Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
MHP, AK Parti Empasında | Murat Yetkin | Hürriyet
MHP zor günler geçiriyor.
Belki Devlet Bahçeli’nin daha 7 Haziran 2015 seçimi akşamında yeniden seçim istemesinden, ama kesinlikle 1 Kasım seçimlerinin ağır hayal kırıklığından doğan bir iç karışıklık girdabında parti.
Hafta sonu Bahçeli’ye rakip çıkan dört adayın olağanüstü kurultay ilan ettikleri otele yolunda polis tarafından durduruldular.
Meral Akşener, Koray Aydın, Ümit Özdağ ve Sinan Oğan belki de hayatlarında ilk defa polis barikatlarına karşı durdular; Akşener malum eski İçişleri Bakanı üstelik.
Parti içi siyasetin dahi yargı ve polis eliyle şekillendiği bir dönemdeyiz. Artık her siyasi görüşün değil, siyasi görüşler içindeki fraksiyonların dahi belli mahkemelerden istediği kararın çıkmasını sağladığı görüntüsü, maalesef yargının siyasileştiği eleştirilerini güçlendiriyor.
Ne Olacak Kilis'in Hali? | Sami Kohen | Milliyet
Kendi nüfusundan fazla Suriyeli mülteciye kucak açan ve bir insanlık örneği sergilediği için Nobel’e aday gösterilen Kilis, hiç de böyle bir durumu hak etmiyor.
Bu güzel kent haftalardır, Kuzey Suriye’de üslenen IŞİD’in roket saldırılarının hedefi olmuş durumda. Şimdiye kadar kente isabet eden 78 Katyuşa roketi 21 sivilin canını aldı. Aralarında Suriyelilerin de bulunduğu kent sakinleri korku içinde yaşıyor. İşyerlerinin, okulların bir kısmı kapalı. Birçok aile kenti terk edip daha güvenli yerlere göç ediyor.
Sabrı tükenen Kilisliler çeşitli yollardan Ankara’ya “Bu çekilmez duruma bir an önce son verin” mesajını iletmeye çalışıyor...
Ne yapılıyor?
Hükümet tabii durumun ciddiyetinin bilincinde.
Aslında IŞİD, daha önceki bir yazımızda incelediğimiz amaçlarla, Türkiye’ye adeta savaş ilan etmiş ve sınıra yakın bölgeden roket saldırıları için Kilis’i hedef almış bulunuyor.
Bakanlıkta Kültür Yok: Helâl Turizm ve Kûtulamâre Verelim | Burcu Karakaş | Journo
Her şey, ‘Bilgi Edinme Kanunu’ kapsamında başvuru yapmak için Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın internet sitesine girmem ile başladı. Ana sayfada yer alan ‘Basın Odası’ başlığının altında hem bakanlığa hem de memleketin kültür hayatına dair güncel haberler akıyor. İlk gözüme çarpan, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal’ın İran’a yaptığı geziler oluyor. İran, kültür ve tarih alanında eşsiz ve fakat bugüne kadar ne yazık ki Türkiye tarafından kıymeti bilinememiş bir coğrafya… Tam da bu nedenle gezinin nasıl geçtiğini merak ediyor, “Bakan Ünal İran’ın tarihi kenti Şiraz’da” başlıklı yazıya tıklıyorum. Haberin ilk cümlesi şöyle:
“Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal: İran tarafının ilk talebi, Türk yatırımcılarının İran’da 10 tane otel inşaatı yapması olmuştur.”
Zarrab'ın Tutuklatan Savcı Bharara ve Yargıç Berman Hakkında Yanlış Bilinenler | Cemal Tunçdemir | T24
Reza Zerrab’ın ABD’de yargılanmasının Türkiye’de yoğun bir medya ilgisi görmesi doğal. Ancak, bir başka ülkenin yargılama süreci ile ilgili anlaşılabilir bilgisizliğe, çok zorlama bazı ima veya iddialar da eklenince önemli bir kafa karışıklığı oluşuyor. İşte Zarrab davasının savcı ve yargıcıyla ilgili medyada sık sık karşımıza çıkan bazı yanlışlar ve doğruları:
'Zarrab davasının savcısı Preet Bharara'
Preet Bharara, New York Güney Bölge Federal Başsavcısı. Sanıldığının aksine Zarrab dosyasını Bharara bizzat takip etmiyor. Soruşturmayı başlatan, dosyaları oluşturan yardımcı savcıların bağlı olduğu isim.
Bharara’nın başsavcılığında yaklaşık 220 yardımcı savcı görev yapıyor. Bu yardımcı savcılara Amerikan hukuk literatüründe ‘Assistant U.S. Attorney (AUSA)’ deniyor. Bir zanlıya hangi suçlamaların yöneltileceğine, soruşturmanın davaya ne zaman ve nasıl dönüştürüleceğine o dosyaya bakan yardımcı savcılar karar veriyor.
20 Yılda Ne Değişti? | Nebahat Akkoç | Al Jazeera Türk
Haftasonu üç kadın daha şiddet mağduru oldu. Biri hareket halindeki bir araçtan atıldı, diğerinin burnu kesildi, üçüncüsüyse yatağında yakıldı. Maalesef bu örnekler, buzdağının görünen kısmı. Yaptığımız son çalışma, Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da kadınların hâlâ yüzde 90’ının şiddete maruz kaldığını gösteriyor.
1993’te eşimi silahlı bir saldırıda kaybettiğimden beri şiddet üzerine çalışıyorum. Etrafımızda bin bir çeşit silahın kullanıldığı, pek çok insanın faili meçhul cinayetlerde hayatını kaybettiği, insanların kaybolduğu günlerdi. Bazen bir komşumun askerde ölen oğlu için bazen de dağlarda hayatını kaybetmiş bir başkası için ağlardık.
Zaten bütün bunlara gücüm yettiğince karşı çıkarken hem eşimin öldürülmesi hem de 1994’te yaşadığım ilk gözaltı ve işkence hayatımın seyrini değiştirdi. Şiddetin tanığı olmak çok kötü ama yaşamak ayrı bir şey… Sonuçta ateş düştüğü yeri yakıyordu.
Zor Oyun... | Ali Bayramoğlu | Yeni Şafak
Mayıs ayının ikinci yarısı, malum, tayin edici bir siyasi takvime sahip.
İlk sırada dokunulmazlıklar meselesi var.
Bugün TBMM genel kurulunda dokunulmazlıkların kaldırılması için 1. Tur oylama yapılacak. Kesin sonucu verecek 2. tur ise Perşembe günü. AK Parti ve MHP'nin bu konuda tavrının ne olacağı ortada. İş, özellikle ikinci turda, “CHP milletvekilleri nasıl davranır” sorusunun somut yanıtıyla netleşecek. Referandum gerektirmeyen anayasa değişikliği, bu siyasi partinin de diğerleriyle hareket etmesini gerektiriyor. Her ne kadar, komisyonda CHP, MHP ve AK Parti'yle birlikte davranmış olsa da, Perşembe gününü beklemekte fayda var.
Şüphe yok ki, dokunulmazlıkların üç partinin ittifakıyla referandumsuz kalkması ile referanduma sunulması arasında anlam ve sonuç farklılıkları bulunuyor.
Cumhurbaşkanına Hakaret Safsatası | Perihan Mağden | P24
12 Mayıs Perşembe sabahı, mahkeme vardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaretten ifade vermeye gittim.
Nokta toplatıldığında, Diken internet haber sitesinden Tunca Öğreten aramış, ben de görüşlerimi bildirmiştim.
Şimdi telefonda 3-5 dakikada söylediklerim için; ben de, Öğreten de, Diken sitesinden ettiğim lafları alıntılayıp haberleştiren Yurt Gazetesi yetkililileri de - cümbür cemaat- yargılanıyoruz sabah akşam bizlere hakaret etmekten imtina etmeyen Cumhurbaşkanına hakaretten!
''Cumhurbaşkanına hakaret'' bu dönemin özel koşulları için yaratıklandırılmış bir madde.
Esasında, şimdilerin moda ağzıyla söyleyeyim: gideri yok.
Ama bulduğu her fırsatta önüne gelen her insana, ağzına gelen her konuda hakaret eden Cumhurbaşkanı bu hukuki garabeti üstümüze üstümüze, büyük bir zevk ve iştahla salıverdi!
Hiçbir Şey Aynı Olmaz | Kemal Can | Cumhuriyet
15 Mayıs günü toplanamayacağı bilinen MHP Kongresi yapılmadı. Haftalardır siyasi gündemin en ciddi başlığı haline gelen MHP’de olup bitenleri ve kongre bilmecesini daha kolay anlamak için, en çok merak edilen birkaç soruya cevap vermek bir başlangıç olabilir. Çünkü, bu meseleyi biraz ve muhtemelen daha etraflıca konuşmaya devam edeceğiz.
1 BAHÇELİ NE İSTİYOR?
Davanın ayrılmaz parçası olarak konumlanmış “lider” pozisyonunu “ölüm pahasına” koruyor, bunu parti/dava için bir beka meselesi haline getiriyor. “Çözüm sürecinde” marjinalize edilerek, “savaş sürecinde” ise devralınarak sıkıştırılan “dava”yı iktidara yakınlaşarak korumaya çalışıyor. “Teşkilat”ı “dış tehdit ve sızma” endişesiyle bir arada tutmaya çalışırken, hükümet - devlet özdeşliği ile meşruiyet zemini kuruyor.
2 MUHALİFLERİN İTİRAZI NE?
Muhalifler siyasi hiçbir meseleyi gündeme taşımadan, ideolojik bir fark işaret etmeden liderliği, hatta sadece liderlik tarzını gündeme getiriyor.
Keskin Bir Virajda Ekonominin Nabzı | Hayri Kozanoğlu | BirGün
Siyasette ve ekonomide bahar sonunda keskin bir viraja giriyoruz. 22 Mayıs’taki “düşük profilli” Başbakan seçiminin hemen ardından, 24 Mayıs’ta Merkez Bankası toplantısı var. Dolar kurunun tekrar 3 TL sınırına dayandığı, RTE’nin döviz rezervleri “150-165 milyar dolar olmalı” diye talimat verdiği göz önüne alınırsa, olası bir faiz indiriminin ortalığı karıştıracağını öngörmek zor değil. Neoliberal kurgu ve içinden geçilen konjonktür çerçevesinde “düşük faiz, yüksek rezerv, düşük kur” temennisi, olmayacak duaya amin demenin ötesine geçmez.
İsterseniz 10 temel gösterge temelinde ekonominin nabzına bir el atalım, ondan sonra da önümüzdeki günlerde ekonomide kopacak olası gümbürtüyü beklemeye başlayalım.
1 - Büyüme ivme kaybetti
2015 yılı büyümesi, öngörülenin üzerinde yüzde 4 olarak gerçekleşti. Böylelikle 2013-2015 ortalama büyüme yüzde 3,7 oldu.
Hulusi Bey | Yılmaz Özdil | Sözcü
Kıbrıs'ta vuruşmuş, gazi olmuş bir astsubayın, kahraman bir babanın evladıydı. Gölcük'te lojmanda doğmuştu. Liseyi bitirince Deniz Harp Okulu'na yazıldı. Sevgi'yle tanıştı. Aşık oldu. Evlendi.
*
Görevi gereği denizde yaşıyordu, sürekli seferdeydi. Bazen aylarca gelemez, çiçeği burnunda gelin gözyaşları içinde beklerdi. Sadece asker eşlerinin anlayabileceği, katlanabileceği, çaresiz bir yalnızlıktı bu… Bebeğini de eşinin yokluğunda dünyaya getirdi. Kızları oldu.
*
Haberi aldığında denizin ortasındaydı, içi içine sığmadı, kendini sürekli gülümserken yakalıyordu, demek baba olmak böyle bi duyguydu. Karaya ayak basar basmaz minik kızını kucağına aldı, öptü, kokusunu içine çekti, “ismin Tuğçe olsun” dedi. Tuğçe gülümsedi. Dünyalar babasının oldu. Genç bir çift, güzel bir bebek, önlerinde pırıl pırıl bir yaşam umudu vardı.
Yorum Yazın