Görüş Bildir

Abdulkadir Selvi Haberleri

Abdulkadir Selvi ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Abdulkadir Selvi ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

CIA Erdoğan'a Gülen Cemaati İçin Ne Teklif Etti?
Yeni Şafak gazetesi Ankara Temsilcisi Abdulkadir Selvi , CIA Başkanı David Petraeus 'un Türkiye ziyareti esnasında Başbakan Tayyip Erdoğan 'la bir görüşme gerçekleştirerek, 'Siz İsrail'in özrünü kabul edin, biz de sizin cemaatle ilişkilerinizi düzenleyelim' teklifinde bulunduğunu, Erdoğan'ın bu teklif karşısında 'Bu kadar mı içli dışlılar' diyerek olumlu ya da olumsuz hiçbir yanıt vermediğini öne sürdü.Gülen cemaati lideri Fethullah Gülen hakkında başlatılan inceleme sonrası Başbakan Tayyip Erdoğan 'ın talebiyle 'Amerika'dan iadesi' iddialarına ilişkin, bu görüşmeyi referans gösteren Selvi, 'ABD, Fethullah Gülen'i iade eder mi sorusuna bir de bu pencereden bakın istedim' ifadelerini kullandı.Abdulkadir Selvi'nin Yeni Şafak gazetesinde '1981 yılıydı.Gri bir şehir olan Ankara, daha da griydi.Maltepe'den Tandoğan'a yürüyordum.Arananların isimleri ve fotoğraflarının bulunduğu afişler, 'Aranıyor' diye elektrik direklerine asılmıştı.Fethullah Gülen'in fotoğrafını ilk olarak orada gördüm.Sağdan soldan arananlar arasında Gülen'in ismi ve fotoğrafı da yer alıyordu.İçim sızlamıştı.Başbakan'ın, ABD'den, Gülen'in iadesini istemesi karşısında karışık duygular yaşadım.Bir kez daha, birkaç ay içerisinde nereden nereye gelindi diye muhasebe yaptım.Peki Gülen'in iadesi konusunda başlamış bir çalışma var mı?Bu açıdan dünkü MGK toplantısı çok önemliydi.Daha önce, 'Mücadelemi kendim yaparım' diyen Başbakan, dinlemelerin ulusal güvenliği tehdit edecek noktayı çoktan aştığını görünce, bu direncinden vazgeçti.MGK kararı ondan sonraki adımdı.Dün de MGK toplantısının devam ettiği saatlerde, Gülen hakkında darbeye teşebbüsten soruşturma açıldı.Darbeye teşebbüs ABD ile Türkiye arasındaki suçluların iadesi anlaşmasının kapsamına giriyor.Bunu belirtmekle birlikte, ABD'nin, Gülen'i iade etmesi bekleniyor mu?Önce bir anekdot aktaracağım.'CIA Başkanı David Petraeus İstanbul'dan rüzgâr gibi geçti. Niyeyse, CIA Başkanı'nın bu defaki gelişi olağanüstü sessiz gerçekleşti'CIA Başkanı Petraeus'un ziyaretiydi bu.Taha Kıvanç, 'Petraeus'un aslında iki duraklı bir gezi için bölgemize geldiğini neden kimse fark etmemiş? Oysa Petraeus İstanbul'da yaptığı görüşmelerden sonra uçağının istikametini ikinci durağı Tel Aviv'e çevirtti' diye uyarıyordu.Bu süreci iyi koklayan isimlerden birisi de Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can'dı.Bu kulisin doğruluğu, İsrail'in özür dilemesiyle ortaya çıktı.Eyüp Can, yazısını, 'Fehmi Koru'ya haber vereyim istedim. İsrail bu kez özür dileyecek' diye bitiriyordu.Ben de size haber vereyim istedim, bu görüşmenin sır gibi saklanan bir ayağı daha var. O boyutunu birkaç kaynaktan teyit etmeye çalıştığım için ancak bugün yazabiliyorum.CIA Başkanı, bu ziyaretinde ısrarla Başbakan'la görüşmek istiyor. Ancak Başbakan biraz mesafeli davranma adına, görüşmeye istekli gözükmüyor. Talepler artınca, 'Hep aynı şeyler konuşuluyor' diye geri çeviriyor. Ancak, 'Efendim size söyleyeceği çok önemli bir şey varmış' denilince kabul ediyor.Görüşmenin ilk 20 dakikasında Petraeus, çok önemli bir şey söylemiyor. İsrail'le özür konusunu açıyor, bilinen istihbaratçı değerlendirmelerinde bulunuyor. Başbakan bunun üzerine, 'Hani çok önemli bir şey söyleyecekti' havasında baktıktan sonra kısa bir süre daha dinlediği konuğuna, görüşmenin bittiğine dair vücut diliyle bir mesaj veriyor.Petraeus bu sinyali alıyor tam kalkmak üzereyken, 'Aslında ben size çok önemli bir şey söyleyecektim' diyor. Başbakan, 'Zaten görüşmeyi bunun için istemiştiniz' diye baktıktan sonra, 'Sizi dinliyorum' karşılığını veriyor.CIA Başkanı Petraeus, 'Siz İsrail'in özrünü kabul edin, biz de sizin Cemaat'le ilişkilerinizi düzenleyelim' diye teklifte bulunuyor.Başbakan, 'Bu kadar mı içli dışlılar' demekten kendini alamıyor ama CIA Başkanı'na olumlu ya da olumsuz hiçbir yanıt vermiyor.Dikkat edin.Beddualar edilmemiş, Haşhaşi lafları söylenmemiş.AK Parti ile Cemaat'in arası, şeker renk ama bu henüz dışarıya aksetmemiş.CIA bile biliyor. Hem de aranızı düzeltelim diye bizim Başbakanımız'a teklifte bulunuyor.ABD, Fethullah Gülen'i iade eder mi sorusuna bir de bu pencereden bakın istedim.
Hayrünnisa Gül: 'Asıl İntifadayı Ben Başlatacağım'
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrunnisa Gül, dün gece düzenlenen davetin ardından yaptığı ağır açıklamalar tartışılıyor. Hayrunnisa Gül'ün Yeni Şafak gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi’ye “Sizinle tokalaşmak istemiyorum, size çok kırgınım” şeklindeki tepkisi ve olayın perde arkasını Radikal gazetesi yazarı Murat Yetkin kaleme aldı. İşte Murat Yetkin'in o yazısı Cumhurbaşkanı Gül tepkisini perdeliyor, eşi ise 'Bizi en çok üzen dindar Müslüman camiadan yapılan saldırılar oldu' diyor. Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığından kırgın ayrılıyor. 19 Ağustos 2014 akşamı Çankaya Köşkü’nde verdiği veda resminde bunu gayet dolaylı olarak şöyle ifade etti, gazetelerde okudunuz: “Bir taraftan benim cumhurbaşkanı olma sürecimde ‘Aman bu adam cumhurbaşkanı olmasın’ diyenlerin, şimdi parti kurdurması, başka cephelere çekmesi; onu gördüm. Bir taraftan da bizim cenahtan yapılan epeyce, doğrusu saygısızlıkları da gördüm bu son süreç içinde.” Bu iki cümle iyi tahlil edilmeli. İlk cümle, adeta Gül’ün nezaketi elden bırakmama ve siyasi ahde vefa gayreti içinde ikinci ve asıl cümleye dayanak olsun diye söylenmiş izlenimi veriyor. Çünkü ilk cümlenin muhatapları zaten kendisinin de söylediği gibi 2007’deki seçilmesi sürecinden bu yana siyaseten onun yanında olmayan çevreler. Bugün belki fırsatçı çizgiye kaymalarını da Gül “doğal” karşılıyor. Ama ikinci cümlede, Gül’ü asıl “dostun attığı gülün” yaraladığını okuyabiliyoruz, Pir Sultan Abdal’ın dediği gibi; “Bizim cenahtan yapılan saygısızlıklar” ifadesini başka türlü okumak mümkün değil. Gül’ün vurguladığı, “Bu son süreç içinde”, yakın mesai arkadaşları da, Ekonomi Baş Danışmanı Ahmet Ertürk’ten, Basın Baş danışmanı Ahmet Sever’e kadar Gül’ün “cenahı” tarafından adeta hedefe kondu. Gül dün onlara sahip çıkarken de sitemkârdı: “Çevremdeki herkes nihayet görevini yapıyordu. Profesyonelce işlerini yaptılar. Bazı şeyler atfettiler, aslı astarı olmadığı halde…” 'Bizim cenaha yeni girenler…' Gül’ün kendi cenahına ki bununla “programını hazırladığı” AK Parti cenahını ima ediyordu, başka sitemleri de oldu: “Bizim cenaha yeni giren veya geçmişi çok iyi bilmeyenler bu konuda ancak günlük konuşurlar. Onlara da söyleyeceğim, demin söylediğim kadarını söyleyeyim, yani saygısızlıklarını hatırlatmış olayım ve o kadarla geçeyim.” Hayrunnisa Gül'den Selvi'ye: 'Elinizi sıkmak istemiyorum' Kurucusu olduğu AK Parti’ye dönüşü konusunda sorular gelince, Dışişleri Bakanı olduğu dönemde son Osmanlı şehzadesi Ertuğrul Bey’le olan bir hatırasını anlattı. Ona neden Türk pasaportu için başvurmadığını sorunca, “Almak için müracaat etmek ve Türk olduğunu söylemek gerekiyor. Ben hepinizden daha çok Türküm” demişti. Ertuğrul Osmanoğlu, Türk olduğunu soru üzerine söylemek zorunda kalmayı kendisine yedirememişti; Gül de şimdi AK Parti’ye üyeliğini sorgulayanlara adeta, “Hepinizden çok AK Partiliyim” demek istiyordu. Gül, kırgınlığı ile “davasını” birbirinden ayırmaya gayret ediyordu. Mesela seçilmiş-Cumhurbaşkanı ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 21 Ağustos’ta açıklaması beklenen AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan tercihi olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ismini resmen zikreden ilk ağız Gül oldu. Hem de, “Siyasete ve devlet hayatına kazandıran benim” diye övünç payı çıkararak. Ama partiye dönüş ve oradan gelen 28 Ağustos sonrasına dair sorular, Gül’ü de germeye başlamıştı. Bunu fark eden Ahmet Sever’in uyarısı ile soru-cevap faslı bitti, toplu hatıra fotoğrafı çekilmesi için gazeteciler Gül çiftinin etrafında dizilmeye başladı. Gül’ün dolaylı cümlelerle bastırmaya çalıştığı gerilim, fotoğraf çekiminin hemen ardından açığa çıktı. Hayrunnisa Hanım'ın tepkisi Hayrünnisa Gül, veda için sıraya giren gazeteciler arasındaki Yeni Şafak gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi’ye “Sizinle tokalaşmak istemiyorum, size çok kırgınım” dedi. Bu tepki ortamı buza kesti. Hayrünnisa Hanım daha sonra gazeteci çemberinden dışarı çıkmak için hamle yaptığında karşısına ATV Ankara temsilcisi Mehmet Akarca çıktı. Hayrünnisa Hanım ona da, “Hep akıl veriyordunuz. Şimdi de bir akıl verin. Bakıyorum fotoğrafta herkesle birliktesiniz” tepkisini gösterdi. Bayan Gül daha sonra o gruptan koparak eşini beklemeye başladı. Ama aile dostları ve AK Parti milletvekili Nursuna Memecan, Sever ve benim bulunduğum daha küçük bir grupla sohbetinde tepkisinin fevri değil derin olduğu görülüyordu. Aslında o anda yazılmamak üzere sohbet çerçevesinde geçen ve bir kısmını bazı meslektaşların da duyup 20 Ağustos gazetelerinde yer verdiği sözlerinin tamamını, daha sonra yazma izni aldığım için aktarıyorum: • Bizi çok üzdüler. Şimdi fotoğrafta yer almak için yarışıyorlar. İnsan kendisine zor hâkim oluyor. Bizi hiçbir şey görmüyor, bilmiyor, farkında değiliz mi sanıyorlar? Her şeyin farkındayız. Abdullah Bey kibarlığından bir şey söylemiyor. Kendisine çok yanlışlıklar, çok saygısızlıklar yapıldı. Bazı günler ben okuyup üzülmeyeyim diye gazeteleri önümden alıyordu. Ben girip hakkında yazılanları okumayayım diye interneti kapattığı zaman oldu. • Bir turnusol döneminden geçiyoruz. Herkesin ne olduğu ortaya çıkıyor. Neler yazıldığını gördük! Neler söylendiğini gördük! Bizi en çok üzen de özellikle son yılımızda bizim camiadan, dindar Müslüman camiadan yapılan saldırılar oldu. Bu süreçte bazı yaşadıklarımızı, 28 Şubat döneminde benim başörtümün tartışıldığı günlerde bile bu kadarını görmedik. • Bizi kaç yıldır tanıyorsunuz; çizgimizde bir değişiklik oldu mu? Hayır. Bir de etrafımızdakilerin geçirdiği değişime bakın. Neler yazılıyor, söyleniyor, insan inanamıyor. Ben her şeyi biliyorum. Şimdi ben de susuyorum, ama fazla susmayacağım; asıl intifadayı ben başlatacağım. Fazla uzatmaya gerek yok; intifada sözü zaten hissiyatı açıklıyor. Gülleri dostun attığı güller (ki bazıları gülden çok taş sayılabilir) yaralamış ve yeni kurulan gül bahçesi de dikensiz olacağa pek benzemiyor. İzleyip göreceğiz. Kaynak: CNN Türk
Karaca, “Niyetim Yoktu“ Dedi ama Gül'e Adeta 'Saydırdı'
Cumhurbaşkanı abdullah Gül'ün veda resepsiyonunda eşi Hayrunisa Gül'ün 'intifada' çıkışı yapmasının yankıları sürüyor. Başbakan Erdoğan'a yakınlığıyla bilinen Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, Hayrunnisa Gül ile ilgili yorumlarına devam ediyor. Karaca, bugünkü köşesinde Gül'ü sert sözlerle eleştirdi. Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca bugünkü ' Hiç niyetim yoktu ama artık şart oldu' başlıklı yazısında Hayrunisa Gül'i eleştirdi. Karaca yazısında Gül'den 'O gece kendisini tutamayan kadın' diye bahsetti. Karaca, cumhurbaşkanı Abdullah Gül için 'şimdiye kadar hakkında olumlu ifadeler kullanan, birleştirici ve denge unsuru olmaktan yana olan profilini saygıdeğer bulduğunu' söyleyerek resepsiyonda yaşanan olayın kendisi dahil birçok kişiyi 'yok artık' eşiğine sürüklediğini yazdı. Karaca, 'resepsiyonda verilen o resim olmasa böyle bir yazı yazmaya niyetim yoktu' dedi. Karaca, Abdullah Gül'ün serzenişinin hedefinde AKP'nin olduğunu belirterek 'Ne kadar Erdoğan karşıtı varsa hepsini taltif etmişti. Gezi’de “Mesajı aldık” diyerek kimi vandallara karşı Erdoğan’ı yalnız bırakmıştı. “Faiz lobisi”, “kökü dışarda paralel yapı” gibi Erdoğan’ın meydan meydan gezerek inşa ettiği argümana bir çırpıda “Üçüncü dünyacı yaklaşım” diyerek yine muarızlara destek vermişti. “Çankaya dinlenmiyor. Dinleniyorsa da utanacak işimiz yok” diyerek dinlemeleri organize eden yapıyı memnun etmişti. Yine de sitemkârdı. Ve fakat bu da normaldi. Kırıldığını düşünen birine “Hayır kırılmadın” denmezdi. İş orada kalsaydı, herkes “mesajı alırdı”. Bu süreçte edepsizlik yapan amacı aşan goygoylara savrulan her kimse, bu ayıptan aldığı pay nispetinde suçlanırdı. Ama öyle olmadı.' diye yazdı. Abdullah gül'ün eşinin üzülmemesi için interneti kestiğinden söz eden Hayrunisa Gül'ün, Gül internet yasasını onayladığında Twitter'da başlatılan 'unfollow kampanyası'na değinmediğine dikkat