Görüş Bildir

beyin göçü Haberleri

beyin göçü ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. beyin göçü ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Gelecek 10 Yılı Şekillendirecek 10 Sosyal ve Teknolojik Trend
10 yıl kadar önce, 'sürücüsüz elektrikli arabalar, dijital para birimleri ve derin deniz madenciliği' gibi fikirler, insanlara birer bilim kurgu filmi senaryosu gibi gözüküyordu. Şimdi geldiğimiz nokta ise; sosyal, ekonomik ve teknolojik değişimlerin ne denli hızlı geliştiğinin bir göstergesidir. Çünkü düne kadar imkansız gibi gözüken bu yaratıcı fikirlerin, tek tek gerçeğe dönüştüğüne hep birlikte şahit oluyoruz. Bitcoin'in kullanıma geçmesi ya da BM'nin bazı şirketlere derin deniz madenciliği için lisans vermesi, bunlara örnektir.     Listemizdeki trendlerin bir çoğunun gelecek 10 yıl içerisinde günlük hayatımızın birer parçası olacağına emin olabilirsiniz...
Google, Rusya'daki Mühendislik Ofisini Neden Kapatıyor?
Son günlerde Google‘ın Rusya’daki bazı kısıtlayıcı yasalar yüzünden Rusya’da bulunan mühendislik ofisini kapatabileceği haberleri yayılmaya başladı. Rusya, daha önce geçtiğimiz yaz aylarında bazı adımlar atarak kendi verilerini ülke sınırları içinde tutmayan hizmetlere erişimin engelleme çalışmalarına başlamıştı.Bunun dışında bir de Ağustos ayında bloggerlar için bir kısıtlayıcı yasa hazırlayan Rus hükümeti, internet özgürlüğü karşısında 2014 yılı boyunca pek çok adım attı.Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, interneti bir “CIA projesi” olarak anmaktan çekinmiyor ve tüm dünyanın verilerini toplamakla ihtam ediyor. Bununla birlikte, verilerin kendi ülkesinde ve erişebileceği şekilde tutulmasını da, vatandaşlarını koruma amaçlı bir politika olarak lanse ediyor.Kremlin’in güttüğü bu politika doğrudan sosyal ağları ve arama motoru şirketlerini hedefe almış oluyor. Çünkü kullanıcıların en çok veri paylaşımını ve aslında “kişisel ipuçlarını” bu ağlar üzerinden veriyor.Çıkan haberlere Google resmi bir açıklama getirmemiş olsa da, Rusya’nın Google’ın mühendislik ofisini kapatmasıyla birlikte ciddi bir beyin göçü yaşayabilir. Çünkü ofisin kapanması halinde, Google’da çalışan mühendisler Google’ın başka ofislerinde bulunan mühendislik ofislerine tayin edilecek. Daha doğrusu, bu haberin mühendislere farklı ülkelerde iş tekliflerinin götürülmesi ile açığa çıkmış gibi görünüyor.Google’ın Rusya’da 100’e yakın mühendisle çalıştığı ve Rus pazarını bir hayli önemsediği de biliniyor. Burada Yandex gibi güçlü bir rakibe karşılık veren Google’ın, Rusya’nın sert politikaları yüzünden bir ülke için önemli bir yatırım sayılabilecek mühendislik ofisini (ülkemizde Google’ın bir mühendislik ofisi bulunmuyor) kapatması tabii ki internet dünyası için olumsuz bir gelişme.Webrazzi
Yunanistan'da Gençler İçin Umut Yok
Yunanistan'da Pazar günü yapılacak seçimlerin ana konusu; kemer sıkma politikalarının geleceği. Atina'da seçim heyacanı var ama, ülkeden beyin göçü de devam ediyor. 200 bin eğitimli genç başka ülkelere göç etti.'Hiçbir şey…''Burada, Yunanistan’da, kalsanız; bir doktor olarak geleceğiniz ne olur?' sorusuna, 36 yaşındaki Emmanuel Peatakis bu yanıtı verdi…Dr. Peatakis, 25 Ocak 2015 Pazar günü ülkesinde yapılacak genel seçimlerden iki gün önce ülkesini belki de bir daha dönmemek üzere terk etmeye hazırlanıyor. Mesleğini İngiltere’de devam ettireceğini söylüyor, çünkü zaten kendi ülkesinde çalışma imkânı bulamadığını anlatıyor:“ Ekonomik kriz özellikle sağlık sektörünü derinden etkiledi. Aslında hasta sayısı arttı ama krizden sonra sağlık sisteminden yararlanamıyorlar. Benim gibi birçok işsiz doktor da var. Ama Yunanistan’da sağlık harcamaları kısıtlandı, birçok hastane kapatıldı. Özel çalışan doktorların sayısı da elbette azaldı çünkü zaten insanların sağlık harcaması yapabilecek maddi imkânları yok. ”Peatakis, Tıp Fakültesini bitirdikten sonra 2007 yılında çalışmaya başladığında tuttuğu nöbetlerle birlikte ayda 2000 euro civarında kazandığını, fakat şimdi yeni mezun bir doktorun nöbetlerle birlikte en fazla 1200 euro kazandığını söylüyor. Tabii eğer, iş bulabilecek kadar şanslıysa…' Şimdi çok daha uzun saatler boyunca çalışmak zorundasınız, hatta bazen hiç ara vermeden 36 saat .'Peatakis’in İngiltere’ye göç etmesinin tek nedeni iş bulamaması, bulursa da az kazanacak olması değil. 2009’da başlayan ekonomik krizle birlikte, yeni mezun doktorların uzmanlık yapma şansı da epey azalmış.'Yunanistan’da uzmanlık yapmak için, başvuru yapıyorsunuz bu arada, sıranız gelinceye kadar, eğer isterseniz, benim bir zamanlar yaptığım gibi, bir sağlık ocağında çalışıp deneyim kazanıyorsunuz. Krizden önce, uzmanlığa kabul edilmeniz, bir-iki yıl alırken şimdi çok daha uzun süre bekliyorsunuz. Dört yıldan beri bekleyenler var. Ama sıranızın ne zaman geleceğini de bilmeniz mümkün değil.'Bütün bunlarda Yunanistan’daki doktorların geleceklerini yurt dışında aramasına neden oluyor, Peatikis’in anlattığına göre.Alman haftalık Der Spiegel dergisinde 2014’de yayınlanan bir habere göre, yalnızca Almanya’ya göç eden Yunan doktorların sayısı 35 bine ulaştı bile…Yalnızca doktorlar değilYunanistan'da 2009'da başlayan ekonomik krizin ardından beyin göçünde ciddi artışlar oldu. Selanik Üniversitesi’nin 2013’de yaptığı bir araştırma, üniversite eğitimini bitirmiş yaklaşık 120 bin eğitimli gencin ülkesinde iş bulamadığı için Yunanistan’ı terk ettiğini ortaya koyuyor. Üstelik bu rakam sürekli artıyor. Özel sektörü desteklemek için kurulan Endeavur Greece adlı kar amacı gütmeyen kuruluşun geçen yıl yaptığı tahmine göreyse, 11 milyonluk ülkedeki eğitimli gençlerin 200 bini artık başka ülkelerde yaşıyor ve çalışıyor. Makedonya Üniversitesi’nin araştırmasına göre, Yunanistan’ı terk eden eğitimli gençlerin yarısına yakını doktorasını bitirmiş kişilerden oluşuyor. Avrupa istatistikleriyse toplamda ülkeyi terk edenlerin sayısı da neredeyse 1,5 milyona yaklaştığını vurguluyor.Dr. Peatakis de birçok eğitimli gibi, devlet tarafından masrafları ödenen bir üniversiteyi bitirdiğini anlatıyor. Eğitimin bir hak olduğunu ve ücretsiz olması gerektiğini söylüyor, kendisini toplumuna karşı borçlu hissettiğini de vurguluyor:“ Fakat ne yapabilirim ki, burada gerçekten de benim için bir gelecek yok. Elbette ülkemi özleyeceğim, özellikle güneşini. Yunanlıları ayakta tutan şey, her gün güneşin doğduğunu görmek ama burada çalışmak istesem bile iş yok.”“Umudum yok”Dr. Peatakis, ülkesindeki son günlerini, dostlarıyla buluşarak, ülkesini hatırlatacak deniz, yasemin gibi kokuları satın alarak ve özleyeceğini düşündüğü, yemekleri, örneğin kabak dolması yiyerek geçiriyor, ülkesindeki seçim atmosferininse onu heyecanlandırmadığını söylüyor.Dr. Peatkis, onu yeni geleceğine götürecek İngiltere uçağına bindikten iki gün sonra, ülkesinde seçimler yapılacak. Seçimlerin ana konusu, uygulanan kemer sıkma politikaları. Seçim yarışı bu politikanın sonuç vermek üzere olduğunu ve devam edilmesi gerektiğini söyleyen iktidarın büyük ortağı Yeni Demokrasi Partisiyle, zenginlerden daha çok vergi toplayarak kamu harcamaları arttıracağını iddia eden Syriza arasında geçecek. Radikal sol olarak tanımlanan ve Yunanistan’ın borçlarının bir kısmını silinmesini talep edeceğini söyleyen başlangıçta Yunanistan’ın Euro bölgesinden çıkması gerektiğini söyleyese de, seçimler yaklaştıkça bu fikirden geri adım attığını vurgulayan Syriza anketlere göre birkaç puanla önde.Peatikis, arkadaşlarının, kendisini oy kullanıp, öyle gitmesi için ikna etmeye çalıştığını anlatıyor, ama Endeavur Greece’in raporuna göre, işsizlik sorunun çözecek yeni işler yaratmak için 25 yıl daha ihtiyaç duyan ve işsizlerin yüzde 55’inin 35 yaşın altında olduğu Yunanistan’da, seçimlerin çok fazla bir şey değiştirmeyeceğini düşünüyor:“ Syriza kazanacak gibi duruyor. Ama kazansalar bile, seçim vaatlerini yerine getirebileceklerini düşünmüyorum, ülkedeki kriz devam edecek .”Kaynak: Al Jazeera
595 Bilim İnsanı Türkiye'ye Döndü
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık, tersine beyin göçünün tüm hızıyla devam ettiğini belirterek, 'TÜBİTAK'ın çağrısıyla 595 bilim insanımız ülkelerine dönerek, çalışmalarını Türkiye'de yapacaklar' dedi.ANKARA - Mehtap YılmazBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, destek ve teşvik mekanizmalarının güçlendirilmesiyle, yurt dışından Türkiye'ye dönüş yapan bilim insanlarının sayısında önemli artış yaşandığını söyledi.TÜBİTAK'ın yönettiği Tersine Beyin Göçü Programı ile 362, yine TÜBİTAK'ın koordinasyonunda yürütülen AB programı kapsamında yurt dışında bulunan 233 araştırmacının, bilimsel faaliyetlerini Türkiye'de gerçekleştireceklerini bildiren Işık, 'TÜBİTAK çağrısıyla toplam 595 bilim insanımız ülkelerine dönerek çalışmalarını burada yapacaklar' diye konuştu.Işık, ortaya çıkan tablodan duyduğu memnuniyeti dile getirerek bilim insanlarına yapılan eve dönüş çağrısını tekrarladı. Türk bilim insanlarının projelerinin, öncelikle yurt içinde olmak üzere yurt dışında da desteklendiğini anlatan Işık, 'Ufuk 2020 programının da içinde olduğu uygulamalarla proje başına yaklaşık 5 milyon dolara varan destek programlarına daha yoğun katılımın olmasını bekliyoruz' ifadesini kullandı.'En çok 2014'te dönüş yaşandı'Çağrının başladığı 2010 yılında sadece 12 araştırmacı yurda dönerken, en çok artış 2014 yılında yaşandı. Geçen yıl yapılan 287 başvurudan 182'si kabul edilerek desteklendi.TÜBİTAK, 2015 başvurularını almaya devam ederken yurda dönen araştırmacı sayısının daha da artması öngörülüyor.AA
Konutta Yüzde 15'lik Devlet Desteği Nasıl Alınacak?
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 10. Ekonomik Kalkınma Planı'nı açıkladı. Davutoğlu, 'Kıdem tazminatı sisteminde yaşanan sorunların çözümü amacıyla ilgili sosyal taraflarla istişare halinde gerekli mevzuat düzenlemelerini yapacağız. İşsizlik sigortasından yararlanma koşullarını esnetmek ve yararlanma sürelerini arttırmak için mevzuat çalışması yapacağız' dedi. Konutta yüzde 15'lik devlet desteği nasıl alınabilecek sorusu ise bugün yanıt buldu. Bankada açılacak konut hesabına para yatıran kişi 5 yıl sonunda yüzde 15'lik devlet katkısı alabilecek.Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara Palas'ta düzenlediği basın toplantısında 10. Kalkınma Planı'nda belirlenen 25 öncelikli dönüşüm programından son pakette yer alan 8 programı ve bunlara ilişkin 380 eylem planını açıkladı. Türkiye’nin 12 yılda olağanüstü bir ekonomik ve paradigma devrimine şahit olduğuna işaret eden Davutoğlu, toplumsal hayatta süreklilik ile değişim unsurlarını göz önünde bulundurmayan hükümetlerin başarılı olamayacağını vurguladı.Hem süreklilik unsurlarıyla ortaya konan politikaların takibinin yapılması hem de dünya şartları içinde reform bilincine dayalı, yaygın ve etkin bir değişim süreci yaşanması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, 'AK Parti hükümetlerinin en önemli başarılarından biri sürekliliği durağanlık, değişimi de yapboz tahtasına dönüştürmeme başarısıdır. Süreklilik bir durağanlık değil aksine toplumların hayatında devamlılığı sağlayan bir ilkedir. Reform düşüncesi, değişim ise hayatın getirdiği dinamizmin anlaşılması çerçevesinde bir zarurettir. Bu açıdan 62. Hükümeti kurar kurmaz 12 yıllık birikim üzerinden yeni bir ekonomik hamlenin altyapısını oluşturacak, kapsamlı bir reform çabasını kamuoyuyla kademeli şekilde paylaşıyoruz' diye konuştu.Öncelikli dönüşüm programlarının, özel önemi bulunduğunu, bir omurga teşkil etiklerini dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:'Bu omurga, bizim için önümüzdeki 2023'e kadar olan dönemin temel değişim parametrelerini, reform parametrelerini ortaya koyuyor. Geçen sunumlarda, önce reel sektörle ilgili 8, daha sonra makro ekonomik sektörle ilgili 7 alanda dönüşüm programını açıkladık. Bugün de 8 alanda daha dönüşüm programı açıklayacağız. Bu çerçevede atacağımız adımları tespit edeceğiz. Burada bir hususu dikkatlerinize ayrıca getirmek istiyorum, o da bunun takibi, bu kesinlikle bir şekilde kağıt üzerinde kalacak bir çalışma değil. Takibiyle ilgili en başından taahhütte bulunduk. Takip izleme mekanizmaları da devreye girdi ve 3 ayda bir bürokratik düzeyde takip, 6 ayda bir de Bakanlar Kurulu'na sunum şeklinde takip ve belli aralıklarla benim bizzat kamuoyuna çıkarak, anlatarak ya da Başbakanlık üzerinden, bu daha kısa süreyle olur, bir yazılı sunumla ya da kamuoyunun da önünde, bu, benzeri formatta yapacağımız toplantılarla bunu paylaşacağız.'“Reform programlarının sahiplenilmesi konusunda mekanizma kuracağız”Söz konusu reform programlarının Ankara’da hazırlanıp Ankara’da kalması durumunda istenilen amaca ulaşılamayacağını dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:'İki yönde bu reform programlarının sahiplenilmesi ve yönetimi konusunda mekanizma kuracağız. Birisi yerele dönük olarak, Kalkınma Bakanlığımızın koordinasyonuyla, önemli vilayet merkezlerimizde, bölgesel merkezlerde, İç Anadolu’da, Doğu Anadolu’da, KOP, DAP, KOP gibi zaten belli çalışmaların yürütüldüğü koordinasyon merkezlerinde, bu programları anlatmak üzere seri çalışma yürüteceğiz. Dolayısıyla yerel aktörlerin, alanda bulunan aktörlerin bu programları benimsemesinin önünü açacağız. Aynı şekilde uluslararası alanda bunların bilinmesi önemli. Ben geçtiğimiz hafta İngiltere’de yatırımcı firmalarla buluştuğumda da bunu fark ettim. Yabancı analistler, buna çok özel önem verdiklerini ortaya koydular ve Türkiye’den daha fazla dikkat çekecek şekilde, bunu dikkatli takip ettiklerini gösterecek şekilde sorular yönelttiler, bu yatırımcılara ne tür imkanlar sunacak gibi.'Davutoğlu, sektörel dönüşüm reform programının uluslararası alanda da tanıtımını yapacaklarını bildirdi. Sadece Avrupa ve ABD’de değil Japonya, Hindistan ve yükselen ekonomik havzalarda da bu tanıtım çalışmalarını yürüteceklerini anlatan Davutoğlu, 'Böylece bir sahiplenme ve bilinme, tanıtım olgusuna dikkat çekeceğiz' dedi.Bugün 8 program açıklayacaklarını belirten Davutoğlu, bunların, “iş gücü piyasasının etkinleştirilmesi programı”, “temel ve meslek becerilerini geliştirme programı”, “nitelikli insan gücü için çekim merkezi programı”, “sağlıklı yaşam ve hareketlilik programı”, “yerelde kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesi programı”, “rekabetçiliği ve sosyal uyumu geliştiren kentsel dönüşüm programı”, “kalkınma için uluslar arası işbirliği alt yapısının geliştirilmesi programı” ve “kayıt dışı ekonominin azaltılması programı” olduğunu bildirdi.8 yeni program 380 eylem planından oluşuyorSöz konusu 8 programın 380 adet eylemden oluştuğunu kaydeden Davutoğlu, “Daha önce açıkladıklarımızla bu, bin 350 eylem planını barındırıyor. Böylece bütün toplum katmanlarına yayılan kapsamlı bir dönüşümü gerçekleştirmeyi ümit ediyoruz” ifadesini kullandı.Davutoğlu, “İş Gücü Piyasasının Etkinleştirilmesi Programının” hedef kitlesinin işsizler, iş gücü piyasası dışında kalan kadınlar, kayıt dışı çalışanlar ve işverenler olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:“Dolayısıyla bu programla hedefimiz, işsizliğin azaltılması, kadınların iş gücü piyasası katılımının teşviki, kolaylaştırılması ve kadınların bu anlamda kariyerle aile arasında tercih yapmak zorunda kalmalarının önüne geçilmesi ki bununla ilgili başlı başına bir açıklamada bulunduk. İş gücü piyasasını daha etkin hale getirmeyi, nitelikli ve insana yaraşır istihdamı artırmayı, işsizliği azaltmayı ve iş gücü verimliliğini yükseltmeyi amaçlıyoruz. Program döneminin sonunda yani 2018 sonunda, kadınların iş gücüne katılımı ve istihdam oranlarını her yıl ortalama 1 puan artırmayı, esnek çalışma biçimlerini ki çocuk sahibi kadınlarımızın böyle kısmi zamanlı çalışmalarıyla ilgili daha önce açıklamalarda bulunduk, esnek çalışma biçimlerini yaygınlaştırmayı ve istihdam teşviklerinin etkinliğini artırmayı planlıyoruz.”“Kadın erkek fırsat eşitliği bilincini artırmaya yönelik etkinlikler yapacağız”“İş Gücü Piyasasının Etkinleştirilmesi Programının” 43 eylem planından oluştuğuna dikkati çeken Davutoğlu, şunları söyledi:“Bunların arasında dikkat çekici olanlardan bazıları şunlar; kadın girişimciliği programını hazırlayarak, uygulamaya koyacağız. Girişimciliği, özellikle kadın girişimciliği teşvik etmek için. Çalışanların ve işverenlerin kadın erkek fırsat eşitliği bilincini artırmaya yönelik etkinlikler yapacağız. Nasıl anne ve baba, kız ve erkek çocukları arasında ayrım yapmaz, gerçek anne babaysa bu muhabbeti hepsine aynı ölçüde hisseder, devletin ve kamunun da kadınlar erkekler arasında ayrım olmaksızın bir eşitsizlik olmaması için fırsat eşitliği bilincini artıracak çalışmalar yapacağız. Aktif iş gücü programlarına ilişkin bir izleme ve değerlendirme sistemi kuracağız. Bu çok önemli. Programlarını takibini 81 il düzeyinde gerçekleştireceğiz. Yani nüfus dinamizmimiz, bizim her bölgede farklı, ya daha genç nüfusa sahip olan şehirlerden büyük şehirlere akım oluyor ya da orada o şehirde olmuyorsa bu akım o şehirde bir işsizler ordusu doğuruyor. Aktif iş gücü programlarına ilişkin bu anlamda hem izleme hem mümkün olduğu kadar yerinde istihdamı gerçekleştirmeye çalışacağız. Özel politika gerektiren gruplar için yeni program, proje ve uygulamalardan yararlanan kişi sayısını artıracağız. Uzaktan eğitim sistemini kuracak ve sisteme işlerlik kazandıracağız.”Kıdem tazminatı sistemiKıdem tazminatı sisteminde yaşanan sorunların çözümü için ilgili sosyal taraflarla istişare içinde gerekli mevzuat düzenlemelerini yapacaklarını bildiren Davutoğlu, şunları kaydetti:“Bu da çok uzun süredir gündemimizde olan konu. Bununla ilgili etkin ve herkesle istişare içinde bir politika gerçekleştireceğiz. İşsizlik sigortasından yararlanma koşullarını esnetmek ve yararlanma sürelerini artırmak için mevzuat çalışmaları yapacağız. Mevcut esnek çalışma sistemlerini daha güvenceli hale getirecek yeni esnek çalışma sistemlerini içeren mevzuat çalışması yapacağız. Esnek çalışma, belli şartlarda işverenle işçinin buluşmasını temin eden ve bir anlamda iki tarafa da esneklik getirmek suretiyle verimliliği artıran bir alan ama bunun iyi düzenlemesi halinde istismarlara yol açabilecek alan. Dolayısıyla bunun mutlaka en iyi şekilde bir sistem içinde düzenlenmesine özen göstereceğiz.”'Faiz oranlarının düşmesi zaten beklenen bir gelişmeydi'Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın dünkü açıklamaları ve faiz oranlarına ilişkin düşüncelerinin sorulması üzerine Davutoğlu, Merkez Bankası'nın kendi değerlendirmelerini yaparak, faiz oranları ve enflasyon konularında açıklamalarını yaptığını ifade etti.Hükümet kurulduktan sonra, gerek Başçı ile yaptığı görüşmede gerekse de Merkez Bankası'nda aldığı brifingde kanaatlerini paylaştıklarını hatırlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:'Dün de Sayın Başçı'nın söylediği gibi Merkez Bankası bağımsız olmak üzere, hükümete ve Başbakan'a bir danışmanlık verir. Ekonominin genel performansı itibarıyla böyle bir rolü de vardır. O yüzden Bakanlar Kurulunu yılda iki kez bilgilendirir. Bunu tamamen birbirinden kopuk mekanizmalar olarak görmek yanlış. Biz de her zaman kanaatlerimizi kendisiyle paylaştık. Davos'ta da yine bir görüşme yaptık. Düşüncelerini ve bu perspektifte yaklaşımını ortaya koydu, biz de kanaatlerimizi paylaştık. Önemli olan burada en doğru kararları, dünya ekonomisi ve Türkiye ekonomisinin gelişim seyrinde en doğru zamanda alabilmek.'Bu bakımdan, enflasyondaki düşüş ve dünya ekonomisindeki genel trend göz önüne alındığında faiz oranlarında düşmenin, zaten beklenen bir gelişme olduğunu belirten Davutoğlu, siyasi istikrarın da faiz oranlarını etkilediğini söyledi.Başbakan Davutoğlu, siyasi istikrarsızlık olan ülkelerde faizlerde çok ciddi sıçramaların yaşandığına işaret ederek, şöyle devam etti:'Türkiye'de özellikle 2 seçim sonrasında 2014 yılında siyasi istikrarın, 62. Hükümetle birlikte bir anlamda görev değişiminden sonra çok güçlü bir şekilde devam etmesinin bizatihi kendisi bile faiz oranlarını etkileyen, istikrarı yansıtan bir husus. Dolayısıyla daha önceden de böyle bir faiz indirim beklentisi bizim açımızdan vardı ve bunlar, tamamen teknik düzeyde her zaman yaptığımız görüşmelerde ifade edilmiştir. Merkez Bankası'nın enflasyonu kontrol altında tutabilmek ve fiyat istikrarı konusundaki kaygıları da göz önünde bulundurarak takip ettiği bir politika vardır. Son faiz indirim kararı doğru bir karardır, Sayın Başçı'nın dün yaptığı açıklama doğru yönde atılan bir adımdır.''Doğru zamanda doğru kararı almak gerek'Göstergelerin artık çok dinamik seyrettiğini belirten Davutoğlu, toplantı için 1 ay beklemek yerine gerektiğinde olağanüstü, öne alınmış toplantılarla piyasanın nabzını, ekonominin trendini doğru takip edip, doğru zamanda doğru kararı almak gerektiğini ifade etti.Bunun bir tabu olmadığını vurgulayan Davutoğlu, 'Şu günde toplanacak, şu günde karar alınacak diye... Sayın Başçı'nın açıklamasıyla, 'toplantı daha erkene alınabilir' demesi ve 'bu konuda karar alınabilir' demesi doğru bir açıklamadır. Bu konulardaki beklentinin ne olması gerektiğini de biz kendileriyle de konuşuruz, ekonomik değerlendirmeler yaparız ama kamuoyunun özellikle ekonomik istikrar konusunda hiçbir tereddüdün olmaması önemli' diye konuştu.Türkiye'nin rasyonel bir ekonomik anlayış içinde atılması gereken adımları atma konusunda AK Parti döneminde bir tecrübe ve birikim kazandığını vurgulayan Davutoğlu, daha önceki istikrarsızlıkların hiçbir zaman kendi dönemlerinde görülmediğini bildirdi. Davutoğlu, 'Bu çerçevede önümüzdeki günlerde, haftalarda yapılacak toplantılarla faiz oranlarının daha aşağı inme, daha aşağı bir trende doğru yönelmesi beklentisi hepimiz için söz konusudur. Bu yönde bir eğilim ve bu yönde bir karar alınacağı düşüncesindeyim ama Merkez Bankası kendi çalışma sistemini bu anlamda uygulayacak' ifadelerini kullandı.Gayrimenkul projeleri kira sertifikalarıGayrimenkul sertifikası ve sukukla ilgili soruyu da yanıtlayan Davutoğlu, bunların menkul ve gayrimenkul değerler arasında çok sağlıklı bir ilişki kurmakla ilgili olduğunu ifade etti.Davutoğlu, bu ilişkinin farklı araçlarla sağlanabildiğinin altını çizerek, bu konuda çalışmalarını yaygınlaştırarak, daha özgün, Türkiye'nin şartlarına uygun ve halkın daha fazla itibar edeceği her türlü finansal yöntemi kullanmaya kararlı olduklarını bildirdi.Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da bu konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, kira sertifikasının bir varlık üzerine kurulan bir enstrüman olduğuna dikkati çekti.Gayrimenkul projeleri üzerine kurgulanmış kira sertifikalarının dünyada gittikçe yaygınlaştığını vurgulayan Babacan, Türkiye'de de inşaat sektöründe finansal amacıyla gayrimenkul projeleri üzerine üretilmiş kira sertifikalarının yaygınlaştırılmasını istediklerini belirtti.Babacan, bunun küçük küçük örneklerinin de başladığını ifade ederek, 'Şu anda katılım bankaları üzerinden yürüyor. Ama bunun her zaman için inşaat şirketlerinin kendi üretecekleri kira sertifikaları ile yapmaları da ileride mümkün olabilecek' diye konuştu.Sosyal yardım ile istihdam arasında irtibat kurulacakBaşbakan Davutoğlu, iş dünyasının temsilcileriyle yaptıkları görüşmelerde, artan sosyal yardımların istihdamı bazen olumsuz etkilediğinin ve çalışacak insan bulmakta zorluk çekildiğinin kendilerine aktarıldığını belirterek, 'Bu anlamda sosyal yardım ve istihdam arasında irtibat kurup, sosyal yardımların istihdamı teşvik edici şekilde kullanılması, yoksa 'nasıl olsa ben şu kadar sosyal yardım alıyorum, çalışsam bunu alamayacağım, çalışmaktansa sosyal yardım alan kesim içinde bulunayım' şeklindeki bir kanaat, çok dinamik bir insan gücünü, iş gücü piyasasının dışında tutuyor' diye konuştu.İşkur'a kayıt edilen sosyal yardım yararlanıcılarına bilgilendirme ve danışmanlık hizmeti sunacaklarını bildiren Davutoğlu, şöyle devam devam etti:'Çalışabilir durumdaki sosyal yardım alanlar için istihdama kazandırıcı faaliyetlere katılmaları şartıyla, işsizlik yardımı ve benzeri özendirici yardım programları geliştireceğiz. Sosyal yardım alanların özel sektörde istihdamı halinde, sosyal güvenlik primi işveren payında teşvik getireceğiz. Mevcut istihdam teşviklerinin yetki analizi çalışmalarını yapacağız. İstihdamla ilgili bütün bu sektörel dönüşüm programlarından bağımsız olarak istihdamla ilgili, işsizlikle mücadeleyle ilgili ayrı bir çalışma ekibi kurma talimatı vermiştim. Bu çerçevede yapılan çalışmayı aynen aile ve nüfus dinamizmini koruma sunumu gibi kamuoyumuza önümüzdeki bir veya iki hafta içinde paylaşacağız. İstihdam bizim için hayati konudur.'İkinci programın 'Temel ve Mesleki Becerileri Geliştirme Programı' olduğunu belirten Davutoğlu, burada da çalışma hayatı, yabancı dil, finansal okur yazarlık, problem çözme, iletişim, liderlik, kariyer planlama gibi temel becerileri geliştirmenin yer aldığını anlattı.Davutoğlu, Türkiye'de meslek sahibi olmanın belli bir ihtisas alanında diploma sahibi olmak şeklinde algılandığına dikkati çekerek, 'Halbuki o diploma, iş becerisini teminat altına alan bir belge değil. O diploma belli bir eğitimin tamamlandığı anlamına gelen belgedir. Burada yapmamız gereken o diplomayı çalışma hayatında pratik uygulamada, daha etkin daha anlamlı bir yere nasıl oturtacağız? Onun için de ek bazı çalışmalar yapmak gerektiği kanaatindeyiz' dedi.İnsanın iş hayatı dışındaki sağlığı, tatmini ve mutluluğu açısından sanatsal ve sportif becerilere sahip olmasının da önemli olduğunu değerlendiren Davutoğlu, bu programla eğitimin tüm kademelerinde temel becerilerin ağırlığını artırmayı planladıklarını dile getirdi.'Meslek liselerini, iş dünyasıyla buluşturacağız'İş gücü piyasası ile eğitim sistemi arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlayacaklarını açıklayan Davutoğlu, bunların birbirlerine hiç değmeyen iki ayrı alan gibi göründüğünü söyledi.Başbakan Davutoğlu, uygulamalı eğitimi yaygınlaştırarak, okul ve iş dünyası arasındaki işbirliğini güçlendireceklerini vurgularken, Konya'da Ayakkabıcılar Sitesi'ninin Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği içinde açtığı meslek lisesini örnek verdi.Sitenin ayakkabı endüstrisi neyi gerektiriyorsa ona göre tanzim edildiğini ve buradan mezun olanların da hemen iş bulabildiklerini anlatan Davutoğlu, meslek liselerini iş dünyası ile yeni bir reformla, uygulamalı ve iş dünyasının da fiilen ve maddi olarak katkıda bulunduğu bir alan haline dönüştürmenin şart olduğunu kaydetti.Ahmet Davutoğlu, 'Özellikle mesleki eğitimde özel sektörün rolünü güçlendirecek, odalar ve borsalara çok daha fazla sorumluluk vereceğiz. İş dünyası da bunu benimsiyor. Onlar için de ara eleman bulma konusunda en kolay yöntem' değerlendirmesinde bulundu.Three master yaygınlaşacakİş gücü piyasası ihtiyaç analizlerini etkinleştirerek, mesleki eğitimleri iş gücü piyasasının taleplerine göre planlayacaklarını ifade eden Davutoğlu, 'Üniversitelerde, bir dönem uygulamalı iki dönem akademik eğitim içeren 'three master', yani iki sömestr yerine üç sömestr uygulamalarını yaygınlaştıracağız' şeklinde konuştu.Başbakan Davutoğlu, tatili ortadan kaldırmayı düşünmediklerini, tatil içinde de bir anlamda sosyal uyum olarak değerlendirilebilecek bir düzenleme planladıklarını dile getirdi.Fabrikaların sektörlerine göre özel mesleki veya teknik eğitim okulları açabilmeleri için de düzenleme yapacaklarını bildiren Davutoğlu, mesleki okulların atölye ortamlarını da sektörel bazlı iyileştireceklerini ifade etti.Mesleki ve teknik eğitim okul yönetim modelini geliştireceklerinin, yerel yönetim ve sektör temsilcilerinin katılımlarını da sağlayacaklarının altını çizen Davutoğlu, bunun hayati önemde olduğunu söyledi.Başbakan Davutoğlu, eğitimin tüm kademelerindeki müfredatı, temel becerileri içerecek şekilde güncelleyeceklerini de açıklayarak, 'Ortaokul ve liselerde bireysel yeteneklere göre öğrencileri yönlendirebilecek bir rehberlik sistemi oluşturacağız. Şu anda da var. Fakat bireysel yeteneklere göre ayarlanmış değil' diye konuştu.Hayat boyu öğrenme merkezleri olacakYetişkin nüfusun temel beceriler kazanmasına yönelik programları yaygınlaştıracaklarını belirten Davutoğlu, halk eğitim merkezlerini, hayat boyu öğrenme merkezlerine dönüştüreceklerini bildirdi.Genç iş gücünün İşkur faaliyetlerine erişimini arttıracaklarını vurgulayan Davutoğlu, üniversitelerde İşkur noktalarının yaygınlaştırılacağını kaydetti.Davutoğlu, 'Eğitim müfredatını her gence en az bir sanat veya spor dalında performans becerisi kazandıracak şekilde güncelleyeceğiz. Sanat ve spor genelde eğitimin bir parçası gibi görünmüyor' açıklamasında bulundu.Başbakan Davutoğlu, eğitim dışındaki bu alanların da insanı en az eğitim kadar geliştireceğine dikkati çekerek, mesleki eğitim alanında AB ile tam uyumu öngören yeterlilikler çerçevesini oluşturacaklarını ve uygulanması noktasında gerekli mevzuat değişikliklerini yapacaklarını da belirtti.Tersine beyin göçü...Üçüncü programı, 'Nitelikli İnsan Gücü için Çekim Merkezi Programı' olarak açıklayan Davutoğlu, şöyle konuştu:'Bu, beyin göçü de diyebileceğimiz bir alan. Yükselen bütün ülkelerde tarih boyunca ya da medeniyetlerde mutlaka gözlenen bir husus. Yükselen medeniyet merkezlerine doğru nitelikli insan gücü artar, düşen yerlerden de artar. İstanbul'un fethinden sonra, Fatih Külliyesi'ne baktığınızda bütün Semerkand'dan Ali Kuşçu'nun gelişi, Kahire'den, Bağdat'tan insanların ilim için veya saygı görmek için İstanbul'a akışları bir örnektir. Aynı şekilde, 2. Dünya Savaşı'nda, hatta 19. yüzyılın sonlarında ABD'ye dönük olarak, Avrupa'dan önemli akademisyenlerin, önemli ailelerin göç edişi. Amerikan kültürünün 19. yüzyıldaki oluşumunun arkasında bu göç hareketi vardır. Hatta 2. Dünya Savaşı'nda Almanya'yı bombalayan Amerikan uçaklarının Nazi'lere karşı Heidelberg'e dokunmaması ve oraya özellikle saygı göstermelerinin sebeplerinden biri Heidelberg Üniversitesi'nden gelenlerin Amerikan üniversitelerine yaptığı katkıdır. Özellikle son dönemde gördüğümüz eğilim, Türkiye'den 28 Şubat şartlarında kaçan akademisyen ve nitelikli insan gücü, darbe dönemlerinde, 12 Eylül'de de olmuştur üniversiteden atılan öğretim görevlileri çoğu yurt dışında iş bulmak için çaba sarf etmiştir. 28 Şubat'ta da olmuştur.''Şimdi tersine yurt dışında iyi eğitim görmüş insan unsurumuz Türkiye'ye dönmeye çalışıyor' diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, 'Ortadoğu ülkelerindeki, Ukrayna'daki istikrarsızlık da yine Türkiye'ye dönük kaliteli insan unsurunun, sadece mülteciler şeklinde değil, kaliteli insan unsuru 'daha iyi şartlarda bilim hayatını nasıl varlığımı sürdürebilirim' kaygısını taşıyor. Burada bizim çekim merkezi oluşturmamız, en kaliteli insan unsurunu, Türkiye'nin üniversitelerinde bulundurması önem taşıyor' görüşünü paylaştı.
Türkiye'de Bilim Neden Gelişmiyor Sorusuna Verebileceğiniz 17 Cevap
Pek çok kez dillere pelesenk olmuştur bu sual: Ülkemizde yeterli kaynaklar ve iş gücü bulunmasına rağmen neden bilim alanında gelişme kaydedemiyoruz? Neden yeterlilik anlamında birçok ülkeden çok daha gerideyiz? Ne zaman kendi dengimizde olan ülkelerle bilim alanında yarışa girebileceğiz? Ne zaman ülkemizde doğmuş fakat beyin göçü ile başka ülkelere giden potansiyelli insanların elde ettikleri başarılara tam manasıyla sevinebileceğiz?İşte tüm bu 'neden' sorularına verilebilecek 17 anlam yüklü cevap!