Görüş Bildir
Haberler
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı

Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı

ATKN
16.06.2016 - 11:07 Son Güncelleme: 16.06.2016 - 15:10

Türkiye-Rusya İlişkilerinde 'Milli Gün Mesajı' Hamlesi | Ünal Çeviköz | Hürriyet

1991 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Rusya Federasyonu'nun da Sovyet ardılı bir bağımsız devlet olarak uluslararası sahnede yer almasını takiben 12 Haziran Rusya'nın Bağımsızlık Günü olarak kutlanmaya başlamıştır. Bu tarih Rusya'nın Milli Günü olarak biliniyor.

Milli Gün bir ülkenin bağımsızlığını kazanması, ülkenin devletler hukukuna göre bir uluslararası politika aktörü haline gelmesi gibi olayların gerçekleştiği tarihlerin kutlandığı genel bir anma günüdür. Türkiye'nin Milli Günü 29 Ekim'dir. Biz bu tarihi  Cumhuriyet Bayramı olarak anar, öyle kutlarız.

Milli Gün vesilesiyle ülkeler birbirlerine tebrik mesajları gönderirler. Bu genel bir nezaket ve protokol uygulamasıdır. Uluslararası ilişkilerde yeri vardır. Milli Gün mesajları ülkeler arasındaki ilişkilerin mevcut durumu, birbirleriyle olan samimiyeti ve konjonktüre göre değişik ifadeler içerirler ve bir bakıma ilişkilerin düzeyi hakkında da bilgi verirler.

Kaynak: http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/u...
İçeriğin Devamı Aşağıda

Barışalım Mesajına Rusya'dan Kibar Ret.. | Mehmet Tezkan | Milliyet

Faturası her geçen gün kabardı, Rus uçağını uçak düşürmenin bedeli ağır oldu..

İlk günlerde bolca hamaset yaptık..

Dönemin Başbakan’ı ‘Emri ben verdim ben’ diye bas bas bağırdı.. Partisinin milletvekilleri çılgınca alkışladı..

Vatan, millet, Sakarya nutukları atıldı..

Öyle bir hava estirildi ki..

Milliyetçi damara öyle basıldı ki..

Muhalefet partileri de girdaba kapıldı.. Çıkıp da; ‘Rusya’yla savaş halinde değiliz, Rusya düşmanımız değil. 17 saniyelik ihlal için, hem de uçak hava sahamızı terk ederken niye vurduk’ diye sormadılar..

İç politika, milliyetçilik rüzgârı, sandık hesabı ağır bastı.. 

Yanlış yaptık diyen olmadı..

***

Sessiz kalında ama herkes şaşkındı.. 

Çünkü..

Tam da Rusya’yla yüksek düzeyde işbirliği anlaşmasına gidilirken..

Tam da Türkiye - ABD ortak Suriye operasyonuna başlayacakken..

Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/barisalim-...

Onur yürüyüşü | Özgür Mumcu | Cumhuriyet

Dünya görüşünüzü nefret üzerine kurarsanız, siyasi çıkışlarınızın nefret ettiklerinizle benzemesi kaçınılmazdır. Öfke baldan tatlıdır ve nefret fena halde bulaşıcıdır. Birbirlerine düşman görünen her millet ve dinden faşistin, otoriterin ve yobazın bazı kritik zamanlarda aynı şekilde davranması bundan.

Özellikle LGBTİ bireylere ve onların toplumsal mücadelesine karşı etnik ve dini aidiyetleri aşan bir tepki mevcut. Orlando katliamını gerçekleştiren IŞİD’e bağlılığını bildiren bir Müslüman. Neredeyse aynı gün Los Angeles onur yürüyüşüne gitmek üzereyken silah ve bombalarla yakalanan ise bir Hıristiyan. 

Geçen seneki Tel Aviv’deki onur yürüyüşünde bir kişiyi öldürüp altı kişiyi yaralayan ise fanatik bir Hasidik Yahudi. Rusya’da Moskova belediye başkanı, onur yürüyüşlerini şeytani ilan edip yasaklamasıyla meşhur. Buna rağmen toplanmaya çalışanlar ise aşırı milliyetçi, Ortodoks ve Neonazi grupların saldırısına uğruyor. Sırbistan’da, Bulgaristan’da, Slovakya’da yürümeye çalışanlara saldıranlar genelde faşist dazlaklar.

Kaynak: http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazi...

Namaz Kılmayan Niye Hayvandır? | Yazgülü Aldoğan | Posta

Devletin zorlaması, tehdit ve cezalandırma ile yapılması, din faşizmidir. İnsanları zorla ibadete yöneltir, zorla giyimine karışır, baskı kurarsanız IŞİD’den ne farkınız kalır? Bırakın her mümin istiyorsa, yapabiliyorsa ibadet etsin.

