Çöl mü, Çiçek Bahçesi mi?
Yer değiştirmek, birçok insan için oldukça stresli bir deneyim olabilir. Yeni bir şehre, ülkeye veya hatta evinize taşınmak, hayatınızda birçok değişikliğe neden olabilir ve bu da çoğu insan için zor bir geçiş dönemi olabilir. Ancak, bu zorluklarla başa çıkmanın yolları vardır ve bu yazıda, yer değiştirmenin psikolojik etkilerini ve bu etkilerle nasıl başa çıkabileceğimizi tartışacağız.
Cinsel Dürtü Olan Libido Aslında Nedir ve Hangi Faktörlere Bağlıdır?
Libido, insanların cinsel dürtü veya cinsel istek seviyesini ifade eden bir terimdir. Cinsel dürtü kişinin cinsel arzusunu, iştahını ve enerjisini belirler. Bununla birlikte libido, kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve birçok faktörden etkilenebilir. Biz de bu içerikte sizlere libidonun ne olduğunu ve hangi durumların libidoyu etkilediğini anlatacağız.
Charles Bonnet Sendromu Nedir ve Görme Yetisini Kaybedenler Neden Halüsinasyon Görür?
Charles Bonnet sendromu, görsel beyin hasarı olan kişilerde ortaya çıkan bir durumdur. Bu sendrom, görme kaybı yaşayan bireylerde karmaşık ve gerçekdışı görsel halüsinasyonların meydana gelmesine neden olur. Bu halüsinasyonlar ise genellikle canlı ve detaylı olabilir, ancak gerçeklikten kopuktur. Biz de bu içerikte sizlere Charles Bonnet sendromu hakkında bilgi vereceğiz ve bu sendroma sahip olan insanların neden halüsinasyon gördüğünü açıklayacağız.
Bencil Gen Teorisi Nedir ve İnsan Doğasında Neleri Etkiler?
Bencil gen teorisi, evrimsel biyolojide bir açıklama ve kavram olarak ortaya çıkar. Bu teori genlerin, bireylerin ve türlerin evrimsel süreçteki davranışlarını ve özelliklerini şekillendiren temel birimler olduğunu öne sürer. Aynı şekilde bu temel birimlerin birçok farklı özelliğe sahip olduğunu da savunur. Biz de bu içerikte sizlere bencil gen teorisini tanıtacak ve ne tür özelliklere sahip olduğu hakkında bilgi vereceğiz.
Partnerinle Ne Kadar Uyumlusunuz?
Bir ilişki içerisindesin fakat uyumunuzdan şüphe duymaya mı başladın? Kafa karışıklığını gidermek, sorularının yanıtını almak için doğru yerdesin!Seni teste alalım!
Mutsuz Olduğumuz İlişkileri Neden Sürdürürüz?
Bizi tüketen, mutsuz olduğumuz, zorlayıcı ve çatışmalı bir ilişkiyi farkında olduğumuz halde sürdürmeye devam ediyoruz. Neden mi? Çünkü ilişkimizi bir gün düzelir ümidi ile ayakta tutmaya çalışıyor, tüm olumsuzluğa rağmen defalarca denemeye devam ediyoruz. Defalarca denediğimiz bu ilişkide atladığımız en önemli noktalardan biri; aynı kitabı okuyup farklı bir son beklememiz yanılgısı gibi ilişkimizde de umut ve hayal kırklığı arasında gidip geliyor oluşumuzdur. Einsten’ın da dediği gibi “Aynı şeyi yapıp farklı sonuç beklemek deliliktir”. Peki neden aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar bekliyoruz? Bu durumu 'ilişki bağımlılığı' ile açıklayabiliriz.
İlişkilerde Yoğun Duygular ve Sonrasında Oluşan Sorgulama: Güvensizlik ve İçsel Durum
Sevgili okuyucular,Bugün sizlerle ilişkilerde yoğun duygulara kapıldığımızda ve sonrasında yaşadığımız sorgulama sürecinin bize yarattığı durum ve güvensizlik üzerine konuşmak istiyorum. İnsan olarak duygusal varlıklarız ve bazen bu duygulara kapıldığımızda, mantığımızı bir kenara bırakarak hareket edebiliriz. Ancak, bu duygusal coşku ve yoğunlukla ilerlediğimizde, bir süre sonra içimizde bir şüphe ve güvensizlik duygusu oluşabilir. Bu yazıda, bu durumu daha detaylı bir şekilde ele alacak ve ilişkilerimizde bu süreci nasıl yönetebileceğimize dair önerilerde bulunacağım.
Evlilik Kimin İçin?
Evlilik kavramı dünyanın her yerinde ortak anlamlar da taşımakla birlikte sosyolojik yapının bir getirisi olarak coğrafyaya özel anlamlar da taşıyor. Bizim topraklarımızda evlilik, her zaman ve her yerde böyle olmamakla birlikte, 'düzenli seks' için gerekli bir kurum olarak algılanıyor. Üstelik tahmin edersiniz ki karşılanması önemli olan bu düzenli seks ihtiyacı erkeğe ait. Yani erkekler, cinsel ihtiyaçlarını para ödemeden, ortalığa düşmeden, sürekli partner aramakla uğraşmadan, yer mekan değiştirmeden ve üreme aşamasını da tamamlayabilecekleri biçimde gidermeleri için evlendiriliyorlar. Ataerkil toplumlarda düzeni, erkeğin istek ve ihtiyaçları doğrultusunda dizayn etme haline yabancı değiliz. Ancak evlilik kurumunu yalnızca erkeğin orgazmı üzerinden inşa ettiğinizde kurduğunuz şey sağlıklı bir aile olmuyor.
“Kendine Güven ve Zayıfla” İlkesinin Zayıflamaya Etkisi
Ne önemli soru değil mi?Kendine güvenmek ve zayıflama etkisi… Anlatalım. Oksitosin bağlanma hormonudur, şefhattir. Birlikte yaşayan insanlarda salgılanır.Üreme, doğum ve emzirmeyle ilgili bir hormondur ve nörotransmitterdir. Empati, güven, cinsel aktivite ve ilişki güçlendirmeyle de ilişkilendirilir. Oksitosin seviyeleri, sarılma ve orgazmla birlikte yükseldiği için “güven, aşk hormonu” olarak da bilinir. Oksitosin; stres, anksiyete ve bağırsak problemleri gibi birçok durumla ilgili olarak fayda sağlar. Bu hormon, beyinde Hipotalamus'ta sentez edilir ve arka Hipofiz'den salınır. Oksitosin, özellikle orgazm sırasında, hem kadınlarda hem de erkeklerde salgılanır ve çiftlerin duygusal bağlarını ve ilişkilerini güçlendirici rol oynar. Adı üstün de aşk hormonu olduğu için afrodizyak etkilere de sahiptir.