Görüş Bildir
Narsistle İlişki Balıkla Kuşun İlişkisine Benzer!
Siz balık olursunuz, narsist ise kuş.Başta siz balık olduğunuz için kuşa âşık olamayacağınızı çok net bilirsiniz. Kuştan haz almazsınız, beğenmezsiniz, tepeden bakmasına sinir olursunuz, tipiniz değildir. Zaten mantıksız bir ilişki olacaktır. Ama gün geçtikçe sizi öyle bir ikna eder ki siz bir bakmışsınız ondan hoşlanıyor olursunuz. Kendisine öyle bir âşık olursunuz ki aşkınızdan gözleriniz döner. Kendinize inanamazsınız bu imkânsız aşk, olmayacak olan aşk, “nasıl oldu da ben ona körü körüne âşık oldum” dersiniz. Ama başta narsistin aşkından artık eser yoktur. Sizi elde edene kadar uyguladığı aşk bombardımanından artık eser kalmamıştır.
Narsistlerin Çıkara Dayalı İlişkileri
Dikkat ederseniz bir narsistin etrafında uzun soluklu dostluğu yoktur. Varsa da çıkar ilişkisine dayalı bir ilişkisi vardır. Bazı durumlarda bakarsınız ki yıllardır süren arkadaşlıkları var. Siz zannedersiniz ki çok güzel ilişkileri var. Dışardan bakıldığından bir çıkar da yokmuş gibi gözükür ama psikolojik olarak beslenir. Romantik ilişkilerinin yanı sıra çalışanlarını ve arkadaşlarını da kendilerine bağımlı yapıp uzun soluklu ilişkide tutabilir. Bir narsist başkasından beslenecek bir taraf bulamadığında ise ilişkisi kopartır.
Bir Psikolog Yanıtladı: Özellikle Son Dönemde Sıkça Duyduğumuz 'Bipolarlık' Geçer mi?
Bipolar bozukluk, bireylerin yaşam kalitesini ciddi anlamda etkileyen, duygudurum dalgalanmalarıyla kendini gösteren bir psikiyatrik hastalıktır. Bu hastalığın belirgin özelliği, kişinin duygusal durumunun aşırı derecede yükselmesi (mani) ve düşmesi (depresyon) arasında gidip gelmesidir. Mani dönemlerinde kişi aşırı enerjik, neşeli, huzursuz ve hiperaktif olabilirken; depresyon dönemlerinde ise aşırı üzgün, enerjisi düşük, ilgisiz ve umutsuz hissedebilir. Bipolar bozukluk genellikle genç yetişkinlik döneminde başlar ve ömür boyu sürebilir. Ancak doğru tedavi ve yönetimle, bipolar bozukluğu olan kişiler sağlıklı ve üretken bir yaşam sürdürebilirler.
Hiçbir Tartışmayı Kaybetmeyen Narsistler (Narsistler Her Zaman Haklıdır)
Narsist bireylerle tartışmayı kazanmak genellikle mümkün değildir. Çünkü narsistler tartışmayı başlatan, yönlendiren ve yöneten kişilerdir. Bu insanlar oyunun kurallarını belirler, gerektiğinde hile yapmaktan çekinmez, ellerindeki tüm kaynakları kullanır ve sonunda kazanan taraf olurlar. Her zaman haklı olduklarını düşünürler. Karşınızda yüzde yüz haklı olsanız bile, narsist biri kendini haklı gösterecek bir yol bulur ve galip gelir. Bu haklılık mücadelesinin sonunda siz enerjiniz tükenmiş, stres altında ve kötü hissederek geri çekilirsiniz. Tartışmalardan galip çıkmanın en iyi yolu, oyunu tamamen terk etmektir.Bazen haklı olduğunuzu bildiğiniz halde, farkında olmadan kendinizi özür dilerken bulabilirsiniz. Daha sonra düşündüğünüzde 'Neden özür diledim ki?' diye kendinize sorarsınız. Hatta çevrenizdekiler bile şaşkınlıkla size 'Bu konuda neden özür diledin?' diye sorabilirler.
Hasta Mahremiyetinin Sınırı Ne? Bir Psikolog Terapi Sırasında Asli Bir Risk Görürse Polise Haber Verir mi?
Bilindiği üzere, birçok suç ve şiddet eğilimi, psikoloji ile iç içe. Suçların önlenmesinde, psikolojik analizin ve bu kişilerin tespit edilerek tedaviye yönlendirilmesinin kritik bir rolü var. Bu durum, suçların kök nedenlerinin anlaşılmasına ve bu nedenlerin ortadan kaldırılmasına yardımcı olur. Peki bu tarz durumlarda hasta mahremiyetinin sınırı nedir?
Epidemik Öfke ve Saldırganlık: Karanlıktan Aydınlığa Çıkma Üzerine
etiket
Rembrandt, resimlerini önce eşit derecede kahverengi bir tabaka sürerek hazırlardı. Bu resminin fonunu oluştururdu. Sonrasında tuvalin yüzeyindeki parlak alanları yerleştirirdi. Kullandığı teknik karanlıktan aydınlığa çıkmak gibiydi. Otoportreleri ile ön plana çıkan Rembrandt, zamanın nasıl akıp gittiğinin farkında olduğunu ve bu süreç içerisinde uğradığı değişimi 17. Yüzyılda ortaya çıkan geniş düz aynalara bakarak incelemiş ve kendini bilmeye atıfta bulunmuştur. Peki biz hayatımızdaki fonun dışına ne kadar çıkabiliyoruz? Gölgelerin içinden sıyrılmak veya gölgeler içinde kaybolmak hangisini tercih edersiniz?
Reklam
Gerçek Suçlu Medya mı? Şiddete Bilimsel Bakış
etiket
Kontrolden çıkmaya başlayan şiddet eylemlerinde medyanın ne kadar suçlu olduğu, tartışılan önemli konular arasında yer alıyor. Perde arkasını bilim ışığında anladığımızda, çözümü konusunda yapabileceğimiz daha fazla şey olduğunu görüyoruz. Bu yazıda, medya ve şiddet ilişkisi üzerine yürütülmüş bilimsel araştırmaları kapsamlı şekilde inceleyen oldukça itibarlı bir çalışmanın* verileriyle konuyu ele alıyoruz.
Kadınların Orgazm Taklidini Bırakması İçin 8 Öneri
etiket
Kadınların orgazm taklidi yapmaması için, cinsel ilişkide hem duygusal hem de fiziksel tatminin sağlanması ve açık bir iletişimin kurulması büyük önem taşır. Orgazm taklidi genellikle çeşitli nedenlerle (partneri mutlu etme isteği, baskı hissetme, cinsel tatminsizlik vb.) ortaya çıkar.
Reklam
Suç Olsa da Psikoloğuma Her Şeyi Anlatabilir miyim?
etiket
Genç meslektaşlarımdan sık sık gelen şu soruya bu yazımda yer vermek istedim.Hocam suç durumunda ne yapmalıyım? Ne suç ne suç değildir?Hocam suç durumunda ne yapmalıyım?Bu soruya cevap bulabilmek için bazı hukuk sitelini araştırdım ve karşıma bu konu da iyi olduğunu düşündüğümden bazı bilgiler aldım.
Reklam
Ünlü ve Ünlülük Seviciliğine Sosyolojik Bir Bakış
etiket
Bugünlerde önceki günlerden pek de farklı olmayan gündemlere göz gezdirirken, hapishaneden salıverilen sosyal medya ünlüsünün halen büyük bir takipçi kitlesine sahip olabilmesi ve birkaç yüz bin daha yeni takipçi kazanması hakkında içimden bir şeyler mırıldandım. Sonra bir ajansın önünde ünlü olabilmek için kuyruğa girmiş genç kızların videosuna gözüm takıldı, gözlerindeki hırstan çok içlerindeki çaresizlik duygusuna üzüldüm. Derken meşhur bir eğitimcinin konuşmasına rastladım ve tanıdığım bazı insanların onunla tanışmak için can attıklarını anımsadım. Aynı içerikte konuşmayı etrafında yapabilecek birçok ünsüz insan varken neden şöhret olan ilahlaştırılır? Neden aynı içerik şöhretle birleştiğinde daha değerli görülür? Biraz da kabaca ünlü sevici topluluk analizleri yaptım. Ünlülerin içinde bulunduğu kategorilere göre hazır ve nazır bekleyen topluluklar var. Aynı kategorideki her ünlünün paylaşımlarına aynı oranda beğeniler ve aynı nitelikte yorumlar pinpon topu gibi oradan oraya taşınıyor. Çoğunlukla güzellik ve yakışıklılıkla birleşen şöhrete sahip olmak, bu paket topluluk beğenilerini almak için yeterli gibi duruyor.
Instagram Profili Sayesinde Narsist Kişiliği Tanımak
etiket
Bir narsistin Instagram profili, genellikle belirli karakteristik özellikler taşıyan, dikkat çekme, kendini abartılı bir şekilde sunma ve onay arama ihtiyacını yansıtan bir platformdur. Bu tür profiller, narsistin kendini öne çıkarma ve başkalarından beğeni ve onay alma arzusunu sergilemek için ideal bir araç haline gelir. Narsistler belirli bir profile sahiptir demek çok net olmasa da belli başlı kendi karakteristik yapılarına uygun şekilde profil oluştururlar.
Bugünkü Konumuz Dijital Narsisizm ve Sosyal Medya
etiket
Merak ettiğim sorulardan biri ise şu oldu: Günümüzde sosyal medyanın daha fazla kullanımıyla narsistik eğilimler mi arttı yoksa narsistik eğilimler daha fazla sosyal medya kullanımına mı sebep oldu?
Reklam
Övgü, Çocukları Nasıl Etkiler?
etiket
Ebeveynler ve çocuklar arasında övgünün algılanma biçimi, çocuğun akademik başarısını etkiler mi? Çocuklar genellikle büyüklerinden aldıkları övgülere göre davranışlarını belirlemektedirler.  Ailelerinin ve öğretmenlerinin onları sevmesini isterler. Çocuklar sergiledikleri davranışlar karşısında ailelerinden aldıkları övgülerle bir tutum sergilemeye başlarlar. Özellikle 24 ve 36 aylık bebeklerde övgü sözcükleri gelişimlerini desteklemektedir.  Gelişen bebeklerde övgü işe yarasa da, ilerleyen yaşlarda övgü tam tersi etki yaratabilmektedir. Çocuklar yaş aldıkça övgünün anlamı değişir ve daha dikkatli olmak gerekmektedir. Çocuklar kişilik özellikleri üzerinden övüldüklerinde ise örneğin; “Sen çok zekisin!” vb. çocuklarda yaptıkları iş üzerinden sevgiye layık olma bakışı açısını geliştirmektedir.
Reklam
Advertising ya da Shockvertising I:   ‘Şok Edici’ Görsel Kimlikli Markalar
etiket
Shockvertising sözcüğü reklamcılık yazınında özgün bir yaratıcılık yaklaşımını ifade etmektedir. İngilizce ‘shocking’ ve ‘advertising’ kelimelerinin bir araya gelmesinden oluşan bu terimin vurgusu, çeşitli pazarlama iletişimi enstrümanlarıyla markaya ilişkin potansiyel hedef kitle üzerinde ‘şok etkisi’ yaratacak imajlar geliştirmek ve sürecin sonuna ‘şok edici’ bir marka algısına sahip olmaktır (Gustafson ve Yssel, 1994; Venkat ve Abi-Hanna, 1995).  Türkçeye ‘şok edici reklamlar’ olarak çevirebileceğimiz bu reklamcılık anlayışı, ürün ve hizmetlerin tanıtımında çeşitli objeleri, kişileri, olguları, politik sistemleri, gündelik hayatın herhangi bir parçasını ‘radikal’ bir bakış açısıyla ortaya koyma eğilimidir. Aslında bir yaratıcı strateji türüdür. (Shannon, 1995; Van Munching, 1998).
Hangi Bağlanma Stili Sensin?
etiket
Zor zamanlar olurNasıl çıkarsan içindenOmurgan öyle şekillenirBeni sorarsanızBazen cennet yeriBazen cehennemin dibiEvim gibi, evim gibi…Şarkıdaki dizeler hayat akışını ne güzel anlatır. Hayatın içinde bizi zorlayan, canımıza okuyan, hayallerimizi uğurladığımız, içimizi burkan ne çok an var düşününce. Bir o kadar da şarkıdaki gibi: “Cennet yeri”. İkisi de evimiz gibi.
Narsistin Gizli Stratejisi: Köpek Islığı (Dog Whistle)
etiket
Köpek ıslığı, sadece köpeklerin duyabileceği bir frekansta çıkarılan bir sestir. Etrafındaki insanlar bu sesi fark etmeden, köpek bu sesi duyup sahibine doğru hareket eder ve verilen komutu yerine getirir. Bu yöntem, genellikle sirklerde hayvanları kontrol etmek için kullanılan birçok özel fısıltı gibi işlev görür.Bir narsist de benzer bir strateji izler; köpek ıslığı tekniğini sinsice kullanır. Şimdi, narsistin bu tekniği nasıl geliştirdiğine, ne zaman ve nasıl kullandığına ve mağdurlar üzerindeki etkilerine bakalım:Narsist bu tekniği ilişkinin başlarında kullanmaz çünkü o aşamada sizinle ilgili yeterli bilgiye sahip değildir. Ancak zamanla, narsist sinsice sizin zayıflıklarınızı, travmalarınızı, hassas noktalarınızı ve güvensizliklerinizi gözlemler ve not alır. Bu, kıyafetinizin altındaki yaranın yerini bilip hafifçe dokunarak canınızı yakması gibi bir durumdur. Ancak bunu yaparken masum ve bilinçsiz bir tavır takınır. Çevrenizdeki insanlar ise bu istismarın farkına varmaz.Toplum içinde kimsenin fark etmediği ancak sizin istismar edildiğinizi hissettiğiniz bir an yaşadınız mı? İstismarcı, sorumluluktan kaçmak için ve dikkati başka yöne çekmek için stratejik olarak küçük düşürür. Acıyı sadece mağdur hisseder, diğerleri ise eğlencelerine kaldıkları yerden devam eder. Karşılaştığınız bu tehlikeli stratejinin adı 'köpek ıslığı'dır.
Kafaya Takmayın! Fazla Düşünmenin Sinir ve Strese Sebep Olduğu Kanıtlandı
Beyninizdeki düşünceleri susturmak kimi zaman zorlayıcı olabilir. Bir meselenin sağını solunu, önünü arkasını düşünmeden edemezsiniz. Şimdilerde gençlerin 'overthinking' dediği fazla düşünme sanatının ise sinir ve strese sebep olduğu kanıtladı. Haliyle stres, öfke, fiziksel hastalıklar da kaçınılmaz...Kaynak: The Unpleasantness of Thinking
Reklam