Milli Mücadele'nin Unutulan Kahramanları: Anadolu'ya Silah Kaçıran Korkusuz Teşkilatlar
Kurtuluş Savaşı şüphesiz ki başındaki tecrübeli kumandanlar tarafından yürütülmüştür. Fakat zaferde, fedakarca her şeyini bu yola adamış olan halk da fevkalade etkiliydi. Siviller hiçbir menfaat beklemeden sadece vatan uğruna, gözlerini kırpmadan tehlikeye atılmışlardı.
Özellikle İzmir işgali sonrasında kesin silahla savunma kararı alan çeşitli teşkilatlar, milli kongreler ile örgütlendiler.
Özellikle ordu içerisindeki istiklal taraftarı subaylar sayesinde Kuvayı Milliye'nin adım taşları döşendi.
İstanbul'da kendilerine kısaca Mim Mim (Müdafaa-i Milliye) diyen grup ve Karakol Cemiyeti adlı teşkilat kritik roller oynadı.
Çalışmalar yalnız bununla da kalmıyordu. Milli teşkilatlar mücadeleye faydalı olacak ama işgalciler tarafından tutuklanmış olan subayları hapisten kaçırıyorlardı!
Bahriyeliler ise daha çok savaşın lojistik ve istihkam yönünü ele aldılar. Zira bunlar başarıyla sağlanmasa zafer kazanılan harplere de girilemezdi.
Rakip tanımaz İngiliz ve Yunan zırhlılarının arasından geçerek bırakın silah taşımayı, balık dahi tutulamazdı. Oysa hem kahraman deniz subayları hem de vatanperver kayıkçılar binlerce defa bunu gerçekleştirdiler. Geceleri yapılan sevkıyatlarda yalnız malzeme taşınmadı, bazen kendilerinden kat kat kuvvetli olan gemileri ele geçirdiler. En heyecanlı mücadeleler de Karadeniz kıyılarında yaşandı.
Anadolu'ya yollanmak istenen teçhizatlar bazen sebze-meyve kasalarının altına gizleniyordu.
Heybeliada Deniz Okuluna erzak olarak götürülen bu kasalar, geceleyin fedakar kayıkçıların da yardımıyla karşı kıyıya geçiriliyor ve oradan da vatanın içlerine doğru yine fedakar ve cesur vatanperverlerin yardımıyla taşınıyordu. O yıllarda okulda öğrenci olan bir deniz subayı ileride yazdığı hatıralarında, hocalarının talebeleri uzaklaştırıp ''bir şey yok gidin hadi! lahana, pırasa gelmiş'' dediklerini anlatmaktadır.
Kurtuluş Savaşı süresince bu şekilde sayısız ve isimsiz vatanseverin yurda hizmetleri geçti.
Savaş sonunda tespit edilebilenlerin bazılarına gazilik unvanı, istiklal madalyası ve maaş dahi bağlandı. Oysa bunlar içerisinden de bazıları maaşı reddettiler. O zamanın zihniyetinde ''biz bunu para için değil, vatan için yaptık'' görüşü hakimdi. İstiklal Madalyaları ise o günlerin onurlu birer nişanı olarak hala bir yerlerde saklanmaktadır.
Yorum Yazın
o günlerden; "keşke yunan galip gelseydi" diyen o.cocuklarının adam yerine konduğu, "hocamdır" diyen adamı başa getirdiğimiz günlere....
Bu yüzden Atatürk ve kahraman silah arkadaşları ifadesi kullanılır.
Öyle sanıyorum ki, bu içeriğe yorum yazanlar da dahil hemen hemen hepimizin aile geçmişinde Kurtuluş savaşımız için bizzat çalışmış birileri mutlaka vardır. ... Devamını Gör