Soma Davasında Sanık Can Gürkan'dan Sabotaj Vurgusu ve FETÖ İması
Manisa Soma'daki maden faciası ile ilgili davanın görülmesine 56 günlük aradan sonra yeniden başlandı. Madende şubat ayında inceleme yapan bilirkişilerin raporları yetiştirilemedi...
Tutuklu sanıklardan şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, facianın sabotaj olabileceğini yineleyerek, 'Ülkemiz PKK, FETÖ gibi terör örgütlerinin saldırısı altındayken bugün her şey yeniden şekilleniyor. Bu örgütlerinin saldırısı altındayken bazı şeyleri sorgulamamız lazım' dedi... ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ise Gürkan'ın ifadesine tepki göstererek, 'Madeni FETÖ yaktı demeye getirdi, böyle bir çaresizlik davanın geldiği son noktayı gösteriyor' dedi. Duruşma 23 Ağustos tarihine ertelendi.
Doğan Haber Ajansı'nın haberine göre, Soma'da 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen faciada 301 madencinin yaşamını yitirmesi ardından başlatılan adli soruşturmada, haklarında, 'Olası kastla öldürme', 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma', 'Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçlarından 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan toplam 46 sanığın yargılanmasına, 56 günlük aranın ardından Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden başlandı.
Duruşma öncesinde, yargılamanın yapılacağı kültür merkezinin yakınında toplanan Somalı iççilerin aileleri ile onlara destek veren STK üyeleri, basın açıklaması yaptı.
'Sorumluları biliyoruz'
Ailelere adına basın açıklamasını yapan ölen madencilerden Uğur Çolak'ın babası İsmail Çolak, faciadan şirketi, sarı sendika olmakta suçladığı maden iş sendikası yöneticileriyle, denetimleri yapmayan TKİ görevlilerini suçladı. Aileler olarak davanın sonuna kadar takipçisi olacaklarını yineledi. Açıklama sırasında madenci eşlerini de, faciada kaybettikleri 310 kişinin isimlerinin yazılı olduğu pankartı taşıdı.
Bilirkişi raporu duruşmaya yetiştirilemedi...
Geçen şubat ayında facianın yaşandığı ocakta yapılan bilirkişi incelemesinin raporu, tamamlanamadı.
İlk olarak heyete üç ay süre veren mahkeme, ardından süreyi 6 aya çıkartıp ağustos ayına kadar uzattı. Heyet, kapsamlı olan raporunu bu süre içerisinde de hazırlayamadı.
Mağdur aileler adına söz alan ÇHD Genel Başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı, şirketin haritalar üzerinde oynamalar yaptığını, var olmayan şeyleri varmış gibi gösterdiğini öne sürerek tahrifat yapıldığını harita örnekleri üzerinde anlattı.
301 işçinin ölümünde şirketin uyguladığı 'taşeron' politikasının da etkili olduğunu, ancak şirketin taşeron sistemini sık sık kaldırdığını ifade ettiğini de vurgulayan Selçuk Kozağaçlı, iki belge gösterdi. Bu belgelere bakıldığında renklerine kadar aynı olan yere 3 yıl önce 'taşeron' yazıldığını, sonra bunun silinerek 'baca şekli' yazıldığını belirten Kozağaçlı, 'Ancak baca şekli yazılan yerin altında da yine taşeron firmalarının isimleri yazılı. Üç yıl arayla elde edilen iki belge arasındaki tek fark bu. Sonradan sözde kurumsal olmuş olan şirkette, taşeron sistemi kaldırılmadığının en açık kanıtıdır' dedi.
Kozağaçlı, sanıkların tutukluluk hallerinin de devam etmesini talep etti. Avukat Can Atalay ise, ocakta iş ve işçi sağlık önlemlerinin alınmadığını, işyeri hekimlerinin işçi yatıştırıcı gibi grevlerini yürütüp, sadece ağrı kesici ilaç verdiklerini anlattı.
Can Gürkan mahkeme Başkanı'nı eleştirdi, 'FETÖ' imasında bulundu...
Mağdur ailelerin tepkilerinin basında yer aldığını belirten Can Gürkan ise mahkemenin kendilerini infaz etmek için mi yoksa savunmalarını yapmaları için mi kurulduğunu sorduktan sonra, 'Basın bizim söylediklerimizi yazmıyor. Bilirkişi raporu gelmemiş. Bolca hakaret dışında sonucu belli bir celse olacak. Tutukluluk halinin devamına karar vereceksiniz. Savunma yaparken hakarete maruz kalmak istemiyorum' dedi.
Önceki duruşmaların aksine sık sık mahkeme Başkanı Aytaç Ballı'ya yönelik eleştirilerde bulunan, facianın da sabotaj olabileceğini yineleyen Can Gürkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Ülkemiz PKK, FETÖ gibi örgütlerin saldırısı altındayken...'
'Bizim bilimsel raporlarımız dikkate alınmıyor. Taleplerimiz kabul edilmiyor. 15 Temmuz'da bu ülke kendi halkına silah doğrultanları gördü. Ülkemiz PKK, FETÖ gibi terör örgütlerinin saldırısı altındayken bugün her şey yeniden şekilleniyor. Bu örgütlerinin saldırısı altındayken bazı şeyleri sorgulamamız lazım. Manisa Barosu eski Başkanı Zeynel Balkız, süreçte etkin bir isim oldu. Bilirkişileri yönlendirdi. Baro olarak bu konuda taraf olduklarını açıkladı. Hedef belliydi hedef babam Alp Gürkan idi. Hedef şaştı. Okun ucu bana geldi.
'Türkiye'de çok şey değişti, yargı da değişecek'
Mahkemenin bu raporları yırtıp atması lazım. Yargılamasını bilirkişiye devretmemeli. Ayrıca madene ait olmayan iki şişe bulunmuştu. Bu şişelerin ve üzerindeki parmak izinin araştırılmasını istiyorum. Bir avukatımızın arabası terör örgütü tarafından yakıldı. Çünkü ölümle tehdit edildi, o avukat davadan çekildi. Türkiye'de çok şey değişti, yargı da değişecek. Bu olayları bize zarar vermek için yapıyorlar. Kimse böyle bir rapor yazamaz. Bu rapor böyle bir iradenin ürünüdür. O irade bu olayların da sorumlusudur.'
Can Gürkan'dan sonra söz alan diğer tutuklu sanıklar da, uzun tutukluluk süresini hatırlatıp tahliyelerini istedi.
Kanıt olmadan suçlama olamayacağını ama 301 kişiyi kasten öldürme suçlamasının kanıtsız yapıldığını ileri süren Can Gürkan, mahkemede salonunda adaletin A'sını göremediklerini ileri sürdü. Mahkemede dinlenen işçilerin yalan ifade verdiğini iddia eden ve buna rağmen haklarında işlem yapılmadığını söyleyen Can Gürkan'a, madenci ailelerinden tepki gelmesi üzerine avukatı Kadir Çekin, müdahale etti.
Çekin'in bu hareketine ailelerin 'Bizim evlatlarımız öldü' sözleriyle daha büyük tepki göstermesi üzerine, bazıları salon dışına çıkartıldı.
23 Ağustos'a ertelendi
Duruşmada ara kararı açıklayan Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı ile Ertan Ersoy ve Mehmet Ali Günay Çelik'in tutukluluk halinin devamına karar verip, duruşmayı 23 Ağustos tarihine erteledi.
Mahkeme ayrıca, tutuksuz sanıkların duruşmalardan vareste tutulması taleplerini de reddetti.
'Madeni FETÖ yaktı demeye getirdi, böyle bir çaresizlik davanın geldiği noktayı gösteriyor'
Duruşma sonrasında açıklama yapan ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, sanıkların ve avukatların savunmalarındaki iddialarına tepki gösterdi.
Duruşmada önemli gelişmeler olduğunu söyleyen Selçuk Kozağaçlı, 'Bunlardan ilki şirketin patronu Alp Gürkan hakkında hazırlanan iddianame oldu. Can Gürkan'ın avukatı Kadir Çekin, Alp Gürkan hakkında savcının iddianame hazırladığını gördüğünü anlattı. Savcıya, 'siz ne yapıyorsunuz dedim ve durdurdum' dedi. Bu olayın nasıl olduğunu anlamak mümkün değil. Savcının kim olduğunu bilmemiz lazım. İddianameyi görmemiz lazım. Bir avukat bu durdurma işini tek başına yapamaz. Arkasında kimler var? Önümüzdeki günlerde tartışmaya devam edeceğiz' dedi.
Sanıkların sabotaj iddialarına da sert yanıt veren Selçuk Kozağaçlı, şöyle devam etti:
'Patron, madeni FETÖ örgütü yaktı, FETÖ bağlantılı savcı, polis jandarma soruşturmayı yürüttü demeye getirdi. Aslanda bir süreden beri söyleyecek sözleri olmadığı için sabotaj iddialarını son 6 aydır dillendiriyorlardı. İşçiler yaktılar dediler. Ancak 15 Temmuz fırsatını kaçırmadılar. Böyle bir çaresizlik davanın geldiği noktayı gösteriyor. Artık sığınacakları bir yer kalmadı. Savunacakları bir durum kalmadı. Bu davanın sahibi, savcı, polis değil biziz. Yakınlarını kaybeden ailelerdir, avukatlarıdır. Barolardır. Çağdaş Hukukçular Derneği'dir. ÇHD olarak mücadele ediyoruz. Bize de mi FETÖ'cü diyeceksiniz. Bizlerin büroları FETÖ tarafından basıldı. Hapis yattık. Onlara karşı mücadele ettik. Bu davanın sahibi katledilmiş işçilerini aileleridir.Biz madeni kimin yaktığını biliyoruz. İtirafçılar da çıksa, Yeminli ifade de verseler. Buna inanmayız. Maden para hırsıyla yakıldı. Bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağız.'
Davanın geçmişi
Manisa'nın Soma ilçesinde geçen yıl 13 Mayıs'taki maden kazasında, 301 madenci hayatını kaybetti. Faciadan sonra başlatılan adli süreçte, aralarında Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru ile İşletme Müdürü Akın Çelik'in de aralarında bulunduğu 8 kişi tutuklandı. Facianın yıldönümüne iki ay kala 2 Mart 2015 tarihinde iddianame Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.
İddianamede, tutuklu 8 kişi için, 'olası kastla öldürme' suçundan 301 kez 20-25 yıl, 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçundan 162 kez 2-6 yıl hapis cezası istedi. Tutuksuz 38 zanlı için de, 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma' suçundan 2-15 yıl hapisle cezalandırılmaları istendi. Ancak bu kişilerden, 25'inin cezalarının, kusur durumundan dolayı 3'te 1 oranında artırılması talep edildi. Geçen 25 Aralık'taki duruşmada da tutuklu sanıklardan maden mühendisleri Hilmi Kazık ve Yasin Kurnaz, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Davanın sanıkları
Cezalandırılmaları istenen sanıklardan tutuklu olan ilk 6 kişi:
Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, Maden Mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, İşletme Müdürü Akın Çelik, maden mühendisi Ertan Ersoy ve emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik.
Tutuksuz yargılanan 40 sanık ise maden mühendisleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Yalçın Erdoğan, Harun Güneş, Fuat Ünal Aydın, emniyet teknikerleri Ergün Yılmaz, Coşkun Derici, Necati Karadeniz ve Harun Yılmaz, Erdem Cambaz, Serkan Kocaman, Soner Günay, Ümit Şahin, Nazmicem Nesemioğulları, Hüseyin Alkan, Adem Ormanoğlu, Burhan Karabaş, Sertaç Büyükgüney, Nimetullah Uğurlu, Efkan Kurt, Mehmet Bayri, Sertan Günay, Batuhan Ünlüyol, Ozan Sezer, Erdoğan Cinoğlu, Halil Sarı, Serhat Dinç, Saltuk Alp Demir, Uğur Karabulut, Serdar Günay, Mehmet Uçgun, Ömer Değirmenci, Fahri Pançar, Olcay Erşin, Mehmet Avcı, Halil Burhan, Hüseyin Ergin, Hilmi Karakoç, Mehmet Erez ve Caner Uysal'dan oluşuyor.