Görüş Bildir
Haberler
TÜSİAD'da Yönetim Değişti: Simone Kaslowski'den Ders Tadında Veda Konuşması!

TÜSİAD'da Yönetim Değişti: Simone Kaslowski'den Ders Tadında Veda Konuşması!

TÜSİAD'ın Olağan Genel Kurulu'nda bugün başkan değişikliği yaşandı. Simone Kaslowski önemli konulara değindiği konuşması sonrasında 2019'dan bu yana sürdürdüğü başkanlık görevini devrederken, Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan da gündeme dair konuşması ile dikkat çekti.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

TÜSİAD'ın Olağan Genel Kurulu'nda Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan gündeme dair önemli konulara değindi.

TÜSİAD'ın Olağan Genel Kurulu'nda Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan gündeme dair önemli konulara değindi.
  • Tam en kötüsünü geride bıraktık artık toparlanma dönemi dediğimizde yepyeni bir krizle karşı karşıya kalıyoruz. Adeta krizlerin sürekli hale gelmesi, belirsizlik ve öngörülemezlik yeni normalimiz oldu. 

  • Bu kez karşı karşıya kaldığımız sorun stagflasyon. Çünkü hem üretimin yavaşlaması hem de fiyatların artması kaçınılmaz. 

  • Yüksek enflasyon yol açtığı zararları zaten ekonomik ve toplumsal hayatta bir süredir yaşıyoruz. 

  • Türk lirasının değer kaybı enflasyonist baskıyı güçlendirecek. Enflasyonist baskının ortadan kaldırılması, her şeyden önce para ve maliye politikasının fiyat istikrarı doğrultusunda uygulanması gerekiyor. Ancak bu tek başına yeterli değil.

  • Enflasyonun temel sebeplerinden biri üretimin hammadde, ara malı, yatırım malına ithalat bağımlılığının yüksek olması. Bu nedenle TL değer kaybedince üretim maliyetleri hızla yükseliyor. Dışa bağımlı olduğumuz sürece dışarıdan enflasyon ithal ediyoruz. 

  • Üretim için yatırım, yatırım için de düşük faiz oranları gerekiyor. Ancak yatırımları canlandırmak amacıyla faiz oranlarının çok düşük tutulması, yüksek enflasyon ortamında tasarrufları cezalandırıyor.

  • Barış tesis edildiğinde belirginleşecek yeni küresel düzende Türkiye'nin elinin bugünkünden daha güçlü olması kuvvetle muhtemel. Türkiye Ukrayna krizinin başlangıcından beri denge politikası izliyor ve yumuşak gücünü kullanarak krizin sonlanması için ciddi bir çaba gösteriyor. 

Geleceği inşa çalışmamızda kurumlar başlığı altında yapmış olduğumuz şu üç öneriyi tekrarlamak isterim:

1. Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığının sağlanması çerçevesinde devletin tüm işlemlerinde hukukla bağlı olması ve etkin hak arama özgürlüğünün güvence altında olması.

2. Çoğulcu ve katılımcı demokrasinin güçlendirilmesi; bütün vatandaşlar için tüm hak ve özgürlük alanlarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi standartlarında geliştirilmesi, siyasette ötekileştirme, ayrımcılık ve nefret söylemleri ile mücadele edilmesi.

3. Kuvvetler ayrılığını güçlendirmek için denge ve denetleme mekanizmalarıyla yargısal denetimin güçlendirilmesi, şeffaf, hesap verebilir, daha az merkeziyetçi ve etkin bir kamu yönetimi anlayışının yerleşik hale getirilmesi.

TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski Olağan Genel Kurul'da değerlendirmelerde bulunurken, seçim sonuçları sonrasında da görevini devretti

TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski Olağan Genel Kurul'da değerlendirmelerde bulunurken, seçim sonuçları sonrasında da görevini devretti

Simone Kaslowski TL'deki değer kaybıyla beraber kentli orta ve de yoksul sınıfın zor durumda kaldığını belirtirken, beyin göçü ve İstanbul Sözleşmesine de değindi. Kaslowski'nin konuşmasında öne çıkanlar:  

  • Kuzeyimizde sonuçları 10 yıllara yayılabilecek bir savaş sürüyor. Türkiye’nin önünde yapılması gereken önemli tercihler var. Yeni yol haritalarının çizilmesi gerekiyor. 

  • Büyüme ile kalkınma arasındaki farkı çizerek ekonomik tablomuzu değerlendirmek istiyorum. Herkese ‘yoksullaştıran büyüme’ kavramını hatırlatmak isterim. Her büyüme refah artışı ile sonuçlanmaz. 

  • Son dönemde Türkiye elindeki rezervi hızla tüketmekte. Bunların kısa sürede yeniden biriktirilmesi hiç de kolay olmayacak. Döviz rezervlerimizin yanı sıra, su, orman, zeytinlik ve insan kaynaklarımızı tüketiyoruz.

  • Tabii yüksek enflasyon beklentisi içinde, döviz kurundaki belirsizlik ve rezerv erimesi nedeniyle maliyet hesabı yapamayan, öngörüde bulunamayan bir özel sektör ancak acil durumla ilgilenebiliyor. 

  • Türkiye'nin gelişmişlik düzeyinde bir ekonomide, ucuz emeğe ve düşük standartlara dayalı ihracat yoluyla kalkınma modeli uygulanamaz. 

  • Hemen hepimiz Türkiye'nin gıdada kendine yeten dünyadaki yedi ülkeden birisi olduğunu duyarak ve bundan gururuyla büyüdük. Bugünkü gerçeğimiz o nedenle bana çok hazin geliyor. 

  • Gerek Türk lirasındaki değer kaybı, gerek dünyadaki enflasyon ve tarım ürünlerinde savaşın da etkisiyle hızlanan fiyat yükselişi, ailelerin gıda bütçeleri üzerinde ağır baskı yaratıyor. Sonuçta özellikle kentli orta ve yoksul sınıflar çok zor durumda kalıyor. 

  • Dövizimiz var diyerek ithalatla sıkıntılarımızı giderme imkanlarımızın giderek daraldığı bir konjonktüre de zaten çoktan girdik. İyi ki Türkiye'nin reel kesimi bu derecede esnek ve dirayetli. Ekonomi politikalarında yapılan tüm hatalara rağmen üretmeye devam ediyor.

  • Şirket ve banka bilançoları da faiz politikasına ve enflasyona rağmen çok iyi yönetiliyor. Halen sürdürülmekte olan politikalarsa, reel kesim ve bankaları yoruyor. Krizlerde ayakta kalmak kadar, hangi bedelleri ödeyerek, hangi kaynaklarınızı harcayarak ayakta kaldığınız da çok önemlidir.

  • Öngörülemezlik, sürekli kural değişiklikleri geleceği hesaplamayı zorlaştırıyor. Daha da vahimi, tüm demokrasilerin belkemiğini oluşturan eğitimli kentli nüfus büyük bir baskı altında kaldığında beyin göçü de hızlanıyor ve yoksullaşıyoruz. 

  • Demokratik toplumların kendi hatalarından dönme imkanına sahip olduklarını gözlemledik. Kendini yenileyemeyen, eleştiriye açık olmayan, inatlaşan sistemler sonunda kırılır. Demokratik toplumlar ise esner ve yeni şartlara uyum sağlamayı becerir. Cumhuriyet'in nihai ideali de budur. 

  • Bana göre Cumhuriyet ilkelerinin en çarpıcı unsurlarından birisi kadın haklarına yaklaşımıdır. Türkiye'nin her yerinde kadınların verdikleri mücadeleyi, başarılarını, aşmak zorunda kaldıkları engelleri, üzerlerindeki baskıyı, çığırından çıkmış bir şiddet dalgası karşısındaki kararlı direnişlerini görüyoruz. Başta İstanbul Sözleşmesine geri dönülmesi olmak üzere kadınları güçlendirecek her adıma hep önem veren TÜSİAD'ın bu bayrağı hiç düşürmemesi gerektiğine inanıyorum.

Türkiye Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) yeni başkanını seçti.

Türkiye Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) yeni başkanını seçti.

TÜRKONFED Başkanlığı görevinde de bulunan Orhan Turan bugün düzenlenen TÜSİAD Genel Kurulu’nda başkanlık görevini Simone Kaslowski’den devraldı.

TÜSİAD’ın genel kurulunda seçilen yeni yönetim kurulu üyeleri ise Cevdet Alemdar, İzel Levi Coşkun, Fatih Kemal Ebiçlioğlu, Ozan Diren, Perihan İnci, Çağatay Özdoğru, Murat Özyeğin, Mehmet Tara, Serpil Veral, Elvan Ünlütürk ve Bedii Can Yücaoğlu oldu.

Genel Kurul seçimi ardından konuşan yeni başkan Turan, “Katılımcı demokrasiyi, laik hukuk devletini esas alarak, ‘özgürlük kutsaldır’ diyerek, rekabetçi piyasa ekonomisi, toplumsal refah ve sürdürülebilir çevre dengesinin benimsendiği bir ortama yönelik çalışmaları sürdüreceğiz” dedi.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Pasif Kullanıcı

Fetöcülere bak sen, nasıl cehape ağzıyla konuşmuş.

Erdem Gülden

yok yok bunlar aslında cumhuriyet düşmanı görünümünde dinci zihniyetli gibi görünse de aslında tam olarak fetocu da olup olmadığını bilemediğimiz ama kesin ... Devamını Gör