onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Duyunca Sizi İliklerinize Kadar Rahatsız Edecek Birbirinden Tuhaf 15 Gerçek

Duyunca Sizi İliklerinize Kadar Rahatsız Edecek Birbirinden Tuhaf 15 Gerçek

Kumsal
16.09.2023 - 08:31

Kargaların zekası size ne kadara mal olur? Röntgen filmlerinin çocuk istismarlarını nasıl ortaya çıkardığını hiç duydunuz mu? Hepsi ve daha fazlasının cevabı için sizi içeriğimize alalım👇

Kaynak: https://list25.com/25-extremely-distu...
İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

1. Herkes sümük yer.

Her gün burnunuzu çekersiniz. Sinüsleriniz tıkanır ya da boğazınızın arkasında bir mukus topağı hissedersiniz ve içgüdüsel olarak yutkunursunuz. Kokladığınız ve yuttuğunuz o şey aslında sümüktür. Gerçek şu ki, insanlar her gün bir ila iki bardak arasında sümük yutuyor. Düşünmesi bile iğrenç ama tamamen normal.

2. Eğer büyük bir şehirde yaşıyorsanız, nükleer bomba size yönelmiş olabilir.

Nükleer bir patlamanın hedefi, büyük kentlerde veya yakınlarında yaşayan herkes olabilir. En riskli şehirler arasında New York, Los Angeles, Houston, Chicago, Washington, San Francisco, Londra, Bristol, Cardiff, Paris, Berlin, Roma bulunur.

3. Ani kardiyak ölüm, hiçbir belirti göstermez.

3. Ani kardiyak ölüm, hiçbir belirti göstermez.

Ani kardiyak ölüm, hiçbir belirti veya uyarı olmadan gerçekleşen bir durumdur. Genellikle uykuda meydana gelir ve resmi ölüm belgesinde 'kalp durması' olarak belirtilir. Bu durumda, kalbinizin aniden durduğu ve tekrar başlamadığı varsayılır.

4. Yürüyen bir ceset haline getiren hastalık: Cotard sendromu.

4. Yürüyen bir ceset haline getiren hastalık: Cotard sendromu.

Cotard sendromu diğer adıyla Yürüyen Ceset Sendromu, kişinin kendi organlarının eksik olduğuna ve ölü olduğuna inandığı nadir bir hastalıktır. Hastalığın nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, depresyon ve anksiyete gibi zihinsel hastalıklarla ilişkili olduğu düşünülür. Ayrıca bunama, Parkinson ve beyin yaralanmalarıyla da bağlantısı olabilir. Hastalar genellikle yemek yemeyi, banyo yapmayı ve konuşmayı bırakırlar. Ancak bu durum tedavi edilebilir ve çoğu kişi iyileşebilir.

5. Kargalar sizi tanıyabilir.

5. Kargalar sizi tanıyabilir.

Kargalar oldukça zeki yaratıklardır; bulmaca çözebilir, plan yapabilir ve alet kullanabilirler. Hatta kendi aletlerini oluşturabilirler. Kargalar ayrıca insanların yüzlerini ve hareketlerini hatırlayabilirler. Nazik davranırsanız sizinle dost olabilirler. Ancak kaba davranırsanız bunu hatırlayacaklar ve diğer kargalarla paylaşacaklar. Kargaları rahatsız eden insanlara saldırabilirler. Bu yüzden onlara karşı daima nazik olun ve mesafenizi koruyun.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

6. Motorlu testere, ilk başta doğumları kolaylaştırmak amacıyla tasarlanmıştı.

6. Motorlu testere, ilk başta doğumları kolaylaştırmak amacıyla tasarlanmıştı.

1780 yılında İskoçyalı iki doktor, zincirle çalışan küçük bir kesici alet olan 'Osteotom' adını verdikleri aleti icat ettiler.  Eğer anne zor bir doğum yapıyorsa ve sezaryen artık mümkün değil ise kadının pelvisini kesmek için osteotomu kullanıyorlardı.

7. Kırmızı yiyeceklerin birçoğunda böcek bulunur.

7. Kırmızı yiyeceklerin birçoğunda böcek bulunur.

Çilekli milkshake, dondurma veya kırmızı kadife pasta seviyor musunuz? İçindekileri kontrol edin: 'Karmin' içerip içermediğine bakın. Bu, çoğu kırmızı yiyecek ve içecekte kullanılan bir gıda boyasıdır. Bu boyanın milyonlarca Cochineal böceği öğütülerek elde edildiğini bilmek sizi rahatsız edebilir. Bu böcekler öğütülüp kaynatılarak kan kırmızısı bir renk elde edilir.

8. Röntgen filmi çocuk istismarlarını ortaya çıkardı.

8. Röntgen filmi çocuk istismarlarını ortaya çıkardı.

1940'larda röntgen ışınlarının yaygınlaşmasıyla çocuk doktorları, genç hastalarında eski ve yanlış iyileşmiş kırıklar görmeye başladı. Bu durumun, daha önce fark edilmeyen bir kemik hastalığı olabileceğini düşünseler de 1940-1970 yılları arasında yaptıkları araştırmalar sonucunda, gördükleri durumun aslında uzun süreli çocuk istismarının bir sonucu olduğunu anladılar. Bu rahatsız edici gerçeğin ortaya çıkması ile ebeveynlerin hikayeleri sorgulanmaya ve istismarcılarla yüzleşilmeye başlandı.

9. Köpekler, kurt içgüdülerini kaybetmezler.

9. Köpekler, kurt içgüdülerini kaybetmezler.

Köpekler, sahiplerini çok sever ve onları korumak için kendilerini feda ederler. Onların davranışları, genellikle onlara nasıl davranıldığına bağlıdır. Yüzeyin altında, köpeklerin yırtıcı içgüdüleri vardır ve bu, yavru köpeklerin gıcırtılı oyuncakları sevme nedenlerinden biridir. Bazıları sahipleri öldüğünde uzun bir süre yalnız kalırlarsa ilkel içgüdülerle hareket edebilir ve sahibinin kalıntılarını tüketmeye başlayabilir.

10. Gerçek sen diye tek bir algı yok.

Zihnimizde kendimize dair bir imaj oluştururuz fakat bu genellikle başkalarının bizi gördüğü şekilden farklıdır. Kendi öz kimliğimiz başkalarının bizi nasıl gördüğü ile de şekillenir ve bu durum 'biz'in sürekli değişen bir varlık olduğunu gösterir. Herkesin bizim hakkımızda bir kavramı vardır ve bu kavramlar da kim olduğumuzu belirler. Bu durumda, herkesin farklı bir 'biz' algısı olduğunu ve 'gerçek bir biz' olup olmadığını sorgulamamızı gerektirir.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

11. Kölelik dünyada hala var.

11. Kölelik dünyada hala var.

Kölelik, dünya genelinde hala var. BM'nin açıklamasına göre 40 milyondan fazla kişi sömürülüyor. Çin'den gelen birçok ürün, çocuk işçiliği ve zorla çalıştırma sonucu üretiliyor. Bu ürünler arasında giysiler, ayakkabılar, Noel süsleri ve tuğlalar bulunuyor. Ayrıca, kakao ve dolayısıyla çikolata ürünleri de köle emeği ile üretiliyor. Rusya'da ise seyyar satıcılık büyük ölçüde köle emeği ile gerçekleştiriliyor.

12. Einstein'ın beyni bir müzede sergilenmektedir.

12. Einstein'ın beyni bir müzede sergilenmektedir.

Albert Einstein, Nobel Ödülü sahibi ve görelilik teorisi ile tanınan bir teorik fizikçiydi. 1955'te öldüğünde, beyni incelenmek üzere çıkarıldı ve birçok bilim kuruluşuna gönderildi. Şu anda beyninin parçaları, Philadelphia'daki Mutter Müzesi'nde sergilenmektedir.

13. Sivrisinekler işkence amacıyla kullanılırdı.

13. Sivrisinekler işkence amacıyla kullanılırdı.

Eski zamanlarda sivrisineklerin kullanıldığı bir işkence yöntemi olan skapizm en korkunç uygulamalardan biriydi. Bu yöntemde kişi bir kutuya ya da iki tekneye bağlanır, süt ve bal karışımıyla kaplanır ve böceklerin saldırısına uğratılırdı. Günler sonra, kişi genellikle sivrisinekler ve diğer böcekler tarafından tüketilmiş olurdu.

14. Şempanzeler öldürmek yerine hasar vermeye odaklanır.

14. Şempanzeler öldürmek yerine hasar vermeye odaklanır.

Birçok kişi şempanzeleri evcil hayvan olarak sahiplenip onlara insan gibi davranmaktadır. Ancak, şempanzelerin öngörülemez olabileceğini unutmamak önemlidir. Şempanzelerin yaşam süresi ortalama kırk beş yıldır ve gençlik dönemlerinde saldırganlık gösterebilirler. Saldırdıklarında ise hedeflerini etkisiz hale getirmeye ve sakatlamaya çalışırlar. Saldırıya uğrayan birçok kişi yüz nakli ve el ameliyatına ihtiyaç duyar. Bu nedenle, şempanzelerin evcil hayvan olarak sahiplenilmesi kötü bir fikirdir.

15. Karabasan olarak da bilinen uyku felci gerçektir.

Etrafınızdaki her şeyin farkında olduğunuz ancak hareket edemediğiniz veya herhangi bir şekilde tepki veremediğiniz bir uyku öncesi veya sonrası durumda bulunduysanız uyku felci yaşamışsınızdır. Çoğu insan gibiyseniz, bu korkunç olabilir ve hala hareket edemez veya konuşamazken panik ataklara neden olabilir.  Ama daha da kötüsü var: Uyku felci yaşayan birçok insan halüsinasyonlar da görür. Bu halüsinasyonlar arasında sıklıkla şeytani görüntüler, yanınızda veya üzerinizde duran karanlık bir varlık yer alır.

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
translator & content editor & book editor & subtitler
Tüm içerikleri
right-dark
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
2
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın