Görüş Bildir

pos cihazı Haberleri

pos cihazı ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. pos cihazı ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Dünya Kupası Siber Korsanlara Yarayacak
Dünya Kupası’na sayılı günler kala Kaspersky Lab dediğine göre, kredi kartı klonlama konusunda uzmanlaşmış en yaratıcı ve aktif suçlardan bazıları Brezilya’da yaşanıyor. Suçlular, ATM’den para çekerken veya bir restoranda içkilerinin parasını öderken kredi kartlarını nasıl koruyacaklarını bilmeyen yabancıları hedef alıyor. Buna yönelik ise Kasperky Lab, Brezilya’da ATM’lere ve satış noktası (PoS) cihazlarına yönelik saldırılara karşı koruma sağlayacak faydalı ipuçlarında bulunuyor. Kredi kartı klonlamadan nasıl korunulur? PoS cihazları Brezilya’da yaygın olarak kullanılıyor; Brezilya Merkez bankasına göre kredi ve debit kartlar ülkedeki tüm ödemelerin yüzde 70′inde kullanılıyor. Şifreli kartlar hemen her iş kolunda, hatta taksilerde bile kabul ediliyor. Bu protokoldeki güvenlik kusurları ile ilgili yakın zamanda alınan bazı haberlere karşılık şifreli kartlar, halen manyetik şeritli kartlara göre daha güvenli ve klonlanması daha zordur. Bu tip bir karta sahip olmayanların, seyahate çıkmadan önce bankalarından bunlardan edinip edinemeyeceklerini sormaları isteniyor. Avrupa ve Kuzey Amerika’da birçok insan kartlarını doğrudan restoran ve mağaza personeline verme alışkanlığına sahiptir.. Brezilya’da bu tehlikeli olabiliyor. Bunun yapılmaması söyleniyor. Zira bununla dolandırıcılara kartıı klonlamaları için harika bir fırsat sunuluyor. Personelden elektronik ödeme terminalini getirmelerini isteyin. Kartı göz önünden kaçıracak rastlantılara veya yanlışlıklara karşı dikkatli olun. Böyle bir durumda geri alınan kartın gerçekten sizin olup olmadığını kontrol edin. Şüphelenildiğinde ise bankaya haber verilmeli. PoS ve PIN-ped zararlı yazılımı Chupa Cabra adı verilen zararlı yazılım ve Brezilya’da geliştirilen 2010 yılından beri aktif ve birçok değişkene sahip bir zararlı yazılım ailesi olan Trojan-Spy.Win32.SPSniffer ülkede yaygın olarak kullanılan PoS ve PIN-ped cihazları etkiliyor. Bu cihazlar USB veya seri port üzerinden bir bilgisayara bağlıdır ve elektronik fon aktarımı (EFT) yazılımları ile iletişim sağlıyor. Trojan bilgisayara virüs bulaştırıyor ve bu portlardan iletilen verileri çalıyor. PIN, en yaygın olarak üçlü DES şifreleme kullanılarak girildiği anda şifreleniyor. Ancak Track 1 verileri (kredi kartı numaraları, son kullanım tarihi, hizmet kodu ve CVV) ve kamu çip verileri, eski cihazların donanımlarında şifrelenmiş olarak durmaktadır. Bunlar, USB veya seri portlar üzerinden açık metin olarak bilgisayara gönderiliyor. Bu verilerin yakalanması kredi kartlarının klonlanması için yeterlidir. Kredi kartı ekstresine dikkatlice bakılmalı, tüm işlemleri kontrol edilmeli ve şüpheli bir işlem görüldüğünde banka bilgilendirilmeli. Ödeme yapmak için mümkün olduğunca kablosuz bir PoS cihazı kullanılmalıdır. Nedeni ise seri veya USB portlarına bağlı eski cihazlardan biraz daha güvenlidirlerdir. Brezilya’da ATM kullanmak Brezilya’da Dünya Bankası rakamlarına göre her 100 bin yetişkine 118 ATM düşüyor. Ülke ATM sayısı bakımından dünyada dokuzuncu sırada yer alıyor. Bu durum dolandırıcılara “Chupa Cabra” cihazları denilen sıyırıcılar yerleştirmek için birçok fırsat sunuyor. PIN girerken el kullanılarak tuş takımı kapatılmalı. Bu, şifreyi öğrenmek için gizli kameralara güvenen sıyırıcıları engellemek için iyi bir yoldur. Doğru görünmeyen bir durumla karşılaşıldığında banka veya makine sahibi bilgilendirilmeli ve parayı çekmek için başka bir yere gidilmeli. Kaspersky Lab’in Global Araştırma ve Analiz Ekibi Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı Fabio Assolini, konuyla ilgili şunları söyledi: “ATM kullanırken veya kredi kartınızla ödeme yaparken dikkatli olun. Brezilya’daki siber suçluların sürekli faaliyette olduklarını unutmayın. Terliklerini ve şortlarını giymiş gezinir gibi yaparken sıyırıcılarını kalabalık bankaya takmaya çalışan bir suçluyu gündüz bile görebilirsiniz. Ayrıca, işlemlerinizin gözünüzün önünde olmasının çok daha güvenli olduğunu da unutmayın. Kartınızı gözünüzün önünden kaçıracak rastlantılara veya yanlışlıklara karşı dikkatli olun. Böyle bir durumda geri aldığınız kartın sizin kartınız olduğundan emin olun. Eğer şüpheniz varsa durumu derhal bankanıza bildirin.”stuff
Türkiye'de 6 Milyon Kişi Mobil Bankacılık Kullanıyor
Türkiye’de internet bankacılığına kayıtlı müşteri sayısı 32 milyon ve aktif müşteri oranı %42. Mobil bankacılıkta kayıtlı müşteri sayısı ise 7,5 milyon ve bu topluluğun %65‘i gibi dev bir bölümü aktif kullanıcı! Türkiye Bankalar Birliği’nin h aziran ayı sektör raporlarına göre; ülkemizde 33 mevduat, 13 kalkınma ve yatırım, 4 adet de kalkınma bankası bulunuyor. Bu bankalardaki şube sayısı 12.136, ATM sayısı 44 bin, kredi kartı sayısı 58, banka kartı sayısı 102 ve POS cihazı 2,4 milyon civarında. Haziran ayı raporunda internet bankacılığına kayıtlı bireysel ve kurumsal müşteri sayısı 32 milyona yaklaşırken, aktif müşteri (son dönem giriş yapmış) oranı %42 yani 19,2 milyonu ancak buluyor. Haziran ayında internet bankacılığında toplam yatırım işlem sayısı 10 milyon, finansal işlemlerin toplamı ise 512 bin dolaylarında. Mobil bankacılıkta kayıtlı müşteri sayısı 7,5 milyon, 6 milyonu aktif Mobil bankacılıkta kayıtlı müşteri sayısı 7,5 milyon iken bu rakamın %65‘i (6 milyon) son dönemde sisteme giriş yapmış görünüyor. Bu rakamların bankacılığın şubelerden, fiziksel kanallardan bağımsız hale geldiğini gösterdiğini söyleyen Pozitim Teknoloji Yönetim Kurulu Üyesi Onur Baran Çağlar, mobil cihaz sayısındaki artış ile birlikte, mobil deneyimin önem kazandığına dikkat çekti. İşlem bankacılığından ilişki ve dijital bankacılığa geçiş sürecinin başladığını, bu eğilime geç uyum sağlayan banka ve finans kurumlarının yoğun rekabet ortamında geride kalacağını vurguladı. Bilinçlenen tüketici için “Vuja De” yaklaşımı şart Bilinçlenen tüketicilerin “Diğer bankadan farkın ne, bana ve hayatıma kattığın değer nedir?” sorularına yanıt vermelerinin giderek zorlaştığını ifade eden Çağlar, “Bankacılıkta süreçler sıradanlaşmaya ve renksizleşmeye başladı. Bankalar vaat konusunda birbirlerini tekrarlıyor. Farklılaşabildikleri tek nokta, reklamlar. Sektörde mevcut müşterilere kazandırdıkları kâr üzerinden değer verilirken, yeni müşterilere sunulan vaatler ise basit bir matematiğe dayanıyor. Artık yeni bir bakış açısının, ‘Vuja De’ yaklaşımının zamanı geldi. Bu yaklaşımı gerçekleştirmek için kendi tarihimize, öz değerlerimize, eldeki yetenek ve kıymetlerimize dönülmeli. Ayrıca farklı sektörlerdeki faydalı deneyimlerinden de yararlanılmalı. Bankacılığa uyarlanabilecek başarı hikâyeleri alınarak değişimin ve dönüşümün manifestosu oluşturulmalı.” dedi.Geleneksel bankacılık çağ dışı kaldı Yeni dönem ile birlikte geleneksel pazarlama kanalları ve tek yönlü iletişim yerine, omni-channel (her kanaldan) yaklaşımının benimsenmesi gerektiğinin altını çizen Çağlar, “Geleneksel mecralarda kullanılan pazarlama enstrümanlarının yetersiz kaldığını bir dönem girdik. Dolayısıyla sahada fiziksel temas, ATM, Kiosk cihazlar, müşteri hizmetleri, internet ve mobil akıllı cihazların gücü göz ardı edilmemeli. Bunlara ek olarak web, mobil web, e-posta, SMS, mobil uygulama ile sosyal medya kanalları üzerinden interaktif pazarlama iletişimi ve etkileşimi aktif bir şekilde kullanılmalı. Omni-channel ile mevcut ve potansiyel müşteriler için yerinde (lokasyon temelli), zamanında ve doğru araçlar tercih edilmeli. Müşterinin bankaya gelmesi beklenmeden ona gidilmeli ya da geldiğinde onu tanıyarak, kişiye özel kampanya, indirim veya promosyonlar sunulmalı. Etkin ve verimli bir etkileşim için farklı kanalların kullanılması şart. Çevrimiçi ve word-of-mouth (ağızdan ağıza pazarlama) kanallarının etkili olduğunu dikkate aldığımızda bu kanalların diğer müşterilerin de etkilenerek sunulan ürün ve hizmetleri tercih edebilecekleri kadar şeffaf ve kusursuz olmasına önem verilmeli.” açıklamasında bulundu. Müşterisine kişiselleştirilmiş teklif sunabilen bankaların çağı Müşterilerin ihtiyaç duydukları ürün veya hizmetleri reklam, arama motorları, karşılaştırma siteleri gibi çevrimiçi kanallarda veya doğrudan perakende, mağaza, bayi ya da şubelerde aradığını kaydeden Çağlar, sözlerini şöyle tamamladı: “Seçim esnasında yakın çevre ve sosyal medyadaki tavsiyeler önem kazanıyor. Kullanıcı, ürün veya hizmetin fiyatını daha önce gezdiği mağazalardan karşılaştırıyor. Karar verdiği ürün ya da hizmeti satın alıp bir deneyim yaşıyor. Aldığı ürün veya hizmetten memnun olmadığında ise ciddi çaba sarf edilerek indirim ve promosyonlar ile tekrar kazanmaya çalışılması durumunda bile tercihini aynı yerden kullanma oranı çok düşük oluyor. O yüzden müşteri ihtiyaçlarının iyi analiz edilmesi gerekir. Hizmette fark yaratmak isteyen bankalar, ihtiyacı henüz oluşmadan gözlemleyebilen ve bu ihtiyaca göre müşterisine özel teklif sunabilenler olacak. Pozitim Teknoloji olarak perakende, finans, sigorta, ulaşım, eğitim, sağlık, internet, telekom altyapı ve katma değerli servis alanlarında deneyimli ekiplere sahibiz. Perakende, finans, sigorta, ulaşım, spor, eğitim ve sağlık sektörlerine uygun iş ve ticari servisler modelledik. Ödeme sistemleri ve bankacılık alanındaki servis ve tecrübemiz ile eğitim, danışmanlık, uçtan-uca altyapı, uygulama ve servisler sağlayabiliyoruz.”stuff
Kapıda Çekilen Pos Cihazından 1 Milyon Lira Vurdular
İZMİR Emniyet Müdürlüğü, Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, hazırladıkları pos makinalarıyla işyerilerine gelen veya evden sipariş veren müşterilerin kredi kartını kopyalayıp, dolandırıcılık yapan 5 kişiyi gözaltına aldı. Adliye’ye sevk edilen zanlılardan ikisi tutuklanırken, üçü adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.İzmir Müracat ve Suçüstü Savcılığı’na müracat eden mağdurlar, kredi kartlarından yüksek meblağlarda para çekildiğini belirtip, sanıklardan şikayetçi oldu.Savcıların talimatıyla harakete geçen Siber Suçlarla Mücadele Şube ekipleri, ’Banka ve kredi kartlarını’ kötüye kulandıkları belirtilen S.Ş., S.B.Ö., F.A., M.Y. ve B.T.’yi, kısa sürede yakaladı. İddiaya göre gıda sektöründe çalışan süphelilerin, birlikte haraket ettikleri diğer zanlıların getirdiği pos makinasından, müşterilerin kredi kartını geçirip kopyaladıkları, her kopyaladıkları kart başına 50 lira aldıkları tespit edildi. Adliye ye sevk edilen süpheliler savcı ve hakim huzurunda verdikleri ifadelerde, sistemin nasıl çalıştığını anlattı.Buca’da bir fast food işyerinde çalışan süpheli S.Ş., 'Ben bu işe 2,5 ay önce mahallede kokoreçcilik yapan Aydın aracılığıyla başladım. Pos cihazı getirdiler. Kopyaladığım kart başına 50 lira vereceklerini söylediler. Bana ’insanların kredi kartlarından para çekeceğiz, ancak banka sigortadan müşterisine ödeyecek, zarar görmeyecek’ dediler. Aldığım siparişleri kurye olarak müşteriye götürdüm. Kendi iş yerimin pos cihazından değil, bu kişilerin verdiği pos cihazından çekim yaptım. Bana iş yerine vermem gereken parayı ve işlem başına vaat ettikleri 50 lirayı veriyorlardı. Bu işini buraya geleceğini de bilmiyordum. Ben zararsız bir insanım' dedi.Diğer süphileler üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmedi. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimi, şüphelilerden S.Ş. ve M.Y.’i tutuklarken, diğer üç kişiyi adli kontrol şartı ile serbest bıraktı. Polis, firarda olan çetenin elebaşı Y.E.Ş.’yi de yakalama çalışmasının sürdüğünü, şüphelilerin bugüne kadar yaklaşık 1 milyon liraya yakın parayı bu şekilde çektiklerini belirtti.Milliyet
İnternetten Sipariş Veren Kadına Kuryeden Taciz, Küfür ve Tehdit
Türkiye'deki taciz vakalarının ardı arkası kesilmiyor. Özgecan Aslan'ın vahşice öldürülmesinin ardından kadınların Twitter’da #sendeanlat etiketi altında yaşadıkları olayları anlatmasıyla kadına yönelik tacizin ne kadar yaygın olduğu gözler önüne serilmişti. Bugün üzerine çok konuşulacak ve belki de pek çok kadının sıklıkla başına gelen bir vaka daha ortaya çıktı. Genç bir kadının internet üzerinden verdiği siparişle hayatı adeta kabusa döndü. Kapıda başlayan taciz, telefonda küfür ve tehditlere kadar vardı.Genç kadın '21 Şubat Cumartesi’ni Pazar’a bağlayan gece uğradığım taciz ve tehdidi, bu ülkede polis veya hukuka inancım olmadığı için buradan paylaşmak istiyorum' diyerek yaşadığı olayı Facebook hesabından paylaştı. Şirket ise olaydan ötürü özür diledi ve çalışanının işine son verdi.Tacize uğrayan kadın, olayı şöyle paylaştı:21 Şubat Cumartesi’ni Pazar’a bağlayan gece uğradığım taciz ve tehdidi, bu ülkede polis veya hukuka inancım olmadığı için buradan paylaşmak istiyorum. Sabahında iş nedeniyle yurtdışına çıkacağımdan lazım olan birkaç şeyi, saat 23:57’de yemeksepeti.com üzerinden, Bambi Kuruyemiş’ten sipariş verdim. Ödeme için seçmiş olduğum kart seçeneği için getirdikleri yeni tip, büyük pos cihazı bağlantı kuramadığı için, saat 2’ye kadar 2 kez tekrar geldiler. İlk 2 seferde, çıkan her türlü soruna ve her seferinde kapıda 10 dakika geçirmemize rağmen son derece güleryüzlü bir servis elemanı geldi; belirttiği üzere Bambi’de değil, yanındaki bir dükkanda çalışıyordu ve sorun çözülemedi. Saat 3 sularında, 3. kez kapıyı çaldıklarında ise firmanın asıl ve başka bir çalışanı, yine aynı tip pos cihazıyla geldi. Daha kapıdan görünüşüme bakar bakmaz ters bir tavır sergileyen bu kişiye, “yorucu oldu” dememle birlikte tedirgin anlar yaşamaya başladık. “Yorucu oldu, sana mı?” “Yoruldun mu yoksa sen?” gibi cümleleri tehditkar ve inanın korku salmak ister bakışlar, tavırlarla pekiştiren bu kişinin bu davranışlarına hiç korkmadan, direkt gözlerinin içine bakarak yanıtlar verdim. Kadınlar ne demek istediğimi daha iyi anlar, korkmamamla daha da nefret dolu gözler ve sözlerle bakan bu şahıs, pos cihazının parayı çekmesiyle bir zafere ulaşmışcasına bana hesap sorunca, “ben de çekmesine mutlu oldum” dedim ve istediğini alamayarak huzursuzluk içinde gitti. Hatta evde beni ziyarete gelmiş 2 arkadaşıma, yaşadığım olayın detaylarını anlatarak bu işin burada bitmeyeceğini hissettiğimi söyledim.Saat 03:48’de, cep telefonuma gelen “ne kadar mutlu oldun?” mesajıyla başlayan taciz, çok kısa sürede ısrarcı aramalara, tehditlere, burnumdaki “pirsing”e, tipimle ilgili sarkıntı ve eleştirilere dönüştü. Yemeksepeti dolayısıyla kolayca ulaşabildiği telefon numaram, adım, oturduğum semt ve hatta oturduğum sokağı bir tehdit unsuru olarak kullanan şahıs, telefonu açılmayıp istediği cevapları alamayınca “gelir sikerim seni”, “ananın amına kadar yolun var” ve “ölünü sikerim” gibi tehditleri mesajla rahatça göndermeye ve aramaya devam etti. Polise ve savcılığa gideceğimi söylememle iyice çıldırdı. Uzun süredir yalnız yaşayan ve pek korkmayan bir kadın olmama rağmen, yola çıkacağım bu sabahın köründe, kapımı kitledim, sürgüyü çektim, perdelerimi kapadım zira bana uygulanan tavrın sebebini, gözlerdeki nefreti ve “ölü sikme” tehdidinin neden bilinçle seçildiğini ve şakası olmayabileceğini biliyordum.Sabahında iş arkadaşımla havaalanındayken, belki serinkanlılığımdan korktuğundan arayan bu şahsın aramasını bu kez açtım ve tekrar polise, savcılığa başvuracağımı söyledim. İlk olarak telefonunu bir arkadaşının kullandığını söyleyen bu şahsa kim olduğunu ve adımı, adresimi, ismimi nerden bulduğunu sorduğumda çıldırarak bir gece önce mesajla yolladığı tehditlerin benzerlerini telefonda da yineledi ve gayet pişkin, “ben polisim zaten, ne olacak ki bana” dedi. elbette polis olmasa bile, niye bu kadar rahat olduğunu sanıyorum hepiniz tahmin edebilirsiniz; çünkü bu ülkede kimseye bir şey olmuyor.Bu kişi Bambi Kuruyemiş adına bana siparişi getiren kişidir. Telefon numarası gayet açıktır, başkasınınkini kullanmış olsa dahi, yaptığımız konuşma üzerinden mesajla açıkça referans vermekten, korku salmaktan, ölüm dahil olmak üzere türlü şekillerde “sikmekle” tehdit etmekten ve bunu yaparken adres, isim, mahalle, telefon bilgilerimi kullanmaktan çekinmemiştir. Bu şerefsiz nasıl ki bunları yaparken korkmadı, utanmadıysa, ben de mesajlarının bir kısmını paylaşmaktan ne korkuyorum ne de utanıyorum; çünkü bu ülkede her geçen gün yaratılmak ve yaşatılmak istenilen korkunun, biz kadınların yaşama şeklinden, kişisel tercihlerinden ve en çok da korkusuzluğundan kaynaklandığını biliyorum. Ben bu şahıs cezasını çekene kadar uğraşacağım; firmanın durumu itiraf etmesi için boykot etmenizi veya afişe etmek amaçlı, en azından bu statusü paylaşmanızı rica ediyorum. Hepimizin güvenliğini tehdit eden bu canavarların, sırtımızdan milyarlar kazanmasını ve her şeyin bu kadar rahatça yapılabilmesini artık kabul edemiyorum. Tüm bilgilerime sahip, hiçbir çekincesi olmayan bu sapığın bana zarar vermeyeceğinin garantisini kim verecek?
Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri Sahiplerini Buldu
Bu yıl 18’incisi düzenlenen Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri’nde kazananlara ödülleri Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Salonu’nda düzenlenen törenle verildi.Yakın Tarihimizden Bir Utanç Vesikası: 12 Maddede Metin Göktepe'nin İşkence Altında Ölümü8 Ocak 1996’da polislerce işkencede öldürülen Evrensel Gazetesi muhabiri Metin Göktepe’nin doğum gününde düzenlenen törende kazananları, Yazgülü Aldoğan, Melda Onur, Celal Başlangıç, Erol Önderoğlu, Fikret İlkiz, Kamil Tekin Sürek, Amberin Zaman, Belma Akçura, Murat Sabuncu, Hilmi Hacaloğlu, Başak Şengül, Nazım Alpman, Yalçın Doğan ve Hüseyin Aykol’dan oluşan jüri belirledi.Ödül töreni öncesinde Galatasaray Üniversitesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Ceren Sözeri ‘Medya-Sermaye İlişkilerinin Basın Özgürlüğüne Etkisi’, Yrd. Dr. Gülşah Kurt ise ‘Güvenlik Güçlerince İşlenen Ağır İnsan Hakları İhlalleri Ve Cezasızlık’ başlıklı sunum yaptı.MEDYA, PATRONLAR İÇİN İHALE ARACIİlk sunumu yapan Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ceren Sözeri, sermayedarların hükümet eliyle medya sektörüne girdiğini belirtti, “Patronlar için medya, diğer ihaleleri almak için katlanılması gereken bir süreç gibi” diyen Sözeri, Hükümetin kendine yakın patronlara ‘batık’ medya organlarını ihale ettiğini söyledi. Sözeri, “Devletin, medya piyasasında tekelleşmeyi önlemesi gerekirken uygulama tam tersi” ifadesini kullandı. Medya gruplarını satın alan patronların hükümeti destekleyen yayın yapmaları durumunda önlerinin açıldığını ifade eden Sözeri, Albayrak ve Sancak grubunu örnek gösterdi, “Albayrak grubu küçük bir grupken Yeni Şafak gazetesiyle sektöre girdi, attıkları manşetler boşuna değil. Daha önce belediye ihaleleri alırken bu sene inanılmaz savunma ihaleleri almaya başladı. Altay tankı üretmeye başladılar. Uçaklar için motor, hızlı tren ihalelerini aldılar. Murat Sancak Kanal 24 ve Star Gazetesini satın aldı. Bir şey fark ettim bakkallarda pos cihazı vardı. Bazen çalışmıyor. Dükkanda sorduğumda esnaf diyor ki; ‘Değiştiremiyoruz bunun başka yöntemi yok'. Üreten Murat Sancak’mış.”BOŞLUKLAR FAİL LEHİNETürkiye'nin uzun yıllardır devlet şiddeti ve cezasızlık sorunu olduğunu söyleyen Galatasaray Üniversitesi Hukuk fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr Gülşah Kurt,“Cezasızlık bir süreci içeriyor. Kolluk kuvvetlerine bağlı kişilerin yargılanması için bağlı bulundukları idari mercilerden izin alınması gerekiyor.Mevzuattan kaynaklanan çok ciddi sıkıntılar var. Boşlukların olduğu durumlarda failler lehine yorumlanması gibi durumlar var” dedi. Türkiye’de idari ve adli görev tanımının net olmadığını belirten Kurt, “Görevin hangi noktada idari hangi noktada adli görev olduğunun söylenmesi kolay değil. Genellikle failler lehine sonuçlanıyor” diye konuştu.