Görüş Bildir
Haberler
Kronik Yorgunluk Sendromu (Myaljik ensefalomiyelit, Chronic fatigue syndrome)

etiket Kronik Yorgunluk Sendromu (Myaljik ensefalomiyelit, Chronic fatigue syndrome)

Fatma Coşar
26.05.2024 - 10:47

Kronik yorgunluk sendromu (KYS), en az 6 ay süren inatçı veya tekrarlayan ve açıklanamayan yorgunlukla karakterize bir hastalıktır. Efor sonrası halsizlik ve yorgunluk, dinlendirici olmayan uyku, bilişsel bozukluklar, immün fonksiyon bozukluğu, ağrı, otonomik fonksiyon bozukluğu ve nöroendokrin semptomları içeren karmaşık bir sendromdur. Hastaların % 10'u 5 yıl içinde tanı almaktadır. Tanıdaki bu gecikme, öncelikle spesifik tanı testlerinin yokluğuna ve genel bir klinik farkındalık eksikliğine bağlanmaktadır. Kronik yorgunluk sendromuna bağlı üretkenlik ve iş gücü kaybı oldukça yüksektir. Bireylerin %35 ila %69 arasında değişen büyük bir oranı KYS nedeniyle çalışamamaktadır.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Kronik yorgunluk sendromu belirtileri

Kronik yorgunluk sendromu belirtileri

Klinikte aşırı efor ile ortaya çıkmayan ve dinlenme ile önemli ölçüde hafiflemeyen yorgunluk, efor sonrası halsizlik, dinlendirmeyen uyku, yaygın ağrılar karşımıza çıkmaktadır. Kafa karışıklığı, konsantrasyon güçlüğü, kısa süreli bellekte bozulma, kelime geri getirmede zorluk gibi bilişsel fonksiyonlarda bozulma sıktır. İrritabl bağırsak sendromu, sık idrara çıkma, mesane disfonksiyonu, terleme atakları, ekstremitelerde soğukluk hissi, aşırı sıcak ve soğuğa tahammülsüzlük, kilo değişimi, iştahsızlık, tekrarlayan boğaz ağrısı, tekrarlayan grip benzeri hastalık, yeni gıda hassasiyetive/veya kimyasal hassasiyet diğer belirtiler arasındadır. 

“Tüm semptomlar stres ile şiddetlenmektedir.”

Ek olarak bu hastalarda ortostatik intolerans (örn. ortostatik hipotansiyon, refleks senkop veya postural ortostatik taşikardi sendromu) görülmektedir. Postural ortostatik taşikardi sendromu (POTS), 10 dakikalık ayakta durma testinde 'baş dönmesi', 'beyin sisi', çarpıntı, titreme, genel güçsüzlük, bulanık görme gibi semptomlarla birlikte kalp atış hızında dakikada 30 atımdan fazla artış olarak tanımlanır.

Kronik yorgunluk sendromu nedenleri 

Kronik yorgunluk sendromu nedeni bilinmeyen heterojen bir hastalıktır. Önerilen bazı hipotezler arasında “Mikrobiyal Tetikleyiciler” (viral, paraziter, bakteriyal enfeksiyon geçmişi), “Bağışıklık Sisteminin Regulasyon Bozukluğu”, “Mitokondriyal Disfonksiyon”, “Genetik Yatkınlık”, “Oksidatif Stres” ve “Endokrin Anormallikler” yer almaktadır.

Kronik yorgunluk sendromuna sıklıkla eşlik eden hastalıklar şunlardır:

-Fibromiyalji

-Çene eklemi bozuklukları (Temporomandibular eklem sendromu)

- İrritabl bağırsak sendromu

-Çoklu kimyasal duyarlılıkları

-Miyofasiyal ağrı sendromu 

-İnterstisyel sistit

-Raynaud fenomeni

-Hashimoto tiroiditi

-Mitral kapak prolapsusu

-Migren

-Alerjiler

Tedavi 

Eğitim: Bütün hastalıklarda olduğu gibi öncelikle doğru tedavi için doğru tanı şarttır. Hastalar yapılan pek çok tetkike rağmen tanının netleşmemesi ve semptomların sürmesi nedeniyle çoğu zaman umutsuzluğa kapılırlar. Kronik Yorgunluk Sendromu hakkında bilgi sahibi olan klinisyenler daha erken dönemde tanı koyup, gerçekçi beklentilerle tedaviye başlayarak hastanın belirtilerinde vakit kaybetmeden iyileşmeye neden olurlar.

Enerji yönetimi: Enerji eksikliği hastalığın önemli bir özelliği olduğundan, hastaları enerji yönetimi konusunda eğitmek faydalı olacaktır. Hastalar semptomları nüksetmeden önce aktivitelerini durdurmayı öğrenmelidirler. Aşırı efordan kaçınmak için günlük aktivitelerini dinlenme periyotlarıyla dönüşümlü olarak yönetilebilirler. Stresin azaltılması da hem enerji yönetiminde ve hem de tüm belirtilerin gerilemesinde etkili olabilir. Stres azaltma teknikleri arasında meditasyon, yoga sayılabilir. Bununla birlikte, stresi azaltmak için alternatif yöntemlere başvurmadan önce, bireyin enerji toleransı göz önünde bulundurulmalıdır.

Uyku bozukluklarının tedavisi: Hastalarda görülen dinlendirmeyen uyku ve diğer uyku bozukluklarının tedavisi yapılmalıdır. Tedavide uyku hijyeni ile birlikte uygun dozda melatonin başlanarak ihtiyaç halinde ek psikiyatrik ilaçlardan yararlanılabilir.

Uyku hijyeni için öneriler

Uyku hijyeni için öneriler

• Aynı saatte yatıp aynı saatte uyanmak 

• Yatak odasında saati göz önünde bulundurmamak

• Odanın çok sıcak olmamasını sağlamak

• Odanın yeterince karanlık olmasını sağlamak

• TV, müzik… eşliğinde uyumamak 

• Gece herhangi bir nedenle geç yatılsa bile sabah vaktinde kalkmak ve gündüz uyumamak

• Uyarıcı etkileri nedeniyle saat 16.00’dan sonra kafein alımından ve özellikle geceleri sigaradan kaçınmak

• Yatak odasını uyku dışındaki eylemler için tv izlemek, yemek yemek, çalışmak, kitap okumak gibi) kullanmamak

• Akşam ağır yemekler yememek

• Yatakta uyumadan geçen süreyi azaltmak (15-20 dk içinde uykuya geçilemezse rahatlatıcı bir uğraşıda bulunmak)

• Evcil hayvanları yatak odasına almamak (patili dostlarımızla aynı yatakta yatmak çok keyifli olsa da gece fazla hareketli olabildikleri için bu süreçte çok sayıda uyanmaya neden olabilirler.)

Osteopatik tedaviler: KYS hastalarında Osteopatik Tedaviler egzersiz sonrası yorgunluğu azaltma, kas gerginliğini giderme ve ağrı kontrolünü sağlama gibi pek çok alanda fayda sağlayabilir. 

Diyet, takviyeler, ek ilaçlar 

Yorgunluk nedeniyle düzenli alışveriş yapamama, yiyecek hazırlayamama, iştah değişiklikleri gibi nedenler dengeli bir diyetin sürdürülmesini güçleştirir. Vitamin ve mineral eksikliklerini gidermek ve daha iyi enerji metabolizmasını desteklemek için multivitamin takviyesi önerilebilir. Özellikle ilgi çeken takviyeler arasında çinko, esansiyel yağ asitleri, koenzim Q10 (CoQ10) ve B12 vitamini bulunmaktadır. 

Bağırsak mikrobiyotasındaki hemostazisin bozulması, Merkezi Sinir Sisteminde değişikliklere yol açmaktadır ve değişen bağırsak bakterileri duyguların işlenmesini etkileyebilir. Bağırsak florasının değişmesi KYS semptomlarını şiddetlendirebilir. Uygun pre-probiyotiğin başlanması ile birlikte kişinin bu süreci bir fonksiyonel tıp diyetisyeni ile yönetmesi, diyet önerilerine uyulması süreci oldukça olumlu etkileyecektir. 

Tedavi sürecinde eşlik eden hastalıkların yönetimi çok önemlidir. Yorgunluğa ek olarak, hastalar genellikle yaygın ağrı, depresyon ve anksiyete belirtileri yaşarlar .Eşlik eden psikiyatrik hastalıklar mutlaka tedavi edilmelidir. Onun dışında yukarıda belirtilen Kronik Yorgunluk Sendromuna sıklıkla eşlik eden hastalıkların (fibromiyalji, migren…) tedavisinde de antidepresanlar yer almaktadır. Tüm bunlara ek olarak kronik bir tıbbi durumla uğraşmanın getirdiği depresyonu hafifletmek için de işe yarayabilir.  

“Kronik yorgunluk sendromu tedavisinde psikoterapiye mutlaka yer verilmelidir.”

Instagram

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam