onedio
Görüş Bildir

Halkların Demokratik Partisi Haberleri

Halkların Demokratik Partisi ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Halkların Demokratik Partisi ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Aksaray'da 5 Bin Kişilik HDP Protestosunda Olaylar
Aksaray'da dün Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Başkanlığı açılışında laf atmayla başlayan olaylar bugün kitlesel gösteriye dönüştü. Çıkan olaylarda 30 kadar kişi yaralandı. HDP Eş Başkanı Sabahat Tuncel’in katıldığı dünkü tören sırasında zafer işareti yapan HDP’lilerle bir grup arasındaki olaylar sırasında partinin seçim otobüsü taşlandı. Polisin oraya girmesiyle olaylar yatışırken bugün akşam saatlerinde toplanan yaklaşık 5 bin kişi, HDP il binasına yürüyüşe geçti. Saldırı girişimine karşı önlem alan polis öfkeli kalabalığı dağıtmak için biber gazıyla müdahale etti ve ortalık savaş alanına döndü. Milliyet
Sebahat Tuncel'den CHP'ye İlginç Eleştiri
HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve HDP İstanbul milletvekili Levent Tüzel, seçim çalışmaları kapsamında Çorum'u ziyaret etti. Burada partililere seslenen Sebahat Tuncel CHP'ye yüklendi. Tuncel, 'Cumhuriyet Halk Partisi olmasa başbakan bu kadar iktidarda kalamaz' dedi.CHP'Yİ TOPA TUTTUCHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Tuncel, 'Hükümetin bu halde olmasının bir nedeni de ana muhalefet partisi. Öyle bir ana muhalefet partisi var ki maşallah başka bir şeye gerek yok. Başbakan da diyor ya 'İyi ki Cumhuriyet Halk Partisi var. O olmazsa biz iktidar da bu kadar kalamazdık' çok doğru söylüyor. Cumhuriyet Halk Partisi olmazsa başbakan bu kadar iktidarda kalamaz' ifadelerini kullandı.'SOL BOŞLTA, SOL BİZDE'CHP'nin iktidar olmak gibi derdinin bulunmadığını dile getiren Tuncel, 'CHP'nin bir derdi var. Başbakandan boşalan koltuğa sayın Kılıçdaroğlu 'ben oturabilir miyim' hayali o. Ne diyor, 'AK Partide onurlu insanlar var. Başbakan gitsin, AK Parti kalsın'. O zamanda bizim aklımıza şu geliyor; herhalde Kılıçdaroğlu AK Parti'nin başkanlığına soyunuyor. Hesap sormayacağına göre. İktidar olmak isteyen bir parti bunu yapmaz. Ne yaptı şimdi; AK Parti ile kavgaya giren cemaatle yan yana. Şimdi CHP, cemaat ve eski ülkücüler ittifakı var. Kendisine sağdan yol açtı. Herkes sağa kayıyor. Sol boşta, sol bizde' dedi.HDP'YE YAPILAN SALDIRIHDP'nin otobüsüne yapılan saldırıyla de açıklamada bulunan Tuncel, 'Bizim Sinop'a girmemize izin vermeyenlere Karadeniz halkı cevap verdi. Şimdi Karadeniz'in her yerinde HDP bayrağı yükseliyor. Ordu'dan Trabzon'a her yerde HDP'nin adayları var. Faşizan saldırılar bitiyor mu bitmiyor. Urla'da karşımıza çıktı. Edirne Keşan'da karşımıza çıktı. Dün Aksaray'da karşımıza çıktı. Bugün otobüsümüzle size seslenecektik ama yok. Kamyonumuz var. Otobüse taş atanlar bu ülkeyi kurtardılar mı. Biz yolumuza mücadelemize devam edeceğiz' diye konuştu.
Ülkücüler, HDP'nin Bayraklarını Kesti
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve bazı parti yöneticileri geldikleri Ordu'da ülkücülerin protestosu ile karşılaştı. Altınordu İlçesi Şarkiye Mahallesi'nde HDP seçim bürosu önünde toplanan grup slogan atarken, bir kişi bıçakla HDP'nin bayraklarını kesti. HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, seçim otobüsü ile Samsun'dan karayoluyla Ordu'ya geldi. Karanfillerle Şarkiye Mahallesi'nde ki seçim bürosuna yürüyen Ertuğrul Kürkçü ve beraberindekiler daha sonra burada toplanıp bozkurt işareti yapan bir grup tarafından protesto edildi. Tekbir getirerek slogan atan grup seçim bürosuna girmeye çalıştı. DHA
BDP ve HDP Heyeti İmralı'ya Hareket Etti
BDP Grup Başkanvekilleri İdris Baluken, Pervin Buldan ve HDP Genel Başkan Yardımcısı Sırrı Süreyya Önder, Öcalan ile seçimlerden önceki son görüşmeyi yapmak üzere İmralı Adasına hareket etti.BDP ve HDP’den oluşan heyet, 30 Mart yerel seçimler öncesi Abdullah Öcalan ile görüşmek üzere İmralı Adası’na gitti.BDP Grup Başkanvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken ile HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, 30 Mart’ta yapılacak yerel seçimler öncesi son görüşmeyi yapmak üzere bugün sabah saatlerinde Abdullah Öcalan ile görüşmek üzere İmralı Adası’na hareket etti.Geçtiğimiz günlerde, kardeşi Mehmet Öcalan’ın ziyaret ettiği Abdullah Öcalan’ın, seçimler öncesi yerine getirilmesini istediği konuları görüşecek. Bu konuların başında yerel seçimler, Nevruz ve Suriye’nin Rojava Bölgesi’ndeki gelişmelerin yeraldığı ifade edildi.ZETE
HDP, Seçim Güvenliği İçin AGİT'e Başvuracak
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç, seçim güvenliğinin olmaması ve seçim güvenliğinin sağlanmaması nedeniyle Türkiye hükümetinin uyarılması konusunda Avrupa Güvenlik İşbirliği Topluluğu’na başvuru yapacaklarını söyledi.Saruhan Oluç, partisinin Genel Maden İşçileri Sendikası’nda düzenlenen aday tanıtım toplantısında yaptığı konuşmasında, 30 Mart yerel seçimlerinde alacakları sonuçların kendileri için önemli bir işaret olacağını söyledi. Oluç, şöyle dedi: “Bir tanesi çok kısa zamanda hazırlandık bu yerel seçime. Bunun sonuçlarını göreceğiz. İkincisi bir maya attık aslında. Bu maya tuttu mu onun sonuçlarını göreceğiz. Bunun için de çok önem veriyoruz. Bu seçim sonunda ortaya çıkan tabloyu BDP ve HDP ortaklığının aldığı sonuç nedir bunu göreceğiz. Bu seçimlerde HDP-BDP ortaklığı aslında Türkiye’nin bu seçimden en başarılı çıkan yapıları olacak. 30 Mart akşamı olduğunda iki şey görülecek. Bir tanesi Türkiye’nin her tarafında BDP-HDP ortaklığının ciddi bir güç kazandığı görülecek. İkincisi de yerel yönetimler açısından baktığımızda da Ak Parti’nin yerel yönetimlerdeki iktidarına karşı alternatifin ve ciddi muhalefetin aslında BDP-HDP ortaklığı olduğunu göreceğiz. Eğer genel seçimlerle Cumhurbaşkanlığı seçimlerini birleştirmezlerse 2015 yılında Türkiye’nin siyasi tablosunun değişmesine, eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi için barış için mücadele edenlerin bu siyasi tabloda belirleyici bir güce ulaşmalarına yol açacak bir sonuç olacaktır.” Son günlerde partilerine yönelik yapılan saldırılara da değinen Oluç, sözlerini şöyle tamamladı: “Biz eleştirilebiliriz. Herkes her türlü eleştiriyi yapabilir. Kimse bizi sevmek zorunda değil, beğenmek zorunda da değil. Fikirlerimiz, politikalarımız, projelerimiz var. Bunları tartışabiliriz. Eleştirileri dinleriz. Herkesin söyleyeceğinden bir şeyler öğreniriz, varsa yanlışlarımız bunları düzeltmeye çalışırız. Ama bütün bunları demokratik bir ortamda, medeni bir şekilde birbirimizle konuşarak kimi zaman öfkelenirsek sesimizi de yükseltebiliriz ama birbirimizi dinleyerek ve konuşarak yaparız. Saldırmak neyin nesi. Saldırmakla ne amaçlanıyor. Taş atmakla, seçim otobüsümüzün bütün camlarını kırmakla ne amaçlanıyor? Türkiye’de özgürlük, demokrasi ve eşitlik mücadelesi verenler ne zaman bu tür şeylerle yıldılar, ne zaman bu mücadeleden vazgeçtiler, ne zaman bu mücadelenin gerisine düştüler. Ne zaman ırkçıların bu saldırıları bizi yıldırabildi. Hiçbir zaman yıldıramadı. Biz bu saldırılarla ilgili iki kere hükümeti uyardık. Dedik ki, ‘seçim güvenliğini sağlamak zorundasınız’. Fakat gördük ki bu konuda gereken hassasiyet gösterilmiyor. Bazı yerlerde polis güvenliği sağlıyor saldırganlığı önlüyor. Ama bazı yerlerde görüyoruz ki polisle işbirliği içerisinde bu saldırıyı yapıyorlar. İki uyarımızı yaptıktan sonra şu kararı aldık. Avrupa Güvenlik İşbirliği Topluluğu’na başvuru yapacağız. Seçim güvenliğinin olmadığını ve seçim güvenliğinin sağlanması için gereken uluslar arası adımların atılması gerektiği ve Türkiye hükümetinin uyarılması konusunda bütün yasal prosedürleri yerine getireceğiz ve bu konuda başvurumuzu yapacağız.” (DHA)zete.com
HDP'ye Saldırılar Sürüyor
Türkiye en gergin yerel seçim arifesini yaşarken, Halkların Demokratik Partisi (HDP) yetkililerine ve teşkilat binalarına yönelik saldırılar kaygı verici boyutlara ulaştı. Son olarak sosyal medyada örgütlenen yaklaşık bin kişilik bir grubun Muğla’nın Fethiye ilçesindeki ilçe örgütü açılış törenine saldırması, bugüne kadar HDP’ye yapılan diğer saldırıları gündeme getirdi. Hemen hemen her saldırıda, HDP’li yetkililerin de belirttiği üzere kamu görevlilerinin olayları engellemekte ‘zaafiyet’ göstermesi dikkat çekiyor.    ‘Kamu görevlileri kışkırtıyor’ HDP Eşbaşkanı ve Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Radikal’e verdiği demeçte, ‘ İzmir Urla’daki saldırıyı emekli bir özel harp görevlisinin, Ordu’daki saldırıyı üniversitede görevli bir okutmanın kışkırttığını, Fethiye’de ise belediye başkanı ve emniyet müdürünün saldırganların istediği yönde hareket ettiğini’ ileri sürdü. Bugüne kadar HDP’ye yapılan saldırılar şöyle: 8 Mart: Giresun’da HDP seçim otobüsü, polis eşliğinde Kürkçü’nün partililere sesleneceği Bulancak Cumhuriyet Meydanı’na gelirken kalabalık bir grup tarafından taşlandı. 7 Mart: Seçim çalışmaları için Ordu’ya giden Ertuğrul Kürkçü, parti binasındayken bir grup tarafından protesto edildi. Uzun süre büro önünden ayrılmayan protestocular yüzünden saatlerce içerde beklemek zorunda kalan Kürkçü’yü polis arka kapıdan taksiyle kaçırmaya çalıştı, ancak bu kez de protestocu grup taksiye saldırdı. Olaylar kitlesel gösteriye dönüşüyor 5 Mart’ta Aksaray’da İl Başkanlığı binası açılışında laf atmayla başlayan olaylar kitlesel gösteriye dönüştü, 30 kadar kişi yaralandı. 4 Mart’ta Keşan’da, HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in seçim otobüsüne yaklaşık 30 kişilik bir grup Türk bayrağı açarak taşla saldırdı.Seçim bürosu açılmadan taşlandı 23 Şubat günü İzmir’in Urla İlçesi’nde seçim bürosu açma hazırlığındaki HDP’lilere yönelik bin kişilik bir grubun saldırısıyla başlayan olaylarda dördü ağır dokuz kişi yaralandı. Aynı gün, İstanbul’da Kadıköy’de de HDP İstanbul Büyükşehir Belediyesi Eş Başkan Adayı Sırrı Süreyya Önder’in katılımıyla gerçekleşen mitingin ardından parti seçim otobüsü saldırıya uğradı. 27 Şubat: Yaklaşık 300 araçlık bir konvoyla Urla’ya gitmek isteyenHDP’liler polis engeliyle karşılaştı. HDP’liler polis eşliğinde ilçeden ayrılırken, ilçe girişinde bekleyen HDP’lilere de polis tazyikli suyla müdahale etti. Kaynak: Diken
