Görüş Bildir

milliyet Haberleri

milliyet ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. milliyet ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

'Pijamamı Kesme Amca, O Daha Yeni'
Suriye'de bombardıman sonucu yaralanan küçük kızın kendisini tedavi etmek isteyen doktora söylediği sözler yürekleri dağladı. Açlık ve yoksulluğun yanında acımasız bombardımanlardan da canlı çıkmaya çalışan Halep halkından olan bu küçük kız, vücudunda bulunan yaralara aldırmaksızın, aldığı ''yeni' pijamayı yırtmaması için doktora yalvarıyor. Bu acı görüntü Ortadoğu'da büyük yankı uyandırırken ülkedeki trajedinin geldiği noktayı da gözler önüne serdi. Milliyet
Tecavüz Davasına Akılalmaz Savunma
Mardin'in Midyat İlçesi’ndeki özel bir erkek yurdunda kalan lise öğrencisi 14 yaşındaki C.A.’ya farklı tarihlerde 6 kez tecavüz ettiği iddiasıyla yargılanan yurt görevlisi 24 yaşındaki H.K. 15 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. H.K.’ye ayrıca yine aynı yurtta kalan A.Y. adlı öğrenciye ’cinsel istismar’ nedeniyle 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Güvenlik gerekçesiyle Mardin-Midyat’tan Balıkesir’e alınan davanın 3’üncü duruşması bugün 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Midyat M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan sanık H.K.’nin video konferans sistemiyle katıldığı duruşmada Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Hülya Yazar Günay, C.A.’nın cinsel istismar sonucu ruh sağlığının bozulduğunu, sanığa TCK’nın 103 / 2’nci Madesi gereğince üst sınırdan ceza verilmesini istedi. C.A.’nın avukatı Serap Ertuğrul suçun kesin olduğunu, tecavüzün tehdit ve zorla gerçekleştirildiğini mağdurun cinsel istismar izlerini halen taşıdığını ve psikolojik rahatsızlıkları bulunduğunu vurguladı. Yine mağdur avukatları arasında yeralan Haluk Ay da sanığın hiç pişmanlık belirtisi göstermediğini belirterek, cezalandırılmasını istedi. Savcı, mütaalasında sanığın yurttaki nüfuzunu kötüye kullanarak mağdura zincirleme olarak farklı tarihlerde 6 kez tecavüz ettiğini belirterek cezalandırılmasını istedi. Savcılık sanığın C.A. ile aynı yurtta kalan öğrencilerden A.Y.’ye tecavüze yeltendiğini ancak bunun gerçekleşmediğini belirterek, ayrıca ceza verilmesini talep etti. 'AMAÇ YURDU KAPATTIRMAKTI' Sanık H.K.’nin avukatı Okan Kadir Bektaşoğlu, eldeki rapor ve delillerle ceza verilemeyeceğini savunurken, 'fiili livatayı gösteren bir delil yoktur' iddiasında bulundu. Bektaşoğlu, H.K.’nin esastan beraatini, bu karar verilmezse delil yetersizliğinden beraatini, o da olmazsa hükümle birlikte tahliyesini istedi. Yine sanık avukatı İhsan Özkan, H.K.’nin isnat edilen suçu hiç bir zaman kabul etmediğini buna karşın müştekilerin farklı ifadeler verdiğini öne sürdü. Sanığın kaçmak yerine teslim olduğunu vurgulayarak, beraatini istedi. Sanık H.K., 'Ben bu suçu işlemedim. Ortada bana atılmış bir iftira var. İftiraya karşı kendimi nasıl savunabilirim? Bu bana yapılmış bir komplodur. Suçu kabul etmiyorum. Ben böyle bir suç işleseydim C.A. okuldan değil, yurttan kaçardı. Buradaki amaç bana ceza verilmesini sağlayarak yurdu kapattırmaktır. Suçsuzum, beraatimi istiyorum' dedi. Mahkeme heyeti H.K.’nin C.A’ya karşı cinsel istismar eyleminde bulunduğunun sabit olduğunu belirterek, önce sanığı TCK’nın 103/2’nci Maddesi gereğince 8 yıl hapis cezası ile cezalandırdı. Sanığın yurttaki görevi ve mağdur C. ile olan ilişkisini gözönüne alan heyet cezayı TCK’nın 103/3’üncü maddesi gereğince yarı oranında arttırarak önce 12 yıla, mağdurun ruh sağlığının bozulması nedeniyle de 16 yıla çıkardı. Suçun çeşitli tarihlerde işlenmesini de dikkate alan mahkeme cezayı TCK’nın 43’üncü Maddesi gereğince 19 yıl olarak açıkladı. Ardından sanığın duruşmadaki olumlu davranışı nedeniyle cezayı 1/6 oranında düşürdü 15 yıl 10 ay hapis cezası verdi. Mahkeme H.K.’ye A.Y. adlı öğrenciye de 'cinsel istismar suçu'ndan 3 yıl 9 ay hapis cezası verdi. Milliyet
Jandarma ‘Yol'dan Çekildi
Adana’da MİT’e ait TIR’ların arandığı transit karayolları üzerinde jandarma sorumluluk bölgelerinin tamamı polise devredildi. Jandarma operasyon, denetleme ve arama yapamayacak Adana’da Milli İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) ait TIR’ların aranması nedeniyle yaşanan krizin ardından harekete geçen Adana Valiliği, il sınırları içinde kalan transit karayolları üzerindeki jandarma sorumluluk bölgelerinin tamamını polise devretti. Jandarma, bu bölgede operasyon, denetleme ve aramaya yapamayacak. Milliyet gazetesinden Tolga Şardan’ın haberine göre MİT’e ait üç TIR’ın patlayıcı madde taşıdığı iddiasıyla savcılık talimatıyla, Seyhan ilçesin’de 19 Ocak’ta Adana İl Jandarma Komutanlığı’nca aranmak istemesiyle başlayan tartışmalar yeni boyut kazandı. Benzer olayların yaşanmasını önlemek amacıyla harekete geçen Adana Valiliği, polis ve jandarma sorumluluk alanlarını yeniden belirledi. 140 km’de değişiklik Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’un başkanlığında yürütülen çalışmayla kentin Pozantı’dan başlayan ve Ceyhan ilçesi sınırları içinde kalan D-400 Devlet Karayolu ile O- 52 Tarsus - Adana - Gaziantep (TAG) Otoyolu’nun, jandarmanın sorumluluk alanı içinde kalan bölgelerin tamamı Adana İl Jandarma Komutanlığı’ndan alınarak Adana İl Emniyet Müdürlüğü’ne devredildi. Bölgenin bütünü polis sorumluluk bölgesi haline geldi. D-400 Devlet Karayolu ile O-52 TAG Otoyolu’nun Tarsus bölgesindeki sorumluluklar ise eskiden olduğu gibi yine Mersin Valiliği üzerinde kaldı. Adana’da polis birimleri ortalama uzunluğu 135- 140 kilometre olan otoyol ile devlet karayolunun güvenliğini sağlamakla yükümlü olacak. Çevre de genişledi Düzenlemeyle sadece iki büyük karayolu değil, çevresindeki yerleşim yerlerinin de her türlü güvenlik sorumluluğu polise devredildi. Adana Valiliği’nce Adana İl Jandarma Komutanlığı ile Adana İl Emniyet Müdürlüğü arasında yapılan özel protokol sonrasında 144 köy de polis sorumluluk bölgesine aktarıldı. Böylece kentin idari yapılanmasındaki polis sorumluluk bölgesi artırılırken, özellikle D-400 Devlet Karayolu ile O-52 TAG Otoyolu üzerinde yaşanacak adli olaylara sadece polisin müdahale etmesi sağlandı. Nasıl belirleniyor? 5442 sayılı İller İdaresi Yasası’nda il valisinin görev ve yetkileri bölümünde “Vali, her ilin genel gidişini düzenlemek ve denetlemekten sorumludur”, “Vali, il sınırları içinde bulunan genel ve özel bütün kolluk kuvvet ve teşkilatının amiridir. Suç işlenmesini önlemek, kamu düzen ve güvenini korumak için gereken tedbirleri alır” hükümleri yer alıyor. Bu hükümler, polis ve jandarmanın sorumluluk alanlarının belirlenmesinde valiye yetki veriyor. 1961 tarihinde Bakanlar Kurulu’nca imzalanan “Emniyet ve Asayiş İşlerinde İl, İlçe ve Bucaklardaki Jandarma ve Emniyet Ödevlerinin Yapılması ve Yetkilerinin Kullanılması Suretini ve Aralarındaki Münasebetleri Gösterir Yönetmelik”te, 2009’da değişiklik yapıldı. Bu değişik doğrultusunda emniyet ile jandarma arasında görev bölüşümü konusunda protokoller yapılıyor. Yönetmeliğin konuyla ilgili 3. Maddesi şöyle: Esas olarak il ve ilçe belediye sınırları içindeki bölge polisin sorumluluk alanını; il ve ilçe belediye sınırları dışında kalan bölge ise jandarmanın sorumluluk alanını oluşturur. Kolluk birimlerinin personel, araç, gereç imkânları ve hizmet gerekleri göz önünde bulundurularak belediye sınırları dışında kalan yerlerden bir kısmı polisin görev alanı; belediye sınırları içinde olmakla birlikte şehir meskûn alanlarına uzak bazı yerler ise jandarmanın görev alanı olarak tespit edilebilir. Görev ve sorumluluk alanlarını belirleyen protokol ve ekindeki harita veya kroki ile diğer eklerin komisyonca onaylanacak birer örneği mülki amirlik, jandarma ve emniyet birimlerinde dosyalanır. Bunların birer örneği İçişleri Bakanlığı’na gönderilir.TOLGA ŞARDAN | Milliyet
Gazete Manşetlerinde Bugün | 28 Şubat Cuma
Hürriyet: ABD 17 Aralık için ‘skandal’ dedi Milliyet: Jandarma ‘yol’dan çekildi Sabah: Tarihimizin en büyük ihaneti Vatan: Bu nasıl örgüt? Star: Montajcı paniği  Zaman: 28 Şubat 17 yıl sonra hortladı Cumhuriyet: Sıfırlama telaşı Radikal: Yurtta kaset cihanda kaset!  Yeni Şafak: Alçaklık Taraf: Türkiye’de yolsuzluk insan hakları ihlalidir Birgün: 17 Aralık bir skandal  Akşam: İttifak hep aynı  Evrensel: ABD'li şirketler: Montaj raporu vermedik Gazetelerin manşete taşıdığı haberleri okumak için başlıklara tıklayınız... 
Tatarlar Kırım'da Nöbette
Kırım’da Rus askerinin kontrolü giderek artarken ülkede yaşayan Kırım Tatarları ise evlerinden çıkmaya korkuyor, geceleri mahallelerde nöbet tutuyorlar. Kırım’daki Tatarların çıkarttığı YaÒı Dünya Gazetesi’nin Yazı İşleri Müdürü Zera Bekir, Kırım‘da yaşananları Milliyet’e anlattı. “Dışarıdan sokaklara ilk baktığınızda gördüğünüz sakinlik karşısında hiçbir şey olmuyor zannedebilirsiniz ama neredeyse tüm resmi binalarda Rus bayrakları dalgalanmaya başladı” diyerek söze başlayan Bekir’in anlattıkları halkın “geliyorum” diyen savaşı nasıl büyük bir endişe ve çaresizlikle beklediğini gözler önüne seriyor. Bu korkunun en büyük kaynağı ise Kırım Tatarları üzerinde giderek artan psikolojik baskı. Kırım Tatarları üzerindeki bu baskıyı en üst noktaya taşıyan ise evlerine atılan boyalar ve duvarlarına yazılan yazılar olmuş. “Bizi provoke etmek istiyorlar ama biz her şeye karşın provokasyona gelmiyor, onlara karşılık vermiyoruz” diyen Bekir, evlerinin duvarlarına “Sapkınlar, Kırım’dan defolun” yazıldığını söylüyor. Etiketlenmekten korktukları için yazıları ve evlerine atılan boya izlerini, duvarlarını yeniden boyayarak kapattıklarını dile getiren Bekir, olup bitene karşı kendilerini korumak için tek yaptıklarının nöbet tutmak olduğunu belirtiyor. Bekir’in anlattıklarına göre, erkekler geceleri mahallede ve Kırım Tatarları’na ait tehditler alan ATR kanalı önünde ellerindeki tek silah olan sopa ile olası saldırılara karşı nöbet tutuyorlar. Bekir’le dün öğle saatlerinde konuştuğumuz sırada Kırım Tatarı kadınlar da Rus ve Ukraynalı kadınları da örgütleyerek Simferopol’da çocukları ile, “Biz barış istiyoruz”, “Putin, Kırım’dan defol” yazılı pankartları ile savaş karşıtı bir gösteri düzenliyorlardı. “Kırım Tatarları ne istiyor” sorusuna ise Bekir‘in verdiği yanıt kısa ve öz: “Bizim isteğimiz eski düzende, Ukrayna’ya bağlı olarak yaşamaya devam etmek. Ayrıca dil varlığımız korunsun, haklarımız eşit seviyede kalsın istiyoruz. Bizim bu toprağın asıl halkı olduğumuz unutulmasın.” BURCU ÜNAL
Zeugma Mozaikleri ABD'nin Süsü Oldu!
Türkiye’nin en önemli tarihsel zenginlikleri arasındaki Zeugma mozaiklerine ait 12 parçanın ABD ’nin Ohio eyaletindeki Bowling Green State Üniversitesi tarafından zemin süsü olarak kullanıldığı ortaya çıktı. 1965’te üniversite tarafından Manhattan‘da bir sanat galerisinden satın alınan Zeugma mozaiklerinin Türkiye’ye iade edilmesi için yapılan resmi girişimlerden ise sonuç alınamadı. Gaziantep’teki Birecik Baraj Gölü kıyısında bulanan Zeugma Antik Kenti, milattan önce 300 yılında Büyük İskender tarafından ‘Selevkia Euphrates’ adıyla kurulmuştu. Daha sonra Kommagene Krallığı’nın 4 büyük şehrinden biri olan kent, milattan önce 31’den itibaren Roma İmparatorluğu’na bağlanırken ‘köprü’ anlamındaki Zeugma adını almıştı. 1998-1999’da Birecik Barajı’nın suları altında kalmaması için yürütülen kazılarda bulunan eserler Zeugma Mozaik Müzesi’nde sergilenirken, bazı parçaların ABD’de zemin süsü olarak kullanıldığı ortaya çıktı. Ohio’daki Bowling Green State Üniversitesi’nin koridorlarında zemin süsü olarak kullanılan mozaiklerin 1965’te kaçak kazılarla kaçırıldığı tahmin ediliyor. 46 yıl gizli odalarda 1965-2011 arasında üniversitenin kapalı odalarında tutulan 12 parça mozaik, 3 yıl önce zeminde sergilenmeye başladı. 2011’e kadar Antakya kökenli olduğu sanılan mozaikleri inceleyen üniversitenin öğretim üyesi Dr. Stephanie Hooper, Zeugma Antik Kenti’ni doğruladı. Bunun üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı, mozaiklerin iadesini istedi. Federal Soruşturma Bürosu olan FBI’ya bile başvuran bakanlık, Anadolu’nun kültür hazinesinin iadesi için kararlılıkla diplomatik ilişkilerini sürdürdü. FBI ise konunun kendilerini ilgilendirmediği belirterek, topu üniversite yetkililerine attı. Üniversite de 3 yıldır Türkiye’yi oyalayarak mozaiklerin iadesini yapmadı. GÖKHAN KARAKAŞ / Milliyet