Ulu Orta Sorulmasın Diye! Transeksüellik ve İnterseksüellik ile İlgili En Tabu Soruları Cevaplıyoruz!
Dünyanın her geçen gün daha da özgürleşmesiyle, trans bireylerin de görünülürlüğü artıyor. Transeksüel insanlar artık sadece eğlence sektörüne ya da seks işçiliğine mahkum kalmış değil; sosyal hayatın her alanındalar!
İnsan dediğimiz şey meraklı, çok meraklı! Biliyoruz, aklınızda bir sürü soru var. Transeksüelliği, geçiş sürecini, hormon ve ameliyat detaylarını; sosyal hayatla (yani bizi asıl ilgilendiren kısımla) alakalı konulardan daha çok merak ediyorsunuz. Bu tarz soruları, zaten hassas süreçlerden geçmiş ya da geçen ve toplum tarafından fazlasıyla darlanan trans bireylere sormanın fazlaca haddinizi aşacağını biliyorsunuz, ama yine de merak etmeden duramıyorsunuz diyelim. İşte sizin için o soruların cevaplarını verdik. Hamile kalabiliyorlar mı, 'ayırt edilebiliyor mu' vesaire vesaire gibi bireylere bizzat iletilmesi fazlaca çirkin olacak o tabu soruların cevapları bu içerikte!
Başlamadan önce şunu hatırlatalım: Biri size genital organlarınızla ya da doğurganlığınızla alakalı sorular sorsa ne hissederdiniz?
Hoş değil, değil mi?
Biz biricik okuyucularımızın zaten asla böyle hadsizlikler yapmayacağını biliyoruz, terbiye sınırlarından çıkmadan meraklarını gidermek isteyenler için yazarken; bir taraftan da trans bireylerin bu tarz sorulara daha fazla maruz kalmamalarını sağlayacağımızı düşünüyoruz.
Transeksüellik konusunda daha önce de farkındalık yaratmaya, kafalardaki soru işaretlerini gidermeye çalışmıştık.
Önce süreçten bahsedelim: Kanunen cinsiyet geçiş ameliyatı için uzun bir süreç ve ardından psikiyatri raporları sunulması gerekiyor.
Kimse 'canım sıkıldı, gideyim de trans olayım bari!' diye düşünüp bu işlere girişmiyor. Doğuştan gelen, zorlu süreçler gerektiren bir durum.
Geçiş ameliyatından ve istenilen renkteki nüfus cüzdanına kavuşmadan önce uzun hormon tedavisi süreçleri, ardından da psikiyatri bölümlerinden heyet raporları lazım.
Kısacası; bu bir 'lüks' değil arkadaşlar. Heves vesaire olamayacak kadar ciddi bir süreç ve gereklilik.
Önce sağlıklı iletişim kurmak adına, siyaseten doğru terimleri ve hitapları öğrenelim:
TRANS kelimesi; hem trans kadınları, hem trans erkekleri kapsamakla kalmıyor. Aynı zamanda transseksüel, transgender, genderqueer ve benzeri beyandaki bireyleri de dahil ediyor. Dolayısıyla 'trans' kelimesi, dostumuz. Politik olarak doğru ve herhangi bir şekilde ofansif değil. Yine de her insanla, kendisinin bizzat beyan ettiği cinsiyeti göz önünde bulundurarak konuşmalıyız.
Şimdi de lafı uzatmadan, en çok merak edilen konuya derhal girelim: Geçiş süreci ve ameliyatları!
Bildiğiniz gibi transeksüellik, kromozomlar ile belirlenen ( xx - xy şeklindeki) biyolojik cinsiyet ile, insanın zihnindeki ait hissetiği 'cinsiyetin' birbirine uymaması. Dolayısıyla; trans erkek - biyolojik kadın bedeninden, erkek bedenine geçiş. Trans kadın - biyolojik erkekten, kadın bedenine geçiş.
Bu süreçte en sık sorulan sorulardan bazıları şöyle: 'Ne zaman trans olduğunu anladın? Ne zamandır transsın? Ne zaman kadın/erkek olacaksın?' vesaire vesaire...
Trans olmak bir anda fark edilen yahut karar verilen bir mesele değildir. Doğuştan gelir. Böyle bir soruya 'Beş yıldır transım' gibi bir cevap alamazsınız.
'Kadın - Erkek olmak' tabiri ise ofansif bulunuyor ve kabul görmüyor. Zira bir trans birey, ameliyat olsun ya da olmasın, cinsiyeti genitallerine indirilemez. Bir trans kadın, 'ben bir kadınım' diyorsa, kadındır. Ona 'ne zaman kadın olacaksın?' gibi sorular kırıcı olabileceği gibi, aynı zamanda da anlamsız kaçar çünkü bu genel algının aksine; insanı birden sihirli değnek değmişçesine kadına ya da erkeğe çeviren ameliyatlar yok! Bunların hepsi uzun süreçler demek!
İlk adım: Hormon kullanımı ile süreç başlıyor!
Evet, trans bir birey, öyle sihirli değnek misali bir ameliyat masasına yatıp kalkıp şıp diye cinsiyet geçişini bir gün içerisinde tamamlamıyor. Önce hormon tedavisi lazım ve bu uzun, ayrıca çok da titiz olunması gereken bir süreç.
Örneğin trans erkekler öncelikle testesteron almaya başlıyorlar. Bunların hepsi doktor kontrolünde, dozları ve zamanları dikkatlice ayarlanmış olmalı. Testesteron, klitorisin gelişmesine ve tahminen ortalama 2-3 cm civarı büyümesine sebep oluyor ve böylece 'Metoidioplasti' operasyonuna hazır hale geliniyor.
Gelelim, metoidioplasti ve falloplasti yani penis yapımı ameliyatının detaylarına...
Bu ameliyatta, yukarıda da belirttiğimiz gibi, klitoris, penise dönüştürülüyor ve bu operasyon aslında 'mutluluk çubuğu' diye bilinen işlemle hemen hemen aynı. Bu operasyon sırasında yumurtalık ve rahim alınıyor.
Memelerin alınması ise ayrıca uygulanan ve kısa bir işlem.
"İstedikleri kadar büyük penis yaptırabiliyorlar mı? Hiç inmiyor mu?"
Böyle sorular var kafanızda, biliyoruz. Cevaplayalım: Penis boyutu doktorlar tarafından en uygun olan şeklinde belirleniyor. Zaten tıbbi kaynaklara göre 7 cm altında ve 17 cm üstünde penisler yapısal olarak bozuk kategorisinde görüldüğünden, doktorun kararına göre ortalama, kullanışlı bir penise sahip oluyorsunuz. Yani katalogdan seçip 'büyük boy olsun!' deme gibi bir durum yok! :)
Hiç inmiyor mu? Şimdi, bu elbetteki tıbbın ilerlemesiyle değişti. Takılan proteze bağlı olarak hiç inmeyen modeller elbette yapıldı. Ama günümüzde inip kalkabilen modeller yapılıyor. Testisler de öyle!
Boşalabiliyor mu? Hayır. Sperm üretilemiyor.
"Zevk alabiliyorlar mı? Aynısı oluyor mu? Ayırt edilebiliyor mu?"
Zevk alınabiliyor, evet. Zira erkekten kadına geçişte de, kadından erkeğe geçişte de; cinsel organ yapımına, mevcut organlar tüm sinirleri ve hassasiyetleriyle dahil ediliyorlar.
Ayırt edilebiliyor mu sorusu ise biraz tuhaf, tahmin edersiniz ki. Zira herkesin cinsel organı zaten farklı farklı... Tek bir standart vajina modeli biyolojik kadınlarda da yok; aynısı penisler ve biyolojik erkekler için de geçerli... Ama soruyu yine de cevaplayacak olursak; evet, biyolojik olanlardan ayrılması neredeyse imkansız.
Erkekten kadına geçiş ise kıyasla çok daha kolay!
Bir çorap gibi penisin ters çevrildiğini düşünün! O kadar basit.
Ama tabi ki hamile kalmak gibi bir durum söz konusu değil. Zira rahim ve yumurtalık yok.
Bir de asıl konuya gelelim: İnterseks nedir?
Halk arasında hermafrodit olarak bilinen, iki cinsel organa da sahip olarak doğma meselesi... İnterseksin tıbbi açıklaması “anormal üreme ve cinsiyet organlarıyla doğmuş olandır.”
İnterseks olmanın 3600 farklı çeşidi olduğu söylenmektedir, arkadaşlar. Bu çok ciddi bir rakam!
İnterseks bir bebeği, çocuğu, bireyi; rızası dışında herhangi bir cinsiyete atamak yapılabilecek en zalimce şeylerden biri...
"İnterseks bireyler bir cinsiyet seçmek yahut ameliyat olmak zorunda mı? Öyle ise hangi cinsiyeti neye göre seçecekler?"
Hanne Gaby Odiele, interseks modellerden biri...
Hayır, ameliyat olmak zorunda değiller; dünyada sadece iki cinsiyet de yok zaten!
İnterseks olmak öyle karmaşık bir mesele ki... Mesela siz de belki farkında dahi değilsiniz ama interseks olabilirsiniz! Gelişimini tamamlamamış bir cinsel organ bazen doktor muayenelerinde dahi ortaya çıkmayabiliyor. Dedik ya, binlerce versiyonu var diye... İnterseks bireyler, çoğu zaman kendilerini herhangi bir şekilde kadın ya da erkek kalıbına sokmak istemeyebiliyor ve 'transgender' kategorisinde tanımlayabiliyorlar. Fakat şunu da belirtelim ki, interseks söz konusu olduğunda, herhangi bir 'trans' süreci gerekli değil. O yüzden en doğrusu 'İnterseks' kalıbını kullanmak.
Zaten Almanya'da 3. cins olarak kabul edildiler bile!
Her 2000 bebekten 1'i interseks!
Ama elbette ki hem kısa sürede tespit edilememesinden, hem de ailelerin bunu büyük bir ayıp gibi görmesinden dolayı bu gerçek pek konuşulmuyor.
İşte "kadın-erkek" diye sadece iki cinsiyet ve rol olduğu ilüzyonu dışında, gerçek dünyada yaşananlar, bunlar! :)
Herkese önyargısız ve rengarenk günler diliyoruz!
Yorum Yazın
Editör..Benden sana 10 puan..Güzel ve "aydınlatıcı" bir içerik..
bu icerikler keske okunsa insanimiz biraz bilinclense ve onune gelene lakap takip horlamasa😕ha okumak, ogrenmek zorunda mi ? evet. her habere, konuya dini so... Devamını Gör
Çok güzel ve bilgilendirici bir içerik,boş içerikler yerine bu tarz şeyler yapılsa çok iyi olur.Ayrıca henüz yobazlar gelmemiş ama gelmeleri yakındır.Gerçi ... Devamını Gör