Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Kimleri Kastetti? Davutoğlu 'Terörle Mücadelede Eski Defterler Açılırsa İnsan Yüzüne Çıkamazlar' Açıklaması ile Gündemde
Yeni parti hazırlıkları içerisinde olan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Sakarya'da yaptığı bir konuşmada dikkat çeken ifadeler kullandı. Davutoğlu, 'Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok kişi insan yüzüne çıkamaz. Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman, eminim en kritik dönemlerden biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olacaktır' dedi.
Davutoğlu'nın konuşmasında kimleri kastettiği tartışma konusu oldu. Bu konuya açıklık getirmeye çalışan analiz, açıklama ve yorumları derledik.
Konuşmasında şahsına yönelik 'ihanet' suçlamalarına yanıt veren Davutoğlu, şöyle dedi:
'Geride bıraktığımız makamları bilenler, önümüzde makam düşünmeyeceğimizi de bilirler. İtirazımıza itirazla karşılık verebilirlerdi. Ne dediler biliyor musunuz? Hain dediler. İhanetle tanımladılar söylediklerimizi. Milletin teveccühüyle göreve gelmiş, Başbakan olmuş birine kimse hain diyemez. Bütün selefim başbakanları rahmetle anıyorum. Hiçbiri hain değildi. Bu ülkede hain Başbakan olmadı. Bundan sonra da olmayacak. Nedir bu kutuplaştırıcı dil? Bize dahi hain denirse, bu partinin dışında olanlar kendilerini nasıl huzurlu hissedebilirler? Biz ne zaman ihanet ettik? Söyleyin. Bu milletin davasına, vicdanına aykırı tek bir adımımız olduysa söyleyin. Meydan okuyoruz.'
"Türkiye'nin tarihi yazıldığında en kritik dönemlerden biri 7 Haziran- 1 Kasım olacaktır"
7 Haziran- 1 Kasım 2015 sürecine değinen Davutoğlu şu ifadeleri kullandı:
'Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz. Bizi bugün eleştirenler insan yüzüne çıkamazlar, açık söylüyorum. Neden mi? Gelin hafızanızı bir yoklayın. İleride bir gün Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman, eminim en kritik dönemlerden biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olacaktır.
Başbakanlık görevini aldığım zaman, bunu izah etmek zorundayım, kampanya dolayısıyla bu soruları aldığım için, 1 ay sonra 6-8 Ekim olayları oldu. O olaylar esnasında çözüm süreci adı altında Türkiye'nin kamu düzeninin nasıl yerle bir edildiğini görme imkanı bulduk. O zaman arkadaşlarımı topladım, o gün devlet görevi yürütenler benim teröre karşı nasıl bir tavır aldığımı bilirler. Ve onlara şunu söyledim: Sayın Cumhurbaşkanımız olağanüstü kongrede bize görevi tevdi ederken 'iki emanetim var' dedi. Çözüm sürecine devam edeceksiniz ve FETÖ ile mücadele edeceksiniz... Dolayısı ile bu çözüm sürecini hemen durdurmamız yanlış anlaşılır. Ama onlara son bir şans, eğer çözüm süreci varsa verilir. Yalnız bir daha, Tükiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak, yetkililer olarak bizler şehirlerimizin böylesi tarumar edildiği bir görüntü görmek istemiyoruz.'
Davutoğlu'nun Sakarya'da yaptığı açıklamanın ardından #DavutoğluAçıkla etiketi ile sosyal medyada paylaşımlar yapıldı.
HDP Grup Başkanvekili ve Fatma Kurtulan, Meclis araştırma önergesi verdi.
Önergede Davutoğlu'nun işaret ettiği dönemde Suruç katliamı, Ceylanpınar'da iki polisin öldürülmesi, Çözüm Süreci'nin bitirilmesi, 10 Ekim Ankara katliamı gibi yüzlerce vatandaşın hayatını kaybettiği kanlı olayların yaşandığı hatırlatıldı.
Kaplan önergesinde, '2014-2016 yılları arasında yaşanan saldırı ve katliamların araştırılması, Çözüm Süreci’nin sonlandırılmasına giden sürecin tüm açıklığı ile ortaya çıkarılması, sorumluların yargı önüne çıkarılması, önceki Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bahsi geçen döneme ilişkin beyanlarının incelenmesi amacıyla Anayasa'nın 98'inci ve İçtüzüğün 104'üncü ve 105'inci maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması açılmasını teklif ve arz ederim' dedi.
Gazeteci İsmail Saymaz, Davutoğlu'nun MHP’yi suçladığını ifade etti.
Peki yakın çevresine göre Davutoğlu konuşmasında kimleri hedef aldı?
BBC Türkçe'den Ayşe Sayın'a konuşan ve isimleri açıklanmayan Davutoğlu'na yakın isimlere göre, eski Başbakan bu sözlerle hükümet kurma çağrılarını geri çeviren MHP'yi, parti içinde kendisini genel başkanlıktan indirmek için imza girişimi başlatanları ve PKK'nın eylemlerine net tepki koymayan HDP'yi hedef aldı.
Davutoğlu'nun o dönem hükümet kurabilmek için Bahçeli'ye, 'uzun dönemli koalisyon hükümeti, kısa dönem koalisyon, MHP destekli azınlık hükümeti ve seçim hükümeti' olmak üzere 4 seçenek önerdiğini ve Bahçeli'nin bunu reddettiğini anımsatan bir kaynak, 'Sayın Davutoğlu, terör had safhaya çıkmasına karşın, MHP'nin bu 4 seçeneği de elinin tersiyle itip, bizi HDP'ye itmeye çalıştığına göndermede bulunuyor. MHP, tam tersi o dönem, en acil ihtiyaç olmasına karşın, elini taşın altına koymadı. MHP'ye siteminin nedeni budur' görüşünü dile getirdi.
Kaynaklar, çok sayıda sivil ve güvenlik görevlisinin yaşamını yitirdiği saldırılar yaşanırken, parti içinde kendisine karşı mücadele başlatılmasının da 'moral bozucu' ve 'terörle mücadele azmini zayıflatma sonucu doğurmaya dönük' olduğuna dikkat çekti.
Gazeteci Tahincioğlu ise 146 günlük süreci maddeler halinde hatırlattı ve Davutoğlu'nun işaret ettiklerinin yanı sıra etmediklerine de dikkat çekti.
Gazeteci Gökçer Tahincioğlu, Sakarya’da konuşan Davutoğlu'nun açıklamalarını tam da davet edilmediği AKP’nin 18. kuruluş yıl dönümü etkinliklerinin Ankara’da sürdüğü saatlerde yaptığının altını çizdi.
7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri arasında neler oldu? başlıklı haber-analizde, işaret edilen 146 günlük dönemde yaşananları madde madde hatırlatan Tahincioğlu, 'Davutoğlu’nun Sakarya'da yaptığı açıklamalarına bu bilgiler ışığında bakmakta fayda var' dedi ve ekledi:
'Davutoğlu, Başbakan olarak görev yaptığı, cumhuriyet tarihinin en tartışmalı dönemlerinden biri konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli’yi isim vermeden, ancak işaret ederek eleştirdi.'
Analizde Davutoğlu'nun işaret etmediklerine de değinen Tahincioğlu şöyle devam etti:
'Davutoğlu’nun sözleri önemli. Ancak bazı mahfillerde ilk anda sanılanın aksine, 'o dönemde şiddetin dozajının arttırılarak çözüm sürecinin bilinçli olarak 1 Kasım seçimi için sonlandırıldığı' gibi bir arka plan içermiyor. 'Hain' olarak eleştirilen Davutoğlu, aksine, o dönemdeki 'güvenlik' operasyonlarının sorumluluğunu alıyor, yalnız bırakıldığını söylüyor, çözüm sürecini eleştiriyor, HDP’yi suçluyor. Kritik kararlara kendisisin imza attığına, bedel ödenebilecek kararları kendisinin verdiğine işaret ediyor. Konuşmasında Suruç, 10 Ekim Ankara ya da diğer saldırılar konusunda, bu eylemlerin arkasında 'başka bir yapı'nın da bulunduğu gibi anlaşılabilecek bir ima yok.'
Yorum Yazın
Bunların makam savaşı yüzünden, dava dedikleri şey uğruna, daha neler göreceğiz bakalım. 33 yaşımdayım ve en güzel yaşayacağım yıllarda bunlar iktidara geldi... Devamını Gör
Amin dostum amin
Seçimi kazanmak için terör saldırısı organize edenler, ülkeye çökmek için darbe organize eder mi etmez mi?
Muz cumhuriyetinde bugün 🤣😂