Görüş Bildir

İftar Haberleri

İftar ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. İftar ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Ramazan Topu Yerine Ses Bombası!
KÜTAHYA'nın AK Partili Simav Belediye Başkanı Süleyman Özkan, Ramazan ayında iftar ve sahurda vakitleri belirlemek maksadıyla top yerine ses bombası kullanmak için her türlü hazırlığın tamamlandığını bildirdi.AK Partili Simav Belediye Başkanı Süleyman Özkan, ilçede eskiden Ramazan ayında iftar ve sahur vaktinin Hisar Tepesi'ne yerleştirilen eski bir top ile duyurulduğunu, ancak günümüzde bu top atışını gerçekleştirmek için kullanılan kara barutu temin etmekte güçlük çekildiği için onun yerine ses bombası kullanımının tercih edildiğini söyledi. İftar ve sahur vaktini belirleyecek ses bombası kullanımının İtfaiye Müdürlüğü'nce gerçekleştirileceğine vurgu yapan Başkan Özkan, 'Simav'da son birkaç yıldır Ramazan aylarında iftar ve sahur vakitlerini vatandaşa duyurmak için Hisar Tepesi'nden yapılan kuru sıkı top atışı yerine İtfaiye Müdürlüğümüzün hizmet binası önünden ses bombası atıyoruz. Ancak patlama sesini duyan Simavlılar eski alışkanlıklarından dolayı yine de top patlatıldığını sanıyorlar' diye konuştu. Osmanlı'dan günümüze iftar ve sahur vaktinde gelenek haline gelen Ramazan topunun teknolojinin gelişmesiyle birlikte yerini ses bombasına bıraktığını ifade eden Simav Belediyesi İtfaiye Müdürü Mustafa İşleyen, 'Geleneği eski döküm savaş topuyla sürdüren belediyemiz son birkaç yıldır bu alışkanlığından vazgeçti. Şimdi kullanımı kolay, güvenli ve ucuz olan ses bombalarını tercih ediyoruz. Ses bombasının çıkardığı ses ilçemizin her yerinden rahatça duyuluyor. Ses bombasını bu konuda eğitim verdiğimiz itfaiye erlerimiz kullanıyor' dedi. Mehmet YENEN / SİMAV (Kütahya), (DHA)
Ramazanda Kalbini Yoran 8 Hatalı Alışkanlık
İftar sonrasında ardı ardına sigara ve çay içmek… Çok hızlı yemek yemek… İftar sofrasından kalktıktan sonra spor salonuna koşmak.. Sahura kalkmamak.. Sağlıklı kişileri bile olumsuz etkileyen bu hatalı alışkanlıklar, kalp hastalarında çok ciddi tablolara yol açabiliyor. Örneğin nefes darlığı, ritim bozuklukları, hatta kalp krizi gibi...Ramazan ayı boyunca öğün sayımız ve yeme düzenimiz aniden değişiyor. Bu durum da vücut dengesinin bozulmasına neden olabiliyor. Günlük alınması gereken enerji, protein, vitamin ve mineral oranları Ramazan ayında da değişmemesine rağmen, bu ayda üç öğün olan günlük beslenme iki öğüne düşüyor ve kırmızı et, pide, hamur işleri, tatlı tüketimi artıyor. Tüm bu durumlar da sağlıklı insanlarda bile problemlere neden olabilirken özellikle kalp ve tansiyon hastalığı olanlarda ritim bozukluğu ve kalp krizi gibi ciddi sağlık problemlerine yol açabiliyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Fatih Duhan Bayraktar, Ramazan ayında kalbimizi yoran 8 hatalı alışkanlığımızı ve bunların yol açtığı sağlık sorunlarını sıraladı. 1- Hata:Doktora danışmadan oruç tutmak Kronik hastalığı olan kişiler ramazan ve oruç öncesi mutlaka doktorlarının kontrolünden geçmeli ve oruç tutmayı planlıyorlarsa onay almalı. “Kronik hastalığı olan herkes oruç tutamaz” demek doğru değil. Örneğin günde tek doz alınan bir antihipertansif ilaçla tansiyonu kontrol altına alınan bir hasta, Ramazan ayında ilaç saatini sabitlemek, tuz tüketimini kısıtlamak, yeteri kadar sıvı tüketmek, ağır ve aşırı miktarda yemeklerden kaçınmak koşuluyla oruç tutabilir. Ancak bu durumda olan kişilerin oruç tuttukları dönemde hergün düzenli tansiyon takibi yapmaları ve tansiyonda düşme yada yükselme eğilimi görmeleri durumunda mutlaka doktorlarına başvurmaları öneriliyor. Çok sayıda ilaç kullanan yeni kalp krizi geçirmiş hastalar, ciddi kalp yetersizliği olanlar ise oruç tutmamalı. 2- Hata: Su yerine gazlı, tuzlu veya şekerli meşrubat içmek İftarda yemeğe başlamadan önce 1 veya 2 bardak su içmek gerekiyor. Tüm gün kaybedilen sıvının yerine konulması ve doygunluk hissinin oluşması bakımından bu çok önemli. Gazlı içecekler ise diyaframın kalbe bası yapmasına, bunun sonucunda da ritim bozukluklarına ve nefes darlığına neden olabiliyor. Tuzlu içecekler de kan basıncında yükselmelere yol açabiliyor. Şekerli içecekler kan şekerinde oynamalara neden olup, metabolizmasının bozulmasına yol açıyor. 3- Hata: Bolca şarküteri ürünleri ve hamur işi gıdalara yer vermek İftar sofrasında salam, sucuk ve pastırma gibi ürünleri tercih etmek, gereksiz yere tuz tüketmek, özellikle hipertansiyon ve kalp yetmezliği hastalarını olumsuz etkiliyor. Hipertansif krizi (kan basıncının hayatı tehdit edici şekilde yükselmesi sonucu oluşan durum), kalp krizi, akciğer ödemi gibi ciddi tablolara neden olabiliyor. 4- Hata: Tek bir öğün yiyerek orucu geçirmek ve sahura kalkmamak Sahura kalkmamak için akşam yatmadan önce yemek yemek ve sahurda sadece su içerek tekrar uyumak özellikle yaz aylarında 18 saat gibi uzun bir süre aç kalınmasına ve metabolizma hızının yavaşlamasına sebep oluyor. Uzun açlıklarda kan şekeri düşüyor, sıvı ile tuz kaybı oluyor ve tansiyon düşüyor.. Bütün geceyi ve ertesi günü aç geçirmemek için mutlaka sahura kalkılmalı. 5- Hata: Sahurda ağır yemek yemek Sahurda yağlı ve ağır besinler yenildiğinde metabolizma hızı yavaş olduğu için vücuda alınan besinlerin yağa dönüşümü daha fazla oluyor ve ciddi reflü ile mide rahatsızlıkları görülebiliyor. Yine sahurda şeker içeriği yüksek gıdalar kan şekerini hızla yükseltiyor ve hızla düşürüyorlar ki bu da ertesi gün çok çabuk acıkmamıza ve kan şekerinin çok daha çabuk düşmesine yol açıyor. Kan şekerinin düşmesi sonrası şekeri yükseltmek için vücudun verdiği yanıt, kalbin daha hızlı atmasına ve damarlarda büzülmeye neden olarak kalp hastalarında çarpıntı, tansiyon yükselmesi, kalp damar hastalarında göğüs ağrısı, hatta kalp krizine kadar ilerleyebilecek durumların oluşmasına sebep olabiliyor. Ağır yemekler sonrasında kan akımının mide ve bağırsaklara yönelmesi kalp damar tıkanıklığı olanlarda kalpte beslenme bozukluğuna yol açabiliyor ve yine ritim bozuklarını tetikleyebiliyor. 6- Hata: Kan şekerini hızlı yükselten besinler tercih etmek ve hızlı bir şekilde iftar yapmak Ramazanda yapılan en büyük hatalardan biri de, çok hızlı bir şekilde, çok yüksek miktarda besin tüketmek. İftarda hızlı yemek yemek kalp ile beyne giden kan akışının azalmasına, bunun sonucunda da göğüs ağrısı, daha da kötüsü bayılmalara neden olabiliyor. Ayrıca midenin kalbe baskı yapması sonucu ritim bozuklukları gelişebiliyor. 7- Hata: İftar sonrasında ardı ardına sigara ve çay içmek İftar sonrası çok sayıda ve peş peşe sigara içmek, nikotinin etkisiyle tansiyon yükselmesine, çarpıntı ve ritim bozukluklarının ortaya çıkmasına yol açabiliyor. Ayrıca damarlarda büzüşmeye bağlı olarak göğüs ağrısı ile kalp krizine kadar ilerleyen problemler oluşturabiliyor. Yine iftardan sonra fazla miktarda ve koyu çay tüketilmesi zararlı olabiliyor. Çay besinlerden alından demirin emilmesini engelliyor, nabız ve tansiyonda yükselmeye yol açabiliyor. En önemlisi idrar çıkartıcı etkisinden dolayı zaten oruç süresince sıvı kaybeden vücut daha fazla sıvı kaybedebiliyor. 8- Hata: Ağır spor yapmak İftar sonrasında spor salonunda egzersiz veya halı sahada maç yapmak, sakatlık, ritim bozuklukları ve kalp krizi oluşturabiliyor. Ramazanda özellikle yaz aylarında gün içinde ağır egzersizden uzak durmalı. İftar sonrasında hafif, yürüyüş tarzında aktiviteler tercih etmeli.
Oruç Tutacak Reflü Hastaları Dikkat!
Oruç tutacak reflü tanısı konulmuş hastaların, ramazan öncesi gastroenterologlarla görüşerek, önerileri ile ilaç değişikliklerini öğrenmeleri, beslenmelerini ona göre planlamaları gerektiği bildirildi.Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Özgür, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de toplumun yaklaşık yüzde 20'sinin reflü hastası olduğunu söyledi.Ramazan nedeniyle reflü hastalarının daha bilinçli davranması gerektiğini belirten Özgür, şunları söyledi:'Reflü hastaları bazı temel prensiplere uyarak oruç tutabilirler ancak bazı hastaların reflü hastalığının şiddeti ile ilişkili olarak oruç tutması uygun olmayabilir. Oruç esnasında reflü tedavisine rağmen midesinde yanma, ağrı, bulantı, kusma, ağza acı su gelmesi gibi yakınmalar ortaya çıkıyorsa bu hastaların oruç tutması sakıncalıdır. Oruç öncesinde belirgin yakınması olmayan fakat oruç esnasında alınan önlemlere rağmen giderek artan şikayeti olan hastaların mutlaka doktora başvurması gerekir.'Özgür, hastalığa rağmen şikayeti olmayan kişilerde de reflü ile ilgili yakınmaların ortaya çıkabileceğini ifade ederek, 'Oruç esnasında uzun süre aç kalındıktan sonra iftarda fazla miktarda ve hızlı şekilde yemek yenmesi karın içi basıncını artırır ve reflüye neden olur. Sahurda ve iftarda yağlı ve ağır yemeklerin tüketilmesi, iftarda yemekten hemen sonra dinlenme amacıyla yatılması, sahurda yemek yedikten sonra tekrar hemen yatmak reflü şikayetlerini artırmaktadır' diye konuştu.'Besin tercihi önemli'Ramazanın yaz aylarına denk gelmesinden dolayı aç kalma süresinin arttığını vurgulayan Özgür, sözlerini şöyle sürdürdü:'İftarda ve sahurda tercih edilen yemekler günün daha sağlıklı geçirilmesini sağlayacaktır. Yağlı ve tuzlu gıdaları tercih etmek kişiyi olumsuz etkileyecektir. Gün içinde daha çok susamaya neden olacaktır. Karbonhidrat açısından zengin hamur tatlıları ve kurabiyeler boş enerji almamıza ve kısa sürede acıkmanıza neden olacak. İftar ve sahurda tuz içeriği yüksek olan turşu, salamura besinler, yağ ve tuz oranı yüksek olan pastırma, sucuk gibi besinler, şeker oranı ve kalorisi yüksek kurabiyeler, hamur tatlıları gibi besinlerden de bu uzak durulması gerekmektedir.'Prof. Dr. Özgür, kafeinden de kaçınılması gerektiğine dikkati çekerek, 'Kafein en fazla kola, kahve ve koyu çayda bulunur. Kişilerin sigara içmesi yasaklanmalıdır. Çikolata, çiğ soğan, sarmısak, salça, ketçap, mayonez gibi reflü ataklarını tetikleyen besinlerden uzak durmak gerekir. Ramazan boyunca bol sıvı alınmalı, besinler yavaş ve iyice çiğnenerek yenilmeli ve hazmedilmesi kolay lifli gıdalar tercih edilmelidir' dedi.Ramazan öncesi reflü tanısı konulmuş hastaların gastroenterologlarla görüşerek yeni öneri, ilaç değişikliklerini öğrenmeleri gerektiğini vurgulayan Özgür, şunları kaydetti:'Reflü hastalarının tedavilerini ve beslenmesini ramazana göre ayarlaması son derece önemlidir. Reflü hastaları asit baskılayan, mide koruyucu ilaçlarını sahur yemeğinden yaklaşık 2 saat önce almalı, sahurda veya iftarda yemekten sonra hemen yatmamalı, en az 2 saat beklemeli. Ramazan ayı süresince romatizma ilaçları ve aspirin kullanımına da dikkat etmeleri gerekiyor. Mide için zararlı olan bu ilaçların doktor önerisi olmadan kullanımı oruç esnasında mide kanaması ve mide delinmelerine yol açabilir.'(AA)
Her Ramazan Karşılaşılan 13 Durum
Sakız yesem , sigara içsem , yada dumanını içime çekmesem , elimi ağzıma götürsem , yağmur damlası ağzıma kaçsa , denize girsem , havuza girsem , amuda kalksam gibi türlü türlü sorular bizi bekliyor.
AKP Cepte Para Ağızda Tat Bırakmadı
İftar sofraları el yakıyor: 4 kişilik ailenin ramazanda iftar ve sahur sofrasının maliyeti 1900 TL’yi aşıyor! CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, bugün başlayan ramazan ayında iftar ve sahur sofralarının maliyeti ile ücretlilerin gelirlerini kıyaslayan bir inceleme yaptı. Umut Oran, 40 temel gıda maddesinin bir yılda yüzde 17 zamlandığını ve aylık iftar-sahur sofrası maliyetinin 4 kişilik ailede 1900 TL’yi aştığını bildirdi. Memur-Sen’in imzaladığı toplu sözleşme gereği memur ve emeklilerine Temmuz ayında zam yapılmayacağını da anımsatan Umut Oran, “AKP cepte para ağızda tat bırakmadı. İftar sofraları el yakıyor” dedi. Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan CHP’li Oran, şunları kaydetti: - Oruç ibadetini yerine getiren bir kişinin, gerekli günlük enerji, vitamin ve mineralleri alabilmesi ve sağlıklı biçimde yaşam aktivitelerini sürdürebilmesi için günde yaklaşık 3 bin kaloriye ihtiyacı bulunuyor. Buna göre orta halli dört kişilik bir ailenin Ramazan ayı boyunca yapacağı mütevazı iftar ve sahur sofralarının maliyeti 1.900 TL’yi aşıyor. Bu tutarın 1.354 TL’sini iftar, 555 TL’sini de sahur sofralarının maliyeti oluşturuyor.- Mutfak yangın yeri gibi: Halkın en fazla tükettiği 40 temel gıda ürünündeki yıllık ortalama fiyat artışı yüzde 17’ye yaklaşıyor. - Bir asgari ücret, dört kişilik mütevazı bir Türk ailesinin Ramazan ayı iftar ve sahur maliyetinin yarısına dahi yetmiyor, aynı tarih itibariyle ortalama SSK emekli aylığı bunun ancak yarısını karşılayabiliyor. Ortalama memur emeklisi aylığının ancak yüzde 80’ine yetebildiği aylık iftar ve sahur maliyeti, ortalama memur maaşı ile ancak karşılanabiliyor. - Zengin-yoksul arasındaki uçurumu derinleştiren AKP, lüks otellerde verdiği gösteriş ve israfa dayalı pahalı iftarlarla bu kutsal ayı da özünden kopardı, rahmet, bereket ve mağfiret ayı olan Ramazan’ı adeta festivale dönüştürdü. AKP’nin ihmal ettiği dar gelirli ve yoksul kesimler ise hayat pahalılığı yüzünden her yıl biraz daha güç ekonomik koşullarda iftarını açmaya çalışıyor. Rahmet ve bereket ayı olan Ramazan, bu yıl uzun ve sıcak yaz günlerine denk geldi. Bu kutsal ayı adeta bir festivale dönüştürme gayretindeki “AKP zenginleri”nin gösteriş, israf ve şaşaasının aksine, iktidarın yıllarca ihmal ettiği dar ve sabit gelirli milyonlar, her yıl biraz daha pahalanan iftar ve sahur sofralarının maliyetini  karşılamaya, bu koşullarda Ramazan’ı idrak etmeye çalışacak. AYLIK İFTAR VE SAHUR MALİYETİ 2 BİN TL’YE YAKLAŞIYOR Oruç ibadetini yerine getiren bir kişinin, gerekli günlük enerji, vitamin ve mineralleri alabilmesi ve sağlıklı biçimde yaşam aktivitelerini sürdürebilmesi için günde yaklaşık yaklaşık 3 bin kaloriye ihtiyacı bulunuyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) resmi verileri ve piyasadan derlediğimiz fiyatlarla yaptığımız araştırmada, günlük 3 bin kalori esasına göre orta halli dört kişilik bir ailenin iftar ve sahurda yapabileceği gıda tüketiminin günlük asgari maliyetini en uygun fiyatlarla yaklaşık 64 TL olarak hesapladık. Buna göre mütevazı koşullardaki bu ailenin Ramazan ayı boyunca yapacağı iftar ve sahurların toplam maliyeti 1.900 TL’yi aşıyor. Bu tutarın 1.354 TL’sini iftar, 555 TL’sini de sahur sofralarının maliyeti oluşturuyor. Orta halli dört kişilik mütevazı bir Türk ailesinin Ramazan ayı iftar ve sahur sofralarının maliyetinin geçen yıla göre yüzde 20’ye yakın, son üç yılda ise yüzde 75 dolayında pahalandığı görülüyor. Hayat pahalılığı hız kesmezken, ücret, maaş ve aylıkları yerinde sayan çalışan ve emekli kesim, tarımsal faaliyetle geçinenler ve diğer dar ve sabit gelirlilerin alım gücü reel olarak geriliyor, bu kesimler giderek daha da yoksullaşıyor. Yıllardır izlediği politikalarla kendi yakın ve yandaşlarını zengin, yoksulları ise daha yoksul hale getiren AKP iktidarı, servet uçurumunu giderek daha da derinleştiriyor. İftar sofraları sürekli pahalanan halkın Ramazan ayını huzur içinde idrak etmesi giderek zorlaşıyor. AKP iktidarı, halka ağız tadıyla bir Ramazan geçirmeyi bile çok görüyor. MUTFAK YANGIN YERİ GİBİ...Mayıs sonu itibariyle son bir yılda TÜFE bazında genel enflasyon yüzde 9.66, Endekste yer alan 130 gıda ürünündeki ortalama artış ise yüzde 14.11 olarak açıklandı. Gofret, kraker, kek, tahıl gevreği, badem içi, cips, kakao, çikolata gibi fantezi ürünler dışarda tutulup, halkın en fazla tükettiği 40 temel gıda ürünü baz alındığında ise bu ürünlerdeki ortalama artış yüzde 17’ye yaklaşıyor. TÜİK’in “TÜFE madde sepeti ve ortalama fiyatlar” verisine göre Mayıs 2013-Mayıs 2014 döneminde gıda grubunda en çok pahalanan ürünlerin başında yüzde 71.9’la kuru fasulye ve yüzde 55.9’la patates geliyor. Son bir yılda kuru barbunya yüzde 50.2, pirinç yüzde 45.1, mercimek yüzde 32.8, yumurta yüzde 25.7, tereyağı yüzde 24.3, elma yüzde 19.6, balık yüzde 19.1, buğday unu yüzde 17.5, beyaz peynir yüzde 17, semizotu yüzde 16, kaşar peyniri yüzde 15.6, sucuk yüzde 14.1, şehriye ve ekmek yüzde 13.6, makarna yüzde 13.5, yoğurt yüzde 13.1, dana eti yüzde 12.5, çay yüzde 11.6, su yüzde 10.7, reçel yüzde 10.5, margarin yüzde 10 zamlandı. Bulgur, süt, baharat, zeytin, şeker, maydanoz, tuz, salça ve salatalıkta yüzde 2 ile yüzde 9.9 arasında değişen oranlarda yıllık fiyat artışları yaşanırken, domates, sivri biber, kuru soğan, patlıcan, limon, kabak, tavuk eti ve ay çiçek yağı ise ucuzladı. Halkın en çok tükettiği 40 temel gıda maddesinde son bir yıldaki ortalama fiyat artışı yüzde 16.8 olarak gerçekleşti. İFTAR SOFRASI KURMAK ZORGelirleri reel olarak gerileyen ücretli-maaşlılar başta dar ve sabit gelirli kesimlerin, ekonomik nedenlerle Ramazan’ın manevi hazzını yaşamaları da giderek zorlaşıyor. Mayıs 2014 itibariyle net 846 TL olan asgari ücret dört kişilik mütevazı bir Türk ailesinin Ramazan boyunca iftar ve sahur maliyetinin yarısına dahi yetmiyor. Aynı tarih itibariyle 1.002 TL olan ortalama SSK emekli aylığı bu maliyetin ancak yarısını karşılayabiliyor. Aynı tarihte 1.529 TL olan ortalama memur emeklisi aylığının ancak yüzde 80’ine yettiği aylık iftar ve sahur maliyeti, 2 bin 167 TL olan ortalama memur maaşı ile ancak karşılanabiliyor, ancak diğer ihtiyaçlar için ise para kalmıyor. Ortalama Bağ-Kur tarım emekli aylığı aylık iftar ve sahur maliyetinin ancak üçte birine, ortalama Bağ-Kur esnaf emekli aylığı da ancak yarısına yetebiliyor. MEMURA TEMMUZ’DA ZAM DA YOK, ENFLASYON FARKI DA AKP’nin adeta yan kuruluşu niteliğindeki Memur-Sen’in, “kraldan çok kralcı” bir yaklaşım sergileyerek hükümetle yaptığı sözleşme yüzünden bu yıl Temmuz ayında memurlar ne zam ne de enflasyon farkı alabilecekler. Hükümetle Memur-Sen arasında Ağustos ayında imzalanan ve 2014 ile 2015’i kapsayan toplu sözleşme, kamu çalışanları açısından son yılların en kötü örneğini oluşturdu. Memur-Sen, hükümetin memur ve emeklilerine Ocak ve Temmuz aylarında “yüzde 3 + yüzde 3 + enflasyon farkı” önerisi yerine yılın tümü için 123 liralık seyyanen zammı kabul etmişti. Bu nedenle memurlar ve memur emeklileri, ilk kez bu yıl Temmuzda zam alamadığı gibi maaşlara enflasyon farkı da yansımayacak. AKP RAMAZANI DA ÖZÜNDEN KOPARDI Halkımızın yüzlerce yıllık kavram ve değerlerinin içini boşaltan, dini siyasete, siyaseti ise haram servetini büyütmeye alet eden AKP iktidarında Ramazanların da eski tadı kalmadı. Zengin-yoksul arasındaki uçurumu derinleştiren AKP, yarattığı mutlu azınlığa lüks ve şatafat, milyonlara ise yoksulluk ve tevekkülü layık gördü. AKP döneminde bir yandan lüks ve savurganlık, öbür yandan açlık ve yoksulluk arttı. AKP, lüks otellerde verdiği gösteriş ve israfa dayalı pahalı iftarlarla bu kutsal ayı da özünden saptırdı. AKP, rahmet, bereket ve mağfiret ayı olan Ramazan’ı adeta festivale dönüştürdü. AKP’nin ihmal ettiği dar gelirli ve yoksul kesimler ise giderek artan hayat pahalılığı yüzünden her yıl biraz daha eriyen alım güçleri ile kıt ekonomik koşullarda iftarını açmaya, oruç ibadetini yerine getirmeye çalışıyor. Halkımızı oluşturan işçi, memur, çiftçi, emekliler ve diğer dar ve sabit gelirliler Ramazan ayı boyunca piyasadaki bazı fırsatçıların fahiş zamlarıyla karşı karşıya kalacaklar. Ramazan’ın bitiminde ise bayramı var. Bayramlar, küslerin barıştığı, uzak olanların kavuştuğu, özellikle çocuklar için bayramlıkların alınıp, harçlıkların verildiği günlerdir. Oysa dar ve sabit gelirli kesimler Ramazan ayını zor çıkaracak. Ağustos ayındaki Köşk seçimlerine odaklanan hükümetin, milyonların sıkıntılarına duyarsız kalma hakkı yoktur. Hükümet, bu kesimleri rahatlatacak ekonomik tedbirleri ivedilikle almalıdır.
Ramazan İçin İdeal Bir İftar Menüsü
Ramazan ayının sıcak yaz günlerine geldiği bu sene iftar vaktinde hem gün boyu kaybettiğiniz suyu ve tuzu tamamlamanız, hem de besinlerinizi sağlıklı ve hafif olanlardan seçmeniz gerekir. İftar sırasında acele etmeden yavaş bir şekildeyemek yemeniz gerekir. İftar menünüzde mutlaka bir çorba türü olmalıdır. Ağır yemekler yerine kalp ve damar sağlığınız için önem bir yere sahip olan zeytinyağlı yemekler, hafif bir salata tercih etmelisiniz. Sizlere bu amaçla sıvı ve tuz alımınızı dengeleyecek güzel bir iftar menüsü hazırladım.Ezo gelin çorbasıİftarınızı hurma ve 1 bardak suyla açtıktan sonra, bir kâse ezo gelin çorbası içebilirsiniz. Bu çorbamız mercimekle hazırlandığından hem kan şekerinizin hemen yükselmesini önler, hem de tansiyonunuzun dengelenmesine yardımcı olur. Mercimek sizi daha uzun süre tok tutabilir. Hazırlayacağınız ezo gelin çorbasını benim hazırladığım şekilde pişirebilirsiniz. Tarifimiz ise;Ezo gelin çorbası malzemeleri·         1 su bardağı kırmızı mercimek·         1 kahve fincanı bulgur·         Yarım kahve fincanı pirinç·         1 adet orta boy kuru soğan·         2 diş sarımsak·         2-3 yemek kaşığı margarin·         7 su bardağı su·         Yeterince tuzMeyanesi için·         2 yemek kaşığı un·         1 yemek kaşığı domates salçası·         1 tatlı kaşığı nane·         1 tatlı kaşığı kırmızı pul biber·         2 yemek kaşığı sıvı yağ·         2 su bardağı suÇorbamızın yapımıTencerenin içinde margarini kızdırın. İçine doğramış olduğunuz soğan ve sarımsağı koyarak pembeleşene kadar kavurun. Bulgur, pirinç ve mercimeği içine koyarak bir dakika kadar kavurun. Çorbanın tuzunu ve suyunu ilave ederek, ocakta kaynamaya bırakın. Başka bir tencerenin içinde sıvı yağı kızdırarak, unu kavurun. İçine baharatları ve 2 su bardağı sıcak suyu ilave edin ve topaklanmaması için iyice karıştırın. Diğer tenceredeki malzemeler yumuşayınca, bunları hazırlamış olduğunuz diğer tencerenin içine ilave edin. Bir taşım kadar kaynattıktan sonra, çorbanızı yağda kavurduğunuz kırmızıbiber ilavesiyle iftar sofranıza alabilirsiniz.Kahvaltılık malzemelerİftar sofralarının vazgeçilmezi olan kahvaltılık ürünleri dilerseniz küçük pidelerin üzerine yerleştirebilirsiniz. Hazırlayacağınız tek lokmalık kahvaltılıklarda pidelerin üzerine peynir, domates, zeytin, fesleğen gibi hafif ürünler tercih edebilirsiniz.Baklava yufkasında peynirli börekİftar sofralarınızda bu tarifi kullanmanız hem sindirimin kolaylaşmasını sağlayacak, hem de ramazan süresince bağışıklık sisteminizin güçlenmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca peynir sizi daha uzun süre tok tutacaktır. Böreğin yapımında baklavalık yufka kullanmamızın nedeni daha ince ve hafif olmasındandır. Böreğin yapımında kullanacağınız peynirin fazla yağlı olmamasına dikkat etmenizi öneririz. Şimdi tarifimizin yapımına başlayalım.Malzemeler·         8 adet baklava yufkası·         7-8 yemek kaşığı ezilmiş beyaz peynir·         7-8 dal maydanoz·         1 kâse yağlı su·         Üzerine 1 yumurta sarısı ve susamYapılışıİki tane baklava yufkasını üst üste koyarak, üzerine fırçayla yağlı sudan sürün. Bir kâsenin içinde karıştırdığınız beyaz peynir ve ince kıyılmış maydanozlu harçtan yufkaların üzerine biraz serpiştirin. Yufkaları geniş tarafından fazla sıkı olmayacak şekilde rulo yapın. Bunu dört parçaya bölün. Diğer yufkaları da aynı şekilde hazırlayın. Börekleri hafif yağlanmış olan fırın tepsisine dizin. Üzerlerine yumurta sarısını sürün ve biraz susam serpin. 180 derecede ısıttığınız fırında börekler kızarıncaya kadar 25-30 dakika pişirin.Zeytinyağlı dolmaİftar sofralarının vazgeçilmezlerinden biri de zeytinyağlı tariflerdir. Bu yemeklerimizin hem hazmı kolay, hem de oldukça sağlıklı yemekler. İçinde sebze olan yemekleri tercih etmeniz gerekir. Bunların glisemik indeksi düşük olduğundan, sizi tok tutarlar ve kan şekeri seviyenizde ani yükselmelere neden olmazlar. Şimdi bu lezzetli tarifimizi hazırlayalım.Malzemeler·         15 adet dolmalık biber·         1,5 su bardağı pirinç·         1 adet büyük boy kuru soğan·         1 çay bardağı zeytinyağı·         2 yemek kaşığı çam fıstığı·         2 yemek kaşığı kuş üzümü·         1 çay kaşığı tarçın·         1 çay kaşığı yenibahar·         1 çay kaşığı karabiber·         Yeterince tuz·         1 tatlı kaşığı toz şeker·         Dolmaların üzerine kapatmak için 1 adet domatesDolmanın hazırlanışıBir tencerede zeytinyağının yarısıyla birlikte çam fıstıklarını kavurun. İçine doğradığınız soğanları ilave ederek 5 dakika kadar kavurmaya devam edin. Daha sonra yıkadığınız pirinçleri içine koyarak şeffaflaşana kadar kavurun. Malzemenin içine diğer baharatları ilave edin. 2 su bardağı suyu koyarak, malzemenin suyu çekinceye kadar pişirin. İç malzememizi hazırladıktan sonra, dolmalık biberlerin saplarını ve çekirdeklerini ayıklayın. İçlerine fazla sıkıştırmadan hazırladığınız iç harcı doldurun. Her dolmanın üzerine bir parça domates kapatın. Bunları bir fırın tepsisine dizin. İçine kâsenin içinde karıştırdığınız kalan zeytinyağını, tuz ve 2-3 su bardağı suyu gezdirin. Bunu 200 derecede ısıtmış olduğunu fırında pişirin. Arzu ederseniz dolmaların üzerini bir folyoyla örtebilirsiniz. Pişmesine yakın üzerini açıp kızarmalarını sağlayabilirsiniz. Sizlere küçük bir püf noktası da verelim. Tepsinin içine dolmaları ters bir şekilde dizerseniz, içleri daha güzel pişecektir. Pirinçler kıtır olmayacaktır.GüllaçŞimdi iftar soframızın tatlı servisi bölümüne geldik. Bu aşamada ağır şerbetli tatlılar yerine, sizleri tok tutacak sütlü ve hafif tatlıları tercih etmelisiniz. Sizlere ramazan ayının vazgeçilmezi olan güllaç tarifini hazırladık.  Sizin ve konuklarınızın kan şekerini yükseltmeyecek ve uzun süre tok kalmanızı sağlayacak tatlımızı beğeneceğinizi umuyoruz.Malzemeler·         Yarım paket güllaç yaprağı (200 gram)·         1,5 litre süt·         1,5 su bardağı süt·         150 gram ceviz·         İsteğe bağlı gül suyuYapımıSütünüzü şekerle birlikte kaynatın. Kaynadıktan sonra şekerli sütünüz elinizi yakmayacak kıvama kadar soğumalıdır. Çünkü sıcak olursa güllaç yaprakları hamur olabilir. İyice soğursa, yapraklar sütü yeterince emmez. Şimdi güllacı hazırlayacağınız tepsiye güllaç yapraklarını koyarak, her katını sütle ıslatın. Güllaç yapraklarının parlak kısımları üst taraflara gelmelidir. Yaprakların orta kısmına dövülmüş cevizleri yerleştirin. Tatlınız buzdolabında bir saat kadar dinlendikten sonra, üzerine isterseniz gül suyu serpebilirsiniz. Ayrıca güllacın üzerini antep fıstığı ezmesiyle süsleyebilirsiniz.Afiyet olsun.  Daha fazlası için : Süper Anneden Kolay Yemek Tarifleri
'Ramazanda Caz' Festivali 5 Temmuz'da Başlıyor
Ramazanda Caz, bu yıl 5 Temmuz'da başlıyor. Konser alanında iftar imkanı da sunan festivalin ağır topu caz şarkıcısı Karsu Bu yıl 5'inci kez gerçekleştirilecek 'Ramazanda Caz' festivali, dünyaca ünlü yerli ve yabancı sanatçıları ağırlayacak. Karsu'nun 5 'da Zorlu Center PSM'de vereceği konserle başlayacak festivalin tek açık hava etkinliği, 12 Temmuz'da Fransa Sarayı'nın bahçesinde, Pierre Blanchard Gypsy Jazz Quintet konseriyle gerçekleşecek. Fransa Başkonsolosluğu ortaklığıyla hayata geçirilen etkinlikte kemanda Pierre Blanchard, gitarda Samson Schmitt, gitar ve vokalde Philippe 'Doudou' Cuillerier, akordeonda Ludovic Beier, kontrbasta Antonio Licusati sahne alacak.Klasik Küba ezgilerini cazla yorumlayan Omar Sosa Quarteto Afrocubano 15 Temmuz'da, efsanevi davulcu Omar Hakim ve Grammy ödüllü Rachel Z'nin kurduğu The Trio of Ozyine 17 Temmuz'da izlenebilecek. Norveç cazının usta isimleri Hakon Kornstad, Ingebrigt Haker Flaten ve Jon Christensen 19 Temmuz'da festivalin kapanış konserinde Zorlu Center PSM'de izleyici karşısına çıkacak.milliyet
Ramazana Özel Beslenme Önerileri
Harran Üniversitesi (HRÜ) Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Hayoğlu, ramazan ayında azar azar, iyi çiğneyerek ve aralıklarla yemek yenmesi gerektiği ve kızartma türü yiyeceklerden kaçınılması uyarısında bulundu. Hayoğlu, yaptığı açıklamada, ramazan ayında yemek seçimine ve beslenmeye her zamankinden daha fazla önem verilmesini gerektiğini söyledi. Ramazanın yaz sıcaklarına denk gelmesinin vücudu sarsabileceğini aktaran Hayoğlu, bunun en hafif şekilde atlatılması için su dengesine dikkat edilmesini istedi. İftar saatinde yemek süresinin mümkün olduğunca uzatılmasını öneren Hayoğlu, mideyi zorlayabilecek yapıdaki sıcak, aşırı tuzlu, yağlı ve ağır tatlıların tüketiminden kaçınılmasını tavsiye etti. 'Bol salata tüketin' Kolay sindirilebilen ve sebze ağırlıklı yiyeceklerin tercih edilmesi gerektiğini dile getiren Hayoğlu, şöyle konuştu: 'İftar ve sahurda çok fazla yemek ve gereğinden fazla su tüketmek mideyi rahatsız edebileceği gibi, bazı sağlık sorunlarını da beraberinde getirebilir. Bu dönemde daha çok vücut direncini artırıcı gıdalar tüketilmeli. Ayrıca gün boyu kaybedilen mineral dengesinin yeniden kazanılması için komposto ve hoşaf tüketilebilir. Vücudu fazla yormamak için iftara hafif bir çorbayla başlamak mideye iyi gelecektir. Ana yemek sonra yenmeli ve mümkün olduğu kadar proteince zengin, fazla yağlı olmayan, sebze ve haşlama gıdalara yer verilmeli ayrıca bol salata tüketilmelidir. İftarda kızartma gibi aşırı yağlı yiyeceklerden kaçınılmalı, lifli gıdalar ve sütlü tatlılar tercih edilmelidir.' Hayoğlu, herhangi bir sağlık sorunuyla karşılaşmamak için azar azar, iyi çiğneyerek ve sık aralıklarla yemek yenmesi gerektiğini, kızartma türü yiyeceklerden kaçınılması gerektiğini belirtti. Ayran ve meyve suyu İftar ile sahur arasında ceviz, fındık, fıstık ve badem gibi meyvelerle yumurta gibi proteince ve vitamince zengin gıdaların tüketilmesinin tokluk hissi vereceğini vurgulayan Hayoğlu, yemeklerin yanında gazlı içecekler yerine ayran ve meyve suyunu önerdi. HRÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayoğlu, toplumda çok sevilen kahve ve çay gibi içeceklerin vücudun gıdalardan alabileceği demir miktarını azalttığına işaret ederek, 'Bu içeceklerin iftardan en az 45 dakika veya 1 saat sonra tüketilmesi beslenme açısından önemli' değerlendirmesinde bulundu. (AA)
Orucu Sigarayla Açmak Balyoz Etkisi Yapıyor
Uzmanlar, Ramazan'da iftarla birlikte üst üste sigara içilmesinin, gün boyu nikotin almayan vücuda balyoz etkisi yaptığını bildirdi. İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Sedat Demir, özellikle kalp damar sisteminin çok miktarda sigarayla yük altında kaldığını, bunun da ani kalp krizi, hipertansiyon krizleri, ani nörolojik felçleri beraberinde getirdiğine dikkat çekiyor. Demir, Ramazan ayının sigarayı bırakmaya vesile olacak en güzel ay olduğunu da ifade ederek, 'İftarı sigara ile açan aşırı tiryakiler var. Bunların önemli bölümü de iftarı açtıktan hemen sonra gün boyu nikotinsiz kalmanın acısını çıkarırcasına üst üste sigara içiyor. Gün boyu nikotin almayan vücuda yapılan nikotin yüklemesi 'balyoz' etkisi meydana getiriyor çünkü gün boyu aç kalan vücutta kan şekeri önemli ölçüde düşüyor. Bunun üzerine bir de hızla verilen nikotin ve diğer zararlı maddeler eklenince sert bir cisimle vurulmuş gibi baş dönmesine neden oluyor. İftar sonrasında arka arkaya sigara yakmak doğru bir davranış değil' dedi. Orucun sigarayla açılmasının ya da peş peşe sigara yakılmasının ciddi sorunları beraberinde getireceğini anlatan Demir, 'Orucu sigara ile açmak, bütün beyin sistemine, sinir sistemine balyoz etkisi yapıyor. Ramazan ayı sigarayı bırakmaya en güzel vesile. 14 saat sabredenlerin, birkaç saat daha içmemesi kendi sağlıkları açısından çok daha iyi olur. Sigarayı bırakmak için Ramazan ayında çok güzel bir ortam var. Ramazan'da sigara içilmemeli' diye konuştu. (İHA)