onedio
Görüş Bildir

Danıştay Haberleri

Danıştay ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Danıştay ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Ekrem İmamoğlu'nun Diploması İptal Edildi
CHP'nin, Cumhurbaşkanı adayını belirlemek için 23 Mart'ta düzenleyeceği ön seçime günler kala, İstanbul Üniversitesi Ekrem İmamoğlu hakkında kararını verdi. İstanbul Üniversitesi İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ve aynı dönemde İmamoğlu gibi geçiş yaptığı tespit edilen 28 kişinin diplomasının geri alınmak suretiyle iptal edilmesine karar verdi. Diplomalarının 'yokluk' ve 'açık hata' gerekçeleriyle geri alınmak suretiyle iptaline karar verildi.Peki şimdi ne olacak?
Gündemin Kalabalığında Kaybolan 10 Konu
Hepimiz haklı olarak yolsuzluk, medyaya müdahale, Fenerbahçe'nin durumu, yeniden yargılama, seçim gündemine odaklandık. fakat bu arada ülkenin gerçek ve önemli gündemini ıskalama noktasına geldik. Bütün hayatımız tapeler, seçimler, adaylar ekseninde dönerken bakın neleri kaçırıyoruz.
Danıştay Tapeleri TBMM’de
CHP’li Umut Oran’dan Bozdağ’a: Danıştay Başkanlığı’na hükümet de mi aday çıkarıyor? Danıştay Başkanlığı seçiminin iptal edilerek yenilenmesi için başvuracak mısınız? ANKARA CHP, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile yaptığı telefon görüşmesinde, Danıştay Başkanlığı’na Zerrin Güngör’ün seçilmesi için diğerin adayın çekilmesinin sağlanması talimatı vermesini TBMM gündemine taşıdı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a, “Danıştay Başkanlığı’na hükümet de mi aday çıkarmaktadır? Danıştay Başkanlığı seçiminin iptali ile yenilenmesi için Bakanlığınız bir başvuruda bulunacak mıdır? Zerrin Güngör’ün 12.6.2012 tarihinde Danıştay Başkanvekili seçilmesinde de hükümetiniz benzeri girişimlerde bulunmuş muydu?” diye sordu. Erdoğan, Ergin’i arayarak ‘diğer aday çekilsin’ talimatı verdi Recep Tayyip Erdoğan’ın, dönemin Adalet Bakanı olan Sadullah Ergin’i telefonla arayarak Danıştay Üyesi Nevzat Özgür’ün, Zerrin Güngör lehine Danıştay Başkan Adaylığı’ndan çekilmesini talep etmesinin kamuoyuna yansıması üzerine CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, bir soru önergesi hazırlayarak TBMM’ye sundu.  3. turda seçildi Adalet Bakanı’nın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye verdiği soru önergesinde Umut Oran, “Selefiniz Sadullah Ergin bu talimat doğrultusunda çalışmış neticede Zerrin Güngör, halen 13. Daire Başkanı olan Nevzat Özgür'ün çekilmesi üzerine tek aday olarak seçimlere katılmış, buna rağmen ilk iki turda 43, üçüncü turda 44 oy alarak Danıştay Başkanı seçilmek için gereken 79 oyu alamamış, 18 Temmuz 2013 tarihinde yapılan ve tek başına girdiği turda ise 80 oy alarak seçilmiştir” dedi. Arınç müstakbel başkan ilan etmişti! Umut Oran’ın, Adalet bakanı Bozdağ’a yönelttiği sorular şöyle: Seçimlerden önce Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bir düğünde gördüğü Zerrin Güngör’e hitaben “İşte geldi müstakbel Danıştay Başkanımız” hitabında bulunmuştur. Kimin Danıştay Başkanı olacağı, kimin olmayacağı Bakanlar Kurulu’nda mı belirlenmektedir? Danıştay için hükümet de mi aday çıkartıyor? Danıştay Başkanlığı’na hükümet aday çıkarmakta mıdır? Hükümet adaylarını hangi ölçütlerle belirlemektedir?  Danıştay Başkanlığı seçimlerinin serbest, bağımsız ve tarafsız olması gerekirken Adalet Bakanı’nın bir adayı çekilmeye zorlaması seçimlere fesat karıştırmak değil midir? Seçim güvenliğini tehdit eden bu uygulamalar nedeniyle sorumlular hakkında tarafınızca başlatılan adli veya idari bir soruşturma bulunmakta mıdır? Seçimin yenilenmesi için başvuracak mısınız? Danıştay Kanunu’nun 2. Maddesi “Danıştay bağımsızdır. Yönetimi ve temsili Danıştay Başkanına aittir” ibaresine sahipken 10. Maddesi “Danıştay Başkanı …. kendi üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca üye tam sayısının salt çoğunluğu ile seçilir” hükmüne sahiptir.  Burada “Başbakan’ın uygun bulacağı adaylar arasından, Adalet Bakanı’nın önerisiyle, üyelerin onayıyla seçilir” gibi bir ibare olmadığı gözükmektedir. Danıştay bağımsızlığını açıkça tehdit eden, kanuna aykırı, yetki aşımı anlamına gelen talepler ve baskı ile yapılan Danıştay Başkanlığı seçiminin iptali ile yenilenmesi için Bakanlığınız bir başvuruda bulunacak mıdır? Başkanvekili seçilirken de müdahale ettiniz mi? Zerrin Güngör’ün 12.6.2012 tarihinde Danıştay Başkanvekili seçilmesinde de hükümetiniz benzeri girişimlerde bulunmuş muydu?
Yasama-Yürütme ve Yargı Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Buluştu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yasama, yürütme ve yüksek yargı organlarının başkanlarıyla öğle yemeğinde bir araya geldi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yasama, yürütme ve yüksek yargı organlarının başkanlarıyla öğle yemeğinde bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki basına kapalı öğle yemeği yaklaşık 1,5 saat sürdü.Yemeğe TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Yargıtay Başkanı, Ali Alkan, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanı sıfatıyla Adalet Bakanı, Bekir Bozdağ, Sayıştay Başkanı Recai Akyel, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı Serdar Özgüldür, Askeri Yargıtay Başkanı Tuğamiral Ahmet Zeki Liman, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanı Tümgeneral Abdullah Arslan, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga ve Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan katıldı.
Başbuğ: "Hayatımdan 26 Ay Çaldılar"
Ergenekon davası hükümlüsü eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a 18. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tahliye kararı sonrası cezaevinden tahliye edildi. Başbuğ cezaevinden çıktıktan sonra şunları söyledi: 'Hepinizi sevgi saygıyla selamlıyorum. 6 Ocak 2012 günü hatırlarsınız şöyle demiştim. 26. Genelkurmay Başkanı 'terör örgütü kurmak ve yönetmekle' suçlanarak tutuklandı. Takdir yüce Türk milletine aittir demiştim. Aradan tam 2 sene 2 ay (26 ay) geçti toplam. Bizi bu cezaevinde 26 ay nefret ve intikam duygularıyla hareket edenler burada tuttu. Benim 26 ay hayatımdan çaldılar. Benim 26 ay hürriyetimden yoksun bıraktılar. Ama 6 Ocak 2012 söylediğim gibi 'yüce Türk milleti oynanan oyunu iddiaların geçersizliğini bir Genelkurmay Başkanının ve Genelkurmay Karargâhı’nın terör örgütü karargâhı ve terör örgütü suçlamasının kabul edilemez olduğunu bizleri darbecilikle hiç alakamızın olmadığını yüce Türk milleti anladı. İşte ben bugün buradaysam yüce milletimi bizlere gösterdiği sevgi ve bizlere verdiği destek sayesinde buradayım. Her şeyden önce burada huzurunuzda yüce Türk milletine en derin şükranlarımı sunuyorum. Bugün serbest bırakılmam bir başlangıçtır. Bütün kalbimle ve yüreğimle inanıyorum ki Silivri'de Hasdal'da Sincan'da Maltepe'de benim gibi suçsuz bulunan arkadaşlarım da en kısa zamanda hürriyetlerine kavuşacaklardır.' İLKER BAŞBUĞ'A TAHLİYE KARARI Ergenekon davası hükümlüsü eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a 18. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tahliye kararı verildi. Ergenekon davasında müebbet hapis cezasına çarptırılan emekli Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ hakkında tahliye kararı verildi. Mahkeme, Başbuğ hakkında adli kontrol tedbirleri kapsamında yurtdışına çıkış yasağı koydu. Anayasa Mahkemesi dün Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer'in başvurusu hakkında 'Gerekçeli kararın 6 ayı aşkın süredir yazılmamış olması' ve 'Tutukluluk halinin devamına ilişkin gerekçelerin yetersiz olması' nedeniyle hak mahrumiyeti bulunduğuna ve tahliye kararının değerlendirilmesi için kararın yargılamayı yapan yerel mahkemeye gönderilmesine