onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
29 Yıllık Yaşamıyla Edebiyat Tarihine Adını Yazdıran Nilgün Marmara'nın İntihar ile Sonlanan Hayatı

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

29 Yıllık Yaşamıyla Edebiyat Tarihine Adını Yazdıran Nilgün Marmara'nın İntihar ile Sonlanan Hayatı

Nihal
05.03.2023 - 10:24

“Uçurumlar var, var uçurumlar diyorum ben insanla insan arasında, kendiyle kendi arasında, kendiyle başkası arasında.' demiş Nilgün Marmara, Kağıtlar'da. 

Türk Edebiyatında varoluşçu akımın ve feminizmin önemli temsilcilerinden Nilgün Marmara'nın 29 yıllık ömrüne sığdırmış olduğu edebiyat dolu hayat hikayesi ve eserlerini merak ediyorsanız yazının devamını okumanızı öneririm.

İyi okumalar...

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

29 yıllık bir hayat...

29 yıllık bir hayat...

Nilgün Marmara, Balkan göçmeni bir ailenin kızı olarak 13 Şubat 1958'de İstanbul'da hayata merhaba dedir. Kadıköy Maarif Kolejinde lise eğitim aldıktan sonra  üniversite eğitimine İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde başladı. Fakat İstanbul Üniversitedeki öğrenci profilini daha çok sağ görüş yönündeydi. Her ne kadar bir siyasi görüş yanlısı olarak kendisini görmesek de kendisi de babası gibi sol görüşe daha yakındı. Bu sebeple tekrar sınava hazırlanarak Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümüne başladı.

Nilgün Marmara ve Slyvia Plath

Nilgün Marmara ve Slyvia Plath

Boğaziçi yıllarında hayatı boyunca etkisi altında kaldığı ve edebiyatta birbirlerinin benzetildiği Sylvia Plath üzerine incelemeler yapmaya başladı. 1985 yılında 'Sylvia Plath’in Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi'  adlı lisans tezi ile de mezun oldu. Slyvia Plath'ın yalnızlık ve varoluşluk hakkındaki görüşleri, Nilgün Marmara'yı fazlasıyla etkilemiştir.

1980'ler ve Ev Partileri

1980'ler ve Ev Partileri

Üniversiteyi okuduğu dönemlerde sağ ve sol tartışmaları, ardından 1980 askeri darbesi ile birlikte Nilgün Marmara'nın edebiyatla olan ilişkisi yeniden şekillendi. Yaşanan siyasi olaylar, edebiyat çevresinin ev partilerine sürükledi ve burada yapılan uzun edebi sohbetleri sağladı. Bu sohbetler sırasında Nilgün Marmara, İlhan Berk, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Turgut Uyar, Edip Cansever, Cemal Süreya, Lale Müldür, Günseli İnal gibi Türk edebiyatındaki çok değerli şair ve yazarlarla tanıştı ve arkadaşlık kurdu.

Evlilik ve İş Hayatı

Evlilik ve İş Hayatı

Nilgün Marmara, ev partilerinde tanıştığı Kağan Önal ile bir ilişkiye başladı. Her ne kadar Marmara evliliğe karşı olsa da hem kendi ailesinin hem de Kağan Önal'ın ailesinin ısrarları sonucunda 1982'de evlendi. 1985'te Boğaziçi'nden mezun olmasının ardından çeşitli şirketlerde yönetici sekreterliği, metin yazarlığı gibi işler yapsa da bu işler kısa sürmüş ve yaşamına son verene kadar şiir yazmıştır.

Nilgün Marmara'nın Edebi Kişiliği

Nilgün Marmara'nın Edebi Kişiliği

Nilgün Marmara’nın şiirleri özellikle konu anlamında varoluşçuluk akımından

etkilenmiştir. Varoluşçu edebiyat akımında sık rastlanan kendilik, iç dalış,

yalnızlık, bunalım, umutsuzluk, yabancılaşma, intihar gibi konular Marmara’nın

eserlerinde yer bulur. Buna ek olarak manik depresyon bozukluğu ve toplumdaki

kadın rolü hakkındaki görüşleri de eserlerine yansımıştır.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Nilgün Marmara'nın Eserleri

Nilgün Marmara'nın Eserleri

Nilgün Marmara, şiirlerinde dilin sınırlarını zorlayan ve deneysel bir dil kullanımıyla öne çıkan bir şairdir. Ayrıca toplumsal ve siyasal konulara da sıklıkla değinir. İlk şiir kitabı 'Her Şey Yolunda' 1974 yılında yayımlandı. Bu kitap, modern Türk şiirindeki yenilikçi ve deneysel yaklaşımı nedeniyle dikkat çekti. Daha sonra 'Hiçbir Şey Yapmamak' (1978), 'Güneş Tersten Doğar' (1983) gibi kitaplarını yayımladı. Nilgün Marmara aynı zamanda deneme ve eleştiri alanında da çalışmalar yapmıştır. Feminist bir bakış açısına sahip olan Marmara, kadın hakları ve cinsiyet eşitliği konularında da eserler vermiştir. 'Kadının Adı Yok' (1991) adlı kitabı, Türk kadın hareketine önemli bir katkı sağlamıştır.

Yaşama Karşı Ölüm

Yaşama Karşı Ölüm

13 Ekim 1987’de, 29 yaşındayken 'yaşama karşı ölüm' diyerek hayatında büyük etkisi olan Slyvia Plath'ın yolunu takip etmiş ve intihar ederek yaşamına son vermiştir.

Nilgün Marmara'nın Ardından: Ölümü ve Aşk Dedikoduları

Nilgün Marmara'nın Ardından: Ölümü ve Aşk Dedikoduları

Nilgün Marmara'nın ölümü çok konuşuldu. Kimileri manik depresyon bozukluğuna bağlı intihar olduğunu söyledi, kimisi eşi Kağan Önal'ın ihmali ve Nilgün Marmara'nın öldürülmüş olduğunu iddia etti. Bu iddiaların ardından da birçok aşk dedikodusu ortaya çıktı. Bu isimler arasında Kaan İnce, Mine Urgan'ın oğlu Mustafa Irgat, yakın arkadaşı Ece Ayhan gibi birçok isim var.

Haydar Ergülen ise bütün bu aşk dedikoduları hakkında şu satırları kaleme alıyor:

Haydar Ergülen ise bütün bu aşk dedikoduları hakkında şu satırları kaleme alıyor:

“Şimdi herkesin, o dönemde o eve giden herkesin Nilgün’e ‘aşık’ olduğu söyleniyor, yazılıyor. Efsanenin can alıcı bölümü burası elbette. Ben daha inanılmazını okudum internette, efsaneyi vıcık vıcık bir hale sokmak için ‘komplo teorisi’nin nasıl kurgulanabileceğine o anda inandım. Nilgün’ü kendisi gibi bir ‘müntehir’ olan şair Kaan İnce’yle birbirlerine sevgili yapmışlar ve ikisinin de ölüm nedenlerini birbirine bağlamışlar ve daha… Birisine herkes ‘aşık’ olunca aslında hiç kimse ‘aşık’ sayılmaz. Ve herkesin aşkı ‘açık’ olduğu için de, bu durumda, ancak ‘edebi’ bir aşk sayılır bu. Bence.”

Yakın arkadaşı Cemal Süreya Nilgün Marmara’nın vefatı ardından, şu sözleri kaleme aldı:

Yakın arkadaşı Cemal Süreya Nilgün Marmara’nın vefatı ardından, şu sözleri kaleme aldı:

“Nilgün ölmüş. Beşinci kattaki evinin penceresinden kendini aşağı atarak canına kıymış. Ece Ayhan söyledi. Çok değişik bir insandı Zelda. Akşamları belli bir saatten sonra kişilik hatta beden değiştiriyor gibi gelirdi bana. Yüzü alarır, bakışlarına çok güzel ama ürkütücü bir parıltı eklenirdi. Çok da gençti. Sanırım, otuzuna değmemişti daha. Ece ile gergedan için yaptığımız söyleşide ondan söz ettim: Bu dünyayı başka bir hayatın bekleme salonu ya da vakit geçirme yeri olarak görüyordu. Dönüp baktığımda bir acı da buluyorum Nilgün’ün yüzünde. O zamanlar görememiştim. Bugün ortaya çıkıyor.” (Günler/841.Gün)

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Şüphesiz, Nilgün Marmara varoluşcu felsefesiyle, toplumdaki kadını ve kadına olan baskıları dile getirmesiyle, kuşlarıyla Türk edebiyatını ve Türk şiirine yeni bir soluk getirmiştir.

Şüphesiz, Nilgün Marmara varoluşcu felsefesiyle, toplumdaki kadını ve kadına olan baskıları dile getirmesiyle, kuşlarıyla Türk edebiyatını ve Türk şiirine yeni bir soluk getirmiştir.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
24
6
3
2
1
1
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın