Dünya Dışında Yaşam İçin En Uygun Gezegen Olarak Bilinen K2-18b Hakkında Bildiklerimiz
Dünya dışında yaşam var mı sorusu, uzun süredir hem bilim insanlarını hem de meraklıları meşgul ediyor. Arada sırada gelen umut verici açıklamalar ise çoğu zaman somut bir kanıta dayanmıyor. Fakat bu kez işler ciddi görünüyor çünkü K2-18b isimli gezegen üzerinde yapılan analizler, hayatın izlerine işaret ediyor. Üstelik bu gezegenin koşulları yaşama elverişli gibi görünüyor. Üstelik iddia öylesine değil; arkasında James Webb Uzay Teleskobu gibi güçlü bir teknoloji ve Cambridge Üniversitesi gibi prestijli araştırma kurumları var. Gelin bu gezegen hakkında neler biliyoruz bakalım...Kaynak 1, Kaynak 2
Atalarımız Güneş Kremi Sayesinde Hayatta Kalmış Olabilir
Güneşli günlerde sürdüğümüz kremlerin, insanlığın hayatta kalmasında rol oynamış olabileceğini düşünmek garip gelebilir ama bazı araştırmalar bu fikre kapı aralıyor. 42 bin yıl önce Dünya’nın manyetik alanı zayıfladı ve atmosferi kozmik ışınlara karşı savunmasız hale getirdi. Ozon tabakası zarar gördü ve zararlı ultraviyole ışınlar doğrudan yeryüzüne ulaştı. Böyle bir ortamda, modern insanın geliştirdiği basit ama etkili çözümler ayakta kalmasını sağlamış olabilir.Kaynak
Bilim İnsanları Dağınıklığın Zekayla Bağlantısı Olabileceğini Söylüyor
Masanın üstü kağıtlarla, kalemlerle ve eski kahve kupalarıyla doluysa ve bunu toparlamak sana hep son sıradaki iş gibi geliyorsa yalnız değilsin. Belki de sırf bu yüzden arkadaşların ya da patronun sana biraz imalı bakışlar atıyor olabilir. Ama artık o bakışlara verecek bilimsel bir cevabın var. Çünkü bu konuda yapılmış bazı araştırmalar, dağınıklığın düşündüğümüz kadar kötü olmadığını ortaya koyuyor. Hatta bu durumun yaratıcı düşünceyle doğrudan bağlantılı olabileceğini söylüyorlar.Kaynak 1, Kaynak 2
İnsan Vücudu En Fazla Ne Kadar Acıya Dayanabilir?
Bir yerinizi incittiğinizde, birkaç saniye içinde beyin devreye girer ve o bölgeye dikkat kesilirsiniz. Peki ya bu his sadece fiziksel bir alarmdan ibaret değilse? Acının kişiye özel olması, onu ölçmeyi neredeyse imkânsız hale getiriyor. Yine de bilim insanları bu gizemi çözmeye kararlı ve hatta insanların alınlarına sıcak metal bastıkları deneyler bile var. Peki acının gerçekten bir sınırı var mı yoksa sadece biz bayılana kadar mı sürüyor?Kaynak 1, Kaynak 2
Uzayda Tuvaletini Yapan Astronotların Dışkısına Ne Oluyor?
Uzayda yaşamak, sadece bilimsel deneyler yapmak ya da Dünya'yı yukarıdan izlemekten ibaret değil. Sizler de takdir edersiniz ki insan bedeni, Dünya koşullarına göre evrimleşmiş bir sistem. Yani temel ihtiyaçlar ve boşaltım gibi fizyolojik süreçler yerçekimsiz ortamda farklı yöntemlerle yönetilmek zorunda.Uluslararası Uzay İstasyonu’nda görev yapan astronotların her gün karşılaştığı bu pratik sorunlardan biri de dışkı yönetimi. Peki bu süreç uzayda nasıl işliyor? Astronotlar tuvaletlerini nereye yapıyor, bu dışkıların son durağı neresi oluyor?
Zeki İnsanlar Depresyon Gibi Mental Hastalıklara Daha mı Meyilli?
Zekanız yüksekse ve bir yandan da sürekli kaygılı ya da huzursuz hissediyorsanız, yalnız değilsiniz. Bu konuda birçok insan benzer bir ruh hali içinde olduğunu söylüyor. İnsanlar bu bağlantıyı sezgisel olarak kuruyor olsa da bilim dünyası henüz bu soruya net bir cevap verebilmiş değil. Çünkü hem zekayı hem de depresyonu ölçmek, sanıldığı kadar kolay değil. Yine de bazı teoriler, bu ilişkinin neden var olabileceğini açıklamaya çalışıyor. Gelin bakalım...Kaynak 1, Kaynak 2
4 Yıl Önce Hayatını Kaybetmişti: Ünlü Müzisyen "Yapay Beyin" Sayesinde Tekrardan Müzik Yapabiliyor
Avustralya’nın Batı Sanat Galerisi’nde sergilenen 'Yeniden Canlandırma' enstalasyonu, 'ölümsüzlük' kavramını bambaşka bir boyuta taşıdı. 4 yıl önce aramızdan ayrılan ünlü besteci Alvin Lucier, ölümünden sonra bile müziğiyle var olmaya devam ediyor. Lucier’in DNA’sından elde edilen kök hücrelerle oluşturulan bir mini beyin, çevresindeki seslere tepki vererek sürekli yeni melodiler üretiyor.Detaylar içeriğin devamında!
Hayvanların da Tıpkı İnsanlar Gibi Benzersiz Parmak İzleri Var mı?
Elinizi bir yüzeye bastırdığınızda ortaya çıkan o kıvrımlı izlerin size özgü olduğunu zaten biliyordunuz. Ama aynı yüzeye bir koala da elini bastırdığında, ortaya çıkan izin neredeyse ayırt edilemeyecek kadar benzediğini biliyor muydunuz? Parmak izinin sadece insana özgü olduğu yıllar boyunca düşünüldü ancak evrim bu konuda biraz sürprizli davranmış gibi görünüyor. Bazı hayvanların, tıpkı biz insanlar gibi, hatta bazen daha da fazla detay içeren kendilerine özgü izleri var. Üstelik bu izler sadece görünüş olarak değil, işlev açısından da oldukça önemli bir rol üstleniyor.Kaynak
Ağzımızdan Çıkan Hava Neden Hohlayınca Sıcak Üfleyince Soğuk Gelir?
Elimizi ısıtmak istediğimizde dudaklarımızı gevşeterek sıcak bir nefes veririz. Ama sıcak çorbaya üflerken dudaklarımızı büzer, soğutmak isteriz. Aynı ağızdan çıkan bu iki farklı hava akımının sıcaklık hissi bu kadar değişiyorsa, ortada ilginç bir fiziksel mekanizma olmalı değil mi? Sahiden nasıl olabiliyor? Gelin bakalım...Kaynak 1, Kaynak 2
Beyaz ve Mavi Gözlü Kedilerin Neden Çoğunluğu Genellikle Sağırdır?
Bembeyaz tüyleriyle göz kamaştıran bir kediyi görünce dönüp bir daha bakmamak elde değil. Hele bir de gözleri cam gibi mavi mi tam “masal kedisi” diyesi geliyor insanın. Ama işin ilginci, bu güzelliğin arkasında pek çok beyaz kedinin duyamadığı gerçeği yatıyor. Mavi gözlü beyaz kedilerde sağırlık oldukça yaygın ve bu durum tamamen genetikle ilgili. Şimdi, gelin birlikte bu kedilerin sırrını çözelim.Kaynak 1, Kaynak 2
Bilim İnsanları Nesli Tükenmiş Hayvanları Nasıl Geri Getiriyor?
Son zamanlarda 'Bu teknolojiyle yakında mamutları bile diriltirler' diyorsanız, o gelecek çoktan geldi bile. ABD merkezli biyoteknoloji şirketi Colossal Biosciences, 12.500 yıl önce nesli tükenmiş olan Aenocyon dirus, yani meşhur 'ulu kurt' türünü geri getirdiğini açıkladı. Evet, Game of Thrones dizisindeki o dev kurtların ilham kaynağı olan tür artık tekrar hayatta! Üstelik bu gen düzenleme, klonlama ve eski DNA’ların kullanıldığı, uzun yıllardır sürdürülen titiz bir projenin meyvesi. Peki bu nasıl mümkün oldu?Kaynak 1, Kaynak 2
Game Of Thrones’un Soyu Tükenen Ulu Kurtları 12 Bin Yıl Sonra Hayata Döndürüldü
Bilim dünyasında heyecan verici bir gelişme yaşandı. Game of Thrones’a konu olan ulu kurtların soyu 12 bin 500 yıl önce tükenmişti. Kayıp türleri geri getirmeyi amaçlayan Colossal Biosciences isimli biyoteknoloji ve genetik mühendisliği şirketi, ulu kurtlara benzeyen genetiği değiştirilmiş üç kurt ‘yarattı’. Bilim dünyasında heyecan yaratan gelişme Time dergisinin kapağına konuk oldu. Peki bilim bunu nasıl başardı?
Tıp Bu Kadar Gelişmesine Rağmen Neden Hala Soğuk Algınlığına Bir Çare Bulamadı?
Soğuk algınlığına yakalandığınızda ilk tepkiniz hala 'biri beni hasta etti' demekse, yalnız değilsiniz. Çünkü bu düşünce, aslında neredeyse bir asırdır bilim insanlarının da elinde kalan tek net bilgi. Evet, artık biliyoruz ki soğuk algınlığına kötü hava değil, virüsler neden oluyor. Ama hangi virüs ya da kaç tane virüs olduğu hala büyük bir soru işareti. O yüzden 1925’teki halk sağlığı önerileriyle 2025’teki öneriler neredeyse aynı: Temas etme, bol bol dinlen ve bağışıklığını güçlü tut. Sahiden, neden?Kaynak 1, Kaynak 2
Arı Sokması Halk Arasında Söylendiği Gibi Faydalı mı?
Arı sokması deyince birçoğumuzun aklına önce acı, sonra şişlik geliyor. Ama bir de bunun şifa kaynağı olduğunu düşünenler var. Binlerce yıldır kullanılan arı zehri tedavileri, günümüzde yeniden gündeme gelmiş durumda. Sosyal medyada da sık sık “arı sokturma terapisi” yapanlar karşımıza çıkıyor. Ancak bu yöntem ne kadar bilimsel, ne kadar riskli işte orası biraz karışık.Kaynak