafik tasarım için hem satış hem de yarışma alanları yaratan Design Crowd adlı İnternet sitesinin dokuzuncusu düzenlenen ‘Final Photo 9’ adlı Photoshop yarışması için 2009 yılında hazırlandığı görülebiliyor.

Yarışmanın kuralları sitede şu şekilde açıklanıyor: ”Bu yarışmada yaratacağınız son fotoğraf: kurbanın, her kim olursa olsun, elinde ‘o an’ yaşanmadan hemen önce kamera vardı. Görmek istediğimiz görüntü bu. Bu yarışma üpertici bir açıyı görmeyi amaçlıyor. Bu nedenle aldatmacanızın mizah içermemesi, olabildiğince gerçekçi olması tavsiye edilir. Bu oyunun kuralları şu şekilde: son bir aldatmaca yapacaksınız ve bu birinin çektiği son fotoğraf olacak. Bunu katılımcıların hayallerine bırakıyoruz. Yarattığınız fotoğrafın mizah içerikli olması yarışmadan diskalifiye olmanıza sebep olabilir!

BonnySaintAndrew isimli kullanıcı tarafından hazırlanan fotoğraf ile ilgili ayrıntılı bilgiler de bulunabiliyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Hoshino’nun bir ayı saldırısı sonucu öldüğü doğru.

Hoshino’nun bir ayı saldırısı sonucu öldüğü doğru.

Michio Hoshino 1952 yılında Japonya’da doğmuş, çektiği vahşi yaşam ve doğa fotoğraflarıyla tanınan bir fotoğrafçı. Hoshino 8 Ağustos 1996 günü bozayılar üzerine çalıştığı belgesel çekimi için gittiği Rusya’da bulunan bir yarımadada bir ayının saldırısına uğrayarak hayatını kaybetmişti. Fakat yukarıda belirtildiği gibi fotoğraf, onun ölmeden önce son çektiği fotoğraf değil.

The New York Times’ın haberine göre olay anında Hoshino ile beraber olan ekip arkadaşlarından biri Hoshino’nun çığlıklarını duyduğunu fakat ayının onu sürükleyerek ormana kaçtığını belirtiyor. Hoshino’nun cansız bedeni saldırıdan bir süre sonra ağaçların arasında bulunuyor.

6. "Fotoğrafın Paris’teki bir duvara ‘Zulüm 1789’da başladı’ yazıldığını gösterdiği iddiası."

6. "Fotoğrafın Paris’teki bir duvara ‘Zulüm 1789’da başladı’ yazıldığını gösterdiği iddiası."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8 Aralık 2018’de Üsküdar’daki toplu açılış töreninde Paris’te 17 Kasım’dan beri devam eden “Sarı Yelekliler” eylemlerinden bahsederken Gezi Parkı eylemlerindeki bir duvar yazısına atıfta bulunarak “Umarım yakında Paris sokaklarındaki duvarlarda ‘Zulüm 1789’da başladı’ yazıları da görmeyiz” demişti. Aynı gün Twitter’daki bir kullanıcı “Fransa’da yaşayan arkadaşlar, işlek sokaklardan birine “Zulüm 1789’da başladı” diye yazar mısınız?” ifadeleriyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözünü tekrarladı.

Ardından sosyal medyada Paris’teki bir duvara “Zulüm 1789’da başladı” yazıldığını gösteren bir fotoğraf paylaşılmaya başlandı.

Ardından sosyal medyada Paris’teki bir duvara “Zulüm 1789’da başladı” yazıldığını gösteren bir fotoğraf paylaşılmaya başlandı.

Ancak, fotoğrafın Fransa’daki bir duvarda “zulüm 1789’da başladığı” yazdığını gösterdiği iddiası doğru değil. Fotoğrafın orijinalinde Paris’te Charles de Gaulle Meydanı’nda bulunan Zafer Takı’nın cephelerinden birinde “Les Gilets Jaunes Triomphent” (Sarı Yelekliler’in Zaferi!”) yazıyor. Aynı duvar yazısı daha önce bobiler.örg çizerlerinden Cem Işık tarafından başka bir şekilde montajlanmış.

İddia fotoğraf montajlanarak oluşturulmuş.

İddia fotoğraf montajlanarak oluşturulmuş.

Fransız Le Figaro gazetesinde 2 Aralık 2018’de yayımlanan bir haberde Charles de Gaulle Meydanı’nda süren eylemler sırasında cephelerinde çeşitli sloganların yazıldığı tarihi Zafer Takı’nın zarar gördüğü bilgisi yer alıyor. Bu haberde söz konusu duvar yazısında aslında  “Les Gilets Jaunes Triomphent” (Sarı Yelekliler’in Zaferi) yazdığı görülebiliyor. Le Parisien’in 2 Aralık 2018 tarihli haberinden de aynı duvar yazısının geniş açıdan çekilmiş bir fotoğrafına ulaşmak mümkün. YouTube’da 2 Aralık 2018’de yayımlanan bir videoda da üzeri sloganlarla dolu anıt görülebiliyor.

Söz konusu videoya buradan ulaşabilirsiniz.

7. "Türkiye’de yaşayan Suriyeliler'in telefon görüşmelerinde para ödemeyeceği iddiası."

7. "Türkiye’de yaşayan Suriyeliler'in telefon görüşmelerinde para ödemeyeceği iddiası."

Sosyal medyada paylaşılan ve Sözcü, Sputnik, Yurt Gazetesi, İPA Haber, WebTekno gibi sitelerde yer alan haberlerde, Türkiye’de bulunan Suriyeli mültecilerin yurt dışı ve yurt içi telefon görüşmelerinin ücretsiz olacağı iddia edildi. Haberde, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün 7 Mart 2018’de Türkiye’deki göçmenler için ilk etapta 60 bin adet ücretsiz telefon kartı ihalesine çıktığı ve kartların ankesörlü, sabit telefonlarda ve cep telefonlarında kullanılabileceği belirtildi.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Ancak Suriyeli mültecilerin yurt dışı ve yurt içi telefon görüşmelerinin ücretsiz olacağı iddiası doğru değil. İddianın gündem olmasının ardından Göç İdaresi Genel Müdürlüğü konu hakkında bir açıklama yaptı.

Ancak Suriyeli mültecilerin yurt dışı ve yurt içi telefon görüşmelerinin ücretsiz olacağı iddiası doğru değil.  İddianın gündem olmasının ardından Göç İdaresi Genel Müdürlüğü konu hakkında bir açıklama yaptı.

Açıklamada; Suriyeli mültecilerin telefon görüşmelerinin ücretsiz olacağı şeklindeki iddiaların doğru olmadığını belirten müdürlük, söz konusu uygulamanın Geri Gönderme Merkezleri’nde sınır dışı edilmek üzere tutulan sınırlı sayıdaki yabancıyı kapsadığını ifade etti. Ayrıca, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, söz konusu projenin devlet bütçesinden değil AB hibelerinden karşılandığını da açıklamasına ekledi. Kamu İhale Merkezi takip sisteminde Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün 7 Mart 2018’de açtığı ihalenin bilgisine ulaşılabiliyor. “60 bin Adet Şifreli Telefon Kartı Satın Alınacaktır” başlığıyla açılan ihalenin yüklenicisi olarak “Mega Uluslararası Telekomünikasyon Hizmetleri Anonim Şirketi” görünüyor. Son olarak ihalede işin yapılacağı yerler olarak haberlerde de isimleri geçen; Adana, Antalya, Aydın, Bursa, Çanakkale, Edirne, Erzurum, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kırklareli, Kocaeli ve Muğla gibi şehirler dikkati çekiyor.

Ancak daha sonra ihale merkezinde yer alan ihale başlığının değiştirildiği fark edilebiliyor. Buna göre ihalenin isminden 60 bin ifadesinin kaldırıldığı ve sadece” şifreli kart alım ihalesi” olarak değiştirildiği anlaşılıyor. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün İnternet sayfasında yer alan ve Geri Gönderme Merkezleri’nde sağlanan hizmetlerin sıralandığı yazının ikinci maddesinin, “Yabancıya; yakınlarına, notere, yasal temsilciye ve avukata erişme ve bunlarla görüşme yapabilme, ayrıca telefon hizmetlerine erişme imkânı sağlanır” şeklinde olduğu da görülebiliyor. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün teyit.org’a gönderdiği Şifreli Kart Alımı İdari Şartnamesi’nde de daha önce bahsi geçen teslimat noktalarının aynı şehirler olduğu belirtiliyor. Şartname içinde Avrupa Birliği Delegasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrakları da görülebiliyor. Son olarak Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından paylaşılan kampanya görselinde projenin Avrupa Birliği tarafından finanse edildiği de belirtiliyor.

8. "Fotoğrafın Seine Nehri üzerinde eylem yapan ‘Sarı Yeleklileri’ gösterdiği iddiası."

8. "Fotoğrafın Seine Nehri üzerinde eylem yapan ‘Sarı Yeleklileri’ gösterdiği iddiası."

Sosyal medyada paylaşılan ve teyit.org’a ihbar olarak gönderilen fotoğrafların, Fransa’nın başkenti Paris’te, Seine Nehri üzerinde eylem yapan “Sarı Yeleklileri” gösterdiği iddia edildi.

Ancak fotoğrafların Fransa’nın başkenti Paris’teki Seine Nehri üzerindeki “Sarı Yelekliler” tarafından düzenlenen bir eylemi gösterdiği iddiası doğru değil. Fotoğraflar, Uluslararası Yat Fuarı’nın (Nautic de Paris) açılışında Seine Nehri’nin üzerinde geleneksel olarak düzenlenen kürek çekme yarışına katılanları gösteriyor.

Ancak fotoğrafların Fransa’nın başkenti Paris’teki Seine Nehri üzerindeki “Sarı Yelekliler” tarafından düzenlenen bir eylemi gösterdiği iddiası doğru değil. Fotoğraflar, Uluslararası Yat Fuarı’nın (Nautic de Paris) açılışında Seine Nehri’nin üzerinde geleneksel olarak düzenlenen kürek çekme yarışına katılanları gösteriyor.

Söz konusu fotoğrafların Reuters’dan Gonzalo Feuntes tarafından 9 Aralık 2018’te çekildiği görülebiliyor. Fotoğrafların açıklamasında, Paris’te düzenlenen Uluslararası Yat Fuarı çerçevesinde 9’uncu kez Seine Nehri üzerinde yapılan kürek çekme yarışmasına katılanların yer aldığı ifade ediliyor. AFP tarafından yine aynı tarihle başka bir fotoğraf karesinde de Seine Nehri üzerinde kürek çeken katılımcılar görülebiliyor. Fotoğrafta 800 katılımcının 11 kilometrelik parkurda yarıştığı da ifade ediliyor. Uluslararası Yat Fuarı’nın resmi YouTube hesabından paylaşılan bir videoda, Seine Nehri üzerinde yapılan yarışmaya ait görüntüler izlenebiliyor. Görüntülerde kırmızı renk kıyafet giyen katılımcılara da rastlamak mümkün. 

Videoya buradan ulaşabilirsiniz.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
53
22
13
10
9
3
1
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Erhan Kenar

Arkadaşlar dini bir kişilik olarak gözükmek falan değil amacım. ama bir rehberimiz var ve ona uyarsak bu tür saçmalalıklar ile uğraşmayız Kuranı keimde Hucur... Devamını Gör

tbn57

ülkede cahil çok ve herkes işine gelen şeylere inanmayı istiyor. sorgulayan, araştıran ve doğruyu hedefleyen bir toplum olsak keşke

esocan

Ota boka inanmaya ne kadar çok meyilliyiz maalesef