onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı

Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı

ATKN
15.06.2015 - 11:06 Son Güncelleme: 15.06.2015 - 14:15

Gül ile Erdoğan Arasında Meğer Neler Olmuş Neler? | Murat Yetkin | Radikal

Ahmet Sever 'Abdullah Gül ile 12 Yıl' kitabı ile AKP'li yılları içeriden yazan ilk kişi oldu. Bakalım onun açtığı kapıdan kimler geçecek? Ortaya çıkması gereken o kadar gizli iş oldu ki bu süreçte...

Cumhurbaşkanı Gül, hükümetin genelde dış politikasını, özellikle de Suriye ve Mısır politikalarını doğru bulmuyordu. Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun, sanki Türkiye’den çok Mısır ve Suriye’nin Başbakanı ve Dışişleri Bakanı gibi davranarak çok ileri gittiğini, bunun Türkiye’nin menfaatlerine de aykırı olduğunu, kantarın topuzunun kaçtığını düşünüyordu.

Bunu Davutoğlu’nun yüzüne de birkaç kez söylemişti.”

Bu paragraf meslektaşımız Ahmet Sever’in bugün piyasaya çıkacak “Abdullah Gül ile 12 Yıl” kitabından bana en çarpıcı gelen bölümlerden birisi.

Sever, AB konularında yıllarca uzman gazeteci olarak başarılı bir meslek çizgisi ardından Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı döneminde Abdullah Gül’ün basın danışmanı olarak 2002-2014 arası tam 12 yıl çalıştı; sonra da bu kitabı yazdı.

Kaynak: http://www.radikal.com.tr/yazarlar/mu...
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

RTÜK'te AKP Saltanatı Bitti | Melis Alphan | Hürriyet

Koalisyon ve erken seçim tartışmaları şöyle dursun...

Kesinlik kazanmış bazı şeyler var. 

En basitinden şunu biliyoruz ki... 

AKP artık RTÜK'ü keyfince kullanamayacak. 

*

Yıllardır RTÜK'te AKP'nin 5, CHP'nin 2, MHP ile HDP'nin birer üyesi vardı. Ağırlık AKP'deydi.

15 Temmuz'da 3 üyenin görev süresi dolacak. Boşalan yerler için seçim, yeni parlamentonun sayısal aritmetiğine göre yapılacak. 

Her halükârda AKP'nin üye sayısı 4'e düşüyor.

Yani AKP RTÜK'teki çoğunluğunu kaybediyor.

*

Hayatımızda neler mi değişecek?

Bir kere, medya daha özgür olacak.

Mesela, Gezi Parkı eylemleri bugün oldu diyelim...

Muhalif yayın yapan Hayat televizyonu 'lisansı olmadığı' gerekçesiyle kapatılmaya çalışılmayacak.

Kaynak: http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/m...

Suriye Sınırında Ne Oluyor, Türkiye'yi Nasıl Etkiler... | Mete Çubukçu | Diken

Suriye’de yeni gelişmeler var. Bu gelişmeler ülkede son raunda girişin de habercisi gibi. Aynı gelişmeler, Türkiye’de siyaseti, koalisyon tartışmalarını ve partileri doğrudan ilgilendirme kapasitesine sahip.

Bunlardan biri ve önemlisi Tel Abyad’la ilgili. Anlatalım.

İşin sıcak kısmı şu: Suriye’nin kuzeyinde Kürt silahlı güçler yani YPG, Kobane ile Cizire kantonları arasındaki Tel Abyad’da IŞİD’e karşı savaşıyor, ABD de havadan vuruyor. YPG’nin yanında ÖSO’dan küçük bir birlik de var (zaten ÖSO’nun tek mevcudiyeti burada ).

IŞİD buradan sökülürse ki öyle görünüyor, Suriyeli Kürtler Kobane ile Cizire kantonu arasındaki kopukluğa son verecek, bu başlıbaşına önemli.

Dahası, İŞİD’de Türkiye sınırından uzaklaşmak zorunda kalacak.

Türkiye sınırındaki tehlikeyi YPG ve ABD temizliyor gibi görünüyor. Böylece IŞİD daha zor durumda kalacak. Görünen o ki Tel Abyad IŞİD’in elinden çıkacak.

Kaynak: http://www.diken.com.tr/suriye-siniri...

Abdullah Gül'lü Senaryolar | Abdülkadir Selvi | Yeni Şafak

Seçim gecesinden itibaren gözlerin üzerine çevrildiği isimlerden birisi 11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül oldu.

Seçim gecesi Başbakan Davutoğlu'nu Çarşamba günü ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı arayan Gül'ün nasıl hareket edeceği merak konusu oldu.

