Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
Şişli Skandalını CHP Çözmeli | Nedim Şener | Posta
Şişli’de Sarıgül bombası nihayet patladı. Patlayacağı zaten belliydi. Yerel seçimler öncesi Mustafa Sarıgül’ün Şişli Belediye Başkanlığı için “emanetçi” birisini aradığı biliniyordu. Teklif götürdüğü isimler Sarıgül’ün koltuk önerisini reddetmişti. Sarıgül’ün teklif götürdüğü isimlerden birisi de yıllardır yakınında olan Hayri İnönü’ydü. Hayri İnönü yalnız başkan adaylığını değil Sarıgül ile “anlaşmayı” da kabul etti.
Sağır sultanların bile duyduğu bir anlaşmaydı bu. Yerel seçimlerden sonra Hayri İnönü artık Sarıgül’ün “emanetçisiydi.” Sarıgül yalnız belediye başkanını değil, belediye meclisine girecek isimleri de belirledi. Oğlu Emir Sarıgül’ü de 4’üncü sıradan belediye meclis üyesi yaptı. Yetmedi belediye başkan yardımcılığı koltuğuna da oturttu.
Tehlikenin Farkında Mısınız? | Nuray Mert | Diken
“Misak-ı Milli cenderesinde sıkışmışken zihinler, daha şehirden şehire gidemiyorken tatlı su aydınları, biz o zaman başladık kavga etmeye; Moro’da, Eritre’de, Sudan’da….Biz henüz çocukken analarımız bileziklerini Afganistan’a gönderir. Hindukuş dağlarındaki mücahitler için dua etmesini öğretirdi… Bizim Ümmet düşmanlarıyla derdimiz var, kavgamız var.”
Bu satırları yazan, kısa bir süre öncesine kadar, bu ülkenin önemli kurumlarının birinin başındaydı. Meğer Alinur Kutlu müstear isminin kime ait olduğunu benden başka herkes biliyormuş, istifasıyla ben de öğrenmiş oldum.
Mesele Yavuz Bingöl Değil, Anladınız mı? | Fehmi Koru | HaberTürk
Arkadaşlar, lütfen şu işi tadında bırakın...
Herhalde Yavuz Bingöl olayını takip ediyorsunuzdur. Kendisiyle yapılan bir röportajda, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la yakınlığını sorgulayan bir soruya cevap verirken, sonradan toparlamakta zorluk çektiği cümleler sarf etmiş olan sanatçımız...
Gezi olayları sırasında hayatını kaybeden gençlerden Berkin Elvan’ın annesini yuhalayan kalabalıkları susturmamıştı Tayyip Bey; Yavuz Bingöl röportajda lâfı bir türlü bağlayamadığı cümlesinde, “Bir gün önce de Tayyip Bey’in ölmüş annesine küfür edilmişti; insan öyle durumlarda duygusal davranabiliyor” gibi bir şeyler söylüyor...
Bazen AK | Amberin Zaman | Taraf
Geçen hafta CHP’nin yükselen yıldızı, Ekonomiden Sorumlu yeni Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke Hürriyet gazetesine verdiği mülakatta ezber bozdu. AK Parti’nin ekonomi kurmayları Ali Babacan ve Mehmet Şimşek’i övdü: “Hem Babacan hem de Şimşek, ekonominin teknik gücünü siyasete taşıyan siyasetçilerdi... Ancak her ikisi de artık güçlerini kullanamaz hâle geldiler. Çünkü müdahale var... İkisi de çok değer verdiğim siyasetçiler” dedi. Böke’nin ifadeleri CHP’de sert tepkilere neden oldu. Oysa Böke, Ahmet Hakan ile yaptığı röportajda AK Parti’nin ekonomi politikasını bolca eleştirmişti.
Telefonumu Dinleyenlerle Buluştum | Can Dündar | Cumhuriyet
Hürriyet’in manşetindeki 160 kişilik “dinlenen VIP’ler” listesinde bir kez daha adımı görünce, bu kez “Olur böyle şeyler” diye omuz silkmemeye, nedenini, nasılını deşmeye karar verdim.
Kime hesap soracaktım ki?
Hükümet, kendisi hiç sorumlu değilmiş, hatta işin mağduruymuş gibi yapıyordu.
Dinleme iznini veren mahkemenin adı bile yoktu.
Ben de bizzat dinlemeyi yapan istihbaratçılara sormaya karar verdim.
Ne de olsa onlar da şimdi zamanında dinlettikleriyle aynı kaderi paylaşıyorlardı.
Bir kısmı, hapse yolladıklarıyla aynı hapse girmiş, hemen hepsi işten el çektirilmiş ya da uzak diyarlara tayin edilmişti.
Halide Edip'in Gür Sesi | Taha Akyol | Hürriyet
Politikacıların birbirlerine karşı yaptıkları polemikleri hiç önemsemiyorum, çünkü epey bir süredir iyice çığırından çıktı.
Konuşmalarının bu tarafını atıyorum, geri kalanlara bakıyorum. Bazen pek bir şey kalmıyor, bazen de önemli şeyler.
Başbakan Davutoğlu'nun dün partisinin kadınlar koluna hitaben yaptığı konuşmadaki siyasi polemikleri ayırdım fakat 'Anadolu yiğitleriyle omuz omuza mücadele eden' kadınlarımızdan bahsederken, 'Halide Edip'in gür sesini rahmetle anıyorum' demesini son derece önemli buldum.
Bizim muhafazakâr camiada Halide Edip ne kadar anılır? Hele son zamanlarda muhafazakâr düşüncenin particilik düzeyine düşmüş olması büsbütün esef vericidir.
Kürt Petrolüne Bağdat Rotası... | Cengiz Çandar | Radikal
Petrol konusundaki Bağdat-Erbil uzlaşması, IŞİD'e karşı 'titrek' tutumunda devam ettiği sürece, Türkiye'nin bölgesel zemin kaybının da süreceğini gösteriyor.
Irak'a özel ilgim onunla ilişkimle başlamıştı. Adil Abdülmehdi ile yolum Beyrut’ta kesişmişti. Kimi zamanlar onun evinde kalacak kadar yakın dost olmuştuk.
1982 yazında İsrail, Beyrut kapılarına dayanıp şehri kuşattığında, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) tüm lider kadroları ve savaşçılarıyla birlikte şehri terketmek zorunda kaldığında, aralarında Abu Emel de vardı. Yani Adil Abdülmehdi.
Özel ve Komuta Kademesi Kaygılı | Serpil Çevikcan | Milliyet
TBMM Milli Savunma Komisyonu’ndan jet hızıyla geçen bedelli askerlik düzenlemesine Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ve üst düzey komuta kademesi kaygılı yaklaşıyor. Endişenin nedenleri birkaç başlıkta toplanıyor...
Bedelli askerlik düzenlemesinin de içinde yer aldığı tasarı dün TBMM Milli Savunma Komisyonu’nda kabul edildi. Bedelli askerlik konusunda 3-4 senede bir oluşan beklenti bir kez daha karşılanmış oldu. 1 Ocak 1988 ve öncesinde doğanlar 18 bin TL karşılığında askerlik yapmış sayılacaklar. Başvurunun 200 bin civarında olacağı tahmin ediliyor.
'Bedelli'nin Bedelleri: Verimli Askerlik ile Verimli Hayat Arasında | Fatma Barbarosoğlu | Yeni Şafak
Yıllar önce bedelli askerlik için benden destek bekleyen okuyucularıma neden destek veremeyeceğimi beyan eden bir yazı yazmıştım.
Bugün ise bedellinin 28 yaş olarak açıklanmasının sakıncalarına dile getiren bir yazı yazacağım. Bedelli yaşı bekleyişe dayalı olmamalı. 25 yaşına gelen ve askerlik yükümlülüğü altında bulunan gençler 25 yaşında ödemeleri gereken miktarı bilerek hayatlarındaki askerlik belirsizliğinden kurtulmalı.
Emine Hanım'ın Gözüne “Yağ” Kaçtı! | Nazlı Ilıcak | Bugün
Uluslararası Şeffaflık Örgütü, Türkiye’nin yolsuzluk algısında 11 basamak yükseldiğini açıkladı. 2001’deki bankacılık suistimallerinin ardından, 2002’de Türkiye 64’üncü sıraya düşmüştü. Geçen yıl 53’üncü sırada olan ülkemiz, gene 64’üncülüğe indi.
Freedom House’un 65 ülkedeki internet özgürlüklerini incelediği raporunda ise “kısmen özgür” kategorisinde Türkiye, Uganda’nın da gerisinde kalıyor.
Dünyadaki durumumuz pek parlak değil. Ya içeride?