Kış Kapıdan Baktırır, Kalori Yaktırır: Soğuktan Titremek Kilo Vermenize Yardımcı Olabilir
40 yıl düşünsek aklımıza gelmezdi: Soğuk hava çoğu zaman donma tehlikesi, yüksek faturalar ve buz tutan borularla anılsa da, bilim dünyası düşük sıcaklıkların vücut üzerindeki ilginç bir etkisine dikkat çekiyor: Artan kalori yakımı. Elbette uzmanlar, tüm bu konuşulanlara rağmen dikkat edilmesi gereken önemli noktalar olduğunun altını çiziyor. O zaman gelin tüm detaylarıyla ele alalım...
Hava sıcaklıkları düştüğünde, bedenimiz ısısını korumak için daha fazla kalori yakmaya başlar.

Termojenez adı verilen bu süreçte vücudumuz iki tür yağ dokusunu kullanır: beyaz ve kahverengi yağ. Beyaz yağ, ihtiyaçtan fazla kalori aldığımızda depolanır ve bu nedenle genellikle “kötü yağ” olarak bilinir. Fazla miktarda biriktiğinde kilo artışına, obeziteye, Tip 2 diyabet ve kalp hastalığı gibi önemli sağlık sorunlarına zemin hazırlayabilir.
Kahverengi yağ ise tam tersine, enerji üretimine katkı sağladığı ve metabolizmayı düzenlemeye yardımcı olduğu için “iyi yağ” olarak görülür. İnce yapılı kişilerde kahverengi yağ oranı genellikle daha yüksektir. Bu nedenle bilim insanları, beyaz yağın yakılabilen kahverengi yağa dönüşmesini sağlayacak yöntemler üzerinde çalışıyor. Araştırmalara göre bu dönüşümü, yani “kahverengileşmeyi” tetiklemenin en etkili yollarından biri düzenli olarak soğuk havaya maruz kalmak.
2012 yılında yapılan bir çalışma, yetişkinlerdeki kahverengi yağ dokusunun uygun şekilde uyarıldığında son derece aktif hale geldiğini ve enerji yakarak ısı ürettiğini ortaya koydu.

Bu uyarılmanın en bilinen yollarından biri titreme. Titreme başladığında kahverengi yağ harekete geçiyor, kalori yakımı artıyor ve vücut sıcaklığını korumak için ısı üretiliyor.
Cell Metabolism dergisinde 2014’te yayımlanan bir araştırma ise titremenin, yağ yakımını hızlandıran irisin adlı hormonun salgılanmasını tetiklediğini bildirdi. Araştırmacılar, soğuk bir ortamda 15 dakikalık titremenin, bir saat süren orta yoğunlukta egzersizle benzer fizyolojik etki yarattığını belirtiyor.
Bu bulgular aynı zamanda kriyoterapiye olan ilgiyi artırdı. Vücudun birkaç dakika boyunca çok düşük sıcaklıklara maruz bırakıldığı bu yöntem, bel çevresinin küçülmesine, kolesterolün ve kan şekeri seviyelerinin düşmesine yardımcı olabiliyor. Titremeyi temel alan başka yöntemler de mevcut; örneğin, buz torbalarıyla doldurulmuş özel bir yeleğin saatte yaklaşık 250 kalori yaktırdığı söyleniyor.
2017’de yapılan bir başka araştırma ise 15 ila 23 derece aralığında yürüyüş yapan kişilerin, 50 derece sıcakta yürüyenlere göre yüzde 34 oranında daha fazla kalori harcadığını gösterdi. Ancak araştırmacılar, bu farkın düşündüğümüz sebeplerden kaynaklanmadığını özellikle vurguluyor.
Şunu da not düşelim: Soğuk havanın kalori yakımını artırdığı doğru olsa da, aşırı üşümenin vücuda ciddi zararlar verebileceğini unutmamak lazım.

Uzun süreli ya da kontrolsüz soğuğa maruz kalmak, bağışıklığın zayıflamasından hipotermiye kadar pek çok riski beraberinde getirir. Bu nedenle, sırf daha fazla kalori yakmak uğruna kendinizi dondurucu koşullara zorlamak sağlıklı bir yaklaşım değildir. En güvenli ve sürdürülebilir sonuçlar, dengeli beslenme ve düzenli hareketle sağlanır; soğuk maruziyeti ise ancak kontrollü ve dikkatli bir şekilde uygulandığında fayda sağlayabilir.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!





Yorum Yazın