Görüş Bildir
Haberler
Türkiye Tarihinde Hiç İflas Etti mi? Devletler Nasıl Batar? Borç Krizi Nasıl Düzelir?

Türkiye Tarihinde Hiç İflas Etti mi? Devletler Nasıl Batar? Borç Krizi Nasıl Düzelir?

Ekonomi, insan hayatını ilgilendiren en önemli bilim dallarından biridir. İnsan ihtiyaçlarında beslenme, sağlık gibi temel ihtiyaçların oluşturduğu ilk basamak sorasında ikinci sırada maddi ihtiyaçlar da yer alır. Enflasyonla yoğrulduğumuz bu günlerde beslenme de maddiyat olmadan sağlanması zor koşullar altında yer alıyor. Kısaca her yolun sonu 'para'ya çıkıyor. Ah Lidyalılar! 

Makro tarafa geldiğimizde ise ülkelerin de insandan hallice büyük yapılar olduğu düşünülürse, varlığı aslında çok da dert olmayan ama yokluğu yara olan bir duruma bürünüyor 'para'. Şirketlerin iflas ettiğini duyarız ya ülkeler? Dünyada borçla dönen en büyük ekonomilerin en büyük borçlara sahip olduğu çağımızda bir borç krizi ne anlama gelir? Bir çok veri ışığında bakmak isterseniz buyurun başlıyoruz 👇

İçeriğin Devamı Aşağıda

Ek bütçe!

Ek bütçe!

Dün akşam saatlerinde düşen bir habere göre, kamu bütçesinden ekleme talep edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TBMM Başkanlığı'na sunduğu teklif, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair hükümler içeriyordu. 

Kanun teklifinde genel bütçe kapsamında 817 milyar 271 milyon 632 bin TL, özel bütçeli idarelere de 63 milyar 203 milyon 143 bin TL olmak üzere toplam 880 milyar 474 milyon 775 bin TL ek ödenek talep edildi.

Mealen para lazım

Mealen para lazım

Meclis'e sunulan tasarıda gerekçe olarak da 2022 yılında merkezi yönetim bütçe giderleri için ayrılan 1.750.957.322.000 TL'ye ek olarak 'dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik ve jeopolitik gelişmeler sonucu artan fiyatların etkisiyle' doğan ihtiyaç belirtilmiştir. 

Ayrıca doğalgaz ve elektrik fiyatları öncelikli olarak maliyet artışlarının vatandaşa yansıtılmaması amacıyla BOTAŞ’a kaynak transferleri ile kamu görevlilerinin ve emekli maaşlarındaki artışlar, sosyal güvenlik sistemine dahil olmayan vatandaşların sağlık primleri, işveren prim teşvikleri, kamu idarelerinin çeşitli harcamaları, sağlık ve eğitimde diğer hizmet ve yardımlar, çiftçiye yapılacak ödemeler gibi unsurlar sıralanmıştır.

Bütçe bize ne anlatıyor?

Bütçe bize ne anlatıyor?
twitter.com

Prof. Dr. Elif Binhan Yılmaz, İstanbul Üniversitesi İktisat fakültesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi, şu paylaşımda bulundu ve ekinde de Hazine ve Maliye Bakanlığı Mayıs 2022 Kamu Borç Yönetimi Raporundan iç ve dış borç projeksiyonlarını paylaştı  👇

1 yıl içinde yapılacak iç borç ödemelerinin anapara ve faiz ödemeleri projeksiyonu

1 yıl içinde yapılacak iç borç ödemelerinin anapara ve faiz ödemeleri projeksiyonu
ms.hmb.gov.tr

1 yıl içinde yapılacak dış borç ödemelerinin anapara ve faiz ödemeleri projeksiyonu

1 yıl içinde yapılacak dış borç ödemelerinin anapara ve faiz ödemeleri projeksiyonu
ms.hmb.gov.tr
İçeriğin Devamı Aşağıda

Sonrasında da Binhan Yılmaz şöyle bir uyarıda bulundu 👇

Sonrasında da Binhan Yılmaz şöyle bir uyarıda bulundu 👇
twitter.com

Biz de merak ettik nedir moratoryum? 1958 yılında ne oldu? Ülkelerin borç ile imtihanı!

Biz de merak ettik nedir moratoryum? 1958 yılında ne oldu? Ülkelerin borç ile imtihanı!

Dr. Mahfi Eğilmez blogunda geçen yıl, 'Devletler Batar mı?' başlıklı yazısında Osmanlı Devleti'nin girdiği borç krizini nasıl anlatmış bakalım 👇

1875 Moratoryumu

Osmanlı İmparatorluğu ilk dış borçlanmasını Kırım savaşı finansmanı için 1854 yılında yaptı. 1874 yılına kadar 20 yılda 15 ayrı dış borçlanma ile toplamda 239 milyon lira borçlanıldı. Bu sürenin sonuna doğru Osmanlı İmparatorluğu alınan borçlarının faizlerini dahi ödeyemez duruma geldi ve 1875 yılında moratoryum ilan etti. 

Sonrasında yapılan düzenlemeler 1882 yılında Düyun-u Umumiye İdaresi’nin kurulmasına kadar giderken, Lozan ile sonra eren bu İdare'nin çalışması Osmanlı Devleti'nin neredeyse tüm gelirlerine el koymak niteliği taşıyordu. Lozan'da bu borçları üstlenen Türkiye Cumhuriyeti ilk borcun alındığı 1854 yılından tam 100 yıl sonra 1954 yılında borç ödemesini tamamladı.

Türkiye, Osmanlı Devleti'nin borçlarını bitirdikten 4 yıl sonra da borçlarını ödeyemez hale geldi👇Aynı yazıda yer alan 1958 Moratoryumu'na bakalım bir de

Türkiye, Osmanlı Devleti'nin borçlarını bitirdikten 4 yıl sonra da borçlarını ödeyemez hale geldi👇Aynı yazıda yer alan 1958 Moratoryumu'na bakalım bir de

4 Ağustos 1958'te Adnan Menderes Demokrat Parti hükümeti döneminde mali güçlükler ve borçların ödenemeyecek hale gelmesi nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk moratoryumu ilân edildi. Ayrıca IMF'den ilk kez borç alınan bir tarihtir. Devalüasyon yapılarak 1 ABD Doları'nın değeri 2,80 TL’den 9 TL’ye çıkarıldı. Mevcut borçlar da 1971 yılına kadar taksitlendirildi.

Dış borç miktarının hükümet tarafından bilinmediği düzenlemede alacaklı ülke hükümetleri tarafından yapılan bildirimler ile düzenleme yapıldı. Anlaşma, imzalanan tarihe kadar toplam 422 milyon dolar borcu kapsıyordu. Bu düzenleme ile kamu kesiminde borçlanmanın yalnız hazine eliyle yapılmasını sağlanması oldu. 

Bir de Prof. Dr. Emre Alkin ve Dr. Yalın Alpay'ın 'Olaylarla Türkiye Ekonomisi' kitabından okuyalım olanları👇

Bir de Prof. Dr. Emre Alkin ve Dr. Yalın Alpay'ın 'Olaylarla Türkiye Ekonomisi' kitabından okuyalım olanları👇

Türkiye'de 1950'li yılların ikinci yarısının anlatımında göze çarpanlar, savaş sonrası bir genişleme konjonktürü ile liberal dış ticaret politikasının sona ermesi, görece bir durgunluk, ihracatta ve döviz girişlerinde azalış, ithalat ile beslenen bir piyasa ve enflasyonist ortam olarak anlatılıyor. 

1954-59 aralığında enflasyon ortalama yıllık yüzde 15, büyüme de yıllık ortalama yüzde 5,1 olarak veriliyor. 1958 yılında ülkede döviz azalması kaynaklı petrol ithalatında yaşanan sıkıtınlar ile enerji darboğazına girilen ülkede üretim aksamış. Döviz tarafında da uygulanan rejim ile oluşan ikili fiyatlar piyasayı fazlasıyla sıkıştırmış ve Türkiye dış borçlarını ödeyemez duruma gelmiştir. 

Emre Alkin'in bu bölüm sonunda düştüğü notta dikkat çeken kısım da şu şekilde:

Emre Alkin'in bu bölüm sonunda düştüğü notta dikkat çeken kısım da şu şekilde:

Geride bırakılan yıllarda 1958 İstikrar Programı gibi birçok program açıklandı. Bu programların en önemli özelliği, şiddetli bir devalüasyonla başlamalarıydı. Cari İşlemler Açıkları geçici bir süre daralıyormuş gibi gözükse de sonra tekrar genişliyor, içeride yükselen fiyatlar sebebiyle de dış rekabet üstünlüğü kayboluyordu. Her bir kriz ve ardından gelen paketler servet il kaynakların el değiştirmesine yol açtı diyebiliriz. 

İçeriğin Devamı Aşağıda

Bu dönemi bir de Prof. Dr. Şevket Pamuk'tan dinlemenizi öneririz👇 "Türkiye'nin 200 Yıllık İktisadi Tarihi" isimli kitapta nasıl anlatılıyor?

Bu dönemi bir de Prof. Dr. Şevket Pamuk'tan dinlemenizi öneririz👇 "Türkiye'nin 200 Yıllık İktisadi Tarihi" isimli kitapta nasıl anlatılıyor?

demokrat Parti'nin ilk iktidar dönemindeki bolluk yılları çok uzun sürmedi. Kore Savaşı'nın sona ermesiyle birlikte, küresel elverişli konjonktür kayboldu, ihraç mallarının fiyatları düşmeye başladı...Piyasalarda kahveden şekere ve beyaz peynire kadar pek çok malım darlığı çekiliyordu. Tüketici fiyatlarındaki artış yüzde 15'i, toplam artış yüzde 50'yi aştı. Sabit gelirlilerin ve memurların gelirlerindeki artışlar enflasyonun gerisinde kaldı... 

DP hükümeti dış kredi arayışına girdi. IMF ve OECD ile pazarlığa girişildi. Bu kuruluşların şartları sonrası 1957 yılındaki seçimlerin sonuna kadara direndiler. 

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
6
3
1
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın