Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
Reza'ya Ödül Verenlere Soruyorum | Ahmet Hakan | Hürriyet
Çok saygıdeğer ödül verenler!
Lütfen bana, benim anlayacağım şekilde basit ve yalın bir şekilde söyler misiniz?
*
Bu Reza denilen şahıs...
Nasıl ihracat şampiyonu olmuştur?
Ne üretmiştir?
Ne ihraç etmiştir?
Hangi ülkelere ihracat yapmıştır?
Ürettiği malın hammaddesini hangi ülkeden almıştır?
Fabrikaları var mıdır? Varsa nerelerdedir?
*
Ve bir söz de Reza'ya ödül takdim eden iki Bakan Bey'e...
Hadi adamı akladınız, bari ödül falan vererek yeniden akla getirmeseydiniz, daha iyi olmaz mıydı?
Yürek mi yedin Fehmi Abi?
7 Haziran'dan hemen sonra...
Fehmi Koru'da bir silkinme, bir uyanış, bir cesaret, bir korkusuzluk peyda oldu.
Beştepe'yi kızdıracak lafları dizmekten kaçınmıyor.
Sünni-Türk Sorunu Önümüzde | Ahmet İnsel | Cumhuriyet
Bugün Meclis açılıyor. 7 Haziran seçimlerinden güçlendirilmiş başkanlık rejimine gidişi sağlayacak bir parlamento aritmetiği çıkmasını bekleyen AKP yönetimi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, parlamenter demokrasiyi dayatan bir Meclis yapısına adapte olmaya çalışıyorlar.
Koalisyon görüşmeleri Ahmet Davutoğlu’na başbakanlık görevi verilmesiyle resmen başlayacak. Bugünden görünen en güçlü ihtimal, AKP ile MHP’nin anlaşması. Böyle bir koalisyonun MHP açısından orta vadede yaratacağı seçmen tahribatıyla, yıllardır iktidar olmaya susamış teşkilatı tatmin etme avantajı arasında kâr-zarar hesabını MHP yöneticileri yapıyorlardır. AKP yöneticilerinin ise esas kâbusu hükümet dışında kalmak olduğu için, MHP ile yapılacak koalisyonun siyasal yüküne katlanmaya hazırlar.
AKP-MHP koalisyonu eğer gerçekleşirse, Türkiye siyasetinde taşların yerine oturduğu bir an olabilir. Bu Sünni-Türk sağ koalisyonu, AKP’nin sağ parti olma niteliğini daha da belirgin kılacaktır.
Türkiye Misafirperverlikte 1 Numaraya Yükseldi | Güven Sak | Radikal
Milyarderler listesinde Türkiye 13'üncü sıradaydı. Amerikalı bir kurumun derlediği Dünya Yardımseverlik Endeksi'nde ise 135 ülke arasında 128'inci sıradaydık. Neyse ki geçen hafta BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Yerinden Edilenler Raporu'nu yayımladı da göğsümüzü gererek anlatabileceğimiz bir hayırseverlik hikayesi çıktı. Rapora göre, resmi olarak 1,59 milyon göçmenle Türkiye 1 numara.
Geçenlerde size bir karşılaştırma yapmıştım. Ramazan ayı münasebetiyle aynı noktaya bir kez daha döneyim, müsaadenizle.
Amerikan Forbes dergisinin milyarderler listesinde Türkiye 13’üncü sıradaydı. Kolay değil, tam 32 adet dolar milyarderimiz var artık. Son 10 yılın önemli başarılarından biri buydu. Buna karşın, yine Amerikalı bir kurumun derlediği Dünya Yardımseverlik Endeksi (World Giving Index)’nde ise 135 ülke arasında 128’inci sıradaydık. Mesele zenginlikse çok sayıda zenginimiz vardı ama kimse hayırsever filan değildi. Şimdi Ramazan münasebetiyle yardımseverlikle ilgili televizyon sohbetlerini dinliyorum ama aslında yüzümde bir gülümseme ile ve daha bir “tabii, tabii canım öyleyizdir” havasında dinliyorum.
Kayıp Çocuklar Ülkesi Türkiye | Nurcan Baysal | T24
Hemen ertesi gün başka bir kayıp vakası sosyal medyanın gündemine düşüyor. İzmir’de askerliğini yapan er Osman Karadeniz 12 Haziran gününden beri kayıp. Yetkili yerlere başvuran aileye “Oğlunuzu dağda arayın” cevabı verilmiş. Devlet zorla askere aldığı genci kaybediyor ve utanmazca aileye bu cevabı verebiliyor. Bugün konuştuğum Osman Karadeniz’in abisi Kadri Karadeniz en son savcıyla kardeşinin telefon sinyallerinin takip edilmesi için görüştüklerini, savcılığın “asker telefon taşımaz” cevabı verdiğini söylüyor. “Oysa” diyor, “kardeşim telefon kullanıyordu, askerdeyken de kullanıyordu”. Kayıp Osman Karadeniz’in babası ve bir abisi İzmir’de çocuklarını ararken, anne ise Diyarbakır’da gelecek iyi bir haber bekliyor. Ancak umutlu değiller. Abi Kadri Bey, ailenin politik kimliğinden dolayı kardeşinin başına kötü bir şeyler getirildiğini düşünüyor, “hiç olmazsa ne olduğunu bilelim” diyor. Anne ise “Oğlum olmadan bayram kutlamak istemiyorum bana oğlumu getirin” diyerek gözyaşı döküyor. 11 gün 11 gecedir bir annenin kuzusu, ona teslim edilen, emanet edilen Türk Silahlı Kuvvetleri’nde kaybedilmiş ve aileye verilen anlamlı tek bir cevap yok!
Daha Çok Koalisyon Daha Az Tekrar Seçim | Abdülkadir Selvi | Yeni Şafak
AK Parti'de, Genel Merkez yöneticileri ile milletvekillerinin bir bölümü MHP ile koalisyona sıcak bakıyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da MHP ile koalisyon ve erken seçim fikrine yakın durduğu söyleniyordu.
Bakanlar Kurulu ve MKYK ise daha çok CHP ile koalisyondan yana.
İç Anadolu ve Karadeniz teşkilatları ise MHP ile koalisyonu istiyor.
Güneydoğu ise CHP'li koalisyonu savunuyor.
MHP liderinin önceliğinin koalisyon olduğunu düşünmüyorum.
1-MHP ile koalisyonda çözüm sürecini unutmak gerekiyor. Hem MHP ile koalisyon hem çözüm süreci bir arada yürümez. Bırakın çözüm sürecini şahinlerin güçlenmesinden endişe ediyorum.
Mülteciler Günü | Ayça Söylemez | BirGün
Doğum tarihi, resmi kayıtlara göre 1 Ocak 1997. Doğum yeri Afganistan. Geçen yıl 16 Mayıs’ta 20 kişiyle birlikte savaştan kaçtı. “Daha güvenli bir hayat” için. 31 Mayıs 2014’te Van’da bir hastanede öldü. İşkenceden.
17 yaşındaki Lütfillah Tacik’in hikâyesi iki hafta sürdü: Karakolda işkence, çalışmayan kameralar, ceza almayan polisler. Bir Türkiye hikâyesi.
Ölümünü öğrenmemiz ise bir evli çiftin insafından:
Geri Gönderme Merkezi’nden serbest bırakılan çift, daha önce Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği’nde çalışmış olan Avukat Mahmut Kaçan’a başvurup “merkezde bir çocuğu polisin döverek öldürdüğünü, kendilerinin serbest bırakılma nedeninin de bununla bağlantılı olabileceğini” söyledi. Kaçan araştırdığında 17 yaşındaki bir çocuğun çiftin bahsettiği tarihte öldüğünü buldu. Kaçan, Türkiye İnsan Hakları Vakfı için hazırladığı raporunda olayı şöyle anlattı:
Afganistan uyruklu 21 kişi 16 Mayıs 2014’te Türkiye’ye girmeye çalışırken Iğdır’ın Aralık ilçesinde Jandarma görevlilerince yakalandı. İfadeleri alınanlar Yabancılar Şube Müdürlüğü’ne teslim edildi, haklarında idari gözetim kararı alındı.
AKP Hükümeti Düşünce Tüketici Güveni Arttı | Süleyman Yaşar | Taraf
Dün tüketici güven endeksi açıklandı. Buna göre seçimlerin ardından tüketici güveni yükseldi.
Peki, ne anlama geliyor tüketici güven endeksinin yükselmesi?
Şu anlama geliyor; seçim öncesi son yedi yılın en düşüğü olan 64,3 düzeyine inen tüketici güven endeksi seçim sonrası Haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 3,4 oranında artarak 66,4 oldu. Böylece AKP Hükümeti’nin düşmesiyle tüketici ekonomide durumun daha iyi olacağını bize söyledi.
Gelelim istikrar masalına…
Bildiğiniz gibi AKP iktidarı sürekli, tek parti hükümeti olmazsa istikrar bozulur tezini işledi seçim meydanlarında. Oysa tek parti yönetiminde, 2014’ün son çeyreği ve 2015’in ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisi iki çeyrek üst üste küçülerek resesyona yani durgunluğa girdi. Bir tür büyüyememe krizi oluyor bu durum. Ve son altı ayda işlenmemiş gıda fiyatları yüzde 18,8 oranında arttı. İşsizlik oranı yüzde 11’i aştı. Bu arada Türk parası son altı ayda Amerikan Doları karşısında yüzde 24 oranında değer kaybetti. Ve ihracat bu yılın ilk beş ayında üst üste her ay gerileyerek yıllık bazda 158 milyar dolardan 151 milyar dolara düştü.
Esas Belirleyici KCK | Hilal Kaplan | Sabah
Önceki yazıda devletin güvenlik algısı açısından PYD ve DAEŞ'in kısa bir karşılaştırmasını yapmıştık. PKK sempatizanlarının, devlet tarafından DAEŞ'ten daha tehlikeli bulunmaya tepki göstermesi sevindirici. Zira 'T.C.'ye karşı salt düşmanca hisler besleyenlerin bu kıyastan ancak memnun olması beklenirdi. Ancak öte yandan, yıllardır T.C.'nin DAEŞ'i kurduğu/ desteklediği propagandasını yayanların da bu kıyastan müteessir olmaya ne kadar hakkı vardır, ayrı bir soru...
Şimdiye kadarki duruşundan, devletin PYD'yi IŞİD'den daha büyük tehdit olarak görmediği sonucunu çıkarmak mümkün. Zira PYD, IŞİD'den büyük tehditse, neden yıllardır açıktan desteklediğimiz Suriyeli muhalif grupların liderleri, Ankara'da bir üst düzey toplantıda bile ağırlanmamışken Salih Müslim, dün itibariyle dördüncü kez ağırlanmıştır?
PYD, IŞİD'den büyük tehditse, neden Türkiye, Suriye'ye ilk açıktan silah yardımını Kobane kuşatması sırasında yapmıştır? PYD, IŞİD'den büyük tehditse, neden 1000'den fazla PYD'li bizim hastanelerimizde tedavi edilmiştir?
Hükümet İçin Ahlaksız Senaryo | Mehmet Tezkan | Milliyet
7 Haziran akşamından beri mevzu aynı; kim kimle ortaklık kurar.. Nasıl bir koalisyon çıkar?
O günden bugüne kadar bütün olasılıklar masaya yatırıldı..
Her türlü senaryo konuşuldu, tartışıldı..
Her koalisyon formülünün onlarca sakat tarafı çıktı.. Kavgaya açık alanı veya yumuşak karnı..
Bugün yemin töreni var.. 2 Temmuz’a kadar Meclis Başkanı seçilecek.. O gün kronometre çalışmaya başlayacak..
45 gün… 1080 saat..
Seçeneklere bakalım..
Çözüm süreci şartlı, HDP destekli AKP azınlık hükümeti olabilir..
Başka!..
Yunanistan: “Hannibal ante portas” | Foti Benlisoy | fotibenlisoy.tumblr.com
Yunan hükümetiyle o soğuk diplomasi dilinde “kurumlar” denilen IMF ve AB arasında cereyan eden ve bir gerilim filmini andıran müzakerelerin finaline yaklaşıyoruz. Syriza liderliğinin önümüzdeki saat ya da günlerde adı “memorandum” olmayan bir yeni ama nispeten mutedil kesinti programını onaylaması ihtimali giderek güç kazanıyor.
Syriza aslında kendi kendisini bir tavizler kısır döngüsüne hapsetmiş durumda. Her taviz yeni ve daha büyük tavizleri gündeme getiriyor. “Kurumlar” Yunan bankacılık sisteminin altını oyar, ülkeden ciddi sermaye kaçışları yaşanır ve AB eliti alttan alta Syriza’yı bölerek yeni bir hükümet formülasyonu şekillendirmeye gayret ederken Tsipras ve etrafındakiler hâlâ beyhude yere bir “haysiyetli uzlaşı” arayışında.