Jenny Hill Berlin'den bildiriyor:
Dışardan bakan biri için Almanya'daki sistem tehlikeli düzeyde bir kargaşa içinde gibi görünüyor.
Berlin'de, kaydolmak için yüzlerce mültecinin yakıcı yaz sıcağında saatlerce beklediği karşılama merkezini ziyaret ettim.
Hemen yakında geçici bir muayene çadırı açan gönüllü bir doktor, yetkililerin aniden bastıran göçmen akınına hazırlıksız yakalandıklarını söylüyor.
Almanya'ya gelen bir göçmen şu süreçlerden geçiyor:
Öncelikle Alman eyaletlerinden birinde kaydını yaptırıyor ve kendisine bir miktar yardım bağlanıyor. Bu ayda 140 euro civarında bir miktar. Göçmene ayrıca iltica başvurusu sonuçlanana kadar bir geçici konaklama yeri de gösteriliyor. Başvuruların sonuçlanması ise ortalama yedi ay alıyor.
Kabul edilirlerse, eyalet devleti mülteciye kalıcı bir yer gösteriyor.
Fakat her bir eyaletin kendine has yolları ve sorunları var. Bir çoğu gelenlerin sayısının yüksekliği karşısında konaklama için yer göstermekte zorlanıyor.
Mülteciler çadırlarda, depolarda, otellerde yatıyorlar.
Tanıştığım bir Suriyeli adam, yanındaki küçük kızıyla birlikte son bir kaç gündür sokakta yattıklarını söyledi.
Hemen her gün Almanya hükümeti iki talebini tekrar tekrar dile getiriyor.
İngiltere de dahil diğer AB üyesi ülkelerin daha fazla mülteci almasını ve AB'nin mülteci krizine ortak bir siyasi çözüm üretmesini istiyor.
İltica başvurusunda bulunanların kaldıkları yerlere yönelik ırkçı saldırılarda bir artış var ama bu artış, özellikle de zamanını ve olanaklarını gönüllü olarak göçmenlere açanların sayısının olağanüstü yüksekliği karşısında görece küçük kalıyor.
Gönüllülerin katkıları olmasa Almanya göçmen akınıyla başetmekte çok daha zorlanacak gibi görünüyor.
Almanya İçişleri Bakanı geçen hafta, bu yıl ülkeye iltica başvurusunda bulunacakların sayısının 800 bine ulaşmasını beklediklerini söyledi.
Bakan BBC'ye kamuoyundaki kucak açan tutumun değişebileceğinden kaygılandığını söyledi.