HDP: 'Kontrollü Gerginlik Siyaseti' Yürütülüyor'
Halkların Demokratik Partisi (HDP) seçim kampanyaları boyunca süren saldırılara karşı bugün bir basın açıklaması yaptı. HDP Eşbaşkanı Ertuğrul Kürkçü , HDP’nin şimdiye kadar 20 önemli saldırıyla karşı karşıya kaldığını, yarından itibaren seçim güvenliğiyle ilgili Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na (AGİT) başvuracaklarını ayrıca saldırganların cezalandırılması için yasal süreci başlatacakları gibi seçimlerde uluslararası gözlem heyetlerinin bulunması için çağrı yapacaklarını açıkladı. HDP Eşbaşkanı Sebahat Tuncel , Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi kriz karşısında HDP’nin güçlü bir alternatif oluşturduğunu, saldırıların bunun yarattığı rahatsızlıktan kaynaklandığını ifade etti. HDP İstanbul milletvekili Levent Tüzel de medyanın saldırıları “HDP gerginliği” başlığıyla vermesini eleştirdi, herkesi saldırılara karşı tavır almaya davet etti. Kürkçü, devam eden saldırılarla seçim güvenliğinin ortadan kalktığını belirtti. Hükümeti seçim güvenliğini iadeye çağırdı. Tüm saldırıların ortak bir karakteri ve ortak özellikleri olduğunu belirten Kürkçü, saldırıları örgütleyenler arasında kamu görevlilerinin de olduğunu vurguladı ve şöyle konuştu: “HDP’nin kimsenin inancına ya da siyasi kanaatine bir müdahalesi yoktur. Zaten saldıranlar da böyle gerekçeler öne sürmüyor. Bunun açık ve dolaysız bir saldırı olduğu ifade ediliyor. Saldırılar ultra-milliyetçi, ırkçı ve faşist bir koalisyon tarafından düzenlenmektedir ve asla kendiliğinden değildir. “Kendi önlemlerimizle ilerlemeye çalışıyoruz ancak programımızı bildirdiğimiz ve saldırganlar sosyal medyadan örgütlendiği halde devlet hiçbir önlem almıyor. Yerel görevlilerin işlerini yapmadığını ve merkezden denetlenmediğini; İçişleri Bakanlığı’nın da işini yapmadığını ve kontrollü bir gerginlik siyaseti yürüttüğünü gözlemliyoruz.” Kürkçü, Cumhuriyet Halk Partisi vekillerinin twitter’dan yaptıkları açıklamalar ve Özgürlük ve Demokrasi Partisi dışında hiçbir siyasi partinin HDP’ye yönelik saldırılara karşı tavır almamasını eleştirdi, “Sessiz kalmak onaylamaktır” diye konuştu. Kürkçü, seçimlerde uluslararası gözlemci heyetler bulundurmaları için Avrupa’daki sosyalist gruplara da çağrıda bulunacaklarını söylerken, seçimlere kadar öngörülen tüm HDP etkinliklerinin planlandığı gibi gerçekleştirileceğini belirtti. Tuncel, Türkiye’deki siyasi kriz karşısında HDP’nin tek alternatif güç olduğunu, AKP’den İşçi Partisi’ne bundan rahatsız olan kesimlerin biraraya geldiğini söyledi. Saldırıların tek bir merkezden kontrol edildiğini söyleyen Tuncel, “Belediye başkanları, valiler ve güvenlik güçlerinin saldırıların içinde yer alması da bunu gösteriyor” dedi. Saldırılarda Gladyo vurgusu yaptı. Tuncel, Fethiye’de HDP ilçe örgütü açılışından önce ırkçı grupların sosyal medyadan örgütlenmeye başlaması üzerine Fethiye Valisi’yle konuştuklarını ancak “Merak etmeyin hiçbir şey olmayacak” yanıtı aldıklarını anlattı. Fethiye’de HDP binasına yönelik kundaklama girişimini hatırlatan Tuncel, “Ha yakmışsınız ha yakma girişiminde bulunmuşsunuz. Fethiye’dekilerin Sivas’takilerden ne farkı var?” dedi. İçişleri Bakanlığı'ndan açıklama beklediklerini söyledi. Çiçek Tahaoğlu | Bianet
Sırrı Süreyya Önder: "Kemal Derviş'i Anmadan Bu Cinayeti Anmak Olmaz"
HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Soma faciası ile ilgili olarak, 'Kemal Derviş, o zaman Başbakan'la görüşme yapıyor, 'tütün ekiminin sınırlandırılması gerekiyor' diyor. Soma'da cinayete kurban giden işçiler, tütün ekiminin sınırlandırılması ile birlikte madene, yerin altına, diri diri kabristana işte o gün mahkum edilmiştir' dedi. TBMM Genel Kurulu'nda, Soma'daki maden faciasıyla ilgili olarak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik hakkında verilen gensoru önergelerinin gündeme alınıp alınmayacağına ilişkin görüşmelerde konuşan HDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, Soma'daki maden faciasında 301 kişinin hayatını kaybettiğini belirterek, daha önce de iş cinayetleri yaşandığını, ancak ilk kez bir olayda 301 işçinin hayatını kaybettiğini söyledi. Son üç yılda 292 işçinin madencilik sektöründe yaşamını yitirdiğini belirten Ata, 'Ortada bir cinayet varsa, ortada bir katil yok mudur? Aileler bize katili soruyorlar' dedi. Akat, iş gücüne dayalı olarak madenlerin 20. yüzyılda çıkarıldığını belirterek, '21. yüzyılda iş gücüne dayalı olarak çıkarılmıyor madenler ama biz hala öyle çıkarıyoruz' diye konuştu. HDP'li Önder, Soma'da 432 evladın yetim kaldığını belirtti. 1970'li yıllarda devrimci işçilerin, verimsiz diye kapatılan Suluova Yeni Çeltik Madeni'ne el koyduğunu ve üretimi 60 misli artırarak gelirin hepsini Hazine'ye aktardığını belirten Önder, '12 Eylül faşist darbesi geldiğinde, o madendeki işçiler işkenceli sorguya alınmış, dövülmüş ve felç bırakılmıştır. Devlet eskiden beri yer altında çalışan işçiden korkar' dedi. 'Kemal Derviş'i anmadan...' 'Kemal Derviş'i anmadan bu cinayeti anmak olmaz' diyen Önder, şöyle konuştu: 'Kemal Derviş o zaman üçlü koalisyon döneminde Başbakan'la görüşme yapıyor ve '3 günde 3 yasa çıkarmamız elzem' diyor. Bu kanunlar, tütün ekiminin sınırlandırılması, ihale yasası ve borçlanma yasası. Bütün partileri ziyaret ediyor, destek istiyor. Soma'da cinayete kurban giden işçiler, Soma'da, Ege'de tütün ekimi yapan 580 bin ailenin işçileri, tütün ekiminin sınırlandırılması ile birlikte madene, yerin altına, diri diri kabristana işte o gün mahkum edilmiştir. Siz rahmetli olanların hangi köylerden olduğuna bir bakın, bu acı gerçeği göreceksiniz. Tarlasında tarımla uğraşan insan, girdisini bile kazanamayacak hale sokuldu, işçi toprağın altına girmeye mahkum edildi. O gün solculardan, sosyalistlerden başka kimse tütün ekimi niye yasaklanıyor diye karşı çıkmadı. Bugünün cinayetinin bütün halkaları, o gün örülmeye başlandı.' MHP'li Faruk Bal: 'Anlayamadım' MHP Konya Milletvekili Faruk Bal, tütünün yasaklanması kararının maden işçileri ile nasıl ilişkilendirildiğini anlayamadığını belirtti. Kemal Derviş 57. Hükümet'te bakan olarak atanacağı zaman MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 3 tane şart koyduğunu ifade eden Bal, Derviş'in, Hükümet ya da parti disiplinine uyacağı ya da bakanlar üstünde bir konumda asla olmayacağı şartını koyduğunu kaydetti. Bal, MHP'nin Derviş'in getirdiği yasalardan, ülke yararına olanları kabul ettiğini, olmayanlara karşı çıktığını bildirdi. Tekrar kürsüye gelen HDP'li Önder, 'Burada bin 100 liraya işçi çalıştırabilmenin koşulu, kapıda 700 liraya çalışmaya hazır işsiz stokunun genişlemesi ile mümkündür. Bu da insanların doğal geçim kaynağı olan tütün ekimini yasakladığınız zaman, açığa çıkan işsizlerle olur. Milliyetçi düşünceye sahip saygın bir milletvekili olarak, hangi güç sizin toprağınızda ne ekileceğine karar verir ve bu nasıl olur da Türklük gurur ve şuurunuzu incitmez' diye konuştu.Sataşma gerekçesiyle söz alan Faruk Bal, 'Türklük gururu ve şuuru, MHP'nin şiarıdır ve attığımız her adımda da vardır. O tarihte işsizlik vardı ve bu işsizlik varken, bir ülkenin işsizliğini daha da artırma gibi bir mantık olabilir mi? Biz Türkiye'nin ve Türk milletinin her hakkını koruma ve kollama noktasında hareket ederiz. Biz Türkiye'nin dışarıdan idare edilmesine, Kandil de Washington da dahil olmak üzere Paris de dahil olmak üzere Brüksel de dahil olmak üzere karşıyız' dedi.CNN Türk
"Çocuklar Şeytan Taşlar Gibi Seni Taşlıyor"
Batman'da bugün kutlanan Nevruz etkinliklerine katılan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı vicdanını yitirdiğini ileri sürerek, 'Ceylan Önkol'u, Berkin Elvan'ı terörist ilan etti. O ne diyor, 'ekmeği, yüzünü kapatıp taş attı.' Senin zulmüne karşı taş atmayan çocuk kalmadı. Türkiye'nin her yerinde çocuklar şeytan taşlar gibi seni taşlıyor. Çocuklar artık şeker ve oyuncakla oynamıyor' dedi. Batman'da Nevruz kutlamaları bugün Otogar bitişiğindeki Nevruz alanında kutlandı. Sabah saatlerinden itibaren yöresel giysiler içindeki Batmanlılar alanı doldururken, kentte sıkı güvenlik önlemleri alındı. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Nevruz ateşini yaktı. Demirtaş, halkın bayramını kutlayarak, 'Çok uzun yıllar zahmet ve bedel ödenen bir mücadele ile bir halk iradesi yarattınız. Batman halkına, mücadelenin zorluklarını anlatmanın anlamı yok. Siz bu mücadeleyi yürüttünüz. Burada seçime giren her partinin vaatleri olabilir, ama BDP şahsında somutlaşmış olan özgürlük talebidir. Özgürlük beklentilerini bu halk hareketinden başkası karşılayabilir mi? AKP yol da yapabilir, yolsuzluk da yapabilir. Bu konuda, iki yüzlülük konusunda, onlardan daha becerikli olan yoktur. Bu alanda Başkan Apo posterlerini açanları selamlıyorum, kimse artık bundan sonra bunu görmezden gelmeyecektir. Her BDP oyu, Batman sokaklarında analara, çocuklara, tekme-tokat, gazla, copla yaptıklarınızı unutmamak demektir. Roboskiyi unutmadık, unutmayacağız demektir. Cezaevindeki on binleri unutmadık demektir' dedi. 'Gidecek yeriniz, yatacak mezarınız olmayacak' Batman'da yeni bir kent inşa etmek için çalışma yaptıklarını belirten Demirtaş, 'Dolar yeşili görmeden, ayakkabı kutularındaki paraları görmeden yeni bir kent inşa ettik. Halkın iradesini esas alan, değerlerine ihanet etmeden, rantçılara peşkeş çekmeden, şimdiye kadar AKP'ye verilecek oyların belki bir gerekçesi vardı, AKP barış getirecek beklentisi vardı. Batman'da AKP peşinde koşanlar, sadece küçük bir duygusal neden var, ama kusura bakmayın halk bunu Batman'ı size peşkeş çekmeyecektir. Burada rant, hırsızlık mümkün değildir. Burada hırsıza yer yok, burada şeffaf halk yönetimi olacak. Her şeye rağmen, bu yalın gerçek, ortaya dökülen bu rezalete rağmen AKP'den vazgeçmeyenler, unutmasınlar burada size de yer yok. Batman halkı yediğiniz her haram lokmayı burnunuzdan fitil fitil getirecek, gidecek yeriniz, yatacak mezarınız olmayacak. Buraya gelip 'Batman belediye başkanı çalışmamış' diyen Başbakan, sen bunu unutabilirsin, ama Batman halkının desteğiyle Batmanda alnımız açık, başımız diktir. Bunun sırrı nedir? Halk belediyeciliğidir' diye konuştu. 'Bunların Türkiye'ye vereceği bir şey kalmadı' Konuşmasında, çeşitli kentlerde HDP'ye yönelik saldırıları da kınayan Demirtaş, şöyle dedi: '30 Mart'ta büyük bir şaşkınlık yaşayacak Türkiye. Ardahan'dan Urfaya, BDP'nin meşalesi yanacak. Batman halkına ricamız; durmadan, dinlemeden çalışmaktır. AKP'nin çirkinliklerini, zulmünü görmek için, kasetlere gerek yok. Biz bu alanlarda, biz cemaatin kuyruğuna takılarak büyük bir parti olmadık. Halkımızla kol kola, büyük bir parti haline geldik. Herkese bunların iki yüzlü politikalarını anlatın. Bunların Türkiye'ye vereceği bir şey kalmadı. Başbakan, gittiği her şehirde protesto ediliyor, 50-100 kişi göz altına alınıyor. Ama bir araya gelen her 50 kişi, gidip HDP binalarına saldırıyor. Emniyetin işi kalmadı Başbakan'ı halktan ve kasetlerden koruyor. Halk kimin çapı ve kalibresinin ne olduğunu biliyor. Şimdi 30 Mart'ta Batman'da uzun adamlık söküyor mu?Yoksa Batman seni cüce adam mı yapacak? Vicdanını yitirmiş bir Başbakan'dan demokrasi ve özgürlükler konusunda nasıl bir beklenti içinde olabiliriz? Ceylan Önkol'u, Berkin Elvanı terörist ilan etti. O ne diyor, 'ekmeği, yüzünü kapatıp taş attı.' Senin zulmüne karşı taş atmayan çocuk kalmadı. Türkiye'nin her yerinde çocuklar şeytan taşlar gibi seni taşlıyor. Çocuklar artık şeker ve oyuncakla oynamıyor. Türkiye toplumu, işte senin tehdit ve provokatif konuşmalarınla toplum patlama noktasına geldi. Batman senin terörist ilan ettiğin çocuklara selam göndererek 30 Mart'ta sandıkta gereken cevabı verecektir.'
‘Tampon’ mu, ‘Güvenli Bölgeler’ mi?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye'nin IŞİD’e karşı “askeri destek verebileceğini” söylemesiyle birlikte yeni bir tartışma başladı.Bu açıklamanın hemen ardından Türk yetkililer, “tampon bölge” ya da “güvenli bölge” ve bunlara ek olarak “uçuşa kapalı bölge” olasılıklarını gündeme getirdi. Bu kapsamda Türkiye’nin, IŞİD’le mücadeleye ne kadar katkı yapacağıyla ilgili tartışmalar ise daha da büyüdü.2 Ekim Salı günü TBMM Genel Kurulu’na gelmesi beklenen Irak ve Suriye ile ilgili tezkereler de Ankara’nın gündemini oldukça meşgul etmeye başladı. Hükümet, tezkerelerin içeriğine ilişkin net açıklamalar yapmazken, ana muhalefet partisi CHP “tezkerenin içeriğine katkı yapalım” diyerek hükümete çağrıda bulundu.Özcan: Politik hedefiniz, stratejiniz olacakBBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Tezkerenin içeriği de dahil her türlü katkıya hazırız ama öncelikle hükümetin bir talebi ya da teması olması lazım” dedi.Altay, ‘IŞİD’le mücadelede, Kürtlere silah yardımı yapılması’ yönündeki kimi taleplere karşı, “O konuda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yorumu, görüşü önemli. IŞİD’le mücadele etmek için her yol da mubah değildir. İç güvenlik hassasiyetlerimizi de dikkate alarak süreci götürmek lazım” ifadesini kullandı.TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nihat Ali Özcan, ‘tampon’ ya da ‘güvenli bölgeler’in teknik tarifinin birbirinden farklı olduğunun altını çizdi.Özcan, “Tampon bölgede, daha çok sınır güvenliğiyle ilgili ve geride sizin bölgenizin güvenliğini sağlaması açısından talepte bulunuyorsunuz. Güvenli bölgede ise güvenlik kenarda kalıyor, insani amaçlarla bunu yapmak istediğiniz argümanı ön plana çıkıyor. Bu nedenle böyle bir fikri uluslararası alanda daha kolay kabul ettirebilirsiniz” dedi.‘Güvenli bölgeler doğru bir tercih mi’ sorusuna Özcan, “Bu, tek başına hiçbir şeyin çözümü değil. Sizin önce bir politik hedefiniz, onu da gerçekleştirmek için bir stratejiniz olacak. Eğer o stratejinizin bir parçası ‘tampon’ ya da ‘güvenli bölge’, ‘uçuşa yasak bölge’ ise ancak o zaman bunun bir karşılığı, anlamı olur. Yoksa tek başına böyle bir şey yapıyorsanız, ‘neden yapıyorsun’ sorusu sorulduğunda, cevap veremezsiniz. Stratejinizin parçasıyla evet, gerekçesi de kendi içinde tutarlı olur. Tüm bunları gözetmeden, ‘bu mu, bu mu’ yaparak sorunun üstesinden gelemezsiniz” yanıtını verdi.Turan: ‘Tampon’ oluşturmak birkaç yönden güçİstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlter Turan ise Türkiye’nin ‘tampon bölge’den beklediği faydayı, “Suriye’den kaynaklanan göçün bu tampon bölgede tutulması ve Türkiye’ye gelmemesi” diye açıkladı.Turan, bunu gerçekleştirmenin ise “birkaç yönden güç olduğunu” ifade etti ve “Birincisi, bir tampon bölge kurulabilmesi ve oraya yerleşecek nüfusun korunabilmesi için siz, o bölgenin saldırıdan korunmasını da temin etmek mecburiyetindesiniz. Bu da ancak sizin oraya karadan silahlı güç göndermenizle mümkün olabilecek bir şeydir. Bölgenin uçuşa yasak ilan edilmesi, oranın yeterince korunmasını sağlamaz. İkincisi, dar olması düşünülen bir tampon bölgede çok sayıda nüfusun barındırılması son derece güçtür” yorumunu yaptı.Turan ayrıca tampon bölgenin gerçekleştirilmesi için uluslararası işbirliği yapılması gerektiğini de ekledi ve Suriye’nin “böyle bir tampon bölge kurulmasını kendi egemenlik hakkının ihlali olarak göreceğini” söyledi.Kaplan: Çözüm sürecini dinamitlerHalkların Demokratik Partisi (HDP) ise ‘tampon bölge’nin “fikrine” bile karşı. HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ‘tampon bölge’ kurulması durumunda Suriye'nin kuzeyinde Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Rojava bölgesindeki “direnişin de kırılacağı” yorumunu yaptı ve 'Tampon bölge kurulma fikri, çözüm sürecini dinamitler' dedi.Kaplan, çözüm sürecinin, “Türkiye'deki Kürtler açısından olduğu kadar, Rojava ve Irak'taki Kürtler açısından da geçerli, birbiriyle bağlantılı bir süreç” olduğunu savundu ve “Kimin arasına tampon kuruyorsunuz? Bunların hepsi akraba' diye konuştu.Gazeteci Semih İdiz ise ‘tampon bölge kurulması yönündeki tartışmaların çözüm sürecine zarar vereceği’ ve ‘sınırın diğer tarafındaki Kürt halklarını dağıtacağı’ yönündeki yorumlar için “Bunlar biraz yakıştırma. Çünkü şimdi ilk etapta herhalde Kürt Devleti, Türkiye gibi konularla meşgul değiller. Şu anda kendilerinin halklarının güvenliklerini sağlamakla meşguller” dedi.Bu yöndeki yorumlar için “spekülatif kalıyor” ifadesini kullanan İdiz, “Şu anda bölgede sadece Kürtler değil, bir koalisyon var. Hem Özgür Suriye Ordusu, hem de ılımlı ve Batı'yla işbirliği yapan İslami Cephe var. Bu tip yorumlar mevcut durum karşısında biraz prematüre gibi geliyor bana” yorumunda bulundu.Sinan Onuş | BBC Türkçe