Görüş Bildir
Haberler
Türkiye Ekonomisinde Hissedilmeyen Büyümeyi Ekonomistler Nasıl Açıkladı?

Türkiye Ekonomisinde Hissedilmeyen Büyümeyi Ekonomistler Nasıl Açıkladı?

Türkiye'nin büyüme verileri açıklandı. Ekonomistler verileri incelerken detaylara dikkat çekti.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Türkiye ekonomisi 2023 yılında yüzde 4,5 büyüdü. Büyüme verilerinde detaylar öne çıktı.

Türkiye ekonomisi 2023 yılında yüzde 4,5 büyüdü. Büyüme verilerinde detaylar öne çıktı.

Kişi başına GSYH 2023 yılında cari fiyatlarla 307 bin 952 lira olurken, ABD doları cinsinden 13 bin 110 olarak hesaplandı.

Verilerin detayları burada.

Büyümeye dair en vurucu tespit Prof. Dr. Ali Hakan Kara'dan geldi.

Büyümeye dair en vurucu tespit Prof. Dr. Ali Hakan Kara'dan geldi.
twitter.com

Kişi başı milli gelirde 10 yıl öncesini yakaladığımızı belirten Kara'nın yorumu da "10 yılı kaybettik" oldu.

Kişi başı milli gelirde 10 yıl öncesini yakaladığımızı belirten Kara'nın yorumu da "10 yılı kaybettik" oldu.
twitter.com

Emre Akçakmak da Kara'nın grafiğine dolar enflasyonuyla yaklaşıyor.

Emre Akçakmak da Kara'nın grafiğine dolar enflasyonuyla yaklaşıyor.
twitter.com

Dolar üzerinden değerlendirilen kişi başına düşen milli gelirin yine dolar bazında enflasyon düzeltmesiyle bakıldığında 10 yıl sonra geride kaldığımız anlaşılıyor.

Prof. Dr. Burak Arzova, büyüme için "Sıkılaşmaya rağmen yüksek büyüme yeterli sıkılaşmadığımızın da bir göstergesi olabilir mi?" sorusunu sorarken,

Prof. Dr. Burak Arzova, büyüme için "Sıkılaşmaya rağmen yüksek büyüme yeterli sıkılaşmadığımızın da bir göstergesi olabilir mi?" sorusunu sorarken,

Sektörel olarak bakıldığında, inşaat yüzde 7,8, hizmetler yüzde 6,4 büyürken sanayi yüzde 0,8 oranında büyümesine Arzova, 'Oysa üretim yoluyla büyüme ana tercihimizdi' derken, 'Tarım ise bırakın büyümeye katkı sağmayı yüzde 0,2 daralarak büyümeden çalmış gözüküyor' dedi. 

'Ülkede tüm sektörler az çok büyürken tarımı daraltmak ayrıca bir üstün başarı olmalı' diye ekleyen Arzova, '2023 son çeyreğinde çalışanların büyümeden aldıkları pay azalırken sermayenin payı yine artış göstermiş. Burada bir iyileşme görünmüyor' derken, 'Özetle büyümede tam bir dengelenme henüz mevcut değil ama bebek adımları ile ilerleme var' ifadelerini kullandı. Kaynak: Ekonomim

İçeriğin Devamı Aşağıda

Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, tarım büyümesine gıda enflasyonu üzerinden yaklaşıyor: "Gıda’da arz sorunu ve fiyat artış baskısı devam ediyor."

Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, tarım büyümesine gıda enflasyonu üzerinden yaklaşıyor: "Gıda’da arz sorunu ve fiyat artış baskısı devam ediyor."
twitter.com

Ekonomi yazarı Alaattin Aktaş da tarım büyümesine dikkat çekenlerden oluyor.

Ekonomi yazarı Alaattin Aktaş da tarım büyümesine dikkat çekenlerden oluyor.

Aktaş, 'Büyümede tarımın hal-i pürmelali' başlıklı yazısında, 'Tarım sektörü 20 yıl önce sektörler toplamı itibarıyla GSYH içinde yüzde 9,5 paya sahipken, bu oran geçen yıl ilk kez yüzde 6’nın altına indi. Tarım sektörü geçen yıl büyüme şöyle dursun yüzde 0.2 oranında küçüldü' derken, gıda enflasyonuna da dikkat çekti: 

Tarımı böylesine ihmal edelim; sonra da gıda maddelerinin fiyatı niye bu kadar artıyor, niye yıllar yılı kendimiz üretiyorken bazı ürünleri ithal eder duruma geldik diye sorup duralım.         

Zaten ilkokul yıllarında öğrendiğimiz 'Dünyada tarımda kendi kendine yeten yedi ülkeden biri olma' özelliğimizi çoktan yitirdiğimizi biliyoruz da bu gerçeğin böylesine somut verilerle ortaya konulması daha bir çarpıcı oluyor.

İktisatçı Mahfi Eğilmez de büyüme verilerine enflasyon sepetinden yaklaşırken, "emekçilerin emeğinin karşılığının doğru verilmesi" ve "bütün toplum kesimlerinin enflasyon karşısındaki mağduriyetinin giderilmesi" şeklinde bir analiz yapıyor.

İktisatçı Mahfi Eğilmez de büyüme verilerine enflasyon sepetinden yaklaşırken, "emekçilerin emeğinin karşılığının doğru verilmesi" ve "bütün toplum kesimlerinin enflasyon karşısındaki mağduriyetinin giderilmesi" şeklinde bir analiz yapıyor.

Eğilmez, büyüme verilerinde nominal ve reel büyüme oranlarıyla, 'GSYH zımni deflatörü' yani 'cari fiyatlarla GSYH’nin bir önceki yıla göre artış endeksinin sabit fiyatlarla GSYH’nin bir önceki yıla artış endeksine oranlanması' hesabına değiniyor.

Bir ders niteliğindeki yazısında, yüzde 53,9 TÜFE enflasyonuna karşılık, GSYH zımni deflatörünün yüzde 67,5 olmasının arasındaki farkın kapsamdaki mal sayısından oluştuğunu belirtirken, TÜFE'nin bir örneklem sepeti olduğunu, GSYH zımni deflatörünün ise ekonomideki binlerce mal ve hizmeti kapsadığını açıklıyor.

"Haliyle deflatör, TÜFE’ye göre çok daha kapsamlı bir gösterge" olurken, "enflasyonu ölçmek için çok daha doğru bir ölçü" olduğunu da belirtiyor. Ancak TÜFE her ay ölçülebilirken, deflatör 3 ayda bir ölçülebiliyor.

"Haliyle deflatör, TÜFE’ye göre çok daha kapsamlı bir gösterge" olurken, "enflasyonu ölçmek için çok daha doğru bir ölçü" olduğunu da belirtiyor. Ancak TÜFE her ay ölçülebilirken, deflatör 3 ayda bir ölçülebiliyor.

Ancak tüm farklılıklara karşın 'yıllık ortalama enflasyon ile GSYH zımni deflatörü arasında önemli farklılıklar olmaması gerekir' diyen Eğilmez, Devlet İstatistik Enstitüsü eski Başkanı arkadaşı Sıddık Ensari’den yardım aldığı bu tablo ile farklılıkları gösteriyor.

Tabloda 2021 yılına kadar TÜFE ve deflatör arasında farkın yüksek olmadığı görülürken, sonrasında fark açılıyor.

Tabloda 2021 yılına kadar TÜFE ve deflatör arasında farkın yüksek olmadığı görülürken, sonrasında fark açılıyor.

Eğilmez, bunun nedenlerini şu şekilde belirtiyor: 

  • TÜFE sepetini oluşturan mal ve hizmetler ya da bunların ağırlıkları hane halklarının bütçelerindeki görünümü yansıtmıyor olabilir.

  • TÜFE için yapılan derlemeler doğru yapılmıyor olabilir. 

  • TÜFE hesaplamalarında hatalar söz konusu olabilir. 

  • GSYH verileri sorunlu olabilir. 

İçeriğin Devamı Aşağıda

Özetle Mahfi Eğilmez, bu bilgiler ışığında "TÜFE sepetinin, fiyat derlemelerinin ve hesaplamalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşündüğünü" açıklıyor ve ekliyor:

Özetle Mahfi Eğilmez, bu bilgiler ışığında "TÜFE sepetinin, fiyat derlemelerinin ve hesaplamalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşündüğünü" açıklıyor ve ekliyor:

Bu, yalnızca emekçilerin emeğinin karşılığının doğru verilmesi için değil bütün toplum kesimlerinin enflasyon karşısındaki mağduriyetinin giderilmesi ve enflasyonu düşürecek doğru para ve maliye politikaları izlenebilmesi için de zorunluluktur.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
ömer

Büyüyen bir şeyler hissediyoruz ama ekonomi değil….