Görüş Bildir

Kuşadası Haberleri

Kuşadası ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Kuşadası ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Kuşadası'nda Gökten Taş Yağdı: 10 Yaralı
Kuşadası’nda çevre yolu yapımı sırasında kontrolsüz dinamit patlatılması sonucu gökten taş yağdı. Patlamada yaklaşık 10 kişi yaralanırken, Ticaret Odası binasında büyük çapta hasar oluştu. 50 kadar araç zarar gördü, bazı ev ve iş yerlerinin kapı ve pencereleri kırıldı. İHA Edinilen bilgiye göre Kuşadası çevre yolu yapım çalışması sırasında Kuşadası Ticaret Odası binasının hemen yanında yüklenici firma tarafından kontrolsüz şekilde dinamit patlatıldı.
Sizin Fotoğraflarınız: Özgürlük
Okur fotoğraflarımızın bu haftaki konusu özgürlük. Nurcan adlı okurumuz bu fotoğrafla yanıt verdi çağrımıza.Fenni Özalp: Taksim Meydanı, İstanbul - 2013Helin Koç: Özgürlüğü ufka ve kuşların kanadına yazmak ...Sertaç Kayar: Urfa'nın Halfeti İlçesi'nde düzenlenen yürüyüşten...Deniz Kardelen Kara: Öğrenciler için özgürlük, eve dönüşü haber veren zil sesi mi?Hande Artsın: Özgürlük her kadının hayalidir.Furkan Kavasoglu: Kuşlar gibi özgür olmak istedim... Black's Beach, CaliforniaHakan Köse: Özgürlük ve mutluluk... Çocuk olmak gibisi yok!...Ahmet Can: Eskşehir'de bir pazar günüAli İhsan Mimtaş: Bizi esir ettiler, bizi hapse attılar, beni duvarların içinde, seni duvarların dışında... N.H. Ranİrem Civelek: Pratt Enstitüsü Brooklyn'de saklı bir cennet. Önce rüzgar gülleri karşıladı beni, New York'a geldiğim ilk gündü. Sonra tel örgüler arkasına saklanmış tutsaklar karşıma çıktı. Bilinçli olarak tel örgüler arkasında, harfiyatların yanındalardı. Neden acaba?Adviye Özyar: Taksim Meydanı = ÖzgürlükMehmet Aykut Arıman: Yakın zamanda tedavülden kaldırılacak bir kelime. Özgürlük.Emine Meltem Ayhan: Kapadokya'nın harika doğa güzelliklerinde özgürce süzülen balonlar.Ramazan Erkan Sezgin: İfade özgürlüğüAdviye Özyar: Yağmurlu bir günde sahilde....Hilmi Ayhan: Ey özgürlük!...Mehtap Antakyalı: Berkin İçin...Mürşide Üzümcüoğlu: Kuşadası'nda çektiğim özgürlük ifadesini güzel tanımlayan heykel...Altan Alkan: Dikenli telleri aşıp özgür çöllere ulaşmaya çalışan bir kaktüsün hüzünlü çabasıBüşra Bahçeci: Deniz özgürlüktür.İhsan Tunç Demiray: Yeğenim uçuyor.Atakan Turhan: Hiç özgürlüğü tatmadan ölecek olan doğuş horozu. Boyanmış ve daha agresif olması için küçük bir sepette hapsedilmiş.Aysun Odabaşı: Özgürlük kanatlarını istediğin kadar açmaktır...Atilla Barkan: Özgürlük bedel ister bazen, bazen bir gökkuşağıdır, bazen başı sonu belli olmayan bir mavi...Orhan Tsolak: Aristoteles Meydanı, Selanik-Yunanistan, 2010.Kaan Eren: Beşiktaş-Kadıköy vapurundan, Boğaziçi ortalı bir İstanbul silueti.Muhammed Baytın: Van'da bulunan yüksek bir tepede beton yığınlar arasından kurtulan bir kadının doğa ile yeniden özgürlüğünü hissetiğini vücuduyla söylerken çektiğim bir fotoğraf.Büşra Bahçeci: Çeşme - Marina
'Kanser Köy'de Ölümü Ölçtüler!
Adı Kanser Köy’e çıkan Söke’ye bağlı Kisir köyünde geçtiğimiz cuma günü yine kanserden ölen birinin cenazesi kalktı. Aynı gün, köyün Yusufalan Mahallesi’ndeki uranyum sondajlarının olduğu alanda üç farklı ülkeden, üç farklı bilim insanının, üç ayrı cihazla yaptıkları radyasyon ölçümlerinde yıllık güvenli dozun 450 katı radyasyon tespit edildi. Yaşananların büyük bir sorumsuzluğun ürünü olduğunu söyleyen bilim insanları, bölgeyi “afet bölgesi” olarak tanımladı! ÜÇ FARKLI ÜLKE, ÜÇ BİLİM İNSANI, 3 AYRI CİHAZ Evrensel’in Kisir köydeki yüksek kanser oranını ve köy yakınındaki uranyum sondajını gündeme getirdiği “Kanser Köy” haberinin ardından, bilim insanları köyü incelemeye aldı. Son olarak Fukişima’nın yıl dönümünde İzmir’deki nükleer santral karşıtı bir panele katılmak için Amerika ve Almanya’dan gelen iki bilim insanı, Kisir Köy’de ölçümler yaptı. Amerika’da yaşayan nükleer fizikçi Prof. Dr. Hayrettin Kılıç, Almanya’da yaşayan Nükleer Savaşa Karşı Uluslararası Hekimler Birliğinin Almanya Seksiyonu Üyesi Radyolog Doktor Alper Öktem ve Dokuz Eylül Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Enver Yaser Küçükgül’ün yanı sıra EGEÇEP Yürütme Kurulu Üyesi Mustafa Erkalkan ile birlikte gittiğimiz Kisir köyünde, ekibe Kuşadası EKODOSD çevre örgütü temsilcileri de katıldı. Uranyum sondajı alanlarında yapılan radyasyon ölçümlerinde üç farklı ölçüm aleti kullanıldı. Daha önce Manisa Köprübaşı Kasar köyü civarında gerçekleştirilen ve 140 kat fazla radyasyon ölçümü yapan Gamma Scout adlı cihazın yanı sıra, aynı cihazdan Almanya’dan gelirken getiren ve geçtiğimiz perşembe Gaziemir’de yeniden ölçüm yapan Dr. Öktem de ayrı ayrı ölçümler gerçekleştirdi. Prof. Dr. Hayrettin Kılıç ise sayısal ölçümün yanı sıra sesle de uyarı veren GQ GMC 300 Giger Muller Counter adlı cihazla ölçüm yaptı. 450 KAT FAZLA RADYASYON! Evrensel'den Özer Akdemir'in haberine göre, Kisir köyünün yaylası olan Osmankuyusu bölgesinin girişinden itibaren artmaya başlayan radyasyon değerleri sondaj yapılan alanlarda çok yüksek oranlara ulaştı. Özellikle yörede yaşayan köylülerin 1958’li yıllarda İngilizler tarafından açıldığını söyledikleri alanlarda yapılan ölçümlerde 30, 41, 56 mikro sievert’e ulaşan değerlerde gama radyasyon ölçümleri gerçekleştirildi. İngiliz mühendislerin köylülere “Sakın bunlara dokunmayın” dediği uranyumlu taşların olduğu tepede ölçülen rakam tam 56.1 mikro sievert’e ulaştı. Ölçümü yapan bilim insanları bu değerin yıllık güvenli dozun 450 katı anlamına geldiğini belirttiler. Bölgede evi ve bahçeleri bulunan Yusuf Çenesiz adlı köylünün evindeki ocağın küllerinde, çevredeki bahçeleri birbirine ayırmak için üst üste yığılan taşlarla oluşturulan duvarlarda yüksek oranda radyasyon ölçüldü. Bu radyasyonlu alanlarda hiçbir şekilde önlem alınmazken, herhangi bir uyarı levhası da yoktu. Dere ve çeşmelerdeki sular ise insanlar ve hayvanlar tarafından kullanılmaya devam ediyor. KİRLİLİĞİN TAŞINDIĞI KESİN Ölçüm yapılan arazinin yerleşim yerinden uzak olması nedeniyle direkt etkilenim olmasa da yağmur sularıyla, rüzgarlarla, yeraltı sularıyla kirliliğin taşındığının kesin olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hayrettin Kılıç; “Yerleşim alanlarındaki problem, besin zinciri ve radon gazı. Köydeki kanser olaylarının bu kadar artması ile doğrudan bağ kurulabilir. Yüzeydeki taşları ölçtük 56’yı gördük, 10 metre kazsaydık herhalde 1000’i bulurduk. Evlerde kullanılan taş aynı taş. Radyasyonun karıştığı alanları, suları, toprağı tespit etmek, ekilen ürünlerde radyasyon oranını ölçmek lazım” dedi. BURASI AFET BÖLGESİ! Ölçülen değerin yıl boyu insanlar için güvenli olarak kabul edilen değerin 450 katı olduğunu belirten Yrd. Doç. Enver Yaser Küçükgül, bölgedeki taramanın üç farklı ülkeden, üç farklı bilim insanı tarafından üç ayrı cihazla yapıldığının altını çizdi. Son gelişmelerle Türkiye’de bir dönem yoğun bir şekilde uranyum araştırması yapıldığını belirten Dr. Alper Öktem ise şunları söyledi; “Bu madenler rehabilite edilmeden terk edilmiş. İşte az önce karşılaştığımız olay uranyum ihtiva eden kaya parçalarını yığmışlar bir köşeye, köylüye de bunları sakın ellemeyin deyip gitmişler. Büyük bir sorumsuzluk örneği ile karşı karşıyayız. Şimdi bu işin geniş çaplı saklanması değil, üzerine gidilmesi lazım. Eğer bu sondaj kuyuları açılmasaydı toprağın üzerinde hiçbir şekilde böylesi büyük rakamlar görmeyecektik. Açıldığı için bu maden milyonlarca yıldır durduğu yerden çıkmış ve hiçbir tedbir alınmadan açıkta bırakılıp gidildiği için, suyla, rüzgarla, canlılarla çevreye yayılıyor, kontamine oluyor. Köyde kanser son derece yaygın. Daha somut adım için şunu yapmak lazım; Bir kere kaynak belli ki burası, buradan giden su. Köyde de hangi yere, hangi bitkiye, hangi toprağa veya yer altı sularına ulaştığının araştırılması lazım. Daha önce Köprübaşında TÜBİTAK destekli yapılan çalışmanın burada da bir an önce yapılması, vatandaşa durumun izah edilmesi ve icabında tahliye edilmesi gereken ev varsa tahliye etmek lazım. Burayı bir afet bölgesi olarak görüyorum!” Özer AKDEMİR | Evrensel
Polisin Kör Ettiği Gence 19 Ay Hapis Cezası Verildi
Kuşadası'nda gözaltına almak istediği Umut Tamaç'ı başından vurarak kör eden polis Murat Üşenmez, altı ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı ve cezası ertelendi. Tamaç'a ise 'direnme' suçundan yedi buçuk ay, 'hakaret' suçundan da 11 ay 20 gün hapis cezası verildi. Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre, Aydın Kuşadası’nda dört yıl önce sokakta karşılaştığı ve gözaltına almak istediği Umut Tamaç adlı şizofreni hastası genci, bıçak çektiği ve kendisine direndiği iddiasıyla başından vurarak kör eden polis Murat Üşenmez, yargılamanın sonunda ‘taksirle yaralama’ suçundan altı ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı ve cezası ertelendi. Bütün hayatı yerle bir olan 30 yaşındaki Umut Tamaç ise bir gözünü kaybettiği yetmezmiş gibi, ‘direnme’ suçundan yedi buçuk ay, ‘hakaret’ suçundan da 11 ay 20 gün hapse çarptırıldı. Cezalar ertelenmedi. Umut Tamaç’ın vurulmasından sonra polis yetkililerinin, lehte ifade vermeleri için esnafa ve tanıklara baskı uyguladığı, ilk ifadelerde “Tamaç bıçak savurdu” dedirtildiği, daha sonra jandarmada ve savcılıkta alınan ifadelerde ise gerçeğin anlatıldığı belirlenmişti. Ne var ki tanıklar, mahkeme huzurunda da bir kez daha ifade değiştirdi. O tarihte 28 yaşında olan Umut Tamaç, bir süre Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde tedavi görmüş ve taburcu edilmişti. Tamaç, 13 Nisan 2010’da çarşıya çıktığında polis Murat Üşenmez’le karşılaştı. Merkez Polis Amirliği’nde evrak memuru olarak çalışan Üşenmez görevi kapsamında olmadığı halde Adli Tıp Kurumu’na sevki olduğu gerekçesiyle Tamaç’ı durdurdu ve gencin kendisiyle gelmesini istedi. Üşenmez’in iddiasına göre Tamaç, cebindeki bıçağı çıkarıp küfür etmeye başladı, yumruk atıp boğazına sarıldı. Üşenmez de belindeki silahını çekti. Üşenmez’e göre arbede sırasında silah patladı. Tamaç’ın kafasından giren kurşun, çenesinden çıktı ve bir gözünü kör etti. POLİS BASKI UYGULADI İDDİASI Polis Üşenmez’in bu anlatımını silahın patladığı noktada kasap dükkanı işleten Mehmet Yaylacı çürüttü. Yaylacı, Tamaç’ın elindeki bıçağı çok önceden yere attığını ve elinde tutmadığını belirtirken, “Polis adama ‘Başıma bela olacaksın, seni öldüreceğim’ diyordu. Karşısındaki, korkudan ses çıkarmıyordu. Polis bu sözünü birkaç kez tekrarlayınca bu şahıs da ‘Öldüreceksen öldür’ dedi. Polis ayaklarına ateş etti. Adam yola doğru gitmek istedi. Polis önüne geçmek istedi, yakasından tuttu. Bu esnada tabancanın namlusuyla adamın alnına tıklatacak şekilde iki kere vurdu. Şakağına dayayıp tetiğe bastı” dedi. Yaylacı, olaydan hemen sonra emniyet müdürü ve polislerin esnafı gezdiğini ifade etti. Kuzeni Mustafa Yaylacı da iki kişinin arasında boğuşma yaşanmadığını belirterek, “Polis tabancayı götürüp sağ şakağına dayadı. Tabancayla itekleyerek götürmeye çalıştı. ‘Beni vurmak zorunda bırakma’ diyordu. Diğeri de, ‘Vurmazsan adam değilsin’ dedi. Polisin tabancası adamın sağ şakağındayken patladı” dedi. Bu arada polis görevlilerinin ulaştığı kimi tanıklar, Tamaç’ın polise bıçak çekip savurduğunu iddia etti. Hatta kimi tanıklar, polisin elinde silah görmediklerini bile ileri sürdü. Aynı gün Tamaç’la kavgalı bir komşunun da ifadesinin alındığı anlaşıldı. Bunun üzerine Tamaç ailesinin avukatı Bülent Tokuçoğlu ifadenin jandarma tarafından alınmasını istedi. Jandarmada dinlenen Elif Duymaz ve Selma Şekerci, Tamaç’ın bıçağı çoktan atmış olduğunu ve uzaklaştığı sırada polis Üşenmez’in tetiğe bastığını anlattı. Kuşadası Savcısı Fikret Aras tarafından yürütülen soruşturma sonunda polis Üşenmez hakkında ‘silahla adam öldürmeye teşebbüs’ suçundan, Tamaç hakkında ‘memura silahla direnme ve hakaret’ suçlarından dava açıldı. Söke 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen yargılamada kimi tanıklar ifadelerini değiştirdi. Dava, geçen 18 Mart’ta sonuçlandı. Üşenmez’e ‘taksirle yaralamaya sebebiyet vermek’ suçundan altı ay 20 gün hapis cezası verildi ve hükmün açıklanması ertelenirken; gözünü kaybeden Tamaç’a ise ‘direnme’ suçundan yedi ay 15 gün, ‘hakaret’ suçundan da 11 ay 20 gün hapis cezası verildi. Avukat Tokuçoğlu yargının devletçi bir bakış açısıyla hareket ettiğini ifade ederek, “Devletin her zaman memurunu koruyan bir zihniyetle hareket etmesinin bir sonucudur bu. Vatandaşın ister gözü kor olsun, ister canı gitsin, devlet, suçlu memurunu diğer memurları aracılığıyla, hakimi ve savcısıyla koruyor. Olan gencecik insanlara oluyor” dedi.soL
Ege'de 4,0 Büyüklüğünde Deprem
Ege Denizi'nde 4,0 büyüklüğünde deprem meydana geldi Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü resmi internet sitesinden alınan bilgiye göre, saat 17.16'da merkez üssü Kuşadası Körfezi olan 4,0 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi. posta.com.tr
19 Mayıs'ta Mykonos
Yunan adalarının en ünlüsü olan Mykonos, her daim ilgi gören ve yoğun turist akınına uğrayan bölgelerden biri. Bu nedenle tüm Yunan adaları turlarında adı geçiyor. Büyük seyahat gemileriyle ulaşım sağlanabilen adaya Kuşadası’ndan düzenlenen turlarla da gidebilirsiniz. Renkli bir gece hayatına sahip olan Mykonos, dar sokakları, küp şeklinde evleri ve taş kaldırımlarıyla en çok seyahat edilen yerlerden biri. Plajlarıyla adından söz ettiren adanın güney kıyısı en iyi kumsallara ev sahipliği yapmaktadır. Mykonos kasabından 4 kilometre uzaklıkta bulunan Platis Gialos bu kumsallardan biri. Adanın başlıca plajlarından olan kumsalın çevresinde pek çok otel ve restoran bulmak mümkün. Pek çok dalış okulunun da yer aldığı plaj, dalış meraklıların uğrak noktası oluyor. Dilerseniz Platys Gialos’tan hareket eden taksi tekneler ile diğer koyları gezebilirsiniz. Mykonos’un en güzel plajları arasında Paradise, Agrari, Super Paradise, ve Elia gelir. Çeşitli kafeler, barlar ve diskoların yer aldığı Paradise, adanın en ünlü plajlarından biridir. Su sporlarına yönelik zengin alternatifler sunan plajda keyifli vakitler geçirebilirsiniz. Tekne turlarının son durağı olan Elia, diğer plajlara göre daha sakin olmasıyla bilinir. Eğer rüzgar sörfü tutkunuysanız Korphos plajı sizin için ideal bir seçim olabilir. Adanın en dikkat çeken özelliklerinden biri ise Çıplaklar Kampıdır.Turistlerin meraklı gözlerine tanıklık eden çıplaklar kampı gerçekten çılgın bir deneyim yaşatabilir. Kendine has bir güzelliği olan Mykonos, beyaz evleri, koyu mavi kapıları, mor-pembe begonvilleriyle müthiş bir görsel şölen sunuyor. Gezilecek en güzel yerlerden biri ise dar sokakları, şapelleri ve taş kaldırımlarıyla ünlü, başkent Hora. Mykonos pek çok tarihi güzelliğe ev sahipliği yapar. Kliseler, müzeler, yel değirmenleri ve eşsiz plajlar Mykonos’ta gezilecek yerler arasındadır. Yel değirmeni, Folklor müzesi, Delos Adası, Arkeoloji müzesi görülmeye değer yerlerdendir. Adanın simgesi olan Yel değirmenleri, hilal görünümündeki limanın ilerisinde bulunmaktadır. Günümüzde işlev görmeyen ard arda sıralanmış beş değirmen, koya ayrı bir hava verir. Değirmenin yer aldığı tepeye çıkarak eşsiz liman manzarasını seyredip Mykonos’un rengarenk begonvilli evlerine hayran kalabilirsiniz. Mykonos’ta her türlü damak zevkine hitap eden restoranlar bulabilirsiniz. Venedik koyu yakınlarında veya sokaklardaki evlerin arasında pek çok restorana rastlayabilirsiniz. Yunan mutfağından lezzetlerden tatmak istiyorsanız koyun en eski mekanlarını tercih etmenizi öneririz. Türk mutfağından izler taşıyan yemekleriyle öne çıkan Yunan mutfağı, musakka, imambayıldı, cacık ve geleneksel Türk tatlılarından baklava gibi lezzetlerle hem gözünüze hem damağınıza hitap eder. Yunan Tavernalarında, nefis Ege mezeleri eşliğinde balıkların tadına vararak felekten bir gece çalabilirsiniz.
Yaptığı Mezar Taşının Parasını Alamayan Mermer Ustasından Not
AYDIN'ın Kuşadası İlçesi'ndeki Adalızade Mezarlığı'nda mezar yapan mermer ustası, alacağını tahsil edemeyince kabrin başına koyduğu mezar taşına, 'Sn. Rahmetli altında yattığın mezarın parası verilmedi aile bireylerine duyurulur' yazdı. Adalızade Mezarlığı'ndaki bir mermer ustası, mermer kaideli bir mezarda isim yazılan bölümün üzerine bir yazı yapıştırarak alacağını istedi. Kabrin başına 'Sn. Rahmetli altında yattığın mezarın parası verilmedi aile bireylerine duyurulur' yazılı bir mermer taşı bırakan mermer ustası görenleri hayrete düşürdü. İsim bölümü kapatıldığı için mezarın kime ait olduğu da belirlenemiyor. Mermeri hangi mezar ustasının bıraktığı bilinmiyor. Mezar taşına yapıştırılan yazıyı okuyan Yüksel Coşkun, 'Muhtemelen rahmetlinin mirasçıları veya çocukları mezar ustasının parasını ödememiş. Mermer ustası da böylece intikam almış. Yaklaşık on gündür bu yazı burada duruyor. Demek ki rahmetlinin çocukları veya yakınları hiç ziyarete gelmiyor. Yoksa görüp bu yazıyı kaldırırlardı' dedi.Latif SANSÜR/KUŞADASI (Aydın), (DHA)
Yandex.Haritalar'a Antalya Panaromaları Eklendi
Çevrimiçi arama motoru Yandex, Haritalar servisine eklenen Antalya Panoramaları’nı hizmete sundu. Turizmin başkenti Antalya, bugünden itibaren Yandex’in panoramaları üzerinden gezilip görülebilecek. Yandex.Haritalar’a eklenen Antalya’nın panoramik fotoğrafları, Kızıl Kale, Aspendos, Düden Şelalesi, Apollon ve Athena Tapınağı başta olmak üzere şehrin turistik ve kültürel zenginliklerini Yandex kullanıcılarıyla buluşturacak. Kullanıcılar, bu yerleri 360 derecelik yüksek çözünürlüklü görseller eşliğinde ziyaret edebilecek. İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Bursa, Kuşadası ve Didim’in ardından kullanıcılar artık Antalya’yı da Yandex üzerinden keşfe çıkabilecek. Özel çekim teçhizatlı araçlarla 1571 km yol boyunca yapılan çekimlerde, 284.064 fotoğraf Antalya Panoramaları’na eklendi. Böylelikle aralarında Antalya’nın ilçeleri Alanya ve Manavgat’ın panoramaları da dahil olmak üzere, 71.016 panorama hizmete sunuldu. Ürünün lansmasını Antalya Valisi Sebahattin Öztürk, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ve Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı Osman Ayık’ın katılımı ile Antalya’da gerçekleştirildi. Yandex.Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Mehmet Ali Yalçındağ ise konuyla ilgili şunları söyledi: “Sadece Türkiye için değil, tüm dünya için turizmin en önde gelen lokasyonlarından biri olan Antalya’yı panoramalar servisimize dahil ettik. Hem ülkemizin bu enfes güzelliğini tüm dünyaya göstermek, hem de kendi vatandaşlarımıza diledikleri zaman Antalya’yı ve Akdeniz’i görebilme imkanı vermekten dolayı çok mutluyuz. Kullanıcılar Yandex.Haritalar üzerinden Panoramalar servisiyle dilediği zaman Antalya’yı keyifle keşfedip, gezebilecek.”Stuff