çeken Karaca şöyle devam etti: Arkasına Murat Yetkin’i alarak AK Parti’ye ve bilhassa Erdoğan’a yakın medyayı şikâyet ediyor, Abdülkadir Selvi’nin elini sıkmıyor, “Size çok kırgınım” diyerek arkasını dönüyor ve üzerinde kendi isminin de bulunduğu bir davetiye ile oraya çağrılmış olan Selvi’yi refüze ediyor. İki bini aşmış ve daha cesedi soğumamış Gazze şehitlerinin artık bir can taşımayan soluk gözlerine bakarak “İntifada başlatacağım” diyor. Tüm yaptığı; köşkü tanrılar katından indirip siyasi bağlamda “Gül bundan böyle nerede durur, Çankaya’ya çıkacak olan Erdoğan ile anlaşır mı, anlaşamaz mı?” üzerinden analiz ve eleştiri yapmak olan medyayı -tabii Erdoğan’a yakın duruşa sahip medyayı- “İsrail” zulmü ile özdeşleştiriyor. Garip değil mi? Bütün bunları çok anlayışlı, çok hoşgörülü, çok demokrat sıfatlarıyla mücehhez hale getirilmiş Gül soyisminin adı altında yapıyor. Bu efsanevi Gül hoşgörüsünü Erdoğan’a karşı kullanılan bir silah haline getirmiş olan anti-Erdoğanistler de buradaki tolerans yoksunluğunu görmekten ve değerlendirmekten aciz, Hayrünnisa Hanım’a övgüler diziyor. Ne yapmış peki bu medya, köşe yazarları? Epey baktım. Sosyal medyadaki birkaç hesabın yazdığı olumsuz ve incitici yorum dışında, tahkir edici herhangi bir köşe yazısına ya da habere rastlamadım. Kulis ve lobilerde de, Davutoğlu taraftarlarının dahi Gül’ün itibarının zedelenmemesi gerektiğine, saygısızlığın hoş olmadığına dair yorumlar yaptığına ise bizzat tanığım. İçinde azıcık adalet duygusu bulunanları çileden çıkaran “son noktayı” ise Muharrem Sarıkaya’nın aktardığı ifadeler ile koydu Hayrünnisa Gül. Cümle şöyle: “Daha bugün 7 tablo astım; eğer buraya (Köşk) zarar verecek davranışları olursa karşılarında beni bulurlar” (HTGazete / 21.08.2014) Allah aşkına, şimdi Erdoğan Ailesi çıkıp “28 Şubat’ı yapanlar bile böyle davranmamıştı” dese haksız mı olurlar? Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün veda resepsiyonunda eşi Hayrunisa Gül, AKP'nin Gül'e kapılarını kapamasının ardından resepsiyonda sessizliğini bozmuştu. AKP'ye yakın çevreler tarafından Köşk ekibi hakkında yazılanlaru bildiğinisöyleyerek 'Ben herşeyi biliyorum. Şimdi ben de susuyorum, ama fazla susmayacağım. Asıl intifadayı ben başlatacağım' demişti. First Lady Yeni Şafak gazetesi Ankara Temsilcisi Abdulkadir Selvi'nin elini sıkmamıştı.Haberartıbir
Hayko Bağdat'tan Abdülkadir Selvi'ye: "Acılarımızı Meze Yaptınız"
Abdulkadir Selvi'nin Şirin Payzın'ın sunduğu Ne Oluyor? programında 'Hayko Bağdat sen Hrant Dink'in suikastinde suçlanan Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer'i savunanlarla aynı programı yapmaya devam et' sözleri tansiyonu bir anda yükseltti. Hayko Bağdat'în Selvi'ye yanıtı sert oldu. Bağdat 'Bu düzeye düşmeyin. Yaptığınız hakaret ve iftira. Ramazan Akyürek siyasi iktidarınızın baş tacı yaptığı Hrant Dink cinayetinin baş şüphelilerinden biridir. Engin Dinç gibi. 8 yıldır baş tacı ettiğiniz bu bürokratlar bizim 8 yıldır adını meydanlarda bağırdığımız isimlerdir. Bunu hesabını verin' diye konuştu.CNN Türk
Davutoğlu: 'En Son Seçenek Azınlık Hükümeti Denenebilir'
Başbakan Ahmet Davutoğlu, koalisyon turları sırasında HDP ile görüşme konusunda olumlu bir sinyal vererek 'Yüzde 13 oy almış bir partiyle görüşmem diyemem.' dedi.HaberTürk kanalında gündeme iliişkin değerlendirmelerde bulunan Başbakan Davutoğlu, 'HDP'nin kapısını çalacak mısınız?' sorusuna; 'Bana görev verildiğinde, bu görev için bütün partilere ziyaret yapmam gerekiyorsa, ki doğru olan budur bunu yaparım. Koalisyon kurup kurmama konusu ayrı bir değerlendirme, siyasi bir değerlendirmedir. Teamüllerin gereği olarak, Türkiye'de halkın verdiği oylara saygının bir gereği olarak yüzde 13 oy almış bir partiyle görüşmem diyemem' dedi.'Tekrar seçim milletvekillerine de haksızlık olur' diyen Davutoğlu, 'Türkiye'nin bu kadar kritik bir ortamda hükümetsiz kalmaması için en son şeylerden biri olarak azınlık hükümeti denenebilir' ifadelerini kullandı.Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları:Süleyman Demirel'in vefatıAllah rahmet eylesin. Ailesine, milletime taziyelerimi sunuyorum. Sayın Demirel Türk siyasi hayatında cumhuriyetin ikinci nesli diyebileceğimiz bir anlamda demokrasi ve kalkınma denklemi içinde çok önemli, hayat çizgisi de Türk siyasetine damgasını vurmuş önemli bir isimdir. Siyasetimize üslup incelikleri katmıştır.'Halkın mesajını anlamak gerekiyor'Siyasi ve sosyal hareketler de kişiler gibidir. Siyasi hareketler de belli aralıklarla kendi içinde muhasebe hesabı olur. Aslında 4 yılda bir de halk bir anlamda sizi bu muhasebeye teşvik eder. Bizim halkın verdiği karar karşısında yukarından bir tavırla 'sen yanlış karar verdin, hadi bir daha deneyelim' demek yerine o halkın mesajın anlamak gerekiyor.''Yüzde 41'e inmişsek bunu değerlendirmemiz lazım'Yüzde 41 bir başarıdır. Yüzde 41'e inmişsek bunu değerlendirmemiz lazım. MKYK toplantısında, MYK toplantısında, il başkanları hepsinde bu konuyu açtık. Çok detaylı olarak bunun tahliline girmemiz mümkün olamazdı, bizim birinci görevimiz hükümeti kurarak bu yeni şartlarda neler yapacağımızı ortaya koymak. Acaba halk ile yürüyüşümüzde bir açı mı oluştu? Bu önemli. Nerede eksikler var, bunu anlamanın yollarını bulmak zorundayız.12 yıl süren sürekli bir başarı hikayesinin arkasında aşırı bir özgüven oluşma ihtimali vardır. 12 yıllık güç kullanımında bazı yanlış anlaşılmalar olabilir. Çok geniş bir cepheyle mücadele ettik. Neler yapıldığını herkes görüyor. Yine de biz kendi içimize bakmalıyız.' O kitabı ciddiye almıyorum'Davutoğlu, cumhurbaşkanlığı döneminde Gül'ün danışmanlığını yapan Ahmet Sever'in 'Abdullah Gül ile 12 Yıl' kitabı ile ilgili olarak ise;Kitabı okumadım, basına yansıyan şeyleri gördüm. 1986’da yazdığım bir makale var hatıratlar üzerine. Ben kitapta 3 unsuru ararım:Sürecin anlatılması. Süreç içerisinde çok olay yaşanır onların iyi anlatılması. Sahici olması. 12-15 yıl içindeki binlerce olayın bazılarının seçilip, tek taraflı anlatılması. Test edilmesi mümkün olmaması. Dolayısıyla muhatapta sahici intibası uyanması lazım ve kişilerin o kişilere uygun olması…Tek taraflı anlatım, karşı taraf yalanladığında çöker.  Zamanlaması ikna etmiyor. Ciddiye almıyorum.
Erdoğan Toplantıya Hangi Gazetecileri Çağırdı?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Dolmabahçe Ofisi'nde gazeteci ve yazarlarla buluştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , Dolmabahçe Sarayı'ndaki çalışma ofisinde gazeteci ve yazarları ağırladı. Toplantıya katılan gazeteciler arasında Milliyet gazetesi yazarı Fikret Bila, Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç, Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi gibi çok sayıda gazeteci yer aldı. Toplantıya katılan isimler Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son günlerdeki gelişmelerle ilgili olarak gazeteci ve yazarlarla bir araya geldi. Toplantıya şu isimler katıldı: Yasin Aktay (AKP MKYK Üyesi )Nuh Albayrak (Türkiye gazetesi Yayın Yönetmeni)Hakan Albayrak (Star Gazetesi yazarı)Mehmet Barlas (Sabah Gazetesi yazarı)Ali Bayramoğlu (Yeni Şafak gazetesi yazarı)Akif Beki (Hürriyet Gazetesi yazarı)Fikret Bila (Milliyet gazetesi yazarı)Vedat BilginAli Bulaç (Zaman gazetesi yazarı)Elif Çakır (Star Gazetesi yazarı)Osman Can (Star gazetesi yazarı)Yusuf Ziya Cömert (Star gazetesi yazarı)Ersoy Dede (Yeni Akit Gazetesi yazarı)Ergün Diler (Takvim Gazetesi yazarı)Abdurrahman Dilipak (Yeni Akit gazetesi yazarı)Sibel Eraslan (Star Gazetesi yazarı)Doğu Ergil (Bugün Gazetesi yazarı)Markar Eseyan (Yeni Şafak Gazetesi yazarı)Gülay Göktürk (Bugün gazetesi yazarı)Turgay Güler (Akşam gazetesi yazarı)İsmail Kapan (Türkiye Gazetesi yazarı)Hilal Kaplan (Yeni Şafak gazetesi yazarı)Mustafa Karaalioğlu (Star Gazetesi yazarı)Nihal Bengisu Karaca (Habertürk Gazetesi yazarı)İbrahim Karagül (Yeni Şafak Gazetesi yazarı)Hasan Karakaya (Yeni Akit Gazetesi yazarı)Ahmet Kekeç (Star gazetesi yazarı)Fuat KeymanFehmi Koru (Zaman Gazetesi yazarı)Etyen Mahçupyan (Zaman gazetesi yazarı)Orhan Miroğlu (Star Gazetesi yazarı)Mehmet Ocaktan (Akşam Gazetesi yazarı)Ayhan Ogan (Doğu Anadolu Bölgesi Akil İnsanlar Heyetin'deydi)Yıldıray Oğur (Türkiye Gazetesi yazarı)Mahmut Övür (Sabah gazetesi yazarı)Cengiz Özdemir (Skyturk 360)Avni Özgürel (Radikal gazetesi yazarı)Taha Özhan (SETA Vakfı Başkanı)Fadime Özkan (Star Gazetesi yazarı)Can PakerErdal Şafak (Sabah Gazetesi yazarı)Abdulkadir Selvi (Yeni Şafak Gazetesi yazarı)Ahmet Taşgetiren (Star Gazetesi yazarı)Kurtuluş Tayiz (Akşam Gazetesi yazarı)Salih Tuna (Yeni Şafak gazetesi yazarı)Hüseyin Yayman (Vatan Gazetesi yazarı)Sevilay Yükselir (Sabah Gazetesi yazarı)Katılan Bakanlar Toplantıya, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Beşir Atalay ve Ali Babacan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfü Elvan, AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Başbakan Erdoğan'ın Siyasi Başdanışmanı ve AKP Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan, eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım katılıyor. T24
Dağdan Gelmişsin Bağdakini Kovuyorsun!
CNN TÜRK'te yayınlanan 'Dört Bir Taraf' programında Nazılı Ilıcak ve Abdulkadir Selvi arasında çok sert tartışma yaşandı. Kadri Gürsel'in, Selvi'ye yönelik bir sorusu üzerine, Selvi 'Polisleri Nazlı hanıma sorun' cevabı bir anda programın gerilmesine neden oldu. Ilıcak, Selvi'ye yönelik olarak 'O zaman hırsızları size sorsunlar polisleri de bana sorsunlar. Sen polisleri niçin bu kadar küçümsüyorsun, polislerden bir acınız mı var bana ikide bir laf atıyorsunuz, yeter artık, yeter, dağdan gelmişsin bağdakini kovuyorsun yeter' dedi. Programın moderatörü Negehan Alçı’nın araya girmesiyle tartışma yatıştırıldı. CNN Türk
Yabancısı İçin Bir Zamanların Gri ve Soğuk Ankara'sı Artık Koca Bir Yas Evi
Ankara Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmemiş bir süreçten geçiyor. Daha bir patlamanın yaraları sarılmamışken diğer bir patlamanın haberiyle sarsılıyor. Başkent bir zamanlar orada yaşamayanlar için gri sıkıcı ve düzenli imajının yanına acıyı kederi ve korkuyu ekliyor. Ankara'yı en çok o şehirdeki anıları üzerinden seven Ankaralılar da, anılarına hiç hatırlamak istemedikleri yenilerini ekliyor. Türkiye şehirlerinin diğer şehirlerde yaşayanları için kaygılandığı bir ülkeye dönüşüyor. Bir başkent gidildiğinde yapmadan dönülmeyecek listesine kalabalık yerlerden uzak durulması maddesini ekliyor.