Gül'ün, AK Parti Genel Başkanlığı için harekete geçebileceği yönünde sinyaller vermesi. 

Seçim sürecinde, “Erdoğan ve Davutoğlu ile üçlü fotoğraf vermeniz, seçimlerde AK Parti'ye katkı sağlar' tekliflerini hayata geçirmemesi, Kayseri mitingi ve İstanbul'daki Fetih şöleninde üçlü görüntü vermekten kaçınması gündeme taşındı. “Keşke cesaretlendirici desteğini AK Parti'nin en çok ihtiyaç duyduğu seçim kampanyası sırasında verseydi' sitemlerine yol açtı.

Gül'e partinin sana ihtiyacı olduğu bir sırada meydanda yoktun denilmek istendi.

Kaynak: http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/...

‘Yeter ki AKP’yle olmasın’ | Pınar Öğünç | Cumhuriyet

Ankara’da büyümüş bir çocuk olarak, şimdi CHP’nin İzmir milletvekili sıfatıyla gideceği Meclis’i hiçbir zaman ürkütücü bir yer gibi hissetmemiş. Ama Zeynep Altıok (Akatlı) Meclis kapısından girdiği ilk günü de iyi hatırlamıyor. Terörden Kaynaklanan Yaşam Hakkı İhlallerini Araştırma Komisyonu’ndan, Sivas katliamında öldürülenlerden şair Metin Altıok’un kızı olarak dinlenmek üzere davet alıyor. Oysa komisyondaki AKP’li milletvekillerinin sorularıyla bir tür sorguya dönüyor yaşadığı. AKP milletvekili Oya Eronat “Keşke Aziz Nesin konuşmasaydı da babam ölmeseydi dediniz mi?” diyor mesela. “Niye bu kadar önyargılısınız?” diye soruyor Mehmet Metiner. Meclis’e diğer iki gidişi de parçası olduğu Toplumsal Bellek Platformu’nun taleplerini iletmek için zaten.

Yemin etmeden vekilliğe başladı sayılır. Seçim sonuçlarının “yeni Türkiye”yi işaret etmesinin ardından Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan “HDP bundan sonra çözüm sürecinin ancak filmini yapar” demişti.

Kaynak: http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazi...

FBI Genç Müslümanları Tuzağına mı Düşürüyor? | Erik Love | Al Jazeera Turk

FBI, terörle mücadele programı kapsamında her yıl milyarlarca dolar harcayarak binlerce muhbir görevlendiriyor. Büro, bu çalışmalar sayesinde kanlı terör saldırılarının önlendiğini öne sürse de, asıl amacın Müslüman Amerikalı gençleri terör komplosu tuzağına düşürmek olduğunu söyleyenler de var.

2 Haziran'da ABD'nin Boston kentinde polis ve Federal Soruşturma Bürosu (FBI), Usame Rahim isimli 26 yaşındaki siyah Müslüman bir gence yaklaştı ve ardından Rahim'i öldürdü.

FBI'ın iddiasına göre, vurulduğu esnada elinde büyük bir bıçak taşıyan ve bu nedenle de kamu güvenliği açısından mutlak bir tehdit teşkil eden Rahim, IŞİD gibi şiddet dolu bir eyleme imza atarak polis memurlarının kafasını kesmeyi planlıyordu. İddianamede Rahim'in FBI terörle mücadele birimi tarafından kaydedilen bir telefon görüşmesinde ölümcül planından bahsettiği belirtiliyordu.

Kaynak: http://www.aljazeera.com.tr/gorus/fbi...
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Karne Alamaz Ölü Çocuklar! | Enver Aysever | BirGün

Bergama’ya doğru yolculuk ediyoruz. ‘Aykırı Kumpanya’ ekibiyle Susurluk’ta mola verdik. Hemen ardımızdan bir otobüs yanaştı, içinden yorgun, dirençli insanlar indi. Hemen seçtik Gülsüm Elvan’ı aralarından. Abdocan’ın sürgüne gönderilen davasından dönüyordu güzel insanlar. Adalet arıyorlardı. Adalet? Evlatları çalınmış anaların acısını dindirir mi adalet? İtiraf edeyim inancım yoktur bu adalete…

Rahatsız etmemek için yanlarına gitmedim önce. Belki bu kanayan yüreğe pansuman yapacak gücüm olmadığından ya da artık çok geç kaldığımız için, hepimiz… Genç bir kadın geldi yanıma. Uyardı sanki. Haklıydı gitmeliydim Gülsüm Ana’ya… Kucaklaştık. Kara gözleri kocaman olmuş, acısıyla sulanmış ve keder taşıyordu. Hırs, öfke ve acı iç içe geçer bazen. Bir ana, başka bir ananın acısına ortak olmak için düşmüş yollara. Soluksuz konuştu kadın. Sözcükler kendi sıralarını bularak aktılar. Yerli yerinde…

Abdocan’ın anasını tanıdım. Antakya’da onunla da kucaklaştık. Mahkemeye gelecek ne dermanları kaldı, ne bu yükü taşıyacak parası var artık ailenin. Abdocan’ın ağabeylerine 17 dava açıldı. Sanki katil onlar! Memleketi terk etti eve ekmek getirecek olan gençler. Kardeşlerinin sızısı yüreklerinde, gurbete gittiler. Bilerek kaçırıyorlar davaları.

Kaynak: http://www.birgun.net/haber-detay/kar...

Akçakale'de Neler Oluyor? | Mehveş Evin | Milliyet

Ancak kalbi taş bağlamış olanlar, IŞİD’den kaçarak Akçakale sınırına yığılan sivillerin silah ve tazyikli su marifetiyle geri püskürtülmesine ses çıkarmaz...

Ancak inkârı benimseyen bir siyasi irade, “Orada insani kriz yok” açıklamasını yapar.

Ancak emeli farklı olanlar; binlerce kadın, erkek, çoluk çocuğun arasında, ellerinde uzun namlulu silahlarla sırıtarak dolaşan IŞİD militanlarından rahatsız olmaz.

AFP’den Reuters’e, AA’dan DHA’ya, ajansların Akçakale’den dünyaya geçtiği görüntüler, her şeyi anlatıyor... 

Aslında her yayın kuruluşunun orada en az bir muhabirinin olması gerekir; malum Ortadoğu’yu cayır cayır yakan savaş, sınırımızda!  

IŞİD’in dünyaya  açılan kapısı 

BM rakamlarına göre, 4 yılda 1 milyon 698 bin Suriyeli’yi sığınmacı olarak kabul eden Türkiye, Tel Abyad’dan (Kürtçesi Gre Spi) kaçan sivillere sınırını kapattı.

Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/akcakale-d...

Gül'e Sorma, O Bilmez… | Umur Talu | HaberTürk

“Gül’ün kitabı”nı yazan Ahmet Sever’i severim; yıllarca birlikte çalıştık. Yurtdışında önemli, ciddi muhabirlik yaptı.

Artık yurtdışı muhabirleri dahi kalmamış gazetecilik işte!

Fakat gazetecilerin siyasilerle (ayrıca iş dünyası, kulüp başkanları, polis şefleri, paşalar vb.) yakın olmasını sevmem.

Danışmanlık yapmalarını da sevmem; açıkça yapılanlar da hoşuma gitmez. Gizli yapanlardan da nefret ederim. Tanıdığınız nice ismin yaptığı budur. Bazıları danışmanlık bir yana, soru dahi soramadan kulluk yapar. Daha da çok iğrenirim!

Ahmet Sever, Abdullah Gül’e yıllar boyu açık danışmanlık, yoldaşlık, sözcülük yaptı.

Bir gazetecinin tercihi buysa, saygı duyarım.

Ama o artık gazeteci değildir.

Hem öyle hem böyle olmaz.

Kaynak: http://www.haberturk.com/yazarlar/umu...

15-16 Haziran’ın 45. Yılında Metal İşçisinin Dikkatine! | İhsan Çaralan | Evrensel

Bugün, Türkiye işçi sınıfının büyük 15-16 Haziran direnişinin 45. yılı.

Evet, işçi sınıfının tarihinde iz bırakan büyük olayların dersleri, sınıfın her ileri atılışında mücadeleye ışık tutar. Bu ışık bazen bir projektör gibi mücadelenin karmaşıklığı içinde her şeyi aydınlatır, gerçekleri açık seçik görmemize yardımcı olur. Bazen de küçük bir aralıktan sızan bir hüzme olarak belli belirsiz bir görüş için yardımcı olur.

İşçi sınıfımızın 15-16 Haziran direnişi, özellikle de bu direnişin üstünde yükseldiği 1967-70 arasındaki büyük işçi mücadelesinin ortaya koyduğu gerçekler, bugün metal işçilerinin başkaldırısına projektör etkisinde bir ışık tutacak mahiyettedir dersek abartı yapmamış oluruz.

İçinden geçtiğimiz dönemden bakıldığında, bugün hatırlamamız gereken en önemli derslerden birincisinin, “işçi inisiyatifinde bir mücadelede ısrar” olduğudur. Yani mücadelenin taleplerine, o taleplerin elde edilmesinin nasıl gerçekleşeceğine işçi yığınlarının kendi iradeleriyle karar vermesidir. Eğer sendikal harekette işçilerin inisiyatifi yoksa başarılı olunamaz.

Kaynak: http://www.evrensel.net/yazi/74261/15...
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam