Görüş Bildir

konda Haberleri

konda ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. konda ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

KONDA 30 Mart Yerel Seçimleri İçin Tahminlerini Açıkladı
KONDA, 22-23 Mart tarihleri arasında yapılan araştırma sonuçlarına dayandırdığı 30 Mart yerel seçimlerine ilişkin tahminlerini açıkladı  KONDA, hata payı artı-eksi yönde yüzde 1,8 olmak üzere, AKP'nin yüzde 46, CHP'nin yüzde 27, MHP'nin yüzde 15, BDP'nin yüzde 7, diğer partilerin de yüzde 5 oy alacağını tahmin etti. KONDA Araştırma Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Tarhan Erdem , 33 ile bağlı 173 mahalle ve köyde 3 bin 67 kişiyle yüz yüze yapılan görüşmelere dayalı araştırmanın sonuçlarını açıkladı.  T24
Seçimler İçin En Yakın Tahmini Yapan Anket Şirketi
ANAR ve ORC, yaptıkları araştırma ile yerel seçimlerden çıkan sonuçları en yakın tahmin eden anket şirketleri oldu.  Türkiye dün sandık başına gitti. 26 milyon 704 bin 757'si kadın, 25 milyon 991 bin 75'i erkek toplam 52 milyon 695 bin 831 seçmen, 194 bin 310 sandıkta, il genel meclisi, belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği, büyükşehir belediye başkanlığı ve muhtarlık için oy kullandı. EN YAKIN TAHMİNİ YAPAN ŞİRKET 30 Mart seçimleri öncesi, Türkiye tarihinin en gergin dönemlerinden biri yaşadı. 17 Aralık soruşturmasıyla başlayan gergin ortam, yayınlanan ses kayıtlarıyla farklı bir boyuta ulaştı. Seçim meydanlarında liderlerin birbirlerine yönelik sert söylemleri halk tabanına da yansıdı. Bu gergin ortamda vatandaşın nabzını tutan anket şirketleri de açıkladıkları sonuçlarla seçim yarışındaki yerini aldı. Partilerin oy oranlarına ilişkin farklı rakamlar açıklayan anket şirketleri, yaptıkları araştırmaların karşılıklarını sandıkların açılmaya başlamasıyla birlikte görmeye başladı. Resmi olmayan sonuçlara göre en yakın tahmini yapan 2 anket şirketi ORC ve ANAR Araştırma Şirketi oldu. ORC ARAŞTIRMA ŞİRKETİ Seçimler öncesi halkın nabzını tutan ORC Araştırma şirketi gerek iller bazında gerekse Türkiye genelinde yaptığı araştırmalarla partilerin oy dağılımını belirlemeye çalıştı. Şirket yaptığı son araştırmada partilerin oy oranlarına ilişkin; Ak Parti 45.7, CHP yüzde 28.3, MHP yüzde 16, BDP 6 rakamlarını vermişti. KONDA ARAŞTIRMA ŞİRKETİ KONDA Araştırma Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Tarhan Erdem, seçimlere 1 hafta kala 33 ile bağlı 173 mahalle ve köyde 3 bin 67 kişiyle yüz yüze yapılan görüşmelere dayalı araştırmanın sonuçlarını açıklamıştı. KONDA seçim sonuçlarını, hata payı artı-eksi yönde yüzde 1,8 olmak üzere, AKP'nin yüzde 46, CHP'nin yüzde 27, MHP'nin yüzde 15, BDP'nin yüzde 7, diğer partilerin de yüzde 5 olarak tahmin etmişti. ANDY-AR ARAŞTIRMA ŞİRKETİ Andy-Ar seçimler öncesi en çarpıcı rakamları veren şirketlerden biri oldu. Mart ayında yapılan araştırmada vatandaşlara yöneltilen '30 Mart 2014 yerel seçimlerinde oyunuzu hangi partiden yana kullanacaksınız?' sorusuna yanıt verenlerin yüzde 40.7'si Ak Parti, yüzde 31.2'si CHP, yüzde 17.2'si MHP, yüzde 6.8'i de BDP yanıtını vermişti. GEZİCİ ARAŞTIRMA ŞİRKETİ Gezici Araştırma Şirketi'nin yaklaşık 5 bin kişi ile görüşülen ankette, Ak Parti'nin milletvekili seçimlerinin aksine, yerel seçimlerde oy oranının düştüğü sonucu ortaya çıkmıştı. Yapılan araştırmada; Ak Parti yüzde 39.9, CHP 31.3, MHP 19.2, BDP ise yüzde 7.8 olarak gösterilmişti. KONSENSUS ARAŞTIRMA ŞİRKETİ Konsensus Araştırma Şirketi de 30 Mart seçimleri için vatandaşın nabzını tuttuğu araştırmada Ak Parti'yi yüzde 40'ın üzerinde göstermişti. Yapılan kapsamlı araştırmadan Ak Parti yüzde 43, CHP yüzde 29, MHP yüzde 16.6, BDP ise yüzde 6.5 sonucu ortaya çıkmıştı. GENAR ARAŞTIRMA ŞİRKETİ Genar'ın İhsan Aktaş ve Mustafa Şen yönetimindeki 24 mart arası yaptığı 30 Mart yerel seçimleri anketine göre; Ak Parti yüzde 47 ile birinci parti CHP yüzde 28.5 ile ikinci parti olurken MHP yüzde 14.4 ile üçüncü parti olmuştu. ANAR ARAŞTIRMA ŞİRKETİ Seçimlere 20 gün kala İbrahim Uslu tarafından açıklanan sonuçlara göre; Ak Parti yüzde 45, CHP yüzde 28-29, MHP ise yüzde 14 olarak belirlenmişti. A&G ARAŞTIRMA ŞİRKETİ Seçim sonuçlarını bilen adam olarak nam salan Adil Gür, 30 Mart seçimlerinde Ak Parti'nin yüzde 40'ın altına düşmeyeceğini açıklamıştı. 17 Aralık sonrası Ak Parti'nin tabanının daha da güçlendiğini savunan Gür'ün açıkladığı rakamlara göre; Ak Parti yüzde 43-45, CHP yüzde 26-27, MHP 14-16, BDP ise yüzde 8-11 sonucu ortaya çıkmıştı. SONAR ARAŞTIRMA ŞİRKETİ Sonar'ın 'Bu pazar bir Genel Seçim yapılsa, hangi partiye oy verirsiniz?' şeklinde yönelttiği soruya katılımcıların yüzde 42.3′ü Ak Parti, yüzde 29.8'i CHP, yüzde 18.7'si MHP, yüzde 5.6 ise BDP yanıtını vermişti. METROPOL ARAŞTIRMA ŞİRKETİ Metropol Araştırma Şirketi'nin şubat ayının son haftasında yaptığı araştırmaya göre; Ak Parti oyları yüzde 36.3, CHP ise yüzde 28 olarak belirlenmişti. MHP'yi 14.8 olarak gösteren Metropol, BDP'yi yüzde 7.3 olarak göstermişti.HABERLER.COM / ÖZEL
En Aykırı Anketi Kim Yayınladı?
Fehmi Koru: CHA, üç büyük ilde de CHP'nin seçimi kazanacağını öngördüAnket firmalarının İstanbul, Ankara ve İzmir’de birbirine yakın tahminlerde bulunduğunu belirten Star gazetesi yazarı Fehmi Koru , en aykırı anketin CHA’ya ait olduğunu belirtti. Fehmi Koru, Star gazetesinde Taha Kıvanç mahlasıyla kaleme aldığı yazıda, “Aykırı araştırma hiç yok mu? Var; Cihan Haber Ajansı ’nın anketi... Üç büyük kentin üçünü de CHP’nin kazanacağını öngörüyor CHA... İstanbul : AKP 33.2; CHP 34.8; MHP 15.5... Ankara : AKP 33.6; CHP 36.7; MHP 17.6... İzmir : AKP 25.6; CHP 41; MHP 15.5... Kimin tahmini doğru çıktı?” görüşünü dile getirdi. Fehmi Koru’nun Star gazetesinin bugünkü (31 Mart 2014) nüshasında yayımlanan, “Kazananın kim olduğunu siz biliyorsunuz; ya firmalar?” başlıklı yazısı şöyle: ‘Kazananın kim olduğunu siz biliyorsunuz; ya firmalar?’ Katılım sanıldığından yüksek olabilir. Yaşlı mı yaşlı bir kadını iki genç plastik bir sandalyeye oturtmuş, âdeta uçurarak merdivenlerden çıkarıyorlardı... Hayatında ilk kez Çin’e yolu düşen bir dostumun “Şanghay’da yolda geçireceğimden daha az bir süre kalacağım” sözünü açmak üzere kullandığı, “Seçime yetişmem lâzım, anlıyorsun ya” cümlesi... Gözlemse, gözlemim bunlar... Herkes heyecanlı da, bazıları herkesten daha heyecanlı bu seçimde... Kimi neredeyse hayatını ortaya koydu tuttuğu partinin kazanması için; kimi de daha önce hiç oy vermediği partiyi kazandırmak için... Önceki her seçimde, “Bu defa işleri tamam” haberine güvenerek taraf belirlemiş olanlar var ve onlar da kendilerine ‘özel’ olduğu belirtilerek gösterilmiş anket sonuçlarının doğru çıkmasına bel bağlamış durumdalar... Eski Bâbıâli diliyle konuşursak ‘kader seçimi’ bu çokları için... Anket ve araştırma firmaları için de öyle... Her seçim öncesinde vardıkları sonuçlar arasında farklar bulunmasına alıştığımız araştırma firmaları bu defa da ayrı tellerden çaldılar. Ak Parti’ye yüzde 49’u münasip gören de vardı aralarında, yüzde 30’u bile çok göreni de... Tahmin edeceğiniz çevre, seçime beş kala, sosyal medyadan, “Ak Parti’nin oyu yüzde 28’e düştü” sevincini taşıyan mesajlar gönderdi. Yıllardan beri, her seçimin ertesi günü çıkacak Kulis ’i anket değerlendirmesine ayırırım; şimdi bunu daha büyük bir görev aşkıyla yapıyorum. Size burada sunacağım rakamlarla gazetenin birinci sayfasında karşılaşacağınız seçim sonuçlarını mukayese ettiğinizde, hangi firmanın, anket yarışından yüzü ak çıktığını anlayacaksınız... Partilerin Türkiye genelinde alacağı oy da hesap edilmiş, ama önce üç büyük kentle ilgili anket sonuçlarına bakalım: İstanbul ’da firmaların hepsi banko “Ak Parti” demiş... SONAR : AKP 45.3; CHP 40.6; MHP 5.6; HDP 4.7... ANDY-AR : AKP 44.24; CHP 42.08; MHP 5.88; HDP 4.69... KONSENSUS : AKP 44.4; CHP 40.8; MHP 6.2; HDP 5-7... GEZİCİ : AKP 47.9; CHP 39.8; MHP 6.2; HDP 6.1... ORC : AKP 46.3; CHP 37.4; MHP 7.0; HDP 6.3... Ankara ’da Melih Gökçek ’i kazandıran da var, “Mansur Yavaş kazanır” diyen de... SONAR AKP 46.2; CHP 39.9; MHP 10.2... ANDY-AR AKP 40.86; CHP 41.34; MHP 15.47... KONSENSUS AKP 42.6; CHP 44.4; MHP 9.6... GEZİCİ AKP 36.2; CHP 31.4; MHP 28.4... ORC AKP 46.9; CHP 36.8; MHP 13.5... Ya İzmir ? Hepsi Aziz Kocaoğlu ’nun (CHP) kazanacağından emin sonuç çıkarmış: SONAR AKP 31.6; CHP 51.3; MHP 8.1... ANDY-AR AKP 37.48; CHP 47.24; MHP 12.12... KONSENSUS AKP 34.9; CHP 50.5; MHP 10.2; HDP 3.1... GEZİCİ AKP 39.5; CHP 43.2; MHP 12.6... ORC AKP 38.5; CHP 43.6; MHP 7.4... Herhalde başka firmaların da illerle ilgili araştırmaları olmuştur, ancak son bir hafta içerisinde açıklanmış olanlar bunlar... Şimdi de firmaların araştırmalarına göre partilerin Türkiye genelinde alacakları oyların tahminine bakalım: KONDA AKP 46; CHP 27; MHP 15; BDP 7... GENAR AKP 47.0; CHP 28.5; MHP 14.4; BDP+HDP 7.2... A&G AKP 43-45; CHP 26-27; MHP 14-16; BDP-HDP 8-11... POLLMARK AKP 49.4; CHP 28.3; MHP 13.2; BDP_HDP 6.2... ANDY-AR AKP 40.77; CHP 31.22; MHP 17.27; HDP 6.81... ORC AKP 45.7; CHP 28.3; MHP 16.0; HDP 6.0... Aykırı araştırma hiç yok mu? Var; Cihan Haber Ajansı ’nın anketi... Üç büyük kentin üçünü de CHP’nin kazanacağını öngörüyor CHA... İstanbul : AKP 33.2; CHP 34.8; MHP 15.5... Ankara : AKP 33.6; CHP 36.7; MHP 17.6... İzmir : AKP 25.6; CHP 41; MHP 15.5... T24
1999’dan Bu Yana Doğu'da Oylar Nasıl Dağıldı?
Radikal yazarı Tarhan Erdem, AKP ve BDP'nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da aldığı oy oranlarını karşılaştırdı KONDA Araştırma Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Tarhan Erdem, 2007’den bu yana yapılan iki yerel ve iki genel seçimde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde en çok ay alan iki parti olan AKP ve BDP’nin oy oranlarını karşılaştırdı.Erdem’in yazısında kullandığı haritalar için referans gösterdiği akademisyen Mazlum Güney’in kişisel bloğunda yer alan makalede ise BDP ve öncüllerinin yanı sıra seçime giren diğer partilerin 1999, 2004, 2009 ve 2014 yerel seçimlerinde kazandıkları, belediye meclis üyeliği, il ve ilçe bazında belediye başkanlıkları verileri yer aldı.Tarhan Erdem’in Radikal gazetesinin bugünkü nüshasında yayımlanan, “Ortadoğu ve Güneydoğu oyları” başlıklı yazısı şöyle: ‘Ortadoğu ve Güneydoğu oyları’Son yedi yıl içinde ülkemizde, ikisi 2007 ve 2011’de milletvekili ve diğer ikisi 2009 ve 2014 yıllarında yerel seçim olmak üzere 4 seçim yapıldı. Son seçim sonuçlarının diğer üç seçimle birlikte karşılaştırılması uygun olur.Türkiye, 12 bölgeye ayrılmıştır. Bunların 17 ili kapsayan ikisi Güneydoğu ve Ortadoğu Anadolu bölgeleridir (*).Bu 17 ilde, 6.8 milyonu seçmen kütüğünde yazılı, 11.8 milyon kişi yaşamaktadır. Çocuk ve ilkgençlik çağındakiler oranının en yüksek olduğu yer bu bölgemizdir. Bölgede oturanların yüzde 42.7’si çocukluk ve ilkgençlik yaşındadır, yüzde 57.3’ü ise 18 yaş üstündedir.Bölge seçmenlerinin yüzde 53.9’u Kürt etnik kimliğinde, yüzde 6’sı da Alevidir. Bölgedeki Kürtlerin yüzde 2’si Alevidir.Bu yazıda, son yerel seçimlerde büyükşehir ve il genel meclisi sayıları toplanarak seçim sonucu bulunmuştur. Ayrıca, Ahmet Türk gibi yasal nedenle seçimlere bağımsız olarak girenlerin oyları da BDP’ye verilmiş kabul edilmiştir. (Tablo 1)Dört seçimde Ak Parti ve BDP’nin aldığı oy toplamı ortalaması yüzde 76.2’dir. Ak Parti ve BDP dışındaki partiler, toplam oyun yüzde 23.8’ini alabilmişlerdir.Dört seçimde iki partinin (Ak Parti ve BDP’nin) bölgedeki oy dağılımı aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. (Tablo 2)Bu tablo ve grafikler, son dört seçimde Ak Parti’nin BDP’den daha fazla oy aldığını göstermektedir. Dört seçim ortalaması Ak Parti’nin oyu yüzde 47, BDP’nin oyu yüzde 29’dur. Bu oranlar son yerel seçimde, 47 ve 35’tir.Yıllar geçtikçe BDP, organizasyonunu siyasallığını geliştirmekte ve oy oranlarını da arttırmaktadır.İl genel meclisi ve ilçe belediye seçimlerinde BDP, büyükşehirlere göre daha fazla oy almıştır. BDP, büyükşehirlerde yüzde 26, diğer il İGM seçimlerinde yüzde 33 oy almıştır. BDP toplamda Kürt oylarının yarısını alamamıştır. BDP’nin büyükşehirlerde diğer illere göre daha az oy almasının nedeni, ilçe ve mahalle bazında çalışarak anlaşılabilecektir. Mevcut bilgilerle BDP’nin partileşmede henüz olgunluk dönemine gelmediği ve Ak Parti propaganda ve halka yaklaşımında daha beceriklidir.T 24
Tarhan Erdem: "Türkiye Felakete Gidiyor"
CNN TÜRK'te Cüneyt Özdemir'in sunduğu 5N1K programına konuk olan Radikal gazetesi yazarı ve aynı zamanda KONDA Araştırma Şirketi'nin sahibi olan Tarhan Erdem, 'Türkiye felakete gidiyor' dedi. Cüneyt Özdemir'e konuşan Tarhan Erdem, 'Başbakan, Cumhurbaşkanı olmak istiyor. Ve bununla iktidarını muhafaza edeceğini sanıyor. Bununla iktidar muhafaza edilmez. Ben şişmdi söyleyeceğim, başka şeyler anlatılacak. Bu manada söylemiyorum. Ama bu bir felakete gidiyor Türkiye. Ben bu yaşta bunu söylüyorum, neden gençler söylemiyor bilmiyorum.Gençlerin de söylememesini maruz görüyorum. Bildiğim inandığım bir şeyi söylememezlik edebilir miyim?' dedi.CNN Türk
Tarhan Erdem: 'Türkiye Felakete Gidiyor'
CNN TÜRK’te 5N1K programına konuk olan Radikal gazetesi yazarı ve KONDA Araştırma Şirketi’nin sahibi olan Tarhan Erdem, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkması halinde üç görevi kendinde toplamak istediğini, bunun Anayasa’ya aykırı olduğunu söyledi. Erdem, “Türkiye felakete gidiyor” dedi. Başbakan Erdoğan’ın Çankaya’ya çıktıktan sonra, AKP Genel Başkanlığı ve Başbakanlığı da yürütmek istediğini ve bunu fiilen yapacağınısöyleyen Erdem, bu durumun Anayasa’da çerçevesi çizilmiş olan rejimin işleyişi açısından tehlikeleri beraberinde getireceğini ifade etti. Erdem, halkın böyle bir durumu kabullenmeyeceğini ve ilk seçimde tepkisini vereceğini öne sürdü. Bu durumun ülke için olduğu kadar Başbakan Tayyip Erdoğan için de tehlike olduğunu vurgulayan Erdem, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adayı bile olmaması gerektiğini söylerken şöyle konuştu: “Erdoğan’ın amacı Cumhurbaşkanı olup, Başbakanlık ve AK Parti Genel Başkanlığını da bir arada götürmek. Ama bu anayasal yetkilerin gaspıdır. Millet böyle bir anayasa ihlalini cezasız bırakmaz. Başbakan Erdoğan en geç bir iki sene içinde bunun bedelini çok ağır öder. İnşallah oyla gider. Bu da iyi bir şeydir. Oy alamaması ve düşmesi. Başbakan, Cumhurbaşkanı olmak istiyor. Ve bununla iktidarını muhafaza edeceğini sanıyor. Bununla iktidar muhafaza edilmez. Ben şimdi söyleyeceğim, başka şeyler anlatılacak. Bu manada söylemiyorum. Ama bir felakete gidiyor Türkiye. Ben bu yaşta bunu söylüyorum, neden gençler söylemiyor bilmiyorum. Gençlerin de söylememesini mazur görüyorum. Bildiğim, inandığım bir şeyi söylemezlik edebilir miyim?” Zete
Erdoğan ile Gül Yol Ayrımında mı?
Türkiye yerel seçimlerin ardından Ağustos ayında gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kilitlendi. Henüz bir aday ortaya çıkmadı. Gözler, Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi gelecekleri konusunda alacağı kararı çevrildi. Bugün Cumhurbaşkanı Gül'den gelen 'Bugünkü şartlarda gelecek için siyaset planım yok' mesajı sürece ilişkin en önemli çıkışlardan biri olarak görülüyor. Peki Cumhurbaşkanı'nın bu çıkışı ne anlama geliyor? Erdoğan ve Gül yol ayrımına mı geldi yoksa karşılıklı nabız mı yoklanıyor? Başbakan Erdoğan, Gül'ün sözleri konusunda şimdilik 'Cumhurbaşkanı'nın söylediklerini duymadım. Gül'ün ağzından duymadıkça yorum yapamam' demekle yetindi. Siyasi analistler ve konuya en yakın gazeteciler ise bu mesajları The Wall Street Journal Türkiye için yorumladı. ÇANDAR: GÜL AKP İÇİNDE MÜCADELEYE GİRMİYOR Radikal Yazarı Cengiz Çandar: Cumhurbaşkanın açıklamasından kafasında bir başbakanlık görevi olmadığı, bu projeyi düşünmediği sonucunu çıkarıyorum. AKP içerisinde bir mücadeleyi istemediği görülüyor. Özellikle 'devletin bütün kademelerinde görev aldım, bundan büyük gurur olmaz' diyor. Kendisi zaten başbakanlık da yaptı. Ancak buradan 'Cumhurbaşkanlığına devam etmem' mesajı çıkarmamak gerek. Açıklama, Başbakan Erdoğan'ın görevine devam etmesi durumunda 2015'e kadar cumhurbaşkanlığına devam etmesi için formül bulunmasına kapıyı açık bırakıyor. “Cumhurbaşkanın açıklamasından kafasında bir başbakanlık görevi olmadığı, bu projeyi düşünmediği sonucunu çıkarıyorum” Cengiz Çandar ZEYREK: GÜL KARARI PARTİ İLE ALACAK Hürriyet Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek: Bence Abdullah Gül, AKP ve Başbakan ne derse kabul edeceğini kabul etmiş oldu. Dolayısıyla alacağı kararı tek başına değil, parti ile alacağı mesajını verdi. Siyasi olarak Cumhurbaşkanlığından ayrılırsa siyaset yapmayacağını söylemedi. Ancak parti ve Başbakan kendisini aday göstermez ise bunu da kabulleneceğini belirtmiş oldu. “Gül, AKP ve Başbakan ne derse kabul edeceğini kabul etmiş oldu” Deniz Zeyrek-Hürriyet MÜDERRİSOĞLU: GÜL 3 ÖNEMLİ MESAJ VERDİ Sabah Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu: Cumhurbaşkanı Gül, 'Gelecekte ilgili siyaset planım yok' açıklaması ile üç önemli mesaj vermiş oldu. 1'incisi; reel politiği görüyor ve şartları kabul ediyorum. Başbakan Tayyip Erdoğan'a karşı bir hareketin içinde olmam. Muhalif odakların Çankaya adaylığına soyunmam. İkincisi; imkan olursa bir dönem daha Cumhurbaşkanı olarak devam etmek isterim. Üçüncüsü; sıcak siyasete dönmeyi düşünmüyorum. Ama ileride bana ihtiyaç olursa 'görevden kaçmam!' “Gül reel politiği görüyor ve şartları kabul ediyor” Okan Müderrisoğlu-Sabah BAYRAKÇI: SİYASİ MERCİİ BEN DEĞİLİM MESAJI VERDİ Sonar'ın Başkanı Hakan Bayrakçı: Gül'ün açıklaması bütün ne yaptığını bilen siyasetçilerin zaman zaman yaptığı 'Aday değilim' ya da 'Siyaset düşünmüyorum' açıklamaları ile örtüşüyor. Açıklamalar bu yönde olsa da aşırı bir talep gördüklerinde siyasetçilerin 'Arkadaşlarımız bizi göreve çağırdı. Mecbur olduk' diyebilirler. Bazen gerçekten mecbur da olabilirler. Gül'ün sözlerinin içinde 'Benim bir mücadelem ve hırsım yok. Bir anlamda da bu durumda siyasi anlamda bir karar mercii değilim' mesajı da var “Gül herkese 'kendimi yıpratacak polemiklere girmiyorum. Sağlıklı bir proje, bir formülle gelirseniz olabilir' diyor” Hakan Bayrakçı-Sonar Cumhurbaşkanı Gül burada 'Başbakan bu gibi konularda birinci derece yetkili. Bu gerçek karşısında Cumhurbaşkanlığı da yapmış birisi olarak kendimi yıpratacak polemiklere girmiyorum. Sağlıklı bir proje, bir formülle gelirseniz o durumda mecburiyet olabilir. Ama ben bir hedef, niyet ve plan içerisinde değilim.' diyor. Bana göre gerçekçilik içeren bu mesaj hem Erdoğan ile ilgili hem de kendi çalışma arkadaşlarıyla ilgili iyi niyetli bir tavır içeriyor. Ayrıca bu sözler cumhurbaşkanlığı yapan birine yakışıyor AĞIRDIR: ARALARINDAKİ İLİŞKİ YOL ARKADAŞLIĞI Konda Genel Müdürü Bekir Ağırdır: Başbakan ile Cumhurbaşkanı arasında bir kırılma beklemiyorum. Aralarındaki ilişki yol ve gönül arkadaşlığı… Geleneksel siyasetten bakarak anlaşılacağını sanmıyorum. Sayın Gül ve Erdoğan şu anda medyaya verdikleri mesajlar ile yapacakları görüşme öncesinde pozisyon alıyorlar. Bu süreç, partide bir kırılma ya da yol ayrımına yol açmaz. Aralarında oy ve rol dağılımı konusunda uzlaşma aranacak. “Sağduyulu bir değerlendirme yapan Erdoğan'da Gül ile uzlaşma arayacaktır” Bekir Ağırdır-Konda Gül'ün siyasetin dışına çıkması veya emekli olması mümkün değil. Yaşı ve siyasi hedefleri belli. Tayyip Erdoğan ise Köşk'e çıktığında yine yüksek oylar alan bir parti istiyorsa Abdullah Gül'e ihtiyacı olduğunu biliyor. Dolayısıyla sağduyulu bir değerlendirme yapan Erdoğan'da Gül ile uzlaşma arayacaktır. wsj.com.trKERİM KARAKAYA AYŞEGÜL AKYARLI GÜVEN
'Penguen' Yayıncılığı En Çok NTV ve Habertürk'ü Vurdu
Konda, Gezi Parkı eylemlerine ilişin raporunda, o dönem AKP ve eylemciler tarafından ortaya atılan iddialara inanma oranlarıyla hangi televizyon kanallarının izlendiği arasındaki bağı da ortaya koydu. Gezi eylemlerinin başladığı Haziran 2013 ile önceki beş ay boyunca kanalların izlenme oranlarında yaşanan değişimin ele alındığı bölümde, şu ‘malûm’ ancak çarpıcı sonuç tespit edildi: ‘ Muhalif ‘ addedilen kanalların izlenme oranları ‘ Gezi ‘ sırasında elle tutulur oranda arttı: Araştırmada, televizyon kanalları dört farklı gruba ayrıldı: 1- Söylem ve haber içeriklerinde iktidar desteği olan kanallar; 2- İktidara muhalif yayın yapan kanallar; 3- Genel izleyici kanalları 4- Haber kanalları.   Muhalif kanallar ‘tavan yaptı’ Buna göre, muhalif kanalları tercih etme oranında ciddi oranda artış kaydedildi. Öyle ki, önceki aylarda toplum genelinde izlenme oranı yüzde 2’nin altında kalan Halk TV, Temmuz ayında yüzde 8’e yükseldi. Ulusal Kanal’ı tercih edenlerin oranı da beş ay boyunca arttı. Konda, bu rakamları ‘rating’ kavramıyla ilişkilendirilmemesi gerektiği notunu düştü. ‘Penguenler’in izlenme oranı azaldı Gezi eylemlerinin Türkiye çapına yayıldığı 31 Mayıs-1 Haziran gecesinde, CNNTurk’ün penguen belgeseli yayımlaması nedeniyle ‘ penguenler ‘ olarak adlandırılan ana akım haber kanalları, Haziran ve Temmuz 2013′te izleyici kaybetti. Araştırmaya göre, NTV ve Habertürk, Gezi sonucunda takipçilerinin yaklaşık yüzde 20’sini kaybetti. Konda, CNNTurk’ün izlenme oranındaki değişimin araştırmanın hata payı dâhilinde kalması nedeniyle yorum yapmadı. Araştırma, iktidar ve Gezi eylemcilerinin iddialarının, iktidara yakın veya muhalif medyayı takip etme eğilimiyle ‘ doğru orantılı ‘ olduğunu ortaya koydu.   Muhalifler daha sabit fikirli! Konda, muhalif kanalları izleyenlerin biraz daha sabit fikirli olduğunu da ‘ortaya çıkardı’. Örneğin, iktidarın ‘dış mihrak’ iddiası toplum genelinde diğer iddialarına kıyasla daha fazla ‘itibar’ görse de, Halk TV ve Ulusal Kanal izleyicileri bu iddiaya da diğerleriyle hemen hemen aynı oranda karşı durdu. Aynı ‘ sabit fikirlilik ‘, iktidara yakın medyayı takip edenler arasında gözlemlenmedi. Konda, ‘ penguen ‘ sıfatının müsebbibi olan CNNTürk izleyenlerin büyük yüksek oranda eylemcilerin iddialarını doğru bulmasını ‘ şaşırtıcı ‘ diye niteledi. Diken
4 Araştırma Şirketi: Erdoğan İlk Turda Çankaya'da
Türkiye tarihinde ilk kez cumhurbaşkanı halkın oylarıyla belirlenecek. İlk turu 10 Ağustos’ta yapılacak seçim adaylığı muhtemel Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP ve MHP’nin adayı Ekmeleddin İhsanoğlu ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş arasında geçecek. KONDA, ORC, Genar ve MAK araştırma şirketlerinin gerçekleştirdikleri anketlerde Başbakan Erdoğan ilk sırada yer aldı. Cumhurbaşkanı kesin aday listesi 11 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayımlanacak ve propaganda dönemi başlayacak. İlk turda yüzde 51 oy oranını bulan çıkmazsa, en çok oyu alan iki aday 24 Ağustos’ta tekrar yarışacak. 28 Ağustos’da da Abdullah Gül’den görevi devralacak. 10 Ağustos’ta yapılacak ilk turda adayın cumhurbaşkanı seçilebilmesi için geçerli oyların yüzde 51’ini alması gerekiyor. İlk turda bu çoğunluğa ulaşılamazsa ikinci tur seçime gidilecek. Bu tura ilk oylamada en çok oy alan iki aday katılacak ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday cumhurbaşkanı seçilecek. Yurtdışındaki seçmen sayısı 2 milyon 734 bin. Türkiye’deki kayıtlı seçmen sayısı ise 52 milyon 695 bin. Yani toplam seçmen sayısı 55 milyon 429 bin 429. Bu durumda 28 milyon oy alan aday ilk turda seçimi kazanabilir. Ancak Türkiye’de son olarak geçen mart ayındaki yerel seçimlerde geçerli oy sayısının 44 milyon 700 bin olduğu hesaplanırsa adayın ilk turda kazanabilmesi için yaklaşık 23 milyon oya ihtiyacı oluyor. Cumhurbaşkanlığı seçim süreci başlamadan önce bazı araştırma şirketleri bir dizi anket çalışmasına imza attı. Bu araştırma şirketlerinden KONDA, ORC, Genar ve MAK’ın gerçekleştirdikleri anketlerde Recep Tayyip Erdoğan ilk sırada yer aldı. İşte sonuçlar: KONDA Erdoğan 23 milyon oy alacak, yerel seçimlerde MHP'ye giden 2 milyon oy geri dönecek. Erdoğan yüzde 51 oy oranıyla ilk turda Çankaya'ya çıkacak. ORC 18 - 21 Haziran tarihleri arasında 32 ilde 3 bin 26 kişiyle görüştü. “Cumhurbaşkanlığı seçiminde oy pusulasında, Recep Tayyip Erdoğan, Ekmeleddin İhsanoğlu ve HDP adayı olursa tercihiniz hangi aday olur?” sorusuna, katılımcıların yüzde 54’ü Erdoğan, yüzde 39,4’ü İhsanoğlu ve yüzde 6.6’sı da HDP adayı dedi. Genar 19 - 23 Haziran arasında 1800 kişiyle görüştü. Katılımcıların yüzde 55,2’si Erdoğan, yüzde 35,8’i İhsanoğlu ve yüzde 9’u Demirtaş dedi. MAK 20-21-22 Haziran tarihlerinde 22 ilde 8 bin 640 kişiyle görüşüldü. 4 bin 131 kişi Erdoğan, 2 bin 523 kişi İhsanoğlu ve 703 kişi de Selahattin Demirtaş şeklinde yanıt verdi. Bugün seçim olsa nasıl bir Türkiye manzarası olur? Pollmark Şirketi tarafından Başbakan Erdoğan’a dün sabah sunulan ankette ilginç sonuçlar var. 22-27 Haziran tarihleri arasında 5133 kişiyle yüzyüze görüşmelerle yapılan ankette bugün seçim olsa oyunuzu kime verirsiniz sorusu da soruldu. Araştırmada cumhurbaşkanlığı seçimine dair ayrıntılı sonuçlarda yer alıyor. Ankette CHP, MHP bloğunun toplam oyu yüzde 37,9 olarak gözüküyor. Başbakanın masasındaki son ankette rakamlar şöyle: Bugün seçim olsa oyunuzu kime verirsiniz... AKP % 51,4CHP % 23,9MHP % 14,0BDP % 7,Diğer % 3,5Cumhurbaşkanı adaylığı için önceki gün başlayan başvurular, 3 Temmuz Perşembe saat 17.00’ye kadar yapılabilecek. Muhtarlık bölgesi askı listeleri ile 2 Temmuz’da yani yarın askıya çıkacak, yurtdışı seçmen listesi de aynı tarihte YSK internet sitesinde ilan edilecek. Oylarını yazlıkta kullanmak isteyenlerin, listeler askıya çıkmadan 2 Temmuz’a kadar ikametgâh adreslerini tatil yaptıkları yere aktarmaları gerekecek. Cumhurbaşkanı kesin aday listesi 11 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayınlanacak ve propaganda dönemi başlayacak. Fotoğraflı oy pusulasının sıralaması için YSK’da 14 Temmuz’da kura çekilecek. Adayların propaganda için 30 günü var. Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, “Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde demokratik haklarını kullanmak için sandık başına gitmeye davet ediyorum” dedi. İşler ayrıca 54 ülkede ve 103 ayrı temsilcilikte sandık kurulacağını bildirdi. Demokrat Haber
‘Köşk Müdahalesi Sorun Olur’
Gazeteci Tarhan Erdem’e göre, Erdoğan Köşk’e çıkarsa, eğilimlerini devam ettirmesi durumunda, Anayasa’ya göre bir Cumhurbaşkanı olmaktan çok 'Hükümet Başkanı' gibi olacak. Erdem bunun ciddi problem olacağı görüşünde. Al Jazeera Türk’e konuşan Erdem, 'Erdoğan Köşk’e çıkarsa Gül’ün AK Parti Genel Başkanı olacağını' düşünüyor. Toplumsal araştırmalar yapan KONDA’nın sahibi Tarhan Erdem ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Köşk için AK Parti adayı olmasının olası sonuçlarını, Cumhurbaşkanı olmasıyla yaşanacak gelişmeleri konuştuk. Erdem’e göre, Erdoğan'ın Köşk’e çıkmasıyla Abdullah Gül de AK Parti’nin yeni genel başkanı ve Başbakan adayı olacak. Başbakan Erdoğan, 12 yıllık Başbakanlık’tan sonra AK Parti’nin Cumhurbaşkanı adayı. Erdoğan Köşk’e çıkmayı neden bu kadar çok istiyor? Ak Parti Tüzüğü’ndeki, üç dönem kuralını kaldırmak istemiyor; bu kural uygulandığında Erdoğan 2015’de milletvekili olamayacak, başbakan olamayacak. Bu durumu kabul edemiyor. “Niçin Meclis ve iktidar dışına çıkmayı kabul edemiyor?” sorusu ayrı bir konu! Niçin kabul edemiyor? Bir Başbakan üç dönem yaptıktan sonra ayrılabilir ama Erdoğan ayrılmıyor. Niçin ayrılmıyor? Değişik şekilde yorumlanabilir, söylenebilir. Bana göre, iktidarı terk etmek istemiyor. Geçen seçimde 2011 seçimlerine girerken, 2023 vizyonunu açıklamıştı. O hevesle kalmak istiyor. İktidarını muhafaza etmek istiyor. Onun için ayrılamıyor. Köşk’e çıkarsa siyasi kimliğinden vazgeçer mi? Kimliğinden vazgeçebileceğini sanmıyorum! AK Parti lideri gibi davranmayı sürdürür mü? Ak Parti’nin işçilerine karışmak, ne olup bittiğini takip etmek isteyecektir. Ama bu yeni Başbakan’a bağlı olacak bir şeydir. Kim olacak ona bağlı bir şeydir. Kim genel başkan seçilir veya tayin edilirse edilsin, eğer Cumhurbaşkanlığı’nı Başbakanlığı da yönetecek bir organ olarak görürse, bir ay sonra sorun çıkacaktır; kişiye bağlı değildir. AK Parti genel başkanı kim olur sizce? Son gelişmeler, Sayın Abdullah Gül’ün de bu işte rolünün devam edeceğini gösteriyor. Genel Başkan adayı gibi görüyorum Sayın Abdullah Gül’ü. Bunu söylüyor ya da söylemiyor. Benim görebildiğim kadarıyla Abdullah Gül milletvekili seçiminden sonra Başbakan adayıdır, Ak Parti’nin genel başkan adayıdır. Bu çok önemli bir gelişme. Yeni dönemde ilişkileri nasıl olur? Benim kanaatim, Erdoğan bu güne kadar, görebildiğimiz eğilimlerini devam ettirirse, bugünkü Anayasamıza göre bir Cumhurbaşkanı gibi olmaktan daha çok Hükümet başkanı gibi davranacaktır. Bu problem çıkarır. Başbakan, AK Parti Genel Başkanı kim olursa olsun bir problem çıkarır şekilde davranacaktır. Bu nasıl bir sorun yaratacaktır? Devlet hayatındaki sorunların en büyüğü. Başka tanımlaması çok zor. Bir Başbakanla, iktidar partisi genel başkanıyla, Cumhurbaşkanı arasında bir uzlaşmazlık, ikisinin birbirine karşı görev tanımı bakımından farklı düşünüyor olmaları hiç yaşamadığımız bir problemdir. Büyük problem yaratacaktır. Nasıl çözeceğimizi bilmiyorum. Yarı başkanlık ya da başkanlığa geçiş olursa problem çözülür mü? Anayasa’nın değiştirilmesi lazım. Anayasa değiştirmeden olmaz. Anayasa değiştirmek için de Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 367 milletvekilinden daha fazla çıkarması lazım. 367’e de yetmez. Halkoyuyla çoğunluk kazanması gerekir. Bugünkü anayasa göre, anayasa değişikliğinin kabulü için 330 milletvekilinin oyu gerekli. Eğer, 367’den az oyla değişiklik yasası kabul edilmiş ise Cumhurbaşkanı bu Anayasa değişikliğini halkoyuna sunmak zorundadır, eğer 367’den fazla oyla kabul edilmişse kendi takdirine bağlıdır; halk oylamasına sunmayabilir. AK Parti 2015’te 367 milletvekili çıkarabilir mi? Mümkün ama Erdoğan çıkarmayacak. Yeni Başbakan ve AK Parti genel başkanı yönetimindeki AK Parti çıkaracak. AK Parti’nin yeni genel başkanı Başkanlık modelini destekler mi? Kendisi ‘başkanlık rejimine gideceğiz’ diyerek seçime giderse destekler. Ama destekler mi desteklemez mi yeni seçilecek Başbakan’ın ve AK Parti Başkanı ile karar organlarının kararına bağlı. Yani, Erdoğan’ın Başkanlık rejimine geçmesi, 2015 seçimine bağlı. Gayet doğaldır çaba göstermesi ama Ak Parti’nin 367’den fazla milletvekili çıkarması ve bunların da Erdoğan’ın sözünün dışına çıkmaması gerekir! Bu ihtimal çok uzaktır. Başbakan Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında bir fark oluşur mu? Olabilir; Erdoğan bu farkı yaratabilir; yaratmalıdır! “Yaratacaktır” diyemiyorum maalesef! Muhalefetle ilişkisi nasıl olur? Bugünkü muhalefet kalır mı? İlk soru budur! Bugünkü kalırsa, çekişme sürecektir. ‘Muhalefet kalır mı?’ derken neyi kastediyorsunuz? Cumhuriyet Halk Partisi’nde iç çekişme her dönemde olduğu gibi bugün de var. Bu çekişmeyle yönetim değişirse, bugünkü CHP yok demektir. Yeni CHP yöneticileri ne düşünecektir, parti içinde demokrasiye geçecekler mi geçmeyecekler mi, geçerse veya geçmezse yeni parti yönetimi nasıl bir tavır sergileyecektir? Bunları şimdiden düşünmek gerçekçi değil, karar veremeyiz. Bugünkü muhalefet olursa çekişme devam edecektir. 2015 seçimlerinden sonra bugünkü CHP yönetimi devam ederse, Sayın Erdoğan da cumhurbaşkanı seçilmişse, cumhurbaşkanı ile anamuhalefet partisi arasında bugün var olan çekişme sürecek demektir. Erdoğan’ın Türkiye’yi fiilen “yarı başkanlık”la yönetecek beklentisi var. Bu, mümkün müdür? Türkiye’de yarı başkanlık tartışması yapılıyor, yüzeysel ve içerikten yoksun… Erdoğan fiili başkanlık rejiminden bahsediyor zaman zaman. Ancak Türkiye’de bir asra yakın zamandır uygulanan yönetim sistemi merkezi sistemdir; demokratik döneme geçildikten sonra, beklenmeyecek biçimde, merkezileşme daha katılaşmıştır. Bu yönetim sisteminde başkanlık rejimini, ister Anayasa’yı değiştirerek, ister Erdoğan’ın isteğine fiilen uyarak, uygulamayı istemek, Ankara’yı cehenneme çevirir. Erdoğan bunu anlasaydı, üç dönem kuralını kaldırır, milletvekili seçilir, Başbakan olurdu. Şimdiye kadar karşısına çıkan bütün engellerin temelinde yerinden yönetim sisteminin bulunmayışı vardır; ne hazindir ki O bu durumu bir türlü anlayamadı! ‘Başkanlık rejimi Ankara’yı cehenneme çevirir’ sözüyle ne demek istiyorsunuz? Bugünkü kanunlarımız maalesef koyu bir merkezi yönetime göre çıkarılmıştır. Her geçen gün de bu merkezi yönetim artmaktadır. Bütün yetkiler merkezi yönetimde toplanmaktadır, her çıkan kanunda da merkezi yönetimin yetkisi artırılmaktadır. Ayrıntılara kadar tüm yetkiler merkezde. Bunlar değiştirilmeden bana göre yerinden bir yönetim kurulup çalıştırılmadan, bu çalışma görülmeden bir başkanlık rejimine geçirilirse, O başkan pek çok işi bir arada götürmek zorunda kalacaktır. Bu dayanılacak bir hayat değildir. Cehennem dediğim bu. Her gün yüzlerce soruyla karşılaşacaktır. Bugün Başbakan’ın her şeye karışmasının, her şeyde yetkili olmasının sebebi maalesef yönetim sistemimizin merkezi idare olmasıdır. Türkiye’de hiçbir konu Bakanlık dışına bırakılmamış. Yerel yönetimlere bırakılmamış. Alev alev yanan bir Ankara’dan bahsetmiyorum. Ama idare o kadar telaş içine girer ki, Cumhurbaşkanı bütün Türkiye’yi yöneten bir bürokrasinin hakimi haline dönüşür. Bugünkü bütün müsteşarlar, bakanlar başta Cumhurbaşkanı’na bağlı olacak demektir. Böyle kurulu merkezi idare bir Başkanlık rejimi tahammül edilecek bir şey değildir. Türkiye’nin en önemli meselesi, tekrar etmek isterim ki, yönetim siteminin “yerinden yönetim”e geçememesidir. İnsanların yerleştiği yere göre yönetim yok maalesef. Kaynak: Burhan Ekinci | Al Jazeera