onedio
Görüş Bildir

DEAŞ Haberleri

DEAŞ ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. DEAŞ ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

45 Kişinin Öldüğü Terör Saldırısı Davasında Tahliye Kararı İddiasına Yalanlama Geldi
Ali Can Uludağ, 'Yargıtay, 45 kişinin öldüğü İstanbul Havalimani katliamı davasında 46'şar kez ağırlaştırılmış müebbet ve 2 bin 604 yıl hapis cezasına çarptırılan 6 sanığı, cezalarını bozarak tahliye etti.' dedi. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi konuyla ilgili açıklama yaptı. Tahliye olanların olayın faillerinin olmadığını terör örgütü üyeliği ve terörün finansı suçlarından yargılandığını belirtti.KAYNAK: ALİCAN ULUDAĞ - NOW HABER
Bülent Arınç: 'Ekonomi ve Siyasi İstikrar Siyam İkizleri Gibidir'
Başbakan Yardımcısı Arınç, 'AK Parti yönetiminde geçen 12 yıl, istikrar ile ekonomik başarı ve ileri demokrasi ilişkisini açıkça ortaya koyan bir dönem oldu' de dedi.İSTANBULBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 'Ekonomik gelişme ve siyasi istikrar 'Siyam İkizleri' gibidirler, AK Parti yönetiminde geçen 12 yıl, ‘istikrar’ ile ‘ekonomik başarı’ ve ‘ileri demokrasi’ ilişkisini açıkça ortaya koyan bir dönem oldu” dedi.Arınç, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) ev sahipliğinde, Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) tarafından düzenlenen 5. Boğaziçi Zirvesi’nin kapanış konuşmasını yaptı. Konuşmasına dünyanın ve bölgenin içinde bulunduğu sürece ilişkin değerlendirmelerde bulunarak başlayan Arınç, 'Dünyamız ve özellikle bölgemiz hızlı bir dönüşümden geçmektedir. Türkiye’nin yakın coğrafyasında yaşanan gelişmeler, küresel düzeyde siyaseti etkileyen ölçüdedir. Sadece Kasım 2013'teki 4. zirveden bu yana yaşanan gelişmeler dahi baş döndürücü boyuttadır' ifadelerini kullandı.Arınç, zirvenin bu yılki teması 'Yarının Değişen Senaryoları: Zorlukları Anlamak ve Diyaloglar Geliştirmek' konusuna atıf yaparak, bunun zorlu ve iddialı olduğu kadar isabetli olduğunu dile getirdi. Arınç, şunları kaydetti:'Bu ana temanın etrafında Ortadoğu, Avrupa ve Kuzey Afrika ekonomilerinin değişim ve dönüşümü, küresel ticaret ve yatırımların yeni dinamikleri, sürdürülebilir ekonomik büyüme ve bunun finansmanı, enerji çeşitliliği gibi hususlarla birlikte genç girişimciler, kadın-erkek eşitliği gibi konu başlıklarının belirlenmiş ve ele alınmış olmasını önemsiyorum.Bölgemizde ve dünyada yaşanan siyasi ve ekonomik krizler bazen bizleri endişeye hatta umutsuzluğa düşürüyor olabilir. Özellikle Türkiye açısından baktığımızda yakın coğrafyamızda, Irak’ta, Suriye’de, Mısır’da, Ukrayna’da yaşanan gelişmelerin ekonomik ve ticari ilişkilerimize olumsuz yansımaları olduğu bir gerçektir. Ancak bunların aşılmasının yolu da sadece diyalog ve iletişimdir.'Arınç, buna en güzel örnek olarak Irak’ı gösterdi. Irak’ta yakın dönemde yaşanan hükümet değişikliğinden sonra ortaya çıkan tablonun, kendilerini hem Irak hem bölge hem de ikili ilişkiler açısından ümitlendirdiğini söyleyen Arınç, 'Irak, DAİŞ (DEAŞ) tehlikesine ve ülkenin yaklaşık üçte birinin halen bu örgütün işgali altında olmasına rağmen iş başına gelen hükümet, olumlu tutumu ve sağduyusuyla iç barış, huzur ve istikrarın tesisi yönünde olumlu adımlar atmaktadır. Bu adımlar, ülkenin yeniden kalkınması ve refahı açısından çok önemlidir' diye konuştu.'Ekonomik gelişme ve siyasi istikrar 'Siyam İkizleri' gibidir'Arınç, siyasi istikrar ve ekonomik gelişmenin iç içe geçmiş, birbirini tamamlayan unsurlar olduğuna işaret ederek, birinin diğerine önceliğinin olmadığını, siyasi istikrar sağlanmadan ekonomik gelişmenin olmayacağını belirtti. Ekonomik gelişme olmazsa siyasi istikrarın da tehlikeye düşeceğini vurgulayarak, 'Her vesileyle ve her türlü platformda ısrarla verdiğim örnekte olduğu üzere; ekonomik gelişme ve siyasi istikrar 'Siyam İkizleri' gibidirler' dedi.Arınç, bu konuda Türkiye’nin AK Parti iktidarındaki son 12 yılının güzel bir örnek olduğuna dikkati çekti. Yıllardır devam eden kavgalardan, istikrarsızlıktan, siyasi ve ekonomik krizlerden bunalan Türk vatandaşlarının, 2002 yılı Kasım ayında yapılan genel seçimlerde kendi içinden çıkan, gerçek anlamda kendisini temsil eden AK Parti’ye egemenlik yetkisini, hükümet iradesini emanet ettiğini söyleyen Arınç, şöyle devam etti:'Milletimiz daha sonraki seçimlerde de istikrardan ve demokrasiden vazgeçmedi. Hükümetlerimize teveccüh gösterdi ve arkasında durmaya devam etti. Biz de milletimizden aldığımız bu güçle ona hizmet etmeye, demokrasimizi güçlendirmeye, özgürlükleri artırmaya, ekonomimizi büyütmeye, kronikleşmiş sorunların üzerine gitmeye devam ettik.AK Parti yönetiminde geçen 12 yıl, istikrar ile ekonomik başarı ve ileri demokrasi ilişkisini açıkça ortaya koyan bir dönem oldu. Demokrasimiz ilerledikçe ekonomimiz güçlendi. Ekonomimiz güçlendikçe demokrasimiz ilerledi. Politikalarımızın temeline güven ve istikrarı koyduk. İnsanımıza güvendik ve öz güven kazandırdık. Bütçe açıklarıyla boğuşan, borç çıkmazı içinde, enflasyon sarmalına girmiş, umutsuz, IMF’den medet uman bir ekonomiyi yeniden ayağa kaldırdık.'Arınç, Türkiye ekonomisinde yaşanan gelişmeler hakkında katılımcılara bilgi vererek, 'Geçmişte krizlere neden olan bir ekonomi iken, tüm dünya ekonomilerini temelden sarsan küresel krizde, Türkiye’yi dimdik ayakta duran ve bu krizin etkilerini hızla atlatan ve hatta krizden fırsatlar çıkaran bir ekonomi haline getirdik' dedi. Türkiye’nin küresel kriz dönemindeki durumuna da değinen Arınç, zorlu bir sınavdan başarıyla çıkıldığını dile getirdi. Arınç, şöyle konuştu:'Türkiye’de, kriz döneminde yıllar itibarıyla toplam istihdam hiç azalmadı, artmaya devam etti. Yüzde 23,1 oranında artışla en yüksek istihdam artışı sağlayan ülke olduk. Küresel kriz sonrası dönemde 6 milyona yakın ek istihdam sağladık. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye ekonomisi güçlü, güvenilir, sağlıklı yapısıyla bölgesinde bir istikrar adası, bir güvenli liman konumuna geldi. Türkiye ekonomisini 230 milyar dolarlık bir ekonomiden 822 milyar dolarlık bir ekonomi haline getirdik. 2002 yılında 3 bin 492 dolar olan kişi başına geliri 3’e katlayarak 2013 yılında 10 bin 807 dolar seviyesine yükselttik.'Arınç, özel sektör öncülüğünde büyüyen bir ekonomide, devleti, özel sektörün gelişmesi için uygun ortamı oluşturan bir unsur haline getirdiklerini vurgulayan Arınç, 'Altyapı yatırımlarına önem vererek güçlü bir kalkınmayı destekleyecek zemini oluşturuyoruz' ifadelerini de kullandı.Muhabir: Eda Fatma TopçuAA
Erdoğan'dan DEAŞ Açıklaması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi temaslarını sürdürdüğü Fransa'nın başkenti Paris'te, Fransa Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nde bir konuşma yaptı.Fransa Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nde 2004 yılından sonra hitap etmekten memnuniyet duyduğunu ifade Erdoğan, bugün Fransalı mevkidaşı ile gerçekleştirdiği görüşmelerde iki ülke arasındaki ilişkileri ve bölgesel meseleleri değerlendirdiklerini kaydederek, 'İlişkilerde zaman zaman iniş çıkışlar olsa da tarihe baktığımızda genel olarak ortaklıkların işbirliğinin dayanışmanın öne çıktığını görüyoruz. İlişkilerimizdeki bir başka önemli boyut Fransa'da yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ve Türkiye kökenli vatandaşlarımızdır ki sayısı 610 bin civarında. Çifte vatandaşlığa sahip vatandaşlarımızın sayısı da 300 bine ulaşmış durumda. Bu rakamlarla Türkler Fransa'da dördüncü büyük göçmen grubunu oluşturuyorlar' diye konuştu.Konuşmasında IŞİD yerine DAESH (IŞİD'in Arapça kısaltması) kelimesini kullanan Erdoğan, mücadelenin devam edeceğini belirterek, 'Türkiye'nin asla DAESH gibi bir terör örgütüne destek vermek gibi bugüne kadar bir yanlışı olmamıştır.Terörün ne olduğunu gayet iyi biliriz. Bizim mücadelemiz DEAŞ ile aynı şekilde devam edecektir. Bazıları DAESH'i İslam veya islami bir örgüt gibi göstermenin gayreti içerisine giriyor. Kusura bakmasınlar. Anlamı 'barış' olan bir din asla teröre müsaade etmez. DAESH bir terör örgütüdür' dedi.'AB TARAFINDAN TÜRKİYE'YE VERİLEN SÖZLERİN TUTULMASINI BEKLİYORUZ'Fransa ve Türkiye arasındaki işbirliğinin Avrupa ve Akdeniz'deki Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Balkanlardaki birçok meselenin çözümüne katkı sağlayacağını savunarak, 'Biz Türkiye olarak Fransa ile ilişkilerimizde büyük devlet vizyonunu her zaman muhafaza ettik ve ediyoruz. AB üyelik sürecimizde bize en büyük desteği ve katkıyı beklediğimiz ülkelerin başında Fransa geliyor. Biz bu desteği Chirac'ın görevi bıraktığı ana kadar hep gördük. Bu destek o süreçler içerisinde hep oldu. Nedense Sayın Chirac ayrıldı. Ayrıldıktan sonra bir farklı hava esmeye başladı. Bu da bizi üzdü tabi. Temenni ederim ki şimdi yeni bir sürecin içerisine girmiş bulunuyoruz. Türkiye'nin 1963 yılından bu yana AB kapısında bekletiliyor olması izahı mümkün olmayan bir süreçtir. Hiçbir ülkeye böyle bir uygulama yapılmamıştır. AB müzakere süreci maalesef fasıllar üzerine konan blokajlar nedeniyle ciddi bir duraklama süreci yaşıyor. AB tarafından Türkiye'ye verilen sözlerin tutulmasını bekliyoruz. Bu da bizim en doğal hakkımızdır. Fransa tarafından da bize verilen sözlerin tutulacağını ümit ediyoruz' ifadelerini kullandı.'300 BİN İNSANIN ÖLÜMÜ GÖSTERE GÖSTERE GELMİŞTİR'Ortadoğu'daki krizleri daha ortaya çıkmadan gören ve uyarıları yapan ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden Erdoğan, 'Irak'ta bu manzaranın oluşabileceğini Irak'ın bölünme noktasına gelebileceğini yıllar öncesinden ifade ettik. Türkiye'nin bu konuda uyarıları dikkate alınmış olsaydı buna yönelik tedbirler alınmış olsaydı Irak'ta şu anda yaşananlar yaşanmayacak barışçıl demokratik çözümler üretilmiş olacaktı. Aynısı Suriye için de geçerli. Suriye'de yaklaşan tehlike görülmediği için işte bugünkü trajik manzaraya ne yazık ki düşmüş durumdayız. 300 bin insanın ölümü maalesef göstere göstere gelmiştir. Öyle bir yaklaşım tarzı var ki anlamak mümkün değil' dedi.'DEVLET TERÖRÜNÜ ESTİREN KİŞİ BANA GÖRE TERÖRİSTTİR'Dünya siyasetine yerleşmiş olan iki kavramın kendisini çok rahatsız ettiğinden bahseden Erdoğan, şunları söyledi:'Bunların bir tanesi konvansiyonel silahlar meselesidir bir diğeri de kimyasal silahlar meselesidir. Bunun uygulaması karşımıza özellikle Suriye'de çıktı. Kimyasal silahların uluslararası hukuk açısından çok farklı bir konumu olabilir fakat Suriye'de kimyasal silahlarla ölenlerin sayısı binlerle ifade edildi. Konvansiyonel silahlarla ölenlerin sayısı ise üzülerek ifade ediyorum 300 bine yakındır. Konuşulan hep nedir? Kimyasal silahtır. Konvansiyonel silahları neden konuşmuyorsunuz? Kimyasal silahla öldürülürse suç değil, konvansiyonel silahla öldürülürse suç, mantık bu mu? Neticesi ölüm olan ve bu vesile ile kullanılmış olan ne olursa olsun bunun yasaklanması gerekir. Konvansiyonel silahı kullanıyorsa oradaki devlet terörünü estiren kişi ki bana göre bir teröristtir ve ortada bir devlet terörü vardır. Bu kişiye karşı ulusların birleşip Adalet Divanı'na mı gider nereye giderse bunun oraya götürülmesi lazım.''DAESH İLE MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEKTİR'Türkiye'nin DAESH'a (IŞİD) yardım ettiği yönündeki iddialardan rahatsız olduklarını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:'Türkiye'nin asla DAESH gibi bir terör örgütüne destek vermek gibi bugüne kadar bir yanlışı olmamıştır. Biz 32-33 yıldır terörle mücadele eden bir ülkeyiz. Terörün ne olduğunu gayet iyi biliriz. Bizim mücadelemiz DAESH ile aynı şekilde devam edecektir. Bazıları DAESH'i İslam veya islami bir örgüt gibi göstermenin gayreti içerisine giriyor. Kusura bakmasınlar. İslam anlam itibariyle anlamı 'barış' olan kelimeden türemiştir. Anlamı barış olan bir din asla teröre müsaade etmez. DAESH bir terör örgütüdür. Dikkat edin IŞİD'i de ısrarla kullanmıyorum. DAESH diyorum. Çünkü bunlar bir terör örgütüdür.''KOBANİ'Yİ NİYE BU KADAR STRATEJİK BİR KONUMA TAŞIDILAR?'Bölgedeki meselenin sadece Kobani olmadığını belirten Erdoğan, Kobani'nin istismarının yapıldığını savunarak 'Kobani niye böyle bir stratejik konuma getirilmiştir. Ne var burada acaba? Petrol mü var, altın mı var, elmaslar mı var? Neden acaba Kobani? Bugün Kobani'yi bombalayanlar, koalisyon güçleri, dost acı söyler ama gerçeği söyler. Humus vurulmuştur sesleri çıkmamıştır. Buralar vurulurken sesleri çıkmayanlar acaba Türkiye'nin sınırındaki Kobani ile ilgili niye bu kadar stratejik bir konuma taşıdılar? Onlar için bunun stratejik önemi nedir? Benim sınırımda burası. Eğer stratejik bir konumu olacaksa benim için olmalı. Onlar için olmaması lazım. Şu anda boş bir Kobani var' diye konuştu.'BUGÜN KOBANİ'Yİ KURTARIRSINIZ YARIN BAŞKA KOBANİLER ÇIKAR'Batı'nın Ortadoğu'ya karşı sergilediği çifte standartlı tutumun Ortadoğu'da vicdanları derinden etkilediğini aktaran Erdoğan, 'Bu çifte standartlı tutum son bulmadığı küresel adalet tesis edilmediği müddetçe Ortadoğu'da ya da diğer bölgelerde bu tahribat daha da artacaktır. Batı da bu tahribattan uzak kalmayacaktır. Yaklaşan bu tehlikeyi hepimizin görmesi gerekiyor. Avrupa'nın bu tehdidi özellikle görmesi gerekiyor. Birinci Dünya Savaşı'nın ardından Ortadoğu'da çizilen sınırlar oluşturulan senaryolar şu anda adeta dikişlerini patlatarak küresel sorunlara dönüşüyor. Bölgedeki her meselenin birbiri ile irtibatı var. Bugün DAESH'i ortadan kaldırırsınız yarın bir başkası çıkar. Bugün Kobani'yi kurtarırsınız yarın başka Kobaniler çıkar. PKK terör örgütüne yeşil ışık yakılırken işte bu terör örgütüne kırmızı ışık yakılması terörle mücadele konusundaki samimiyetin sorgulanmasını da beraberinde getirir' ifadelerini kullandı.'ÇÖZÜM SÜRECİNE YÖNELİK EN BÜYÜK SALDIRI KOBANİ BAHANESİYLE SERGİLENDİ'Konuşmasında çözüm sürecine değinen Erdoğan, 'Çözüm süreci adını verdiğimiz terörü sona erdirme toplumsal barışı tesis etme süreci yapılan tüm tahrik ve provokasyonlara rağmen devam ediyor. Bu süreç daha başladığı anlarda Paris'te yapılan bir saldırı sürece yönelik büyük bir sabotaj olmuştu. Bu sabotajın süreci yaralamasını engelledik. Yaklaşık 2 yıllık süreçte benzeri birçok saldırıyı kararlılıkla bertaraf ettik. Çözüm sürecine yönelik en büyük saldırı Kobani bahanesi ile geçtiğimiz haftalarda sergilendi. 40 vatandaşımız Kobani bahanesi ile yapılan saldırılarda hayatını kaybetti. Bunların tamamı terör örgütü PKK'nın katlettiği Kürt kökenli vatandaşlarımızdı. Terör örgütü gibi terör örgütünün uzantısı olan siyasi parti de kendi ideolojisi kendi fikirleri kendi yaşam tarzı dışında hiçbir oluşuma tahammül etmiyor. Kimi zaman şiddetle kimi zaman baskı ile farklılıkları ortadan kaldırmanın gayreti içine giriyor. Zor bir süreçteyiz hassas bir süreçteyiz. Ama barıştan başka bir seçeneğimiz yok. Bunu mutlaka tesis edeceğiz. Ne güvenlikten ne hukuk ve demokrasiden taviz vermeden devam ediyoruz' diye konuştu.'İYİ NİYETİMİZ KARŞILIK BULMADI'1915 Olayları ile ilgili değerlendirmede bulunan Erdoğan, bu konunun dezenformasyondan uzak tutularak ele alınamadığını kaydederek, 'Bizim bütün yapıcı yaklaşımlarımıza rağmen Ermenistan ve Ermeni Diasporası sağduyulu bir yaklaşım sergilemediler. Biz bu meselenin siyasi bir mesele olmaktan çıkarılmasını siyasetin malzemesi olmaktan çıkarılmasını, bırakalım bunu tarihçiler gelsinler bu mesele üzerinde çalışsınlar. Biz arşivlerimizi açtık. Ermenistan'ın elinde varsa bu tür arşiv o da açsın. Üçüncü ülkelerde varsa onlar da açsın. Bu belgeler üzerinde hukukçular siyaset bilimciler tarihçiler çalışmalarını yapsınlar. Onların yaptığı tespitlerle adım atalım. Bizim iyi niyetimiz maalesef karşılık bulmadı' dedi.CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, KONFERANS’TA SORULARI YANITLADICumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi temasları kapsamında gittiği Fransa'daki Fransa Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nde bir konuşma yaptı. Açıklamalarının ardından kendisine yöneltilen sorulara yanıt veren Erdoğan, yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili sorulan bir soru için Atatürk'ün Çankaya Köşkü'nde hizmet vermediğini anlatarak 'Kusura bakmayın da Gazi Mustafa Kemal'in zamanında veya daha sonra yapılmış olan ki şu anda kullanılan Cumhurbaşkanlığı Köşkü Gazi Mustafa Kemal'in hizmet verdiği köşk değildir. Şu anda benim oturduğum yer, hizmet verdiğim yer, Gazi Mustafa Kemal'in hizmet verdiği yer değildir. Biz bu yeni yaptırdığımız yere geçerken başbakanlık binamız hizmete elverişli olmadığı için başbakanımızı şu anda benim hizmet verdiğim yere alacağız. Şu anda yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı da cumhurbaşkanlığının hizmetlerine mevcut yer el vermediği için zaten oraya taşınmıştır' dedi.'İSRAİL YÖNETİMİNİN ANLAYIŞI İLE BARIŞIK OLMAK BİZİM AÇIMIZDAN MÜMKÜN DEĞİL'İsrail ve Türkiye ilişkileri ile ilgili sorulan bir soruya Erdoğan, 'İsrail bölgede halkı Müslüman olan ülkeler olarak ilişkileri en ileri olan ülke Türkiye'ydi. İsrail böyle bir dostunu kaybetti. Gerek malum Mavi Marmara olayı diye uluslararası sularda Gazze'ye insani yardım götüren gemiyi vurmalarından sonra aramızdaki münasebetler olumsuz gelişti. Biz kendilerine o zaman 3 maddeden oluşan şart sunduk. Bunun bir tanesi özür dilenmesiydi. İki tazminat konusuydu. Üç, Filistin'e ambargonun kaldırılmasıydı. Özür dilendi. Tazminat için belli bir noktaya gelindi. Ambargonun kalkmasını beklerken Gazze vurulmaya başlandı. Filistin vurulmaya başlandı. Böyle İsrail halkı ile bir sorunumuz yok. Bizim ülkemizde Musevi vatandaşlarımız var. Sorunumuz yok ama İsrail yönetimi ile bizim sorunumuz var. Şu andaki İsrail yönetiminin anlayışı ile barışık olmak bizim açımızdan mümkün değil' diye yanıt verdi.'DARBECİ İLE YAN YANA OLAMAM'BM Genel Sekreteri Ban'ın verdiği yemekte Sisi ile aynı masaya oturmadığı konusunu 'Darbeci ile yan yana olamam' diyerek açıklayan Erdoğan, 'Benim demokrasi derdim var. Ben demokratik bir liderim. Mısır'da da demokrasi mücadelesinde Mursi yüzde 52 oy ile Mısır'a başkan seçildi. Mısır'a başkan seçilen Mursi, şu andaki Sisi'yi kendine Milli Savunma Bakanı yaptı. Kendisi aynı zamanda Genelkurmay Başkanı konumunda. Milli Savunma Bakanı yaptığı Sisi, kalktı darbe ile Mursi'yi indirdi. Burada Batı çok büyük bir yanlış yapmıştır. Ben Batı'ya sesleniyorum. Siz demokrasiden yana mısınız, darbeden yana mısınız? Ben uygulaması ile Batı'nın kusura bakmasınlar darbeden yana olduğunu gördüm. BM Genel Kurulu'nda verilen yemekte bizi liderler arasında bir masaya oturtacaklar. Sordum masada kimler var. Dediler ki Sisi de o masada. Sisi o masadaysa ben o masaya gitmem dedim. Niye? Çünkü benden meşruiyetini alacak bir darbeci ile yan yana olamam. Şu anda Batı da bir yol ayrımında. Eğer demokrasi diyorsak demokrasi ile ilgili mücadelemizi kalemlerimizle de vereceğiz, söylemlerimizle de vereceğiz, duruşumuzla da vereceğiz' diye konuştu.'TÜRKİYE'NİN SÖZDE SINIRLARA EVET DEMESİ, MÜMKÜN DEĞİL'Ortadoğu'daki yeni sınırlar ile ilgili sorulan bir soru için Erdoğan, 'Türkiye'nin burada oluşabilecek sözde sınırlara evet demesi mümkün değil. Bu konu ile ilgili olarak atılan adımlar çok önemli. Irak'ta maalesef zihinsel sınırlar başka ülkeler tarafından atılıyor bu da önemli. Burada DAESH’ın da (IŞİD) böyle bir adım atmadığını da kimse söyleyemez. Bu da bunu bir fırsata dönüştürmüş olabilir. Bu bir terör örgütüdür. Bu terör örgütünün orada böyle bir netice alabileceğine ben ihtimal vermiyorum. Aynı şekilde Suriye'de de böyle netice alabileceğine yine ihtimal vermiyorum. Sonunda ben inanıyorum ki Irak'ta Irak halkı galip gelecektir. Suriye'de de Suriye halkı galip gelecektir ve topraklarına sahip çıkacaklardır' ifadelerini kullandı.'PEŞMERGELER ÜLKEMİZE DAVULLU ZURNALI GELDİ'Peşmergelerin Türkiye'den geçişini farklı bir şekilde aktaran Fransız medyası ile ilgili sorulan bir soru için Erdoğan, 'Biz peşmergelerin Türkiye'den geçmesi için gayret sarf ettik. Biz Özgür Suriye Ordusu'nun Türkiye'den geçmesi ile ilgili gayret sarf ettik. Nitekim Özgür Suriye Ordusu Türkiye'den geldi ve Kobani'ye girdi. Peşmergeler Türkiye'ye geldiler ve tüm mühimmatı ile araç gereçleri ile ülkemize geldiler. Ve bir de davullu zurnalı geldiler, onu da söyleyeyim. Peşmergeleri uçakla biz Şanlıurfa Havalimanımıza aldık. Orada hala istirahat ediyorlar. Fakat şu anda bu akşam itibariyle 2 gündür bizdeler Erbil'den şu anda haber bekliyorlar. Çünkü gelen konvansiyonel silahların Kobani'ye girmesinin uygun olmadığına dair aldıkları bir haber üzerine Kobani'ye henüz girmiyorlar. Biz daha da fazlasını peşmergelerden bekliyorduk. Özgür Suriye Ordusu'ndan da daha fazlasını bekliyorduk. Oradaki gidip savaşacakların sayıları ortalama 100'er kişi diyebilirim. 100 Özgür Suriye Ordusu'ndan 100 peşmergelerden. Batı medyasına bu ifadeleri niçin böyle söylediğimi böylece anlamış olun. Bu kadar hassas bir konuda Türkiye'yi zor durumda bırakmak için peşmergeye müsaade etmiyor, Özgür Suriye Ordusu'na müsaade etmiyor. Böylece yalan yanlış doğru olmayan haberler yapıyorlar' şeklinde konuştu.'ŞU AN HİZMET VERDİĞİM YER, GAZİ MUSTAFA KEMAL'İN HİZMET VERDİĞİ KÖŞK DEĞİLDİR'Mustafa Kemal Atatürk'ün mirasına ilişkin Atatürk Orman Çiftliği'ndeki yeni yapılan Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili soruya yanıt veren Erdoğan, Atatürk'ün Çankaya Köşkü'nde hizmet vermediğini aktararak 'Kusura bakmayın da Gazi Mustafa Kemal'in zamanında veya daha sonra yapılmış olan ki şu anda kullanılan Cumhurbaşkanlığı Köşkü Gazi Mustafa Kemal'in hizmet verdiği köşk değildir. Şu anda benim oturduğum yer, hizmet verdiğim yer, Gazi Mustafa Kemal'in hizmet verdiği yer değildir. Onun yanında Pembe Köşk diye adlandırılan yerdir. Biz bu yeni yaptırdığımız yere geçerken başbakanlık binamız hizmete elverişli olmadığı için başbakanımızı şu anda benim hizmet verdiğim yere alacağız. Pembe Köşk'ü büyük ihtimalle Gazi Mustafa Kemal ile alakalı Ankara'da bir müze haline getirmek ve oturduğu yeri ondan kalan bütün objeleri de orada toplamak sureti ile Pembe Köşk'ü daha anlamlı kılabilecek bir adımı da böylece atmış olacağız. Şu anda yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı da cumhurbaşkanlığının hizmetlerine mevcut yer el vermediği için zaten oraya taşınmıştır. Biliyorsunuz artık Yeni Türkiye var. Yeni yer yine bizim imari üslubumuza, Türkiye bir medeniyetin varisidir. Nasıl ifade ediyorsunuz Atatürk'ün mirasları diyorsunuz, işte biz Selçuklu bakiyesi üzerine bir Osmanlı bakiyesi üzerine gelmiş bir ülkeyiz. Bizim bir mimari anlayışımız var. Gayet güzel bir eseri ortaya çıkarmış olduk' dedi.Gülten ÖZBEY-Bahar DEMİREL - DHA
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: 'İsrail'in Yaptıkları Kabul Edilebilir Değil'
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa baskınının kabul edilemez olduğunu belirtti.RİYADDışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa baskınının kabul edilemez olduğunu belirterek, 'İslam İşbirliği Teşkilatı, Birleşmiş Milletler’in aktif olması ve bu konuda sorumlu davranması noktasında çağrılarda da bulunduk. Buna karşı sessiz kalmayacağımızı bir kez daha vurgulamak istiyorum' dediSuudi Arabistan Dışişleri Bakanı Saud Al Faysal’ın davetlisi olarak başkent Riyad’a gelen Çavuşoğlu, temaslarının ardından AA ve TRT muhabirlerine ziyaretini değerlendirdi.Çavuşoğlu, mevkidaşı Faysal ile görüşmelerinde birçok konuyu değerlendirme fırsatı bulduklarını dile getirerek, ikili ilişkiler ve bölgede herkesin saygı duyduğu iki ülke olarak ilişkileri geliştirme konusunda hemfikir olduklarını vurguladı. Siyasi ilişkilerin yanında ekonomik ilişkilerin potansiyelini değerlendirdiklerini ve geliştirilmesi gerektiğini teyit ettiklerini belirten Çavuşoğlu, “Özellikle karşılıklı yatırımlar, savunma sanayi başta olmak üzere birçok alanda işadamlarımızı daha sık bir araya getirmemiz gerektiğini de konuştuk” ifadesini kullandı.Bölgesel konuları da değerlendirme fırsatı bulduklarını aktaran Bakan Çavuşoğlu, 'Özellikle Suriye ve Irak’taki gelişmeler, DEAŞ ve diğer terör örgütleri, Suriye’deki Esed rejimi ve burada neler yapılması gerektiğini konuştuk' dedi. Çavuşoğlu, şöyle devam etti:“Bizim her zaman söylediğimiz bölgenin terörden temizlenmesi ve siyasi dönüşüm başta olmak üzere istikrarın geri getirilmesi. Esed rejiminden ve terör örgütlerinden kaçan insanların tekrar yerleştirilmesi ve onların haklarının geri verilmesi konusundaki kapsamlı strateji üzerine Suudi Arabistan ile aynı düşünüyoruz ve yapılması gerekenler konusunda da hemfikiriz. Müttefiklerimize ve koalisyon içindeki ülkelere de bunu aktarıyoruz.'Libya'daki duruma da değinen Mevlüt Çavuşoğlu, Libya’da kırılgan bir durum olduğuna dikkati çekerek, bu ülkede taraf tutmadan iki tarafın bir an önce müzakereye başlaması için destek verilmesi gerektiğini ifade etti.Yemen’deki gelişmelerin de kendilerini kaygılandırdığını dile getiren Çavuşoğlu, Suudi Arabistan'daki görüşmelerinde bu konuyu komşu ülke olarak değerlendirmelerini rica ettiklerini söyledi. Çavuşoğlu, ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) başta olmak üzere, uluslararası örgütler nezdinde de iki ülke arasındaki dayanışmayı geliştirerek devam ettirme konusunu değerlendirme fırsatını bulduklarını bildirdi.İsrail barış istemiyorİsrail askerlerinin Mescid-i Aksa baskını konusunda Çavuşoğlu, baskının İsrail'in bölgede barış istemediğini ve sürekli gerginliği tırmandırdığını gösterdiğini belirtti. Çavuşoğlu, şunları söyledi:'Ne zaman bölgeyi ilgilendiren herhangi bir konuda çözüme biraz yaklaşılsa İsrail hemen bir bahane buluyor, Filistin’e saldırıyor, çoluk çocuğu ve insanları öldürüyor. Çözüme doğru atılacak bir adımın da önüne geçiyor. Bu gösteriyor ki İsrail çözüm de istemiyor, barış da istemiyor ve iki devletli bir çözüme hazır değil. Ama İsrail bunları yaparken maalesef insanların inançlarına, ibadet yerlerine saygısızlık gösteriyor, hakaret ediyor. Bölgede son yaptıkları, Kudüs’te Mescid-i Aksa’da yaptıkları kabul edilebilir değil. O nedenle İİT, Birleşmiş Milletler’in aktif olması ve bu konuda sorumlu davranması noktasında çağrılarda da bulunduk. Buna karşı sessiz kalmayacağımızı bir kez daha vurgulamak istiyorum.'Muhabir: Meltem UzunAA
'ABD ve Türkiye Görüş Ayrılıklarını Gideremedi'
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dört saatlik görüşmesinden sonra düzenlenen basın toplantısı olumlu mesajlar içerdi.Biden, iki ülkenin birbirine olan ihtiyacının altını çizerken, Erdoğan fikir birliği içinde olduklarını söyledi. Peki Türkiye ve ABD arasında özellikle bölgesel konular ve Suriye kriziyle ilgili farklılıklar giderildi mi? Basın toplantısı bu sorunun yanıtına dair ipuçları içeriyor mu?Uzmanlar, iki liderin basın açıklamalarının satır aralarında, görüş ayrılıklarının giderilmediği sonucunun çıktığını söylüyor.Açıklamaları BBC Türkçe’ye değerlendiren The German Marshall Fund (GMF) Ankara Ofisi Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı, “Ortak basın toplantısı iki ülke arasındaki güçlü müttefiklik ilişkileri ve ortak vizyonun yanı sıra bazı konulardaki farklı bakışın kodlarını da yansıttı” diyor.Ünlühisarcıklı ayrıca, Biden'ın “Her zaman her konuda çok açık ve dürüst görüşmelerimiz olmuştur” cümlesinin ise “diplomatik dildeki karşılığı bazı konularda farklı yaklaşımların karşılıklı olarak dile getirilmesidir” yorumunda bulunuyor.“Kısa vadede uzlaşı söz konusu değil”Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Başkanı Şaban Kardaş da basın açıklamasının, “son dönemdeki, ‘işbirliği çatırdıyor mu’ mu şeklindeki yorumlara net bir cevap niteliği taşıdığını” söylüyor. Ancak detaylara bakıldığında iki ülke arasında görüş farklılıkları bulunan konularla ilgili bir uzlaşmanın sağlanmadığının göründüğünü belirtiyor.Kardaş, “Özellikle son dönemde tartışılan güvenli bölge, uçuşa yasak bölge gibi konularda uzlaşılan net bir konu olmadığını anlıyoruz. İşbirliği ortaklık önemli, ama farklılık devam ediyor ve bunları görüşmeye devam ediyoruz mesajı var” diyor.Peki bu farklılıkların yakın zamanda giderilmesi mümkün mü? Kardaş, bu soruya “Teknik düzeyde yapılan görüşmeler var. Orada ne konuşulduğunu bilmiyoruz ama ortaya çıkan resim o görüşmelerin kısa vadede sonlanmayacağı yönünde. Uzlaşacakları bir noktaya gelmeleri kısa vadede şu an söz konusu değil” değerlendirmesini yapıyor.Satır araları hangi ipuçlarını veriyor?Bunun yanında Özgür Ünlühisarcıklı iki liderin değindikleri başlıkların farklılık göstermesinin önemli olduğuna dikkat çekiyor. Erdoğan'ın basın toplantısında “vurgulayarak yer verdiği” Kuzey Afrika'daki gelişmeler konusunda görüş birliğinin “Biden'ın açıklamalarına yansımadığını” belirtiyor ve ekliyor: “Öte yandan Biden'ın Irak'taki yeni hükümete ilişkin olumlu açıklamaları ve Türkiye'nin yeni Irak hükümeti ile diyaloğunun öneminin altını çizmesi Erdoğan'ın açıklamalarında yer almadı.”Ünlühisarcıklı’nın bir başka değerlendirmesi de iki ülkenin birbirini nasıl tanımladığına ilişkin: “Erdoğan ABD ve Türkiye'den stratejik ortaklıktan model ortaklığa geçiş sürecini başarmış iki ülke olarak söz ederken Biden birbirine ihtiyaç duyan iki ülke yaklaşımını sergiledi” yorumunu yapıyor.ABD’nin Suriye krizine daha etkin bir şekilde dahil olmasından ve IŞİD ile mücadeleyi gündeminin üst sıralarına taşımasından bu yana Türkiye ile iki noktada ayrışıyor. Türkiye, yaklaşık 1,000 kilometrelik sınırında güvenli bölge ve uçuşa yasak bölge için ısrar ederken ABD bu öneriye sıcak bakmıyor. Türkiye IŞİD ile karşı mücadelede Esad rejiminin devrilmesini bir öncelik olarak öne sürerken ABD’li yetkililer Esad’ın devrilmesini hedeflemediklerini yineliyorlar.Bununla birlikte bugünkü basın toplantısında Biden, “Suriye muhalifetini güçlendirmek ve Esad rejiminden uzakta bir geçiş sürecini temin etmek” ifadelerine yer verdi.Erdoğan ise “Birinci derecede, Suriye ve Irak'ta gelişmeler ile 'DEAŞ' tehdidi konusunda etraflıca görüşme imkanımız oldu. Gündemde ön planda olan meselelere ilaveten bazı bölgesel ve küresel konuları da değerlendirme fırsatımız oldu. ABD ile fikir birliği içinde olduğumuzu gördüğümüzü memnuniyetle ifade etmek isterim” dedi.Uzman Şaban Kardaş da “Şu ana kadar yapılan spekülasyonlara karşı stratejik ortaklığın konjonktürel olarak yaşanan ayrışmalar ve krizler bir yana iki taraf açısından da kaçınılmaz bir gerekliliği var. Bunu ortaya koymuş oldu” görüşünde.İki liderin de gazetecilerden soru almadan sonlandırdığı basın toplantısının planlanandan fazla süren görüşmenin içeriğine dair verdiği ipuçları özellikle Suriye’de çözüm için yaklaşım farklılıklarında uzlaşmanın zaman alacağına işaret ediyor gibi görünüyor. BBC Türkçe
Papa: 'Tanrı Türkiye'yi Kutsasın ve Korusun'
Papa Franciscus ve beraberindeki heyeti taşıyan İtalya havayolları Alitalia’nın kendisine tahsis ettiği ve üzerinde Papalık arması bulunan özel uçak, saat 12.50'de Esenboğa Havalimanı'na indi. Karşılamada askeri kıta hazır bulundu. Türkiye ziyaretine Anıtkabir'de saygı duruşuyla başlayan Papa Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın ilk resmi konuğu oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Papa Franciscus Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki görüşmenin ardından ortak bir açıklamada bulundu. Katolik aleminin ruhani lideri Papa Franciscus'un bugün başlayan Türkiye ziyareti 30 Kasım'a sürecek. Ziyaretin ilk ayağı Ankara. Papa Franciscus'u taşıyan özel uçak saat 13.00 sıralarında Esenboğa Havalimanı'na indi. Papa ilk ziyaretini Anıtkabir'e gerçekleştirdi ve ardından Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Papa Franciscus Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.Açıklanan programa göre Papa daha sonra Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’le görüşecek.Papa’nın Mart 2013’te göreve gelmesinden bu yana yapacağı 6. yurtdışı gezisi olan Türkiye ziyareti, hem Hristiyan alemi içindeki ayrılıkların aşılması, hem de İslam dünyasıyla ilişkilerin güçlendirilmesi açısından özel bir öneme sahip.Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgede yaşananlar da bu ziyaretin etki alanını Vatikan-Türkiye ekseninden çıkarıp genişletiyor.
Erdoğan, Konya'dan Gülen'e Seslendi: 'Elini Kolunu Bağlayan Yok ki, Gel'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konya-İstanbul Yüksek Hızlı Tren seferlerinin açılış töreninde yaptığı konuşmada Fethullah Gülen'e çağrıda bulunarak 'Gazetelerden alınan onun kendi takımı için onların yerinde olmak isterdim diyor. Kimse sana gelme demiyor, gel' dedi. Ayrıca Erdoğan 'hızlı tren 1 hafta ücretsiz olarak sizlere hizmet verecek' açıklamasında bulundu.Cemaat'e yönelik operasyonların ardından sert açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün hızlı tren hattı açılışı için Konya'ya gitti. Açılış öncesi açıklamalarda bulunan Erdoğan, sözlerine Pakistan halkına başsağlığı dileyerek başladı.Konuşmasında 14 Aralık'ta Cemaat'e yönelik başlatılan operasyona değinen Erdoğan 'Pensilvanya açıklama yapıyor. Bakıyorsunuz şahsıma yönelik çok çirkin benzetmeler. Beddua seansları. Şimdi daha da enteresan bir açıklama yaptı. Gazetelerden alınan onun kendi takımı için onların yerinde olmak isterdim diyor. Senin elini kolunu bağlayan yok ki gel onların yanına, gel onların yerine, kimse sana gelme demiyor, gel' dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına Pakistan'da okula yapılan saldırıya duyduğu üzüntüyü dile getirerek başladı. Erdoğan Pakistan halkına başsağlığı dileyerek, yaralılara acil şifalar diledi.KONYA'YA TEŞEKKÜR ETTİKonya'ya bir teşekkürüm var. 9 Ağustos'da Konya'da muhteşem bir buluşma gerçekleştirdik. Konya'daki o muhteşem final benim için çok değerli. Konya'da yaptığım son miting Başbakan olarak yaptığım son mitingdi. Burada bir dönemin kapanışını ve bir dönemin başlangıcını yaptık. 10 Ağustos'da da Konya kendisinden bekleneni yaptı ve milletin adamına, milli iradeye sahip çıktı.Bugün HZ. Mevlana'nın 741. Vuslat günündeyiz. Bugün Konya'nın en büyük kapalı spor salonunda bur vuslatı kutlayacağız.'KISA SÜRE SONRA RABİA OLACAK İNŞALLAH'Konya'yı İstanbul'a YHT ile bağlıyoruz. 2009'da Ankara ile Eskişehir'i birbirine kavuşturduk. 2013'de bu kez Konya ile Eskişehir YHT ile buluştu. İşte bugün bir başka adım atıyoruz. Konya ile İstanbul'u da ekliyoruz. Hasret bugün vuslata dönüşüyor. Bugünden itibaren Konya-İstanbul arası ne 10 ne 13 saat. 4 saat 15 dakika. Kısa bir süre sonra Rabia olacak inşallah Rabia…'ONLARIN BİR HESABI VARSA...'İnsanın insan gibi yaşadığını maalesef uzaktan seyrediyorduk. İtirazlarımızı taleplerimizi kimse duymuyordu. Yasaklara yolsuzluklara kimse dur diyemiyordu. Bu kötü gidişi durdurmaya yönelik siyasetlerin önü kesiliyordu. Darbelerle Türkiye'nin yürüyüşü kesintiye uğratılıyordu. Ama onların bir hesabı varsa Allah'ın bir hesabı vardır.'NE YAPTIYSAK İTİBARIMIZ İÇİN YAPTIK'12 yıl boyunca ne yaptıysak sizin için, vatanımız için bayrağımız için itibarımız için yaptık.Bizim 12 yıl içinde attığımız her adım birilerini rahatsız etti. Eski Türkiye'nin yolsuzluğundan beslenenler büyüyen ekonomiden rahatsız oldular. Dökülen kandan beslenen vampirler umuttan rahatsız oldular. Biz ne dedik, bu dünyada biz de varız dedik. Bu denklemde biz de varız dedik. Ne dedik dünya beşten büyüktür dedik.'BÜTÜN KUMPASLARI BOZDUK'Yeni havalimanlarından büyük projelerimizden rahatsız oldular. Filistin, Mısır dememizden, darbeye karşı çıkmamızdan, Suriye ile ilgili orada olanların lanetlememizden, milli birlik dememizden, çözüm dememizden rahatsız oldular. Defalarca engellemek istediler, tuzak kurdular. Allaha sonsuz hamdusenalar olsun yılmadık yıkılmadık vazgeçmedik boyun eğmedik. Bütün tuzak ve kumpaslarını bozduk altüst ettik.'YOLSUZLUK OLMADIĞI ORTAYA ÇIKTI'Bir yandan gözaltılar yapıldı bir yandan medya üzerinden sistemli şekilde önceden hazırlanmış düzmece haberler servis ediliyordu. Adına yolsuzluk operasyonu denildi ama o gün meselenin yolsuzluk olmadığı ortaya çıktı. Çok açık bir şekilde hükümeti devirmeye yönelik bir hareketti. Karanlık güçler işbirliği yapmış bir senaryo yazmış bu senaryoyu uygulamaya başladı.'BUNLARIN ASIL NİYETLERİNİ GÖRDÜK'Dikkat ederseniz yönetmenlerden bir tanesi açıkladı. Senaryoyu yazdılar elimize verdiler biz de oynadık. Bizim o gün boyun eğeceğimizi darbeye razı olacağımızı zannettiler. Ama biz o gün Konya'daydık. Konya'nın rahmeti ve duası üzerimizdeydi.17 Aralık'ın ardından 25 Aralık'ta planladıkları asıl tezgah polislerin bilgisayarından çıktı. O darbe girişimi tescillendi. Başbakanı kesin devireceklerini düşünerek sonradan kullanacakları fezlekeye dönemin başbakanı ifadesini bile yazmışlar. Ben görevdeyim 17-25 Aralık sonrasında bunların asıl niyetlerini daha net gördük.'SİZLER BU TUZAĞI GÖRDÜNÜZ'İddialarının iftiralarının çirkefliklerinin nasıl sınır tanımadığını milletçe müşahade ettik. Sizler bu oyunu bu tuzağı gördünüz. Sizler önce 30 Mart'ta ardından 10 Ağustos'ta bizim yanımızda oldunuz. Sizden aldığımız güçle bu darbenin hesabını sormaya başladık. Kimlerin yan yana durduğunu ittifak yaptığını görün. Asıl meseleyi de asıl niyeti de daha iyi anlayacaksınız. Eski Türkiye'nin ne kadar aktörü varsa şu anda kucaklaşıyorlar. Birbirlerine methiye düzüyorlar. Düşman kardeşler seçimde birbirlerini destekliyorlar. Kasetlerin diyetlerini ödüyorlar. Şantaj ve tehditlere boyun eğerek üst aklın talimatlarına boyun eğerek diyet ödüyorlar.'SENİN ELİNİN KOLUNU BAĞLAYAN YOK Kİ'Pensilvanya açıklama yapıyor. Bakıyorsunuz şahsıma yönelik çok çirkin benzetmeler. Beddua seansları. Şimdi daha da enteresan bir açıklama yaptı. Gazetelerden alınan onun kendi takımı için onların yerinde olmak isterdim diyor. Senin elini kolunu bağlayan yok ki gel onların yanına, gel onların yerine, kimse sana gelme demiyor, gel. Pensilvanya'da koruma altında olanlar buraya gelemez. Neler yaptıklarını biliyorlar.Bırakın onlar Türkiye düşmanlarıyla birlikte hareket etsin. Uluslararası kirli odaklarla güneydeki sevdikleri ülkeyle hareket etsinler. Biz buraya milletle geldik, milletle yürüyoruz.'KURUMLARIMIZI BUNLARDAN TEMİZLEDİK'Size bir sözümüz var bu haşhaşilerden hesap soracağız dedik. İnlerine gireceğiz dedik. Verdiğimiz sözü tutuyoruz tutacağız. İnlerine girdik ihanetlerini tescilledik daha da fazlasını yapacağız. Darbe girişimi yapanlara hesap sorduk daha da soracağız. Basın özgürlüğü kısıtlanıyor diye Türkiye'yi karalamaya çalışanların da oyununu bozacağız. Emniyette oyunu bozduk, yargıda da oyunu bozacağız. Kurumlarımızı bu urlardan temizledik, temizliyoruz.AVRUPA BİRLİĞİ'NE SERT ELEŞTİRİAvrupa Birliği içinde birileri çıkıyor Türkiye'de hukuk içinde yapılan operasyonla ilgili peşin hükümler veriyor. Beyler geçti o günler. İstediğiniz manşeti atın. İstediğiniz yalan haberi yazın. İstediğiniz tweeti atın. Türkiye aleyhine açıklama yapın. Biz kendi istikametimizi kendimiz belirleriz. Kendi rotamızı kendimiz çizeriz. Mürebbiye edasıyla parmak sallayarak Türkiye'ye akıl vermeye çalışanlar karşılarında eski Türkiye'nin olmadığını artık anlasınlar. Türkiye'ye demokrasi dersi vereceklermiş. Bir zahmet buraya gel de Türkiye sana demokrasi dersi versin. Sana Mısır'ı anlatalım, Suriye üzerinden insanlık dersi verelim. Sen önce git Avrupa Birliği içinde yükselen ırkçılığı islamofobi ve ayrımcılığın hesabını ver.'TÜRKİYE SİZİN GÜNAH KEÇİNİZ DEĞİL'Kapattığınız gazetelerin hesabını verdiniz mi? Sabancı'yı gelip de kendi genel merkezinde öldüren o teröristi kaç kez yakaladınız öbür kapıdan çıkardınız. Elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Aynı şekilde yedi tane oradaki soydaşımız o ırkçı faşistler ne yazık ki öldürdüler. Basın mensuplarını onların yargılanması sürecine dahil etmek istemediler. AB önce aynaya baksın. Türkiye sizin günah keçiniz değil.'HOCA GÖRÜNÜMLÜ ŞAKLABANLARA...'1929 tarihinde 55 yıl önce üyelik başvurusunda bulunduk. Tam 10 yıl önce bugün 17 Aralık 2004'te müzakerelere başlama kararı aldık. 55 yıldır özellikle son 10 yıldır bizi oyalıyorlar. Daha doğrusu oyalamanın gayreti içindeler. Hiç kusura bakmasınlar. Biz AB'nin kapıkulu değiliz. Biz millet olma şuuru içinde alacaklarsa alırlar, almazlarla almazlar. Bu sözlerimizden de rahatsız oluyorlar. Niye rahatsız oluyorsun? Uluslararası adalet diye bir anlayış var. Mısır'da Ukrayna'da Suriye'de Filistin'de sustunuz. Ne zaman adaleti haykıracaksınız? Türkiye'de darbe girişimlerine destek oluyorsunuz. Bu ülkeyi maşalara asla teslim etmeyeceğiz. İhanet şebekelerine paralel devlet yapılanmalarına hoca görünümü altındaki şaklabanlara asla teslim etmeyeceğiz.HIZLI TREN BİR HAFTA ÜCRETSİZŞu anda Pakistan'daki olayı gördünüz. 130'u aşkın yavruyu şehit ediyorlar. DEAŞ diye bir şey çıktı. Neler yaptığını görüyorsunuz. DEAŞ Irak'ta neler yaptı. Suriye'de neler yapıyor. Ben inanıyorum ki millet bütün kazanımlarına özellikle de istiklaline sımsıkı sahip çıkmaya devam edecek. Bu hazımsızlara rağmen biz Türkiye'ye eserler kazandırmaya devam edeceğiz. İnşallah Konya İstanbul arasındaki hızlı tren bir hafta ücretsiz olarak size hizmet verecek.haberler.com
Kilis'te 4 IŞİD Üyesi Yakalandı
Güvenlik güçleri, yurda girmeye çalışan 4 DEAŞ (IŞİD) üyesini yakaladı.Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinden yapılan açıklamada, Suriye'ye geçerek DEAŞ'a katılan 4 kişinin, Kilis Elbeyli'den yurda girmeye çalışırken silahsız ve teçhizatsız olarak yakalandığı bildirildi.Öte yandan, Şırnak'ın İdil ilçesinde, Anafartalar İlkokulu bahçesindeki Atatürk büstü, yerinden sökülerek bilinmeyen bir yere götürüldü. Konuyla ilgili soruşturma başlatıldı.Sarp Özer, AA