Hayvanlar masum Dinin anlamı ve varlık nedeni namuslu, vicdanlı, iyi insan olmaktır. Günde beş vakit namaz kılıp hırsızlık, yolsuzluk yapıyor, küfür ediyor, onun bunun namusuna göz koyuyorsan iyi bir Müslüman değilsin ki.

Kendini din alimi yerine koyan birinin kalkıp kamu parasıyla yönetilen bir televizyondan “Namaz kılmayan hayvandır” diye sözüm ona hakaret etmesi, toplumu bölmekten başka neye yarar?

Aklı sıra hayvan derken hakaret ediyor. Hangi hayvan çalıyor, tecavüz ediyor, namussuzluk yapıyor? Hayvanlar saf ve temiz canlılar. Hayatta kalmak, karınlarını doyurmak için avlanmak dışında yaptıkları hiçbir şiddet eylemi yok. Keşke hayvanlar kadar namuslu olabilsek!

Kaynak: http://www.posta.com.tr/turkiye/Yazar...

Zarrab Davasından Sonra Kuveyt Türk, Tivnikli Davası Açıldı | İlhan Tanır | Haberdar

Reza Zarrab’ın kefaleti ile ilgil talep hakkında hakim Richard M.Berman, Çarşamba günü öğleden sonra halen karar vermemiş durumda.

Kefalet talebinin kabul edilmesi hiç şüphesiz psikolojik olarak Zarrab’ı rahatlatabilir. Bu yaşında her türlü zevki sefayı yaşamış, uçsuz bucaksız maviliklerde gezen yatlarında derin rüyalara dalmış bir ismin şimdi bir Amerikan federal cezaevinde, dört tarafı kapalı bir hücrede yatması pek zor olmalı.

Üstüne, Amerikan yargı sisteminde kefaletle serbestilik adet olan uygulama, istisna değil. ABD yargı sisteminde kefaletle serbest kalmak bir ‘hak.’ Başsavcılık, tam aksine, sanığın suçluluğu ve karakterinin ‘bozuk’ olduğu hakkında davanın en başında ispat eder bir çalışma sergiledi. Yani Zarrab’ın negatif yapısını ispat ettiğini düşünüyor. Sanığın, ‘suçlu ispat edilinceye kadar masumdur’ ilkesi gereği, hapis yerine duruşmalar boyunca bir evde kalması kabul görüyor. İşin aslı, kefalet talebi kabul edilse de, edilmese de suçlamalarının ağırlığı aynı ciddiyette olacak.

Kaynak: http://www.haberdar.com/zarrab-davasi...

Erdoğan'ın Siyasi Zekası | Levent Gültekin | Diken

Tayyip Erdoğan’ın müthiş bir siyasi zekası olduğuna, bu işleri çok iyi bildiğine dair bir algı var.

Gerçekten Erdoğan siyaseti çok mu iyi biliyor? Strateji ustası mı? Karşımızda aşılmaz bir siyasi zeka mı var? Onunla kimse baş edemez mi?

İç politikada ülke tarihinin en ağır felaketi yaşanıyor. Şehirler yerle bir olmuş. Her ay ülkenin bir yerinde canlı bomba, insanların canını alıyor. Her gün 5-10 insanımız ölüyor.

Yargı, medya, sivil toplum… Bütün kurumlar tahrip edilmiş.

‘Siyasi deha’ denilen o liderin 14 yıldır yönettiği ülkenin geldiği yer burası.

Üstelik bu ‘dahi siyasetçi’ gençlerle kavgalı. Öğrencilerle kavgalı. Kadınlarla kavgalı. Gazetecilerle, yazarlarla, akademisyenlerle kavgalı. İş adamlarıyla kavgalı. Sanatçılarla kavgalı. En önemlisi de 40 yıllık yol arkadaşları ile kavgalı.

Kaynak: http://www.diken.com.tr/erdoganin-siy...
İçeriğin Devamı Aşağıda

Askeri Suç... | Ali Bayramoğlu | Yeni Şafak

Hükümetin meclise gönderdiği Türk Silahlı Kuvvetleri'ne kimi yetki ve korumalar sağlayan yasa tasarısının kritik noktalarından birisi, askerlerin terörle mücadele esnasında işlediği iddia edilecek suçların “askeri suç” sayılacak olmasıdır. Yasa, bu iddialarla ilgili suçların, askeri suç olmaları itibariyle, soruşturma ve kovuşturulmasının da askeri yargı makamlarınca yapılacağını hükme bağlamaktadır.

Askeri ve sivillerin işlediği benzer suçları farklı tasnif eden, askeri ve sivil yargı yerlerini birbirinden hassasiyetle ayıran düzenlemeler, özellikle Türkiye'nin öyküsü açısından, pek çok soru işaretleri kaçınılmaz kılar. 

Nitekim, Yüksek Askeri İdare Mahkemesi'yle iki başlı yargı düzeni, dolayısıyla iki ayrı devlet düzeni görüntülü gelenek bizde varlığını hala korumaktadır. 

Askere ilişkin yargı dahil devlet fonksiyonlarının tümünü ayrı bir askeri saha içinde düzenleyen ve bunları o alanın asli sicil amiri ve komuta merkezi Genelkurmay'a bağlayan bu gelenek, askeri sahayı denetime kapama işlevini görür.

Kaynak: http://www.yenisafak.com/yazarlar/ali...

Kültür Sanatı Kim Kurtaracak, Süpermen mi? | Sevim Gözay | Journo

Makûs medya iktidar ve iradesi rutin olarak kötü davrandı kültür sanata. Ya fildişi kulelere çıkarıp erişilmez kıldı ya da magazin mezesi yaptı. Bir ortasını tutturamadı. Herkes için ulaşılır ve hakkıyla takip edilir kılamadı. Böylece yangında ilk feda edilen sayfa ve programlar her daim kültür-sanat oldu.

Televoleler, kim şık kim rüküşler, eller havaya eğlenceler, reality acayiplikler baş tacı edilirken kültürlü sanatlı, içerikli ve nitelikli programlar, köşeler, sinema-tiyatro-sergi sütunları, haberleri, kitap ekleri itile kakıla bir hâl oldu.

Kırpıldılar, kısaldılar, oradan oraya sürüldüler, en sonunda da tamamen şutlandılar ana akımdan. Bir ikisi zar zor yaşamını sürdürüyor ve o istisnalar da kaideyi bozamıyor.

Gelinen noktada magazinden başka şey yok ekranlarda, gazetelerde kültür namına. Sinemadan tiyatroya, albümden kitaba, konserden festivale, dekorasyondan modaya her şey magazin lâkırdısı.

Kaynak: http://journo.com.tr/kultur-sanati-ki...

Bir BabıÂli Yıldızı Hakkı Devrim | Nazım Alpman | BirGün

Milliyet gazetesi Cağaloğlu’ndan şimdi Hürriyet’in bulunduğu Doğan Medya Center’a taşındığında (1993) koca bina içinde pek çok yayın organı aynı anda yayımlanmaya başlamıştı.

Bunlardan biri de Radikal gazetesiydi. Hakkı Devrim bu gazetenin en çok ilgi çeken yazarlarından biri olarak öne çıkıyordu.

• • •

Gazetesi yeni idi ama Hakkı Devrim yeni bir gazeteci değildi.

1947’de Kabataş Erkek Lisesi’nden 1951’de de İstanbul Hukuk’tan mezun olmuş altyapısı sağlam eski kuşaktan geliyordu.

1950 ile 1954 yılları arasında İstanbul Radyosu’nda reji asistanı olarak medya dünyasına adım atmıştı.

1952’de Son Saat gazetesinde röportaj yazarı olarak Babıâli’ye adımını attı. Tercüman, Havadis, Yeni Sabah, Ege Ekspres ve Tasvir’de çeşitli görevlerde çalıştı.

Yeni Sabah gazetesi ve 1965’te Meydan Larousse’da genel yayın yönetmeni olarak tepe noktalarda yer aldı.

Kaynak: http://www.birgun.net/haber-detay/bir...

Brexit ve Muhtemel Yansımaları | Galip Dalay | Karar

Britanya, 23 Haziran tarihinde AB üyeliğine devam etme veya AB üyeliğinden ayrılma seçeneklerini oylayacak. İbre, ayrılmayı savunanların lehine biraz dönmüş olsa da anket sonuçları henüz bir kampın erken zaferini ilan edecek durumda gözükmüyor. Bu süreç, Avrupa’nın entegrasyon tarihi için bir ilki ifade ediyor. Daha önce hür iradeleriyle AB’ye katılmayı reddeden, Norveç gibi Avrupalı ülkeler olmuştu. Fakat mevcut üyeler arasından ayrılmayı tercih eden veya üyeliğini referanduma götüren herhangi bir ülke olmamıştı. Katılımın ve ayrılmanın rızaya bağlı olması, iki süreçte de zorakiliğin olmaması Avrupa entegrasyon sürecine ciddi bir normatif güç sağlıyordu. Bu yapısı nedeniyle AB projesi literatürde “empire by consent” (rızaya dayalı imparatorluk) olarak tarif ediliyordu.

***

Yarattığı çekim alanı ve vaad ettiği gelecek üzerinden sınırları sürekli genişleyen birlik, ilk ciddi meydan okumasıyla yüz yüzedir. Rızaya dayalı ‘imparatorluğun’ surlarında kocaman bir gediğin açılma ihtimali sahici bir şekilde önümüzde duruyor.

Kaynak: http://www.karar.com/yazarlar/galip-d...
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
5
2
1
1
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın