Mizaç Temelli Eğitim: Her Çocuğun Potansiyelini Ortaya Çıkaran Bir Yaklaşım
Eğitim dünyasında son yıllarda büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Geleneksel yaklaşımların ötesine geçerek her çocuğun bireysel farklılıklarını ve ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran yenilikçi eğitim modelleri ön plana çıkıyor. İşte bu modellerden biri de, K-12 düzeyinde giderek yaygınlaşan mizaç temelli eğitim yaklaşımı. Mizaç temelli eğitim, öğrencilerin kişilik özelliklerini, güçlü ve gelişime açık yönlerini temel alarak her birinin potansiyelini en üst seviyeye çıkarmayı amaçlıyor.
Doğa Kampları ve Ekolojik Eğitimlerle Çocukların Sosyal-Duygusal Gelişimini Güçlendirmek
Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Farkındalık YaratmakGünümüz dünyasında doğayla olan bağlantımız giderek azalırken, okullarda doğa kampları ve ekolojik eğitimler öğrencilerin sadece akademik başarılarını değil, sosyal-duygusal gelişimlerini de destekleyen önemli bir rol oynamaktadır. Bu tür deneyimler, öğrencilerin kendilerini daha iyi tanımalarına, duygusal zekâlarını geliştirmelerine ve daha sürdürülebilir bir dünya için farkındalık kazanmalarına yardımcı olur. Özellikle doğa kampları ve ekolojik doğa gezileri, öğrencilerin çevresel farkındalık kazanmalarını sağlarken, sosyal becerilerinin gelişmesine ve doğa ile olan bağlarını güçlendirmeye yardımcı olur. Bu makalede, doğa kamplarının ve ekolojik doğa eğitimlerinin öğrencilerin sosyal-duygusal gelişimine olan katkıları ve sürdürülebilirlik ilkelerine inanmalarındaki rolü ele alınacaktır.
MEB’ten Tüm Valiliklere "Kış Saati" Genelgesi: "Tüm Tedbirler Alınsın"
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin imzasıyla il valiliklerine gönderilen genelgede, yaz saati uygulamasının devam edeceği, il yönetimlerinin okul giriş ve çıkış saatlerinde yetkili olduğu hatırlatıldı. MEB ayrıca, Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nde de ders yılının 180 iş gününden az olmamasının esas olarak belirlendiğini de ifade etti.
Kurumsal Delilik ve Milli Eğitim Akademisi
Amerikalı yazar ve aktivist Rita Mae Brown 'Aynı şeyi tekrar tekrar yapıp, farklı sonuçlar beklemek, delilik belirtisidir. ' der. Türkiye’de bir süredir kurumlar farklı isimler altında benzer şeyleri tekrar tekrar yapıp düzelme ve değişim beklentisi içerisine girmişlerdir. Özellikle sürekli bir yönetici değişimi yaşayan devlet kurumlarında farklı isimler adı altında hedefi aynı olan benzer işleri yapıp günün sonunda değişime dair bir inanç ortaya konulması kurumsal deliliğe delalet etmektedir. Kurumları ile topyekûn kafayı yemiş Yeni Türkiye hayırlı olsun.
Atatürk, Millî Eğitim Akademileri Üzerine Ne Düşünürdü?
Öğretmenlik, sadece bilgi aktarmaktan çok daha fazlasını ifade eden bir meslektir. Bir öğretmen, öğrencilerin kalbinde silinmez izler bırakır. Hepimizin izlemekten keyif aldığı bazı filmlerde bu silinmez izlere tanık olduk, öyle değil mi? Özgürlük Yazarları, Hıçkırık, Siyah, Sevgili Öğretmenim ve İki Dil Bir Bavul gibi filmlerde öğretmenlerin rolünün ne kadar derin olduğunu gördük.Türkiye’de öğretmenlik, geleneksel olarak saygı duyulan bir meslek olarak kabul edilir. Ancak öğretmenlik, dışarıdan göründüğü kadar kolay bir meslek değildir. Yoğun çalışma temposu, bürokratik engeller, maddi sıkıntılar ve eğitim sistemine dair yapılan eleştiriler öğretmenleri yıpratıyor. Fakat tüm bu zorluklara rağmen, öğretmenler geleceği şekillendiren en önemli unsurlardan biridir.
Dil Öğreniminde Yabancılaşma: ‘Yabancı’ mı, ‘Yeni’ mi?
Yapay zekânın hızla gelişmesiyle dil öğrenmenin yolları tartışılıyor. Hatta bazılarına göre dil öğrenmeye bile gerek kalmayacak. Bu konuyu ileride ele alabiliriz. Asıl önemli olan dil öğrenme sürecini nasıl algıladığımız. “Yabancı dil” ifadesi, yıllardır dil eğitimi alanında kullanılıyor ama bu kelimenin çağrışımları bireylerin öğrenme tutumlarını etkileyebilir. Pek çok kişinin bu süreçte yaşadığı zorluklara tanık oldum.