Analiz - ABD'nin Yeni Başkanı Biden'ı Trump Sonrası Dönemde Zorlu Bir 4 Yıl Bekliyor
Analiz - ABD'nin Yeni Başkanı Biden'ı Trump Sonrası Dönemde Zorlu Bir 4 Yıl Bekliyor
NEW YORK (AA) - İSLAM DOĞRU - ABD'de 6 Ocak 2020'de yaşanan tarihi Kongre baskını sonrası iki haftalık gergin bekleyişin ardından yeni Başkan Joe Biden'ın çarşamba günkü yemin töreni olaysız atlatıldı.
Sembolik bir törenden ziyade ülkede güvenlik önlemlerinin test edildiği bir programa dönüşen yemin töreninin ardından Biden, Beyaz Saray'daki başkanlık koltuğuna oturdu ve ilk icraatı, eski Başkan Donald Trump'ın 4 yıllık iktidarı boyunca yürürlüğe soktuğu tartışmalı uygulamaları iptal eden 17 ayrı başkanlık kararnamesini imzalamak oldu.
Şu an ülkede Biden'ın başkanlığına ümitle bakılan genel bir hava hakim. Ana akım medya ve iş dünyası Biden'a en üst seviyeden kredi açmış görünüyor, öte yandan yeni başkanın önünde Trump sonrası aşılması gereken uzun ve engebeli bir süreç bulunuyor.
Biden'ın, sıra dışı, öngörülemez biçimde, devlet teamüllerinin dışında başkanlık yapan Trump'tan geriye kalan iç ve dış politikadaki sorunlarla boğuşması ve ülkeyi Trump öncesi rotaya sokması bekleniyor.
- İç politikada Kovid-19 salgını liste başında
Biden'ın iç politikada en öncelik verdiği konuların başında, ülkeyi alt üst eden yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınını kontrol altına alma hedefi geliyor. Kovid-19 verilerinin derlendiği 'Worldometers' internet sitesine göre, vaka sayısı 25 milyonu geçen ülkede can kaybı da 420 bini aşmış durumda.
Kovid-19 salgınının, başkanlık yarışında kendisine Beyaz Saray'ın yolunu açtığının bilincinde olan Biden, salgını bir an önce kontrol altına alamaz ise seçim kampanyası sırasında bu konuda becerisizlikle suçladığı selefi Trump'ın durumuna düşeceğinin farkında.
Biden nitekim göreve geldiği ilk gün Beyaz Saray'da imzaladığı ilk kararnameyle federal kurumlarda ve devlet dairelerinde maske takmayı zorunlu hale getirdi.
Joe Biden'ın önündeki bir diğer önemli mesele de salgından darbe yiyen ABD ekonomisi. Çalışma Bakanlığının Aralık 2020 istatistiklerine göre, ülkede işsizlik yüzde 6,7 civarında. Mart-Nisan 2020'deki ilk dalgada işsizlik oranlarına kıyasla göstergeler çok iyi durumda olsa da Kovid-19'dan önce bu oranın 3,5 civarında olduğu biliniyor.
- Biden siyasi kutuplaşmayla da mücadele etmek zorunda
Yeni başkanı bekleyen en zorlu sorunlardan biri de ABD'de son 4 yılda zirveye çıkan siyasi kutuplaşma. Siyasi kutuplaşmaya, ırkçılık, göçmen karşıtlığı, adaletsizlik gibi toplumsal sorunlar eşlik ediyor. Biden, yemin töreni konuşmasında 'birlik' mesajını üstüne basarak verse de Trump'ın ardında bıraktığı siyasi ve toplumsal miras, yeni başkanın uzun süre peşini bırakmayacak gibi görünüyor.
Trump'ın, tarihte Cumhuriyetçi Parti içinde en fazla oyu almasına rağmen seçimi kaybedip Beyaz Saray'a veda etmesi ve 75 milyon Trump seçmeninin neredeyse yüzde 70'inin hala başkanlık seçimine 'hile' karıştırıldığı iddiasına inanmasının, toplumda Biden yönetimine güven sorunu yaratması bekleniyor.
Bu sorun, Biden döneminde muhtemelen kapanmayan toplumsal yara olarak yeni başkanın başını ağrıtmaya devam edebilir.
Bu bağlamda şuna da vurgu yapmak gerekiyor; ABD'de başkanlar görevleri sona erdikten sonra genelde siyaset sahnesinden çekilip anılarını yazarken, Trump, başkanlığında olduğu gibi başkanlık sonrası dönemde de bu geleneğe uymayacak gibi duruyor.
Andrews Hava Üssü'nden Florida'daki malikanesi Mar-a Lago'ya uçmadan önce başkan olarak yaptığı son konuşmada Trump'ın, 'Başka bir formda, bir şekilde görüşeceğiz' şeklindeki ifadesi bunun işaretçisi olarak görülüyor. Bu söylem, Trump'ın Cumhuriyetçi Partide geleneksel akıma karşı kendi partisini kurabileceği şeklinde de değerlendiriliyor.
Donald Trump, yeni bir parti kurarsa sistemde Beyaz Saray'a muhalefet eden tek yapı konumundaki Kongre dışında bir ilke imza atarak Demokrat yönetime muhalefet eden bir hareket olarak siyasetteki varlığını sürdürebilir.
Öte yandan, Biden iktidarı sırasında Trump için yargılama süreci de ihtimal dahilinde. New York Başsavcılığı, daha başkanlığı döneminde Trump hakkında vergi kaçırma nedeniyle soruşturma başlatmıştı. Artık başkanlık dokunulmazlığı kalmayan Trump'a veya ailesine yönelik benzeri soruşturmalar, eski başkanı ülke gündeminin ilk sırasına yerleştirebilir.
Bu durumun Trump ile destekçileri arasındaki bağı eski başkanı kahramanlaştırarak diri tutabileceği de öngörülüyor.
- Biden'ın dış politika çizgisi Obama döneminin devamı olabilir
Biden'ın dış politikada, kabinesine seçtiği isimlere bakarak Obama döneminden çok farklı bir yol izlemeyeceği söylenebilir.
Joe Biden, küresel masaya tekrar oturmak istediğini ve ABD'nin Trump öncesi yürüttüğü klasik dış politikaya dönmeyi hedeflediğini açıklarken, yeni dönemde ülkelerle ilişkilerde tekrar devletlerin kurumsal yapılarının öne çıkması, kapalı kapılar ardında diplomasiye dönülmesi bekleniyor.
Bu anlamda uluslararası siyasetin, beklentilerin ve tepkilerin daha tahmin edilebilir hale geleceği bir zemine kayması ihtimali güçleniyor.
- Biden döneminde Türkiye ile ilişkiler
ABD-Türkiye ilişkilerinin Biden döneminde nasıl bir seyir izleyeceği de merak edilen konuların başında geliyor.
Biden'ın dış politika ekibinden üç isim, Dışişleri Bakanı adayı Anthony Blinken, Savunma Bakanı adayı Lyod Austin ile ulusal güvenlik ekibinde Orta Doğu ve Kuzey Afrika Koordinatörlüğüne getirileceği açıklanan Brett McGurk, Türkiye'yi yakından ilgilendiren isimler olacak.
Bu isimlerin Obama döneminde Suriye'de DEAŞ'a karşı mücadele adı altında, YPG/PKK terör unsurlarıyla yakın iş birliği politikası izlemesi, Suriye artık Obama dönemindeki Suriye olmasa da bölgede Türkiye ile ABD arasında aynı sorunların yeniden yaşanması ihtimalini taşıyor.
Biden döneminde Türkiye ile çözüm bekleyen diğer en önemli husus, Rusya'dan alınan S-400 hava savunma sistemleri. Trump, S-400 konusunda yeri geldiğinde Türkiye'nin haklılığını dillendirmekten çekinmezken, Biden'ın bu konuda Kongrenin, Pentagon'un ve Türkiye karşıtı lobilerin daha fazla etkisinde kalabileceği düşünülüyor.
Ancak Biden yönetiminin gerek Suriye gerek S-400 konusunda Türkiye'yi Rusya'nın çekim alanına iten tutumlardan vazgeçerek daha yapıcı ve makul politikalar izlemesi de beklentiler arasında. Trump'ın aksine NATO'yu önemseyen Biden'ın, yarım asırdan fazladır NATO'da en önemli müttefiklerinden biri olan Türkiye'den, en azından jeopolitik ve bölgesel güç konumu nedeniyle kolay vazgeçebileceğine ihtimal verilmiyor.
Bunun dışında, Doğru Akdeniz, Libya, Ege, Kafkaslar gibi daha birçok konu, iki ülke arasında masaya yatırılması muhtemel başlıklar olarak bekliyor.
Biden yönetiminin, kurumsal yapıların dışında Washington'da dış politikayı etkileyen Ermeni, Rum ve İsrail lobilerinin etkisine açık olduğu dikkate alındığında, Türkiye, gelecek 4 yıl boyunca masada ne kadar haklı bir pozisyonda olduğundan ziyade haklılığını, kamu diplomasisiyle ne kadar anlatabileceğiyle sınanacak gibi görünüyor.
Özetle Biden yönetiminin, Türkiye ile ilişkilerde iniş çıkışlı tümseklere ve keskin virajlara rağmen, uzun vadede her iki ülkenin çıkarına bir iş birliği için çözümler üretmeye açık olacağı en azından ümit ediliyor.
Yorum Yazın