Taksim'de 1800'lerin sonunda inşa edilen Ortodoks Kilisesi'nin yanı sıra Topçu Kışlası içinde bir cami vardı. Ancak bu cami 20. Yüzyıl başlarında kullanılamaz hale geldi, ardından 1940'ta kışla tamamen ortadan kaldırıldı.
O tarihten sonra Taksim Meydanı'na cami yapımı zaman zaman gündeme geldi.
İlk kez ciddi anlamda ele alındığı tarih ise, tek parti dönemi sonrası iktidara gelen Demokrat Parti yönetimiydi. Camileri yenilemeyi veya sembolik yerlerde sıfırdan cami inşa etmeyi siyasi gücünün bir göstergesi olarak gören Başbakan Adnan Menderes, 1952'de Ayasofya'ya yeniden cami statüsü vermeyi gündeme getirdi.
1955'te de Taksim Meydanı'nda bugün cami yapılan alandaki daha küçük bir parseli, belediyeye cami yapımı için tahsis etti. 1956 yılında bazı iş insanlarının ve siyasilerin içinde bulunduğu 'Taksim Camiini Yaptırma Derneği' kuruldu.
Yani aslında bu tartışmalar neredeyse 70 yıl öncesine dayanıyor.
27 Mayıs 1960'daki darbeden bir süre sonra iktidara gelen Süleyman Demirel liderliğindeki Adalet Partisi de 1965'te benzer bir adım attı.
O dönemki Bakanlar Kurulu, caminin planlandığı bölgedeki Ziraat Bankası ve Hazine arazisinin Vakıflar Müdürlüğü'ne satılması kararı aldı.
Ancak bu adım dönemin CHP'li İstanbul Belediyesi tarafından mahkemeye taşınıp da arsa tahsisi durdurulunca, 1968'deki yerel seçimlere kadar ciddi bir gündem maddesi olmadı. Yerel seçimler zamanı birçok tartışmanın merkezine oturan cami projesi, seçim sonrası bir süre için rafa kalktı.
1977'de Süleyman Demirel'in başbakanlığındaki ikinci Milliyetçi Cephe Hükümeti zamanında Beyoğlu İlçesi İmar Planı değiştirildi.
Yeni planda otopark olarak görülen bu arazi cami için tahsis ediliyordu. Kültür Bakanlığı, Anıtlar Yüksek Kurulu'ndan onay da aldı. Ancak mülk sahiplerinden biri olan İstanbul Belediyesi yine CHP'deydi ve belediye, arsasını cami yapımı için satmayı kabul etmedi.
Aynı yıl Taksim Meydanı'nda bir başka gelişme daha yaşanıyordu. 1969'da Devlet Opera ve Balesi ile Devlet Tiyatroları'nın eserlerinin gösterimi için açılan ancak bir yıl sonra büyük bir yangın sebebiyle kullanılmaz hale gelen İstanbul Kültür Sarayı isimli binanın onarımı 1977 yılında bitti.
1978'de kullanıma yeniden açılan bina, Atatürk Kültür Merkezi adını aldı.
1980'de Demirel bu kez Ziraat Bankası arazisinin 1965'te iptal edilen tahsisini yeniden sağlamak için bir Bakanlar Kurulu kararı daha çıkardı.
Meydandaki mescidi büyüterek cami yapmak amacıyla kurulmuş Taksim Camii Şerifi Külliyesi Yaptırma ve Yaşatma Derneği, Eylül 1980'de temel atma işlerini yetkililerle görüşmeye başladıktan 10 gün sonra 12 Eylül darbesi gerçekleşti. Milliyetçi Cephe'nin planları bir kez daha durduruldu.
Yorum Yazın
Göz boyama çalışmaları vol bilmem kaç? Ben şunu gördüm insanlarda ; bir insan eğer namaz kılmak istiyorsa her türlü müsait bir yer bulur ve kılar . Eğer bir ... Devamını Gör
Her yerimiz camii.... .... Her yerimiz imam hatip... .... Her yerimiz hacı hoca... ..... Ama gerçekten dinimizi anlayan, anlatan hala yok.... .... 🤪😡😠
ne güzel gelen turist hilton da kalan turist içki içen turist sabah akşam en yüksek sesten ezan ve sela dinleyecek ....2 gün dayanırsa iyi amk