Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
'Döviz Stokçusu Savaşı' Kızışıyor: TCMB Başkanı Kavcıoğlu 'Yanlış Anlaşıldı' Derken Yeni Şafak Israrcı
Kısaca pandeminin Vuhan'ı minvalinde girişimizi yapalım. Son 1 yıldır ne diyorduk? Eylül 2021'de başlayan faiz indirimlerinin yanlış zaman yanlış insan gibi Kış Güneşi tadında etkisi, dolar/TL'de bir fırlatma rampasına dönüştü. Uzaydan KKM ile döndürdüğümüz kurun gözüyse hep yükseklerdeydi. Yani Eylül 2021'e yüzde 19'la başlayan politika faizi 16 Aralık 2021'de 14'e inince, 8,3054 seviyesinden 20 Aralık'ta 18,40'a yol buldu. KKM geldi 18,40'tan 3 günde 10,23'e geriledi. 7 günde 13,94'e çıktı. 7 ayda da 17,96 seviyesine ulaştı.
Daha kısa anlatamazdık ama bunu daha farklı anlatanlara da bakalım istedik.
Önce kısa bir ekonomiye giriş dersi yapalım ki gerçekten kısa tutacağız bu kısmı 👇
Dolarizasyon denilen şey paranızın üzerindeki dolar etkisi olarak özetlenirse, ekonomik denge üç unsur ile sağlanır:
Fiyat, faiz ve kur bir denge oluşturmak durumundadır. İdeal olanı ilk resimdekidir. Merkez bankası faiz indirirse, o kısım aşağı inecek, kur yükselecek, 2. resimdeki gibi fiyat da o tarafa yaklaşacak. Faiz artırılırsa o kısım yükselecek, kur düşecek fiyat 3. resimdeki gibi yine ona yaklaşacak. Kaynak: Mahfi Eğilmez
Merkez Bankası terimler sözlüğünde de faiz, "Üretim faktörlerinden sermayenin elde ettiği getiridir. Diğer bir ifade ile paranın kullanım bedelidir." diye geçiyor. Kullanım bedeli, parayı elde tutma maliyeti, yatırımlardan beklenen gelir düzeyi gibi de kısa yakıştırmalar yapılabilir.
Yüksek faiz ekonomiler için istenmeyen biri durumdur. Çünkü yatırım yapmak yerine burada kasıt üretime yatırım yapmak, parayı elde tutmayı burada da finansal sistemlerden bahsedilir ki tercih edilebilir. Aslen iyi işleyen bir ekonomide yukarıdaki dengelerle faiz yatırımı teşvik edecek ölçüdedir, bu da istihdamı ve geliri artırır, bu da tasarrufu artırır, sonra da finansal sistemler yatırımın türevleri halinde işlev görür, artan üretim ihracata döner, gelir artar, büyüme gerçekleşir gibi bir spiral düşünebiliriz.
Kısaca ekonomilerde sadece faiz (her enstrüman için geçerli) bir şey ifade etmezken, sadece faizi değiştirmek birçok şeyi değiştirebilir.
Ünlü balon basınç deneyini hatırlayalım. Tek yerden uygulanan basınç balonu patlatırken, birçok çivinin uyguladığı basınç denge buluyor. Gelelim asıl konumuza!
Dün gördüğümüz bir haberin detayların bakmıştık👇Bugün de o haberin devamı geldi🤦♂️
Döviz stokçularının bu kez detaylarına girilmişti. Detay derken çok bir şey beklemeyin ama önce tartışmanın başladığı Merkez Bankası Başkanı tarafında bir gelişme yaşanmıştı.
Buradan başlayarak reel sektör ile Merkez Bankası karşı karşıya kalınca Başkan Şahap Kavcıoğlu dün TOBB'da katıldığı toplantıda yanlış anlaşıldığını söyledi.
Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu, "Hiç kimseyi stokçulukla suçlamadım, düşük faizli TL kredisiyle döviz alanları kastettim" derken, aslında söylem değişmezken, spesifik olarak sanayiciler suçlanmıyordu.
Dönelim stok haberimize! Haberde verilen bilgileri merak ettik baktık. Türkiye'deki mevduat ve yabancı para kayıtları inceleniyor ve şöyle deniliyor👇
2014 yılı sonunda Türkiye'de döviz mevduatı 171 milyar doların üzerinde, 2015 yılı sonunda bu 183 milyar dolar çıkıyor.
2016'da 173, 2017'de 202, 2018'de 189, 2019'da yeniden yükselişle 220, 2020'de 258 ve 2021 yıl sonunda ise 259 milyar dolar oluyor. Şu anda 233 milyar dolar olan döviz mevduatların 149 milyarı gerçek kişilere 79 milyarı da şirketlere ait bulunuyor.
Yılbaşından bu yana söylenilenin aksine yabancı para mevduatta azalış, TL mevduatta artış görülüyor.
Bankaların yurt dışında kredi alması ise genelde 'sendikasyon kredisi' ile olurken, Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu'nun her fırsatta belirttiği gibi Türkiye güçlü bir bankacılık sektörüne sahip ve sendikasyon kredisi alabilmek de bir yandan prestij göstergesi.
İhracattan gelenler! "İhracat rekorları, tüm zamanların zirvesi, en çok ihracat" ama "bir tek ihracat" ya ithalat?
125,8 milyar dolar ihracattan bahsederken, 177,3 milyar dolarlık ithalatı neden unutalım? Ocak-Haziran döneminde ihracat yüzde 20 artarken, ithalatın da yüzde 40,6 arttığını neden göz ardı edelim? İhracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 71 olduğunu neden söylemeyelim?
Kaynak : TÜİK
Belki de düşmüştür! Olamaz mı? Belki havuzu dolduran ve boşaltan musluklar vardır. Belki arka kapıdan çıkmıştır?
CHP, Meclis Grubu Ekonomi Raporu 👇
MB Başkanı Şahap Kavcıoğlu İstanbul Sanayi Odası’nda yaptığı konuşmada sanayicilere yönelik kullandığı, “Savaş başladığından beri 55 milyar dolar döviz aldınız” sözleri ile son yıllarda tek döviz satıcısı MB olduğu için, dolaylı yoldan da olsa arka kapıdan 55 milyar dolarlık bir döviz satışı yapılmış olduğunu itiraf etti.
Ekonomist Haluk Bürümcekçi: "Satışların ocak-haziran döneminde 52 milyar doları aştığını tahmin ediyorum."
Kaynak: Gazete Oksijen
Son olarak Merkez Bankası eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara ne demiş ona da bakalım👇
Foreks platformundan TL'nin para birimleri karşısında son 1 yıllık ve 1 aylık durumunu gösteren bir tabloyu da buraya ekleyerek sizlere soralım: Döviz kurlarındaki yükselişin nedeni stokçular mı? Yanlış ekonomi politikaları mı?
Haliyle bu haber sosyal medyada çok tepki çekti👇
👇
👇
👇
👇
👇
👇
👇
👇
👇
👇
👇
👇
Yorum Yazın
Herkes her konuda suçlu olabilir. Ancak iktidarın hiçbir konuda hiçbir suçu yoktur...