onedio
Görüş Bildir
Narsistin Gizli Stratejisi: Köpek Islığı (Dog Whistle)
Köpek ıslığı, sadece köpeklerin duyabileceği bir frekansta çıkarılan bir sestir. Etrafındaki insanlar bu sesi fark etmeden, köpek bu sesi duyup sahibine doğru hareket eder ve verilen komutu yerine getirir. Bu yöntem, genellikle sirklerde hayvanları kontrol etmek için kullanılan birçok özel fısıltı gibi işlev görür.Bir narsist de benzer bir strateji izler; köpek ıslığı tekniğini sinsice kullanır. Şimdi, narsistin bu tekniği nasıl geliştirdiğine, ne zaman ve nasıl kullandığına ve mağdurlar üzerindeki etkilerine bakalım:Narsist bu tekniği ilişkinin başlarında kullanmaz çünkü o aşamada sizinle ilgili yeterli bilgiye sahip değildir. Ancak zamanla, narsist sinsice sizin zayıflıklarınızı, travmalarınızı, hassas noktalarınızı ve güvensizliklerinizi gözlemler ve not alır. Bu, kıyafetinizin altındaki yaranın yerini bilip hafifçe dokunarak canınızı yakması gibi bir durumdur. Ancak bunu yaparken masum ve bilinçsiz bir tavır takınır. Çevrenizdeki insanlar ise bu istismarın farkına varmaz.Toplum içinde kimsenin fark etmediği ancak sizin istismar edildiğinizi hissettiğiniz bir an yaşadınız mı? İstismarcı, sorumluluktan kaçmak için ve dikkati başka yöne çekmek için stratejik olarak küçük düşürür. Acıyı sadece mağdur hisseder, diğerleri ise eğlencelerine kaldıkları yerden devam eder. Karşılaştığınız bu tehlikeli stratejinin adı 'köpek ıslığı'dır.
Kafaya Takmayın! Fazla Düşünmenin Sinir ve Strese Sebep Olduğu Kanıtlandı
Beyninizdeki düşünceleri susturmak kimi zaman zorlayıcı olabilir. Bir meselenin sağını solunu, önünü arkasını düşünmeden edemezsiniz. Şimdilerde gençlerin 'overthinking' dediği fazla düşünme sanatının ise sinir ve strese sebep olduğu kanıtladı. Haliyle stres, öfke, fiziksel hastalıklar da kaçınılmaz...Kaynak: The Unpleasantness of Thinking
Mükemmeliyetçilik Kötü müdür?
Ben Profesör Doktor Uğur Batı. Karar Bilimi Uzmanı ve After Parti En Genel Başkanıyım. Daha sorulurken cevaplanamayan soruların köşesine hoş geldiniz.
Birine Güvenebileceğini Bilmenin Yolu, Güvenmektir: Güvene Dayalı İlişkiler Yaşamak Üzerine
“Güvensiz kalplerimizi karaktersiz insanlara borçluyuz!” der Charles Bukowski.Ne gariptir… İnsan güvenmemeyi en çok güvendiğinden öğrenir. Nazan Bekiroğlu, “Ne zaman ki birine güvendik; kolumuz, kanadımız, gönlümüz kırıldı.” diye aktarır. Hiç dağ gibi arkamda dedikleriniz sizi sırtınızdan bıçakladı mı? O bıçağı sırtından çıkarırsın da yarası iyileşir ama geçmeyen yara izi ihanetin anısını yaşatır. Sahi güven tek kullanımlık mıdır? Bir zamanlar dost bildiğini silmek kolay değildir elbet. Dost kazığı yiyen kişi dost bildiğinin yasını tuttu mu bir kere gözleri başka bakar artık. Güven duygusu bir kere kaybedildi mi sonrası hep belirsizliğin şüpheli karanlığıdır. Mağarana çekilirsin her gördüğün gözde yara izinin anısı gelir bulur seni. Şüphe içini kemiren kurt gibi nereye baksan çıkar karşına “buradayım” der. W. Shakespeare de tanımlamıştır bu durumu: “Güven ruh gibidir, terk ettiği bedene asla geri dönmez.” sözleriyle.
Gizli ve Yasak İlişkiler Neden Heyecanlıdır?
“Yasaklar delinmek için vardır.” diye düşünür, hayata karşı daha isyankâr bir bakış açısıyla bakarız. Kimimiz de yasaklara harfi harfine uymaya çalışır ama içimizde derinlerden gelen bir ses, “Girilmez” yazan bir yere girmenin, yapılmaması gereken bir davranışı yapmanın ve kuralların tam tersini uygulamanın zevkinin başka bir yerde olmadığını söyler bize. Sanki o içimizdeki ses, bizi rahat bırakmaz, ikileme düşürür ve kendimizi sorgulatır: “Acaba yapsam mı?” İçimizdeki bu soru, bizi o davranışa daha çok çekerken aynı zamanda içimizde tatlı bir heyecan oluşturur. İçimizdeki bu heyecan ne kadar tatlı gelmiş olsa da kişilerde birçok duygusal etkiye sebep olur.
Alışkanlıkların Metamorfozu: Değişmeye Hazır mısınız?
etiket
Mademki alışkanlıklar, hayatımızın en ileri gelen hakimleridir, öyle ise ne yapıp edip iyi alışkanlıklar edinmeye çalışmalıyız.- Francis BaconHayatımızdan memnun olmadığımızda önce çevremizi ve çevremizdeki insanları değiştirmeye çalışırız. Ancak bu durum istediğimiz şekilde sonuçlanmaz. Çünkü dışarıdan içeriye doğru beklediğimiz değişim bizim kontrolümüzde değildir. Klişe bir söylem gibi gelecek olsa da değişim istiyorsak, buna önce kendimizden başlamalıyız. Her alışkanlık sağlıksız değildir. Ama yaşamınızı olumsuz etkileyen, sizi kısır döngüye sürükleyen alışkanlıklarınızı fark etmeli ve bunları değiştirmek için adım atmalısınız.
Reklam
Kendimize Sormayı Unuttuğumuz Soru: İyi misin?
etiket
Hayatın karmaşıklığı içinde, sevdiklerimize ve yakınlarımıza duyarlı bir şekilde yaklaşmak, anlayışlı olmak, şefkat göstermek için elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Duygularını önemsiyor, içinde bulundukları zorlu koşulları anlıyor, hatalarına anlayış gösterebiliyoruz. Karşılaştığımız zorlu dönemlerde bile, söz konusu değer verdiğimiz insanlar olunca onların içinde bulunduğu durum ve koşullarla empati yapıyor, onlar için ne yapmamız gerektiğini düşünüp duruyoruz. Bizim doğrularımıza ters düşen davranışlarını gördüğümüzde, kendi doğrularımızı bir kenara bırakarak, yüksek bir sabırla onları affetmek için çeşitli yollar ararken buluruz kendimizi. Bunları yaparken herhangi bir zorunluluğumuz yoktur, içten gelen anlayış ve şefkat sonsuzdur. Peki bu sonsuzluğun içinde kendimizi ihmal ediyor olabilir miyiz?
Sesler Kısılsın, Sözler Yutulsun (!)
etiket
İmdat diyemeyenlerin çığlığı, “şiddet”; yolunu kaybetmiş bir ruhun seçtiği çıkış yolu. Başka bir çıkış yolu bulamamışların ise “ben buradayım” deme şeklidir. Göz ardı edilen bir isyan biçimidir şiddet…
Reklam
Depresyonun Bilmediğiniz En Kötü Yanları Bakış Açınızı Tamamıyla Değiştirecek
Günümüzde yaşam oldukça zorlayıcı. Her gün daha çok kötü haber alıyoruz ve günün sonunda moralini yüksek tutmak çok zor olabiliyor. Bugünkü içeriğimizde, depresyon ile yüzleşmiş insanların tecrübe ettikleri en kötü etkilerine bakacağız. Sizin de aklınıza benzer maddeler geliyorsa bizlerle paylaşmaktan çekinmeyin.Dikkat: Bu içerik tıbbi öneri niteliği taşımamaktadır.
Reklam
Anne-Babasından Kopamayan Narsist ve Evliliğe  Zararı
etiket
Narsist kişilik bozukluğu (NKB), bireyin kendini aşırı önemli görmesi, sürekli hayranlık ve ilgi beklemesi, empati yoksunluğu ve başkalarının duygularını anlamada zorluk çekmesi ile karakterizedir. Bu özellikler, evlilik sonrası aile dinamiklerinde karmaşık ve zorlayıcı durumlar yaratabilir. Narsist bir bireyin anne ve babasıyla olan bağını koparamaması, evliliğin ve aile hayatının üzerinde ciddi etkilere sahip olabilir.
Reklam
Reklam
Yapay Zekanın Geleceği ve Psikoterapiye Etkisi
etiket
Terapist: Merhaba, nasılsınız bugün?Danışan: Merhaba, teşekkürler. Bugün biraz gerginim.Terapist: Anlıyorum. Bu gerginlik hissiyatınızla ilgili ne düşünüyorsunuz?Danışan: Çalıştığım projenin stresi altında hissediyorum kendimi. Sürekli endişeli ve yorgunum.Terapist: Bu duygu rahatsız edici olabilir. Nefes almakta zorlandığınızda veya huzursuz hissettiğinizde sakinleşmek için denediğiniz yöntemler var mı?Danışan: Bazen derin nefes almayı deniyorum ama genellikle pek işe yaramıyor. Aklımdaki düşünceleri durdurmak çok zor oluyor.Psikoterapist: Derin nefes almak iyi bir başlangıç. Belki bu konuda size yardımcı olabilecek başka teknikler de keşfedebiliriz. Örneğin, farkındalık ve meditasyon gibi yöntemler stresle başa çıkmada etkili olabilir. Bu tür teknikleri denemek ister misiniz?Danışan: Evet, farkındalık ve meditasyon hakkında daha fazla bilgi edinmek isterim. Belki bu yöntemler bana yardımcı olabilir.Psikoterapist: Harika. Farkındalık, şu anı yargılamadan kabul etmek ve o anın içinde olmak anlamına gelir. Meditasyon ise genellikle belirli bir odak noktasıyla yapılan bir uygulamadır. Başlangıç olarak, her gün kısa süreli farkındalık egzersizleri yaparak başlayabiliriz. Ne dersiniz?Danışan: Bu kulağa iyi geliyor. Nasıl başlayabilirim?Psikoterapist: Başlamak için rahat bir yer bulun ve gözlerinizi kapatın. Nefesinize odaklanarak, her nefes alışverişinizi fark etmeye çalışın. Aklınıza gelen düşünceleri yargılamadan geçip gitmelerine izin verin. Bu egzersizi günde beş dakika yaparak başlayabilirsiniz. İlerledikçe süreyi artırabiliriz.Danışan: Teşekkür ederim, deneyeceğim. Umarım bu stresimi azaltmama yardımcı olur.Psikoterapist: Bunu denediğiniz için teşekkür ederim. Stresle başa çıkmak zaman alabilir, bu yüzden sabırlı olun. Herhangi bir ilerleme veya zorluk yaşadığınızda bana bildirin, birlikte çalışarak daha fazla strateji geliştirebiliriz.
Küçük Değişiklikler Yaparak Stresle Başa Çıkabilmek Mümkün!
Günlük hayatınızda toksik pozitiflik, başkalarının hayatlarıyla kendinizinki kıyaslama ya da yapmanız gereken zorlu görüşmeler gibi sizi huzursuz eden şeylerden uzaklaşmak mutlu olmanıza yardımcı olabilir. Ancak modunuzu yükseltmek için küçük değişiklikler de en az onun kadar önemlidir. Sizlere bu gibi durumları tolere edebilmeniz için hayatınıza dahil edebileceğiniz bazı ipuçlarını sıraladık👇
Şimdinin Aromasını Bulmak
etiket
Her zamanki rutinine başlamanın getirdiği uyuşmuşluk ve isteksizlikle gözlerini açtı. Onu yataktan çıkaracak gücü bulmaya çalışırken düşündü. Hayalindeki iş için çabalamış ve başarmıştı. Ancak içindeki bu boşluk hissi ve mutsuzluk da neydi?
Kötü Hissettiğiniz Günlerle Baş Edebilmeniz İçin Terapistlerin Etkili Yöntemleri
Zaman zaman stresli, düşük enerjili ve yorgun hissedebilirsiniz. İster olumsuz bir durumla başa çıkmaya çalışın, ister sadece düşük bir modda uyanmış olun; zihinsel veya duygusal olarak %100 hissetmemenin hayatın bir parçası olduğunu kabul etmelisiniz.Terapistler de dahil herkes böyle günler yaşar. Gelin birlikte terapistlerin böyle zamanlarda kendileri için uyguladıkları yöntemleri inceleyelim👇Dikkat: Bu içerik herhangi bir sağlık önerisi içermez. Gerekli durumlarda doktorunuza başvurunuz.
Reklam