hükmetmişti. Ayrıca Cumhurbaşkanı tarafından TMK 10 maddesi ile görevli mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin yasa da dün öğleden sonra onaylanmış ve resmi gazetede yayınlanmıştı. Bu iki gelişmenin ardından avukat İlkay Sezer, müvekkili Başbuğ hakkında 8 sayfadan oluşan tahliye talebinde bulundu. Sezer dilekçesini, TMK mahkemelerinin kaldırılması nedeniyle yargılamayı yapan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi yerine bugün Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayında nöbetçi mahkeme olan İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'ne verdi. Nöbetçi mahkeme ise tahliye talebi dilekçesini İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi, yaptığı incelemenin ardından yazdığı kararda, Başbuğ hakkında İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nin 'Cebir ve Şİddet Kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasına kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme suçunu işlemiş olduğu' sabit görülerek ömür boyu hapis cezasına çarptırıldığını ancak gerekçeli kararın henüz yazılmamış olduğunu hatırlattı. Avukat Sezer'in dilekçesinde özetle Başbuğ'un haksız ve hukuksuz kararlar ile 26 aydır tutuklu bulunduğunu ve tahliyesini istediği bilgisine de yer verildi. Anayasa Mahkemesi tarafından dün verilen kararda alıntıların yapıldığı tahliye kararında, 'Özgürlükten yoksun bırakmanın hukuki olmadığı iddiasının mahkemesince etkili bir şekilde incelenmeden reddedilmesi ve mahkumiyete ilişkin kararın açıklanmamasından dolayı Yargıtay önüne götürülememiş olması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği kapsamında Anayasa'nın 19. maddesinin 8 fıkrasının ihlal edildiği.' yönündeki tespiti yer aldı. TAHLİYE KARARI VE GEREKÇELERİ Tahliye kararının gerekçe bölümünde yerel mahkemenin 5 Ağustos 2013 günü hüküm özetini okuduğu ancak bugüne kadar halen gerekçeli kararın yazılamadığı bilgisine yer verildi. Kararda, 'Gerekçeli kararın yazılmaması nedeniyle resen ve temyize tabii olan hükmün ve tutukluluk halinin devamına kararının, Yargıtay tarafından incelenmesi olanağının da bulunmadığı, gerekçeli kararın yazılmasından sonra gerekçeli kararın sanıkları, müdafileri, katılanları ve vekillerine tebliğ, karara karşı anılan kişilerin temyiz dilekçelerini vermeleri, bu dilekçelerin ilgili karşı tarafa tebliği süreci ve süresi ile Yargıtaya aşaması da dikkate alındığında verilen hükmün esastan incelenmesi, ayrıca tutukluluk halinin Yargtay tarafından değerlendirilmesi olanağının daha da geriye kalacağı göz önüne alındığında bu sürecin sanık İlker Başbuğ'un mağduriyetine sebebiyet vereceği, sanığın sabit ikametgah sahibi oluşu, sosya durumu, tutuklu kaldığı süre, delillerin toplanıp davanın karara bağlanmış bulunması, tedbir niteliğindeki tutuklamadan beklenen gayenin elde edilmiş olması göz önüne alınarak Başbuğ'un tahliyesine karar verilmiştir' denildi. Mahkeme Başbuğ hakkında adli kontrol tedbirleri kapsamında yurtdışına çıkış yasağı koydu. AYM DÜN KARAR VERMİŞTİ Anayasa Mahkemesi (AYM), dün, Ergenekon davası hükümlü eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında 'kişi hürriyeti ve güvenliğinin' ihlal edildiğine, gereğinin yapılması ve başvurucunun tahliye talebi hakkında karar verilmesi için karar örneğinin yerel mahkemeye gönderilmesine karar vermişti. Öğleden sonra da Başbuğ, mahkemeden tahliyesini istemişti. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Ergenekon davasında üzerinde en fazla tartışılan isimlerden biriydi. Zira bir kesime göre, eski bir Genelkurmay Başkanı’nın ‘terör örgütü’ davasında sanık olması kabul edilebilir bir durum değildi. Nasıl olur da Danıştay tetikçisi Alparslan Arslan’la, yıllarca terörle mücadele vermiş bir eski Genelkurmay Başkanı aynı davada ‘sanık’ olabilirdi! Öncelikle Başbuğ, söylendiği ve kendisinin de sürekli dile getirdiği gibi 'terör örgütü üyeliğinden/yöneticiliğinden' ceza almadı. Başbuğ'un cezasının sebebi 'darbeye teşebbüs' suçlamasıdır. Hükümeti yıpratmak için Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde kurulan ve kara propaganda sitelerinde AK Parti düşmanlığı yapılıyor, laik rejimin tehlikede olduğu ileri sürülüyor, en büyük tehlike olarak ‘irtica’ gösteriliyordu. Kara propaganda için ise 42 internet sitesi kurulmuştu. Sitelerin ‘ödemeleri’nin Bilgi Destek Daire Başkanlığı’nda görevli şube müdürlerinin kredi kartlarıyla yapıldığı tespit edildi. Ve bu sitelerde kullanılan haberler AK Parti’ye yönelik kapatma davasında delil olarak gösterildi. Andıç soruşturmasında ifadesine başvurulan altındaki bütün komutanlar (Hasan Iğsız dahil) söz konusu sitelerin Başbuğ'un talimatıyla kurulduğunu/faaliyet gösterdiğini söylemiştir. Savcılık ve mahkeme ifadeleri sabittir. Ayrıca topraktan fışkıran LAW’lara ‘içi boş boru’ diyen de Başbuğ’dan başkası değildi… İlker Başbuğ, en çok tartışılan ifadelerinden biri de gerçekliği 4 ayrı resmi kurum tarafından tam 7 kez ispat edilen ‘Kaos Planı’yla ilgili yaptığı açıklamadır. 26 Haziran 2009’da yaptığı basın bilgilendirme toplantısında, “'Bugün biz bu kâğıt parçasının birileri tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratma ve karalama amacıyla hazırlandığını değerlendiriyoruz.” ifadelerini kullanmıştı. Ancak belgenin aslı haftalar sonra yine bir ihbar mektubuyla gün yüzüne çıktı. Gelişmeler üzerine askeri savcılık soruşturmayı yeniden açtı. İddianamede belgenin altında imzası bulunan Dursun Çiçek suçlandı. Demokrasinin kırılma noktalarından biriydi 11. Cumhurbaşkanlığı seçimleri. Ergenekon sanığı emekli Albay Levent Göktaş'ın ofisinde ele geçirilen 51 No'lu DVD içerisinde yer alan bir belge ise 367 krizinin perde arkasına ışık tutuyordu. Altında dönemin Genelkurmay İstihbarat Şube Müdürü Albay Turgut Ak’ın imzası bulunan 'Gizli' ibareli belgede, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ'un, danışmanı Nuran Yıldız'ı parti liderlerine göndererek Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini yönettiği öne sürülüyordu. Belgeye göre Başbuğ, dönemin Anavatan lideri Erkan Mumcu'ya özetle şu mesajı iletmişti: “Anayasa Mahkemesi'yle konuştuk, AKP'yi kapatacaklar. Erdoğan, Gül ya da Arınç'tan biri seçilirse TSK müdahale edecek. Yeni oluşum sözü veriyoruz.” İlker Başbuğ, 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezasına çarptırıldı. Ancak Başbuğ’un cezası yargılama sürecindeki tutum ve davranışlarını göz önünde bulunduran mahkeme heyeti verilen cezayı müebbet hapis cezasına indirdi. zaman.com.tr
Ankara'da Ağaç Kesimi Gerginliği!
İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesi'nin bulunduğu alanın yan tarafındaki iş merkezini yapan firma yetkilileri, gece saatlerinde iş makineleriyle beraber araziye girdi. Kamelyalar ve ağaçlar yerlerinden söküldü. Yıkıma karşı çıkan güvenlik görevlilerinin de tehdit edildiği belirtildi. Devlet Tiyatro Sanatçıları Derneği yönetim kurulu üyesi Akif Yeşilkaya, 'Yıllar önce yapılan bir parselizasyon çalışması sonrasında oluşan bir hatadan kaynaklı bir hukuksal süreç devam ediyor. Bu tamamlanmış bir süreç değil. Danıştay da yakın bir zamanda yürütmeyi durdurmuş olduğu halde yan tarafta bir iş merkezi yapılıyor ve bu iş merkezini yapan firma ve kişiler gece geç bir saatte iş makineleriyle beraber Devlet Tiyatrosu'na ait olan bu alana girip bir yıkımı gerçekleştirdiler. Bu konuda gerçekten anlamak kabul etmek mümkün değil. Çünkü hukuka aykırı bir uygulama yaptı bu ilgili kişiler iş makineleriyle. Üstelik buradaki bu alanı korumaya çalışan güvenlik görevlilerimizi de tehdit ettiler' dedi.Yeşilkaya, 'Bu kampüsün bu kadar vandalca bu kadar acımasızca bu hale getirilmesinden tüm Devlet Tiyatrosu'ndaki bütün arkadaşlarımız, sanatçısından, memuruna, teknik kadrosundan gecenin bu saatinde burada bulunan arkadaşlarımız üzüntü içindeyiz. Bu hukuk dışı uygulamanın bir an önce durdurulmasını ve yapılan yanlıştan geri dönülmesini istiyoruz ve bekliyoruz' şeklinde konuştu. CİHAN
Özgür Olmam Başlangıç Devamı Gelecek
Ergenekon davasında tahliye edilen eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Balyoz ve Ergenekon sanıklarının ailelerinin düzenlediği eyleme katıldı. Başbuğ, Balyoz davasındaki arkadaşlarının özgürlüğünün yakın olduğunu söyledi.Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­’nin ‘hak ih­la­li­’ ka­ra­rı doğ­rul­tu­sun­da tah­li­ye edi­len es­ki Ge­nel­kur­may Baş­ka­nı İl­ker Baş­buğ, Be­şik­ta­ş’­ta ey­le­me ka­tıl­dı. ‘Var­di­ya Biz­de Plat­formu­’nun Be­şiktaş'ta Er­ge­ne­kon ve Bal­yoz sa­nık­la­rı­nın ser­best bı­ra­kıl­ma­sı için yap­tı­ğı ey­le­me des­tek ama­cıy­la ge­len Baş­bu­ğ’­u çok sa­yı­da va­tan­daş al­kış­lar­la kar­şı­la­dı.‘ÖZGÜRLÜKLERİ YAKIN’Ey­lem­de ko­nuş­ma ya­pan İl­ker Baş­buğ, “E­sa­ret dö­ne­mim­den kur­tul­mam, öz­gür­lü­ğü­me ka­vuş­mam bir baş­lan­gıç­tı. Bu­nun de­va­mı mut­la­ka ge­le­cek. Bun­dan emin olun” ifa­de­le­ri­ni kul­lan­dı. TSK’­ya en bü­yük dar­be­nin Bal­yoz Da­va­sı­’y­la vu­rul­du­ğu­nu söy­le­yen İl­ker Baş­buğ, “323 si­lah ar­ka­da­şım bu da­va kap­sa­mın­da ce­za al­mış­tır. Şu an­da ce­za­evin­de tu­tuk­lu ola­rak bu­lun­mak­ta­dır­lar. Ama ina­nı­yo­rum ki on­la­rın da öz­gür­lü­ğü ya­kın­dır. Bü­tün si­lah ar­ka­daş­la­rı­mın en ya­kın za­man­da biz­ler­le be­ra­ber ola­ca­ğı­na yü­rek­ten ina­nı­yo­rum ve bu­nu el­bet­te bek­le­yip, ta­kip ede­ce­ğiz” de­di.Ce­za­evin­de tu­tuk­lu ve­ki­l ola­rak bir tek En­gin Ala­n’­ın kal­dı­ğı­nı ha­tır­la­tan Baş­buğ, şun­la­rı kay­det­ti: “Ala­n’­ı Ku­le­li As­ke­ri Li­se­si­’n­den be­ri ta­nı­rım. Ger­çek­ten bir ve­ki­li­n ce­za­evin­de bu­lun­ma­sı he­pi­mi­zin ayı­bı­dır. Her şey­den ön­ce TBMM’­nin ayı­bı­dır.”KANYON’DA KUYRUK OLUŞTUBaşbuğ daha sonra Levent’teki Kanyon Alışveriş Merkezi’nde düzenlenen imza törenine katıldı. Başbuğ’a “Suçlamalara Karşı Gerçekler” adlı kitabıyla, “Er Mektubu Görülmüştür” isimli kitabı imzalatmak isteyen vatandaşlar uzun kuyruklar oluşturdu.Ergenekon’da 30 hükümlü tahliye istediErgenekon davasında hüküm giyen 30 isim tahliye için cu­ma gü­nün­den iti­ba­ren mahkemeye başvurdu. Tahliye talep edenler arasında Yal­çın Kü­çük, Ga­ze­te­ci Tun­cay Öz­kan, Do­ğu Pe­rin­çek, Dur­sun Çi­çek, Ke­mal Ke­rinç­siz, Ve­li Kü­çük, Ok­tay Yıl­dı­rım, Mu­zaf­fer Te­kin gibi isimler var. Hasan Iğsız ve danıştay saldırganı Alparslan Aslan’ın pazartesi günü tahliye talebinde bulunacağı öğrenildi.TEPKİLERİl­ker Baş­bu­ğ’­un tah­li­ye­si­ne si­ya­si­ler­den far­klı tep­ki­ler gel­di.Bi­lim ve Sa­na­yi Ba­ka­nı Fikri Işık “Ba­zı­la­rı ‘ben be­ra­at et­ti­m’ na­ra­la­rı atı­yor. Bun­lar unut­ma­sın­ ki bu dün­ya­da he­sa­bı so­rul­ma­yan iş­le­rin he­sa­bı mu­hak­kak ya­rın so­ru­la­cak.MHP Grup Baş­kan­ve­ke­li Ok­tay Vu­ral “Bu­gün han­gi yüz­le, utan­ma­dan, sı­kıl­ma­dan İl­ker Baş­bu­ğ’­u Baş­ba­kan te­le­fon­la arı­yor. Hem suç­lu­yor­su­nuz, hem onun Yü­ce Di­va­n’­da yar­gı­lan­ma­sı­nı en­gel­li­yor­su­nu­z.”BBP Ge­nel Baş­ka­nı Mus­ta­fa Des­ti­ci “Biz hiç kim­se­nin ha­pis­te kal­ma­sın­dan ya da ora­lar­da çü­rü­me­sin­den mem­nun ol­ma­yı­z.”Bugün Gazetesi
3. Havalimanına Jet Hızıyla Yeni ÇED
Mahkemenin Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporu olumlu kararının yürütmesini durduruğu 3. havalimanı için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yeni bir ÇED hazırladı. Söz konusu ÇED raporu 7 Mart'ta Bakanlık internet sitesinde yayımlandı. Yeni ÇED Raporunun İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu toplantısı 13 Mart'ta Ankara’da yapılacak. bianet'ten Nilay Vardar'ın haberine göre, Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) yaptığı açıklamada yeni raporun 'apar topar' hazırlandığını belirterek hukuken geçersiz olduğunu belirtti. 'Atıksu Arıtma/Derin Deniz Deşarjı Genelgesi eski tarihli olarak ele alınmış, 2012 tarihli genelgeye atıf yapılmış, halbuki genelge 2014’de değiştirilmişti. Çevre sorunlarına dair ifadelerde herhangi bir değişiklik yapılmamış. 'Öte yandan, 2009/7 Genelgesinde yürütmenin durdurulması/iptal gerekçelerinin giderilmesi sonucunda yapılan değişiklikler dikkate alınarak yeni ÇED raporunun hazırlanması ön görülüyor. Oysa, mahkemenin verdiği kararda, 2009/7 sayılı Genelgenin uygulanmasına gerektirecek şekilde doğrudan bir soruna atıf yapılmamış, Bilirkişi İncelemesi'nin ardından karar vermek üzere geçici olarak yürütmenin durdurulmasına karar verilmiştir. Dolayısıyla, yeni hazırlanan ÇED Raporu hukuken geçersizdir. Bu raporu esas kabul eden tüm bürokratlar suç işlemektedir. ' İstanbul 4. İdare Mahkemesi, 3. havalimanı ile ilgili incelemeleri yetersiz bulup bilirkişi keşfi yapılana kadar inşaat faaliyetlerinin yapılamayacağına hükmetmişti. Kararın ardından Cengiz-Limak-Kolin- Kalyon-MAPA konsorsiyumunun yapacağı 3. havalimanı için Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) proje ile ilgili süreçlerin planlandığı şekilde devam ettiğini bildirmişti.