Görüş Bildir

istiklal Haberleri

istiklal ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. istiklal ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

"Bir Yahudi, Bir Ateist, Bir Zerdüşt Yapsa Anlarım"
Eski Ekonomi Bakanı ve AKP Mersin Milletvekili Zafer Çağlayan, Tarsus’taki konuşmasında kendilerine yönelik oyunlar oynandığını vurgulayıp, “Bunları bize bir Yahudi, bir ateist, bir Zerdüşt yapsa anlarım. Ama bunları yapan Müslümanım diye geçiniyorsa yazıklar olsun” dedi.Kendilerinin seçimden seçime gelen siyasetçilerden olmadıklarını ve kimsenin önünde eğilmeyeceklerini dile getiren Çağlayan, “Ülkemiz üzerinde oynanan oyunlara karşı, AK Parti büyüyor ve güçleniyor. Mitinglerdeki kalabalıkları herkes görüyor. Birileri de ‘montaj’ diyor. Kimlerin montaja sarıldıkları ortada.” dedi. 102 milyar dolar olan ihracatı 150 milyar dolara çıkarmak suç ise kendisinin suçlu sayılabileceğini söyleyen Çağlayan, 17 Aralık operasyonunun özellikle belli bakanlar üzerinde yapıldığını dile getirdi. Zafer Çağlayan konuşmasına “Müslüman” geçinenlerin kendilerine komplo kurduğunu vurgulayarak şöyle devam etti: “Operasyon yapılan bakanların hepsi vatanına, milletine, bayrağına sonuna kadar bağlı olan Kürt kökenli arkadaşlarımızdır. Barış ve kardeşliği bozma adına bizleri hedef aldılar. Ama biz dimdik durduk. Başbakanımızın arkasında da dimdik durduk ve durmaya devam edeceğiz. Onlar şehit haberleri gelsin istiyor. Çünkü onlar kandan, terörden besleniyor. Nasıl bir zihniyetle mücadele ettiğimizi bu millet çok iyi görüyor. Sizlere anlatacağım çok şey var. Ama bunları bize yapanlar bir Yahudi, bir ateist, bir Zerdüşt yapsa anlarım. Ama bunları yapan Müslümanım diye geçiniyorsa yazıklar olsun. Bir Müslüman bunları nasıl yapar? İşte bu nedenle 30 Mart yerel seçimleri seçim olmaktan çıktı. 30 Mart seçimleri istiklal mücadelesidir. Zafer AK Partinin olacak.”zete.com
'Bir Tek O Polis Masum"
HDP İstanbul Büyükşehir Belediye Eşbaşkan Adayı Sırrı Süreyya Önder, 30 Mart yerel seçimler öncesi İstanbul ile ilgili yeni dönem projelerini Teke Tek'te Fatih Altaylı'ya anlatıyor. Sırrı Süreyya Önder'in açıklamalarından öne çıkan satır başları; Berkin Elvan hakkında... Daha önce Aileden Sorumlu Bakanı dinledik. Bu aymazlık bu mesafe bu insalıktan çıkma hali buram buram yüzüme çarptı. Böyle bir şey olur mu? O demeç demeç mi? O yayınladığı mesaj mesaj mı? Katili zincirlleme olarak bu hükümet o günün İstanbul'un bütün sıralı amirleri ama birinci sorumlu olarak bu siyasi iktidar katili odur. Annesinin öyle demesine gerek mi var? Hükümet gerekli şeyi gösterecekmiş. Allah'tan korkmazlar. Oğlanı hastaneden çıkarıyorlardı. Sağlık Bakanı işe yeni başlamıştı aradık ne yapıyorsunuz diye, zor işler, hastanede kalmasını temin ettik dedi. Daha başka bir rezalet polisler gidip gelip annesine hakaret ediyorlardı. Bu suçlar hep bir yere yazılan insanlık suçları. Bunlar bir yere uçup gitmez bu kadar acı boşa çekilmiyor bunun bir ahı var. Kimin yanına kalmış ki sizin yanınıza kalacak? Seçim programı dediniz, ben haya ederim belediye konuşmaktan böyle bir günde. İki gün partimiz yas ilan etti ve seçime dönük bütün çalışmalarımızı askıya aldık. Siyaset konuşalım. Bu gaddarlığı bu vandallığı hala olan bitenden hiçbir şey anlamaış olma halini ve bunun hesabının nasıl sorulacağını... Bütün belediyeler onların ya da bizim olsa ne fayda... 'BİZİM BELEDİYELERİMİZDEN TOMA'LARA SU YÜKLENMEYECEK' Şimdi görüntüleri gördük, haber de eksik, İstiklal caddesinden geldik, istiklal gaz altında ama muhtelif yerlerinde. Bu kentin Valisi'ni aramak zorunda kalsın bir vekil basın açıklaması yapılacak diye... Yasal demokratik bir hak ve ortada bir can var. Belediye ile ilgili bir şey söylenecekse, bir tek şey söyleyeceğim; Bizim belediyelerimizin hiçbirinden bu TOMA'lara su yüklenmeyecek. Gitsin evlerinden, gitsin emniyet müdürünün evinden, gitsin Başbakan'ın bahçesinden doldursunlar. Böyle bir şey olmaz, bu kabul edilemez. 'BU ÜLKEDE SİYASET ASKIYA ALINMIŞ' Tüm diğer şeylerle beraber yapılan, ülkeyi siyasileştirme. Sayın Cumhurbaşkanı aramış 268. gün. Bugün de üzüntü duymuşlar. Şimdi siz bu ülkede cumhurbaşkanısınız. Bu ülkede siyaset askıya alınmış. Bu ülkede size ne zaman ihtiyaç var? Siyaset eğer hükmünü sürmüyorsa, demokratik kurallar işlenmiyorsa, siz kendinizi bu çarkın üstünde bir yere konuşlandırmışsanız, 268. gün çocuğun artık yaşamından ümit kesildiği gün 16 kiloya düşmüşken ki ben gördüm bakmalara dayanılamaz anlatılamaz da, 3 gündür sürekli hastanedeydik. Bu gecenin görüntülerini izlediğimizde hani o görevden alınan hırsız İçişleri Bakanı diyordu ki 45 derece açı, biraz önceki bandı tekrar yayınlayın, yine yere paralel, göstericilerin başına hedef alıyorlardı. O hastanenin bahçesinde çocuk içeride hayatını kaybetmiş cansız yatıyor niye? Başına gaz kapsülü nişan alınmış. Berkin'i yitirdik, uğurlayacağız şimdi de Ramazan aynı durumda. Ve bu ülkede Vali, Emniyet Müdürü, Hükümet bundan hiç haya etmeyecek. Durun bir kitapsızlar ne yapıyorsunuz? Bu çocuk içeride sizin gaz atmanız yüzünden hayatını kaybetti siz onun yasını tutmaya gelenlere hastanenin bahçesine bunu atıyorsunuz. Şimdi ortada bu var, belediye mi konuşacağız. 'BİR TEK O BOMBAYI ATAN POLİS MASUM' Bu ülkeyi siyasetsizleştirmektir. Sayın Cumhurbaşkanı 16. gün bu çocuk o gaz kapsülünü yediğinde Vali'yi arayıp anlayış gösterin diyecektiniz. Anlayış gösterin de bu kadar şedit bir ortamda çok centilmence bir laf olur. Ne halt işliyorsunuz diye soracaktınız. Sorulacak tek soru var o da bu; Ne halt işliyorsunuz? Ne yaptığınızı zannediyorsunuz? Bunu sormayacaksın, 268. gün aradım duyunca da üzüldüm Vali'ye de söyledim gerekn dikkat gösterilmiş. O zaman sayın Cumhurbaşkanı size buradan söylüyorum, İstanbul Valisi sizi iplemiyor. İstanbul Emniyet Müdürü de sizi iplemiyor. Çünkü eğer sorumluluk hissediyorsanız, getirin o bantları, yahu bu çocuğa da böyle ateş ettiğiniz için bu çocuk diğer 7 canla birlikte gitti, siz halen, bu bir şifre mi acaba? Siz dikkat gösterin dedikçe bunlar namluyu yere paralel mi indiriyorlar? Böyle bir şey olmaz. bunun hesabı görülür. Bunun hesabı sorulur, bunun altından hiçkimse kalkamaz. Uzağa gitmeye gerek yok, aynı yerden vurulmuş çocuk. Bu konuda da bir tek o bombayı atanı suçlayamazsınız söyleyeyim size. Bir tek o polis masum. Sıralı bütün amirleri bu işin gerçek sorumlusu. Habertürk
Muharrem İnce: Başbakan'ın Yaptığı İstikbilal Savaşıdır
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, partisinin Uşak Belediye Başkan Adayı Bülent Yazgan’a seçim çalışmalarında destek vermek üzere Uşak’a geldi. Başbakan’ın 'Bu bir istiklal savaşıdır' sözlerini hatırlatan İnce, 'Uşak’tan ona cevap veriyorum, bu bir istiklal savaşı değildir, bu bir ’istikbilal’ savaşıdır' dedi. Uşak’a gelerek cuma namazını Belediye Başkan Adayı Yazgan ile birlikte Ulucami’de kılan CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, parti il binası önüne giderken halkla selamlaştı ve sohbet etti. CHP Uşak İl Başkanlığı’nda halka seslenen Muharrem İnce, 'Meclise gelemedi, meydanlarda gürledi, kutuların suçunu savcılara yükledi. Besmeleyle başladı, insanları dışladı, küçücük çocukları tomalarla haşladı, onun yalakaları kefenlere büründü ama 30 Mart’tan sonra yüce divan göründü' diye konuştu. Başbakan’ın Türkiye’de meydanları gezerek 'Bu bir istiklal savaşıdır’ sözlerini hatırlatan İnce, 'Uşak’tan ona cevap veriyorum, bu bir istiklal savaşı değildir, bu bir 'istikbilal’ savaşıdır' dedi. Berkin Elvan’ın ölümünün ardından Tunceli ve İstanbul’da yaşamını yitiren iki kişi bulunduğunu hatırlatan İnce, 14 yaşında ölen bir çocuğun kimliğine bakarak yorum yapanların 'insan olmadıklarını' ifade etti. 14 yaşındaki çocuk için başsağlığı bile dilemediğini söylediği Başbakan Erdoğan’a 'bölücü' benzetmesi yapan İnce, 'Böyle bir bölücüden Başbakan olmaz. Ben öğretmen olarak Başbakan’ın notlarını verdim. Matematik ve Geometri’den sıfır, kul hakkı yediği için Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’nden sıfır, tek bildiği biber gazı, milletin kimyasını bozduğundan Kimya’dan sıfır. 60 yaşına gelmiş CHP demesini bilmiyor, Türkçe’den sıfır, ’One Minute’ diyemediği için yabancı dilden sıfır verdim. Yolsuzlukta ise 10 numara, bundan şüphe yok. Bunlardan beraber kurtulacağız. Biz CHP’liler olarak ucunda ölüm de, seçim kaybetmekte olsa, ne olursa olsun doğruyu söyleyeceğiz. Doğru olanı yapacağız. Biz bunlar gibi değiliz bunlarla bizi karıştırmayın. Bunlar sağcı oluyor, solcu oluyor, El Kaideci oluyor yakında biz hep beraber onları Elveda’cı yapacağız. Bunlar her şey olur ama bir Atatürkçü olmazlar birde adam olmazlar' diye konuştu. KANAL D GÖRÜNTÜLERİNİ SORDU Kabataş’ta yaşanan olaya değinen İnce, Başbakan’a Kanal D’de yayınlanan görüntüleri hatırlatarak 'Başı örtülüler de başı açıklar da bizim bacımız. ’Benim başörtülü bacımı 70-80 erkek, dövüp sövmüş’ diyor. Böyle bir şeyi hiç kimse yapmaz. Olaydan 5 gün sonra alınan adli tıp raporu ile çıktı meydana ’Bu raporu nerenize koyacaksınız’ dedi. İki gün sonra da Kanal D görüntüleri yayınladı. Bu görüntülerde böyle bir olay olmadığı görüldü. Ben Erdoğan’ın dilinden anlarım biraz. Onun için benden nefret ediyor. Şimdi ben ona soruyorum. Kanal D’nin görüntülerini nerene koyduysan, biz de onları oraya koyduk' dedi. 'ATATÜRK’TEN HELALLİK ALMAMIZ LAZIM' Başbakan Erdoğan’ın Cumhuriyetin kurucuları Atatürk ve İsmet İnönü’ye 'iki ayyaş' dediğini ileri süren İnce, ana ve babadan nasıl helallik alınıyorsa Atatürk ve şehitlerden de helallik alınması gerektiğini söyledi. İnce, 'Başbakan bu Cumhuriyetin kurucularına Atatürk ve İsmet İnönü’ye 'iki ayyaş’ diyorsa, bu adamdan kurtulmadığımız sürece Atatürk’ten helallik almış sayılmayız. Uşak’ta da ampulü sola çevirip kurtulun' dedi. Cumhuriyet
"Gün Işığında Karanlığa Mahkum Edilmekten Yorulduk"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli twitter hesabından son günlerde yaşananları değerlendirdi. Bahçeli takipçileriyle paylaştığı mesajlarında şu ifadeleri kullandı: 'Değerli takipçilerim hepinize iyi günler. Siyasi çalışmalardan fırsat buldukça sizlerle dertleşiyor, gönül sohbeti yapıyor, düşüncelerimi duru ve samimi bir şekilde paylaşıyorum. Bugünlerde aklı selime, teenniye, temiz bir duruşa, kavuşturan, buluşturan ve barıştıran dürüst yaklaşımlara çok ihtiyacımız var. Bugünlerde sıcak gülüşlere, dostane sözlere, çıkar hesabı yapmayan fedakar tutumlara hayati ölçüde gereklilik var. Ayırmayan, dışlamayan, yabancılaştırmayan, karıştırmayan, bölmeyen, bozmayan insani hasletlere muhtacız. Önyargıları kıracak, duygusal ve düşünsel uçurumları kapatacak yürekli, sorumlu, milli ve vicdanlı tavırlara herkes özlem duyuyor. Gün ışığında karanlığa mahkum edilmekten yorulduk. Her sabah yeni bir kabusla uyanmaktan, her akşam yeni bir çalkantı ve çarpıklıkla karşılaşmaktan bunaldık. Suyu bulandırıp suçlu arayanlardan, hayallerimizi karartıp önüne gelene çamur atanlardan sıkıldık, artık yeter noktasına geldik. Eminim ki, yaşananları film şeridi gibi gözünüzün önüne getirdiğinizde makul ve masum hiçbir şey göremeyeceksiniz. Kefen edebiyatı yapıp mezar siyasetinden nemalananlar gencecik bedenleri, taptaze filizleri hem istismar ediyor hem de karalıyor. Gençliği bölen, 15 yaşında hayatını kaybeden bir vatan evladına terörist diyen, meydanlarda savaş naraları atan vicdansızlar artık çok oldu. Berkin ile Burakcan’ın cansız bedenleri üzerinden polemik yapacak kadar küçülenler, çukurlaşanlar Türkiye’nin önündeki yegane engeldir. Bu iki çocuğumuza ve yakın tarihte şehit düşen beş polisimize bir kez daha Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Evlatlarına vatan topraklarının tapusunu verecek kadar gözü dönenlerin nasıl bir insanlık anlayışları olduğunu çok merak ediyorum. Bunlar ki tıpkı kurumuş çarık gibi oldular. Bunlar ki aynen koskoca bedene dar gelen elbiseye döndüler. Bunlar açısından rüşvetin adı bağış, kanun kaçağının tanımı hayırsever, hırsızın ismi ise yeni istiklal savaşçısıdır. Yalan, riya, fitne, dedikodu, gıybet, kötü söz, asılsız suçlama, maneviyat kaçakçılığı rekor kırıyor, zirve yapıyor ve de hiç doymuyor. Unutmayalım ki; iman doğruluk, yalan küfürdür. Küfür ehlinin, batıla bekçilik yapanların, yalana esir düşenlerin sureti haktan görünme çabaları suyun üzerine destan yazmaya benzer. Kumdan hasat almak ne kadar anlamsızsa kinden kaskatı kesilenlerden merhamet ummak, iyilik beklemek o kadar boş ve nafile çabadır.' Gerçek Gündem
'30 Mart'tan Sonra Pensilvanya ile Mücadele Edeceğiz'
Erdoğan, Fethullah Gülen için 'Pensilvanya’da inzivaya çekilmiş… Gel ülkende inzivaya çekil. Bu nasıl bir inziva. İnzivaya çekilmiş ama oradan alufteleri takip ediyor' dedi“Paralel yapı” dediği Gülen cemaatini eleştiren Başbakan Tayyip Erdoğan , “12 yıl boyunca çetelerle, mafyayla, cuntayla mücadele ettik. Devlete sızmış, milletin enerjisini hortumlayan çeteleri tasfiye ettik. İnşallah 30 Mart’tan sonra kalan çeteleri de tasfiye edeceğiz. Ergenekon’la mücadele ettik. Pensilvanya yönetimindeki Neo-Ergenekon’la da mücadele edeceğiz” dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan AKP’nin Manisa mitinginde konuşuyor. Başbakan Erdoğan’ın konuşmasının satırbaşları şöyle: Büyüyen ekonomi rahatsız etti Kirli ittifaklar var. Kirli ilişliler var. Komplo ve kumpaslar var, bunları bozacaksınız. Biz Allah’ın karşısında rücuğa eğiliriz. Bunun dışında kimsenin karşısında eğilmek yok. Eğilmedik bugüne kadar, Allah’ın izniyle bundan sonra da… 81 vilayet, 77 milyon, işte bu oyuna itiraz ediyor. Türkiye’ye yönelik saldırının herkes farkında. Yeniden bir istiklal mücadelesi verdiğimizin herkes farkında. Türkiye’nin büyüyen ekonomisi birilerini rahatsız etti. Aktif, kucaklayıcı, barışçı dış politikası birilerini rahatsız etti. Küresel projeleri, hedefleri, vizyonu birilerini rahatsız etti. Biz göreve geldiğimizde milli gelir neydi? 230 milyar dolar. Yani MHP’den 230 milyar dolarla aldık milli geliri. Şimdi 820 milyar dolar. Yolsuzlukların olduğu bir iktidarda siz 230 milyar dolardan 820 milyar dolara gelebilir misiniz? 79 senede, cumhuriyet tarihinde Türkiye’de yapılan bölünmüş yol neydi biliyor musunuz 6 bin 100 kilometre. 11 senede yapılan bölünmüş yol ne oldu biliyor musunuz? 17 bin kilometre… 6 bin 100 kilometre nire, 17 bin kilometre nire… Sormak lazım bu Bahçeli’ye, siz ne yaptınız arkadaş ya? İnanın yaptıkları bir şey yok. Ne varsa AK Parti’nin iktidarı döneminde var. Zaten, millet 5 yıllığına bunlara iktidar verdi, 3,5 yıl verdiler kaçıp gittiler. Niye kaçıp gittin? Kimse size bırak demedi, niye kaçıp gittiniz? Götürecek mecalleri kalmamıştı. Çünkü onlar maalesef, Sakarya depreminde, Kocaeli depreminde, Düzce depreminde çöktüler, bittiler. Biz geldik, imar ettik. Bizim dönemimizde de Bingöl depremi oldu, Van depremi oldu, Simav depremi oldu. 1 yılda yeniden inşa ettik. Biz buyuz, biz buyuz. Biz iş bilenin, kılıç kuşananın anlayışıyla yürüdük. MHP’ye gönül vermiş, CHP’ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum. Biz MHP’nin, CHP’nin yavrusuyla ortak olduğu iktidarda IMF’ye borç 23,5 milyar dolardı. Ödedik, ödedik, ödedik, geçen 14 Mayıs’ta sıfırladık. Şimdi Türkiye’nin IMF’ye borcu yok, şimdi IMF bizden borç istiyor. 5 milyar dolar, veririz dedik. Veren el, alan elden üstündür. Bunlar milliyetçi değil mi, sevsinler böyle milliyetçiliği. Bunlar kafatası milliyetçisi. Milli bankamız Merkez Bankası… Kasasında ne vardı biliyor musunuz, devraldığımızda MHP’den 27,5 milyar dolar. Şimdi ne var? 128 milyar dolar var. Halep oradaysa, arşın Manisa’da. Manisa, hesabı sormaya var mıyız? MHP ile CHP’nin yavrusu… Göreve geldim, masamın üzerine bir hesap geldi. MHP’den, CHP’nin yavrusundan aldık ya. Zorunlu tasarruf adı altında 13,5 katrilyon kestiler, işçi ve memurdan. Dedim, işçiye memura devlet borçlu olur mu. Sendikaları toplayın, bu parayı ödeyeceğiz dedik. O parayı biz ödedik, biz. Yolsuzlukların iktidarında böyle bir şey olabilir mi? Bitmedi… Bir de hatırlayın, konut edindirme yardımı adı altında para topladılar mı, topladılar. O 3,5 katrilyonu da biz ödedik. Memur kardeşim, işçi kardeşim umudunu kesmişti ama onu da biz ödedik. Bütün bu olaylar karşısında Türkiye Cumhuriyeti’nin kamu net borç stoğu, 100 liranın 73 lirası borçtu. Şimdi ne oldu, 100 liranın 35 lirası borç. Nereden, nereye düşürdük. Devletin borçlanma faizi, 100 liraya 63 lira faiz ödüyordu, şimdi tek haneye düştü. Aradaki fark vatandaşımın cebinde kalıyor. Enflasyon neydi? Yüzde 30… Şimdi yüzde 8. Aradaki fark Ayşe bacının, Fatma bacının mutfağında kalıyor. Ahmet kardeşimin cebinde kalıyor. Ey MHP, ey CHP… Sizin böyle bir derdiniz, aşkınız yok. Bizde dert var. Onun içişn 30 Mart çok önemli. Ne zaman şehit gelse MHP’liler istismar eder Bu arada en çok da çözüm süreci birilerini rahatsız etti. İnşallah bunu da bozacağız. Ölümlerin durması, kanın durması, gözyaşının dinmesi birilerini rahatsız etti. Şehit cenazeleri geldiği zaman MHP’liler sokaklara dökülür, istismar eder. BDP de bunu tersini yapar. İçlerinden biri ölünce bunu istismar eder. Birisi siyasi Kürtçülük, biri siyasi Türkçülük yapıyor. Biz, Türküyle, Kürdüyle, Boşnağıyla, Arnavutuyla,i Romanıyla, Lazıyla, Gürcüsüyle, aklınıza ne gelirse… Biz diyoruz ki tek millet. Ben Türkü de Kürdü de, Arabı da, Boşnağı da beni yaradan Allah onu da yarattığı için seviyorum. Çünkü bizim inancımızda ne siyahın beyaza, ne beyazın siyaha üstünlüğü yoktur. Ne Arabın Kürde, ne Türkün Kürde, ne Kürdün Türk’e üstünlüğü yoktur. Onun için ne diyoruz, tek millet. Arkadan bir şey daha söylüyorum, nedir o? Tek bayrak… Bayrakları bayrak yapan, üstündeki kandır. Toprak eğer uğruna ölen varsa vatandır. Üç, tek vatan… Ama 780 bin kilometrekareyle tek vatan. Batıda ne varsa, doğuda, güneydoğuda da o olacak. Kuzeyde ne varsa güneyde de o olacak. Çünkü Türkiye’nin 780 bin kilometrekaresi hep birlikte ayağa kalkacak. 10 yıl önce, 12 yıl önce denseydi ki Şırnak’ta havalimanı yapılacak, buna kim inanırdı? Iğdır’da, Ağrı’da, Kars’ta havalimanı yapılacak dense kim inanırdı? Buyurun, bu havalimanları bitti, sadece Hakkari kaldı. Orada da ne yazık ki bölücü terör örgütü zaman zaman tehditlerle müteahhitleri kaçırttı. İsteseler de istemeseler de bitecek. Ablalara ‘defolun’ deyin Huzuru bozmak, istikrarı zedelemek, ekonomiyi durdurmak için gayret sarf edenlere inşallah fırsat vermeyeceğiz. Şimdi çıkmışlar, birileri abla olmuş. Duydunuz mu bu ablaları? Size de yalan, yanlış, iftira her şeyi anlatmaya başladılar mı? Geçen güb Hatay tarafında bir teyze bunlara ne güzel cevap verdi. Ya bunlarda iftira, yalan var. Bunlara sadece bir şey söyleyin. Artık benim vatandaşım adresi biliyor. Bunlara şunu söylemek lazım. Sizin hocanız, benim kızımın başının örtüsünü açmaya çalışan birisidir. Defolun demek lazım. MHP, ne zaman Pensilvanya’yla dost oldun? Affedersiniz, kendine göre fetvalar veren birisiyle bizim işimiz yok. Bunu söyleyin. Bunlar hizmet yapıyor öyle mi? Ne oldu? Aralar açılınca şimdi öğrencileri dışarı atıyorsunuz. Siz onları orada bedava yatırmıyordunuz. Ne oldu şimdi size? Aldığınız o zekat paralarını nereye harcadınız? Aldığınız kurbanlıkları nereye harcadınız. Kardeşlerim 30 Mart aynı zamanda bu hesabın bozulmasıdır. Bu ablalar diyorlar ki, AK Parti’ye değil MHP’ye verin. Şimdi orayla dost oldular. Ne zamandan beri dost oldunuz? Dert o değil, dert AK Parti’yi Manisa’da, Türkiye’de oylarını düşürebilir miyiz? Başarılı olamayacaksınız. Sizin tuzağınız varsa, halkımın da tuzağı var, Hakk’ın da tuzağı var. Onların ablaları bir kenara, bizim ablalarımız bize yeter. Onlar beddua seansları yapıyor evlerde. Yurtlarında… Ama bizim dua seanslarını yapan kardeşlerimiz burada. Abiler burada,… Onların ağabeyleri varmış… Bizim ağabeylerimiz Allah’ın izniyle Manisa’da sandıkları patlatacak. Aileleri böldüler aileleri, milleti parçaladılar milleti. Yalan yanlış gazeteler, broşürler basıp evlere dağıttılar. Bunun adı hukukta casusluktur, ajanlıktır. Ama yakayı ele verdiler, bedelini de ağır ödeyecekler. Dedim ya, inlerine gireceğiz. Öyle kolay kolay biz bu devleti sokakta bulmadık. Milli birliğimizi, milli güvenliğimizi tehdit eden bu unsurlara karşı gerekli tedbirleri aldık, alıyoruz, gereken hesabı da soracağız. Mardin’de BDP’ye oy verin diyorlar Mardin’de, Siirt’te açık açık BDP’ye oy istiyorlar. Düşünebiliyor musunuz? AK Parti’nin karşısında kim güçlüyse orada. Kendi amaçları uğrunda, meşru, gayrimeşru… Yeter ki AK Parti’nin karşısında olsun. MHP’lilere diyorlar ki, Ankara’da İzmir’de İstanbul’da CHP’ye oy veren. Pensilvanya CHP’den yolsuzluk nedeniyle atılmış şahsı aday olarak istedi. Bu CHP’de onu aday yaptı. O yolsuzluk klasörünün önünde Kılıçdaroğlu’nun çekilmiş resimleri vardır. Çünkü Kılıçdaroğlu’nun da ondan pek farkı yok. Kılıçdaroğlu utanmadan ‘ortaya çıkar’ diyor İstediğimiz hastaneye gidiyor muyuz? İlaçlarımızı istediğimiz eczaneden alıyor muyuz? Bunun kadri kıymetini 30 Mart’ta gösterelim diyorum. Sandıklara sahip çıkın, bunlar her türlü numarayı yapa. Bunlar her şeyi yaparlar. Sandıklar bizim namusumuzdur diyeceksiniz, sahip çıkacaksınız. Kuş uçurtmayacağız. Her gün konuşmalarına bakın. Kılıçdaroğlu’nun Bahçeli’nin konuşmalarına bakın. Adeta birbirlerinin avukatlığını yapıyorlar. Eli kanlı terör örgütlerine de artık sahip çıkıyorlar. Polise kurşun yağdıran terör örgütüne, kendisi üstlendiği halde, DHKP-C, Kılıçdaroğlu utanmadan bul çıkar diyor. Hale bak ya. Seni biliyoruz, gösterin bana o terör örgütünü, gideyim üye olayım diyen adamsın sen. Senin karakterinde bu var. Şimdi bakıyoruz, MHP de kol kanat germeye başladı. Kardeşlerim, dikkat edin, oyun çok büyük. Bunlar AK Parti iktidarını, milletin iktidarını yıpratmak, istedikleri gibi at oynatabilecekleri bir Türkiye kurmak istiyorlar. Bu oyuna gelme Manisa. 30 Mart’ta sen bu oyunu sandıkta bozacaksın Manisa… Manisa’daki CHP’li, MHP’li kardeşim. Az önce örnekler verdim. MHP döneminde neler oldu, biz neler yaptık? 30 Mart’ta sen de gönül verdiğin partiye bir ders vermelisin diyorum. Bunlar büyükşehir belediyeciliği nedir bilmez. İstanbul gibi bir şehirde 4,5 yıl büyükşehir belediye başkanlığı yaptım. CHP’den 2.5 milyar dolarla devraldım, 1.2 milyar dolar borçla devrettim. Çamur, çöp, hava kirliliği, susuzluk felaketti. Hamdolsun 2 yılda ne çöp dağları, ne susuzluk, ne hava kirliliği kaldı. Aynı şekilde Manisa’yı da modern bir büyükşehir haline getirelim. Biz büyükşehir yasasını çıkardığımızda, CHP, MHP ve BDP karşı çıktı. Şimdi bunlar hangi yüzle karşınıza çıkıp oyunuzu bize verin diyecekler. Siz Manisa’nın büyükşehir olmasını istemediniz ki ya? Bunlara gereken dersi vereceğiz . Bu meydan zaten bunu gösteriyor. Pensilvanya yönetimindeki Neo-Ergenekon 12 yıl boyunca çetelerle, mafyayla, cuntayla mücadele ettik. Devlete sızmış, milletin enerjisini hortumlayan çeteleri tasfiye ettik. İnşallah 30 Mart’tan sonra kalan çeteleri de tasfiye edeceğiz. Ergenekon’la mücadele ettik. Pensilvanya yönetimindeki Neo-Ergenekon’la da mücadele edeceğiz. Pensilvanya’da inzivaya çekilmiş… Gel ülkende inzivaya çekil. Bu nasıl bir inziva. İnzivaya çekilmiş ama oradan alufteleri takip ediyor. Sen hoca mısın, istihbarat örgütünün başı mısın, nesin sen?T24
'Rahat Uyu Atam...'
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım tarafından mozoleye çelenk konulmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu. Ardından Başkan Aziz Yıldırım Anıtkabir Özel Defteri'ne duygu ve düşüncelerini yazdı.  Aziz Yıldırım şu ifadeleri kullandı: Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu Yüce Atatürk; İtibar ve iltifatlarınıza mazhar olmuş, yegane ruhu Kuvai-Milliye olan Fenerbahçe Spor Kulübü'nün Başkanı olarak heyecan ve gururla huzurunuzdayım. İşgal altındaki bir ülkeyi çağdaş, demokratik bir cumhuriyet haline getiren irade ve devrimlerinize sahip çıkmak konusundaki kararlılığımız ve mücadelemiz tamdır. İstikbalde dahi bir gün yurdun tüm toprakları işgal edilmiş, tüm tershanelerine girilmiş, bütün kaleleri zapt edilmiş ve bütün ordulara dağıtılmış olsa da istiklal ve cumhuriyeti müdafa mecburiyetinde kaldığımız da dahili ve harici beddahlara karşı içinde bulunacağımız vaziyet çok namüsait bir vaziyette tezahür etmiş olsa da; 'Rahat Uyu Atam. Yolun Yolumuz. Andın Andımız olacaktır. Söz veriyorum ki devrimlerinizi ve ilkelerinizi unutturmak isteyen karanlıkların yüzünde yanan son bir ışık kalacaksa o Fenerbahçe olacaktır. Ve muhtaç olduğumuz yegane kudret yolunuzda akmak için 1 dakika bile tereddüt etmeyecek olan damarlarımızdaki asil kanımızdır. Her gün biraz daha artan 'özlem' ve 'hasretlerimizle'... Ercan ATA, Ankara-DHA
Erdoğan: 'Kendisine Çark Kemal Derler...'
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, 'Pensilvanya, CHP ve MHP'yi kiraladı, BDP'yi de kiraladı, bir kısım medyayı da kiraladı' dedi.AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisince Atatürk Alanı'nda düzenlenen mitingde halka seslendi. Erdoğan, ''Pensilvanya, CHP ve MHP'yi kiraladı, BDP'yi de kiraladı, bir kısım medyayı da kiraladı. Onlarla birlikte bazı işveren çevrelerini de şantajlarla şu anda emir komutası altına aldı. Şimdi bizi yıpratmak için gayret içindeler. Fakat diyorum ki, bak, benim abdestimden şüphem yok, namazımdan da şüphem yok, sen abdestinden şüphesi olanlarla uğraş, bizimle uğraşamazsın. Ama sen şu anda ülkenin milli güvenliğini tehdit eden çalışmalar içerisindesin'' dedi. Erdoğan, 'Ama bunlar maalesef casusluk örgütü olduğu için bizi dinlemeye varıncaya kadar bu yollara başvurdular. Adeta düşünebiliyor musunuz, ülkeyi yönetenlerin haremine giriyorlar. Bunu bir tehdit unsuru olarak kullanıyorlar. Ne yaparsanız yapın, elinizden ne gelirse gelsin ininize gireceğiz İninize. Er veya geç, bunun şakası yok. Bu ülkeyi, bu devleti sokakta bulmadık. Gereği neyse onun hesabını soracağız' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, 'Bu bir istikbal ve istiklal mücadelesidir. 'Bu bir istikbal mücadelesi' derken, bu mücadele Türkiye'nin geleceğini, istikbali ve istiklalini belirleyecek bir mücadeledir. Şöyle bir karar vereceğiz; gelecekte Türkiye'yi ya kasetler yönetecek, montajlar, tehditler, şantajlar yönetecek ya da Türkiye'yi siz yöneteceksiniz' dedi. Bunların dersanelerinden yavrularınızı alın Erdoğan, ''Bunların dersanelerinden yavrularınızı alın, kardeşlerim hiç çekinmeyin. Haftasonlarında cumartesi pazar 'takviye kursları' adı altında Milli Eğitim Bakanlığımız ücretsiz olarak yavrularımıza eğitim-öğretim vereceğiz. Bunlar söğüşlediler. Bunların okullarından da çocuklarınızı alın. Devletin okulları bize yeter babalar, devletin okulları bize yeter. Dünyanın parasını alıyorlar, ondan sonra bir de napıyorlar, bir de kursa git. Yetti ya. Bunlar sülük gibi emdiler sülük ama sülük faziletli, sülük zararlı kanı emiyor, bunlar faydalı kanı emdiler'' diye konuştu. Ceketinin üzerinden tansiyon ölçüyorlar Başbakan Erdoğan, 'Şimdi biz şehirlerde rekor katılımlarda miting yapıyoruz ya, inanın bu mitingi Pensilvanya'daki zattan gizlemişlerdir. Çünkü tansiyonu fırlar, onun için göstermemişlerdir ya da 'montaj' demişlerdir. Bunu kandırmak kolay. Ne olacak ceketinin üzerinden tansiyon ölçüyorlar. Hapları verişleri bile bir değişik. Ama dün İstanbul'u gördüyse inanın dizlerinin bağı çözülmüştür, tir tir titreyip yanlış yaptık demeye başlamıştır' dedi. Pensilvanya'nın müridi oldu Erdoğan, 'Şimdi biliyorsunuz CHP'nin genel müdürü önceden güya solcuydu, sonra CHP genel müdürü olunca ulusalcı oldu. Şimdilerde 'bozkurt işareti' yapıyor herhalde MHP'li oldu. Artık çekinmiyor, doğrudan Pensilvanya'nın avukatlığına da başladı. 'Ergenekon'un avukatıydı, şimdi de 'yeni Ergenekon'un avukatı oldu. Birden bire yüz seksen derece döndü, çark etti. Pensilvanya'nın müridi oldu. Zaten kendisine 'Çark Kemal' derler' diye konuştu. AA
Erdoğan: 'Twitter'ın Arkasında Youtube Var'
Erdoğan: Yaralılar oluyor, bunlarla ilgileniyoruz. Şu anda hala öldürmeye devam ediyorlar. Daha önce bir helikopterle bizim hava sahamızı ihlal ettiler Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “MİT’in aranan TIR’ları bizi bu Bayırbucak Türkmenlerine yardım götürüyordu. Bunlar yapıldı diye biz Bayırbucak Türkmenlerini yalnız bırakamazdık, yine de bırakmayacağız. Süleyman Şah Türbesi’ne karşı böyle bir yanlışlık olacak olursa orada da gereken yapılacaktır” dedi. Twitter’ın arkasında Youtube’un olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, Twitter yasağı hakkında “Bu hesaplar maalesef kapatılmıyor. Bizim yapmamız gereken sorumluluk noktasında olan biri olarak, bu işi düzelttiniz düzelttiniz. Düzeltmediniz biz de kapatırız. O zaman yasaklara uysunlar biz de yasağı kaldıralım. Twitter dediğiniz olay nedir? Bir şirket. Bu olayın arkasında aslında Youtube var. Youtube’un avukatlarıyla çalışıyorlar. Bir avukat hanım kardeşimize hiç edebe adaba uymayan bir şey yaptılar” dedi. Başbakan Erdoğan Gülen cemaatinin rüşvete karıştığını belirterek, “Himmet adı altında rüşvet, kurban derisi topluyorlar. Bunları makbuzu yok. Nereye gittiği belli değil. Ben 17 Aralık olaylarını bir taraftan olumsuz görürken bir taraftan da her şerde bir hayır vardır diye görüyorum” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Star ve NTV’nin ortak yayınında Oğuz Haksever’in sorularını yanıtlıyor. Erdoğan’ın açıklamaları şöyle: “Bugün önce Kastamonu’daydık. Çoşku iyi, ilgi iyi. Ardından Samsun’a geçtik. Kastamonu’da bir şey dikkatimi çok çekti. Belediye başkan adayımız yıllarca belediyede ikinci adam olarak çalışmış, fen işlerini yönetmiş, belediye başkanımızın ciddi bir rahatsızlığı var. Bu süreçte yönetimi o götürdü. Orada MHP’nin adayı ortaokul mezunu bir kişi. Belediyecilik deneyimi hiç yok. Bizim adayımız hem üniversite mezunu hem de yıllarca belediyeciliğin içinde yaşamış biri. İnanıyorum Kastamonu halkı bunu değerlendirecektir. Biz merkezi yönetim olarak Kastamonu’ya çok hizmet verdik. Bütün bunları bütünleştirmek istiyoruz. Samsun’a geldik. Samsun benim 57. mitingim oldu. Samsun tarihi bir mitingti. Öyle zannediyorum ki Cumhuriyet tarihinde Samsun’da böyle bir miting görülmemiştir. Yüz bini aşkın bir katılımın, çoşkunun olduğu bir miting oldu.” ‘Angajman kuralları ihlal edilirse karşılık verilecektir’ “Şu anda Suriye ile ilişkilerimizin geçmişi, 3 yıllık son süreç ortada. Sınır komşumuz, kardeşlerimiz ve yönetimle olan ilişkilerimiz çok çok olumluydu. Bu olaylar başlamadan önce biz bazı şeyleri kendilerine uyardık. Bu olaylar Suriye’ye de sıçrayabilir. Gelin Baas rejimini bir değişime uğratalım. Hatta beni arabasına alır gezdirirdi. Son görüşmemizi Asi Nehri kıyısında yaptık. 3,5 saatlik bir görüşmemiz oldu. Biz tabii o zamanlar böyle bir Esad’ı beklemiyorduk. Telefon diplomasisi yürüttük. Ölümler, öldürmeler devam ediyor. Ahmet Bey’i gönderdim. Kendisi 6 saat görüştü. Özel temsilcilerimi gönderdim. Niyetimiz çok samimiydi. Bir Ramazan akşamıydı camilerin bombalanması olunca ben kendisini aradım. Yarın Cuma. Ne olur talimatınızı verin, şu insanları yarın öldürmesinler. Onu dedi benim adamlarım yapmıyor dedi. Şebbia’ları kendi adamları gibi göstermiyor. Oysa onlar onun adamları. Yaklaşık 160 bin can kaybı var. 8 bin çocuk. Açık kapı politikasıyla çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Yaralılar oluyor, bunlarla ilgileniyoruz. Şu anda hala öldürmeye devam ediyorlar. Daha önce bir helikopterle bizim hava sahamızı ihlal ettiler. Yeni angajman kurallarından hareketle uçaklarımız bu helikopteri vurdu. Şu anda da aynı şekilde bizim hava sahamızı ihlal eden, 1-1,5 kilometre ihlal ettikleri bana bildirildi, bizim uçaklarımız tarafından vuruldu. Kesep bölgesi tekrar Özgür Suriye Ordusu tarafından ele geçirilince bunlar orayı bombalamaya başladı. Bundan sonra da angajman kuralları ihlal ederse karşılığı verilecektir. Çirkin olan bizim muhalefetin bunu kullanması. Biz seçim sathı mahallindeyiz diye bu olaya göz mü yumacağız. Bizim 74 tane vatandaşımızı şehit ettiler. Muhalefet başta CHP olmak üzere bunları hala övmeye çalışıyor. Bu siyaset malzemesi olabilir mi? Senin yapman gereken böyle ulusal bir konuda hükümetinin, silahlı kuvvetlerinin yanında yer almak. Bu bizim bir milli meselemizde bile muhalefetin ne denli ayrı düştüğünü göstermektedir. Bizim tabii bunları dinleyecek halimiz yok. Süleyman Şah Türbesi ile ilgili de burayla ilgili İŞİD’in bir sıkıntısı var. Burada Türkmenler vardı. Onların zayıf düşmesi geri çekilmelerine yol açtı. Geri çekildikleri gün 80 şehit verdiler. MİT’in aranan TIR’ları bizi bu Bayırbucak Türkmenlerine yardım götürüyordu. Bunlar yapıldı diye biz Bayırbucak Türkmenlerini yalnız bırakamazdık, yine de bırakmayacağız. Süleyman Şah Türbesi’ne karşı böyle bir yanlışlık olacak olursa orada da gereken yapılacaktır. Bu topraklar bizim topraklarımızdır. Yaklaşık 10 dönüm bir arazidir o. Uluslararası anlaşmalarla garanti altına alınmış bir toprağımızdır.” Niğde saldırısı “Niğde olayında bir Kosovalı, bir annesi babası farklı ülkeden, bir diğeri de Makedon. İkisi yaralı ele geçirildi, biri de yakalandı. Ankara’ya getirildiler. Bağlantıları nedir? Suriye’de aldıkları eğitimler filan. Silahı yanlarında sünnet olduğu için taşıdıklarını iddia ettiler. Belli bazı bilgiler elde edilmiş durumda. Üzerine gerek istihbarat birimlerimiz, gerek yargı gerekeni yapıyor.” ‘Pensilvanya denilen bir olay var’ “Bir defa karşımızda bu seçimlerde özellikle ortaya çıkan Pensilvanya denilen bir olay var. Bu olayın yasak olmasına rağmen bir cumhurbaşkanı, başbakan, genel kurmay başkanı dinleniyorsa, bakanlar dinleniyorsa… Bu bir defa hem yasalara aykırı he de Diyanet İşleri Başkanımız’ın dediği gibi inancımıza aykırı. İnancımızda kimseyi dinleyemezsiniz. Ama bunlar önce dinliyor, sonra bunu bir tehdit ve şantaja dönüştürüyor. Halkımızın bu konuda gereken hassasiyeti göstermesi lazım. Bunun bir kısım yargıya ulaşmış olması ve güvenlikle de ortak hareket etmesi ulusal güvenliğimiz için de sıkıntı yaratıyor. Ben alanlarda bu konuyla ilgili tepkiyi görüyorum. Vatandaşlarımızın sabırsızlığını görüyorum. Ümit ediyorum ki vatandaşlarımızın beklentisi olur. Himmet adı altında rüşvet, kurban derisi topluyorlar. Bunları makbuzu yok. Nereye gittiği belli değil. Ben 17 Aralık olaylarını bir taraftan olumsuz görürken bir taraftan da her şerde bir hayır vardır diye görüyorum.” 'Arkasında Youtube var' “Bizi üzen boyutu budur. Şu anda biz 10 milyon tablet bilgisayar dağıtmanın hazırlığı içerisindeyiz. 260 bin tablet bilgisayar dağıttık. Bu hükümet böyle bir hükümet, Tayyip Erdoğan böyle bir hükümetin başbakanı. Bizim derdimiz Twitter’ın kendisi değil, yaklaşımı. Twitter’da böyle ahlaksızlar türer de siz defaatle uyarmamıza rağmen, mahkeme kararlarını göndermemize rağmen bunu yaparsanız bize düşen de budur. Bazı yazarlar televizyonlarda yorumlar yapıyor, Ak Parti, başbakan prestij kaybediyor. Hiçbir şey kaybettiğim yok. Ben meydanlara bakarım. Türkiye’den Twitter’a giden talep ikidir. ABD’den giden 679 talep toplam taleplerin neredeyse yüzde 80’idir. Almanya’ya geliyorum. Twitter Alman hükümetinin talebi üzerine Neo Nazi hesaplarını engellemiştir. Fransa’da ırkçı talepler mahkeme kararı üzerine kaldırılmıştır. Hindistan’da Bodo kabilesi ile ilgili çıkan olaylar nedeniyle ülke genelinde yasaklanmıştır. İngiltere Başbakan Cameron 2010 yılında çıkan olaylar sırasında provokatif olaylar nedeniyle Twitter’a yasak getirebileceğini ifade etmiştir. Ben ülkemdekilere soruyorum, bütün bu olaylar karşısında hukuk tanımazlığınız nedir? Mahkeme kararı Twitter’a iletiliyor. Hiç duymuyor. Sen benim ülkemin ulusal güvenliğini tehdit ediyorsun. Başbakana birileri kalkacak başçalan diyecek. Bütün bunlara rağmen kendileri uyarılıyor ama kaldırmıyorlar. Bu hesaplar maalesef kapatılmıyor. Bizim yapmamız gereken sorumluluk noktasında olan biri olarak, bu işi düzelttiniz düzelttiniz. Düzeltmediniz biz de kapatırız. O zaman yasaklara uysunlar biz de yasağı kaldıralım. Twitter dediğiniz olay nedir? Bir şirket. Bu olayın arkasında aslında Youtube var. Youtube’un avukatlarıyla çalışıyorlar. Bir avukat hanım kardeşimize hiç edebe adaba uymayan bir şey yaptılar. Ben anlamıyorum bu köşe yazarlarını. Neyin, kimin avukatlığını yapıyorlar. Çeşitli ülkelerden örnekler verdim. Bizim ülkemiz muz cumhuriyeti değildir. Şu anda bir iki taneyle ilgili tamam dediler ama sayı bir iki değil ki. Benim bildiğim 700’e yakın uygulama var. Bunlar şimdi peyderpey kendilerine bildiriliyor. Kaldırmaları halinde gereği yapılır. Uyarıyoruz, gereğini yapmıyorsun. Ben tabii sayın cumhurbaşkanımız böyle bir şey yapmış olabilir. Ben aynı şeyi paylaşmıyorum. Sayın cumhurbaşkanımız tweet atabilir. Ben bunlardan pek hoşlanmıyorum. Bu tür şeylerle uğraşacak vaktim de yok.” ‘Obama'nın telefonunu dinleyebilir misiniz’ “Bunlar çarpıtılan şeyler. İşlerine geldiğinde Avrupa Birliği’ne aykırıdır filan hep söylerler. Avrupa Birliği önce üzerine düşeni bir yapsın. Hukuka saygıları varsa önce gereğini yapsınlar. Bu bizim iç hukuk meselimizdir. Mahkeme kararları var. Avrupa Birliği o zaman diğer ülkelere uygulananı niye göz ardı ediyor. Biz bu özgürlükler meselesini bu Avrupa Birliği üyelerinden çok daha ileride hallettik. Adam kalkıyor hakaret ediyor ne oluyor. Avrupa ülkelerinin çoğunda bunu yapamazsınız. Özgürlük hala bizim ülkemizde tam anlaşılmış değil. Burada çok önemli olan özel hayatın ihlali de söz konusu. Yapamazsınız. Buradan hareketle bizim TİB de devreye girdi. Adımı buna göre attı. Siz Obama’nın telefonunu dinleyebilir misiniz? Bir Merkel’in telefonunun dinlendiği ortaya çıktı. Ayağa kalktılar. Biz de niye böyle oluyor, Avrupa Birliği böyle hareket ediyor? Bizim yorumcularımızın, köşe yazarlarımızın bunu görmesi lazım.” “17 Aralık, 25 Aralık bütün bunlar 30 Mart seçimleriyle çok daha farklı bir şekilde göz önüne alınacak. 17 Aralık millete karşı yapılmış bir devrimdir. Benim şahsıma değil, hükümetime değil. Millete karşı. 25 Aralık da öyle. Bu bir istiklal ve istikbal mücadelesidir. O denli önemlidir. Olay yargıda. Bütün bunların ötesinde hemen seçimin arkasından atacağımız adımlar var. Milli irade hırsızlığı yapanlar 30 Mart’ta milletin cevabını alacak. CHP, MHP, Pensilvanya, hepsine bir cevap var. Milletimiz bize negatif bir cevap verirse başımız gözümüz üzerine. Ama diğerlerine verdiği zaman onlar ne yapacaklar. Kılıçdaroğlu yüzde 40’ın altında alırsam bırakacağım dedi. 26 aldı. Bıraktı mı, bırakmadı. Bu zat dürüst değil. Bahçeli 16,17 yıldır partinin başında. Bir kere birinci parti olamadı. Biz 6,7 aylıkken birinci parti olduk. Yine birinci parti olacağız. Bu milletin yaptıklarımıza karşı takdirini gösteriyor. Siz millete bir şey yaparsanız millet sizi ödüllendirir. Ama millete zulüm ederseniz bu millet sizi sırtında taşımaya mecbur değil. Bakın seçime gidiyoruz hiç seçim ekonomisi asla yapmayız. Biz seçim ekonomisi yaparsak bunun sıkıntısını fakir fukara garip guraba vatandaşım çeker. Pazar günü yaptığımız mitingde İstanbul tarih yazdı. 2 milyonu aşkın insan gelip buluştu. Bu bir sevdadır, bu bir aşktır. İstanbul Türkiye’nin özetidir. İstanbul bir mesaj veriyor. Şu anda üç büyük şehirde de adaylarımız başa oynuyor. Kamuoyu araştırmaları çok çok olumlu. Millet bunu gösteriyor. İzmir, orada yaptığım mitingde de gördüm. Ankara ha keza. Bunların hepsi bir şey gösteriyor. Bu bir yerel seçim değil aslında. Bu bir genel seçim havasına girdi. Ahlaki olmayan bir hava nedeniyle oldu bu. Şimdi millet bunu bir genel seçime dönüştürdü. Bu anlayış milletimiz ve bizim şahsımızla da bütünleşti.”T24
'Bizim Milletimiz Diktatörlere Bu Kadar Sevdalı mı?
30 Mart sonrası parti grubunda konuşan Başbakan Erdoğan 'Herşeyi unutmamızı bekliyorlar. Beyler biz boynumuzu yere eğmiyoruz ve eğmeyeceğiz' dedi. 30 Mart yerel seçimleri için yoğun bir çalışma yürüten Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasında çok sert mesajlar veren Erdoğan, yolsuzlukla mücadelede kimsenin gözünün yaşına bakmayacaklarını belirtti. 'Paralel yapının uluslararası arenadaki bağlantılarını ortaya dökeceğiz' diyen Erdoğan 'İlk ziyaretimizi kardeş ülke Azerbaycan'a yaptık. Güncel konuların yanında paralel yapıyı da ele aldık. Uluslararası platformda bu mesele gündemizde olacak. Hukuk dışı ekeonomik faaliyetlerini de ele alacağız. Memur işçi esnaf iş adamlarından sadaka zekat himmet adı altında kayıtsız toplanan ve harcanan paraların da kimi zaman tehdit ve şantajla toplanan harçların da hesabı tek tek sorulacak' dedi. Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları; Bugün yeniden çalışmalarına başlayan TBMM’ye, siz değerli milletvekillerimize başarılar diliyor, ülkemiz için hayırlı neticeler doğurmasını temenni ediyorum. Cuma günü Cidde şehrinde hayata gözlerini yuman aksiyon insanı Muhammed Kutub’a Allah’tan rahmet diliyorum. Ağabeyi Seyid Kutub idam edilirken, Muhammed Kutub kurtulmuş ama tüm hayatını sürgünde geçirmişti. Ölümünden daha iki gün öcne oğluna vasiyetinde, bizler için “Tayyip beyi arayın onlara tebriklerimizi iletin” diyecek kadar bu işin hassasiyetini yaşayan bir insandı. Kendilerine tekrar Allah’tan rahmet diliyorum. Tüm ailesine sabırlar diliyorum. 'EN BÜYÜK TEŞEKKÜRÜ MİLLETİMİZ HAK EDİYOR' 30 Mart seçimlerini geride bıraktık. 13 yılda girdiğimiz 8’nci seçimi de tartışmasız bir zaferle kazandık. 30 Mart akşamı bu zaferde emeği olan herkese ve her kesime teşekkürlerimi iletmiştim. Teşkilatımızın her bir mensubuna bir kez daha teşekkür ediyorum. 30 Mart sabahından itibaren sandık namustur diyerek oylara sahip çıkan, her türlü hileden uzak duran, her türlü hileyi de cesaretle engelleyen sandık müşahitlerimize özellikle teşekkür ediyorum. En büyük teşekkürü aziz milletimiz hak ediyor. İradesine bayrağına istiklaline demokrasiye sahip çıkan, istiklal mücadelesi ruhuyla sandığa giden, sandık yoluyla yönetime el koyan aziz milletimize çok çok teşekkür ediyorum. 'ZAFERİMİZİN MİMARLARIDIR ' Yurt içinde ve yurt dışında günlerce haftalarca yeni Türkiye’nin istiklal mücadelesinin zaferle sona ermesi için dua eden kardeşlerimize şükranlarımızı sunuyorum. Hiç kuşkusuz bu salonda bulunan arkadaşlarımın tamamı, milletvekillerimizin zaferimizin mimarlarıdır. Bu büyük zaferin sizin zaferiniz olduğunu bir kez daha vurguluyor, şükranlarımı ifade ediyorum. Çok zorlu bir seçim sürecinden geçtik. Demokrasi tarihinin en meşakkatli seçimini yaşadık. Büyük Türkiye'den rahatsız olanların kirli ittifak yaptıkları çok kirli ahlak ve edep dışı kampanya yürüttükleri seçim sürecine şahit olduk. Gezi olaylarından başlayarak demokrasi siyasetin istikrar huzur ortamı ve çözüm sürecinin ekonomi ve dış politikanın büyüyen türkiyenin acımasızca hedef alındığını gördük. Hedef hükümetimizden AK Parti'den çok Türkiye idi. Türkiye'nin birliği ve hedefleriydi. Her yöntemi kullandılar. Sokak hareketlerini vandalllığı faşizmi ırkçılığı en azami şekilde kullandılar. 'DAĞA MESAJ GÖNDERENLER OLDU' İnançları mezhepleri acımasızca istismar ettiler. Uluslararası platformlarda ülkenin imajını karalamaktan tutun yatak odalarına kadar insanların mahremini görüntülemeye kadar her yöntemi denedilr. Bunları asla ve asla unutmayacağız. Bu mümkün değil. Birileri gittiler terör örgütünü silahlı eyleme teşvik ettiler. Dağa mesaj gönderenler oldu. Silahları elinize alın orduya saldırın diye mesaj gönderenler oldu. Ankara İstanbul ve Hatay'da eli kanlı örgütleri sokağa dökmek için her tür tahriki yaptılar. Uluslararası platformda ne kadar Türkiye karşıtı odak varsa onlarla işbirliği yapacak kadar alçaldılar. Ekonomiyi durdurmaya çalıştılar. Yatırımcıya Türkiye'ye gelmeyin dediler. Türkiye haklı olarak uçak düşürdüğünde saldırganların yanında saf tuttular. Yardım malzemesi götüren TIR2ların önünü kesecek kadar büyük bir ihanetin içinde yer aldılar. 'TELEFONLARI HUKUKSUZCA DİNLEDİLER' Dışişleri bakanı MİT Müsteşarı Genel Kurmay 2. Başkanının görüşmesini kaydettiler servis ettiler. Binlerce kişinin telefonunu hukuksuzca dinlediler. Mahrem görüntüleri ahlaksızca yayınladılar. Ben gazeteciyim diye ortaya çıkanlar devletin en gizli sırları üzerinden mahrem görüşmeler üzerinden ahlaksızca yorum ve yayın yaptılar. 'AHLAKSIZLIĞIN HER ÇEŞİDİNİ SERGİLEDİLER' İnsanların aile yaşantısını kurtlar sofrasına meze yaptılar. Ellerine ne geçtiyse üzerimize fırlattılar. Bir süre sonra fırlatacak bir şey bulamayınca kendi şereflerini namuslarını gözden çıkarıp onları bile fırlatmayı göze aldılar. İnsanların vefat etmiş annelerine hakaretten tutun milletin tamamını aşağılamaya kadar ahlaksızlığın alçaklığın her çeşidini sergilediler. Anketlerle manipülasyon yaptılar. Seçimde hile yapılacak diye şayia yaydılar. 30 Mart'tan itibaren postal giymiş haber ajanslarını da kullanarak insanları sokağa düşürmeye çalıştılar. Kendi yenilgilerini konuşmak yerine hile iddiaları üzerinden sokakları kan gölüne çevirmenin hesabını yaptılar. 'BUNLARI UNUTMAYACAĞIZ' Bunları asla unutmayacağız. Siyaset ve demokrasi tarihi bu ihaneti bu alçaklığı asla unutmayacak. O atılan manşetleri unutmadık unutmayacağız. Sütunların köşelerin vahşilerin elindeki mızrak gibi nasıl kullanıldığını asla unutmayacağız. Muhalefet partilerinin hainlerle işbirliğini asla unutmayacağız. 'BOYNUMUZU YERE EĞMİYORUZ' Utanmadan sıkılmadan kendi arzu ettikleri gibi balkon konuşması yapmamızı istedileri. Bunu beklediler. Bütün yapılanları sineye çekecektik hakaretleri yutacaktık. O ahlaksızca saldırıların üzerine çizgi çekecektik güya. Bir balkon konuşmasıyla herşeyi unutacak ve yolumuza devam edecektik. Bizden boynumuzu yere eğmemizi bekliyorlar. Herşeyi unutmamızı bekliyorlar. Beyler biz boynumuzu yere eğmiyoruz ve eğmeyeceğiz. 'BU ALÇAKLIĞI SİNEYE ÇEKMEYECEĞİZ' Biz bu alçaklığı sineye çekmedik çekmeyeceğiz. Kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak. Casusluk alçaklık ve edepsizlik asla karşılıksız kalmayacak. 30 Mart çok ama çok önemlidir. 27 Mayıs'ta başlayan silahların gölgesinde siyasetin son bulduğu tarihtir. Vesayet defterinin dürüldüğü tarihtir. Kibir abidelerinin yıkıldığı tarihtir. Bir mürebbiye edasıyla kendini beğenmişlikle parmaklarını millete sallayan imtiyazlı çevrelerin ebediyen kaybettiği bir tarihtir. 'ÇIKSINLAR BALKONDAN ÖZÜR DİLESİNLER' Eğer bir balkon konuşması yapılacaksa buyursun CHP yapsın MHP yapsın. Eğer bir balkon konuşması yapılacaksa BDP yapsın. Çıksınlar balkondan özür dilesinler. İşte daha bu sabah MHP'nin genel başkanı çıkmış hala adeta ağzından salyalar akarcasına hakaret ediyor. Bir yılı aştı isimlerini ağzına almadım. Seçim kampanyasında zaman zaman anmak durumunda kaldım. Demek ki bunların anladığı dil o değilmiş. Bunlar başka dilden anlıyor. Akıllarının anlayacağı şekilde hitap etmek zorundayız demek ki. Bunlara da böyle yapacağız. Çıksınlar balkona ahlak dışı siyasetleriyle nasıl kaybettiklerini anlatsınlar. 'BİZE SANDIKTA ALINAN NETİCE YARAŞIR' Yandaşları diyor ki Erdoğan yüzde 55 niye alamadı. 55'e karşı kendini izah etmek zorunda diyorlar. Bize bunu diyenler genel müdüre neden yüzde 73 alamadın onu izah et desinler. Diğerine de sen niye 85'i almadın bunu izah etsene niye demiyorlar. Bize akıl vermeye kalkıyorlar. Sizin bu kadar aklınız varsa bunu kendinize saklayın. Biz milletin bize ne dediğine bakıyoruz. Millet bize ne diyor? 'Yürü biz sizin arkanızdayız' diyor... Ne diyor? Yürüyeceksin millet yürüyecek arkandan diyor... Biz de şu anda yürüyoruz. 77 milyonun tamamını kucaklama gayreti içinde olduk. Biz balkon konuşmasını milletin diliyle sandıkta yaptık. Bize de sandıkta alınan netice yaraşır. 'HARİTAYI GÖZ ÖNÜNE GETİRİN' Yürekleri yetiyorsa CHP, MHP, BDP çıksınlar AK Parti gibi bir konuşma yapsınlar. Haritayı göz önüne getirin. Bakıyorsunuz ki ana muhalefet partisi belli kıyı şeridinde kalmış. Kumsalların partisi bile değil. MHP ise noktasal. Sivastan bu yana bazı yerlerde var. Ötesinde yok aramayın. Diğerine bakıyorsun Güneydoğu Anadolu'nun belli yerlerinde var. Ama Ak Parti Türkiye'nin tamamında var. 'NEREDE BU MUHALEFET?' Şimdi millet ne bekliyor? Muhalefet partilerinden bir balkon konuşması bekliyor. Nerede bu muhalefet? Gören var mı? CHP'nin genel müdürü derin sessizlik içinde. Grup konuşmasında konuşurlar. MHP Genel Başkanı seçim gecesi sabaha karşı göründü o andan beri ses seda yok. Bunlar kendilerini sorguya çekmezler. Oturdukları sıcak koltukları defalarca başarısız olmalarına rağmen ehline teslim etmezler. 'ONLARDA BÖYLE BİR KÜLTÜR VE AHLAK YOK' Utanmadan sıkılmadan hala bize diktatör diyor. Bizim milletimiz diktatörlere bu kadar sevdalı mı ya? Nasıl oluyor da gelip bu kadar iştiyakla aşkla partimizin peşinde bütünleşiyor. Bize diktatör diyen kalemlerin koltuğa gömülenlere bir çift sözü yok mu? İlkelerini ideallerini hatta arkadaşlarını satıp CHP'ye oy vereceğim diye ilan edenler acaba CHP'den hesap soracak mı? Soramazlar çünkü onlarda böyle bir kültür ve ahlak yok. 'HALKIMIZ PARALEL YAPIYLA MÜCADELE TALİMATI VERDİ' Onlar ne yaparsa yapsın biz bu ülkede demokrasiyi kuvvetlendirmeye devam edeceğiz. Yüzde 45 buçuk oy almamıza rağmen sandıkta verilen mesajı iyi okumanın gayreti içinde olacağız. Aziz milletimiz 17 ve 25 aralık darbe girişimini gördü. Geiz olaylarını gördü. Engin ferasetiyle iç yüzünü ve gerçek niyetlerini çok iyi anladı. Ancak milletimiz sabretti. Gezi olaylarında sabretti. 17 ve 25 Aralık darbeleri karşısında sabretti. Dişini sıktı tahammül etti. Allah'a hamdolsun tahriklere ve kirli kampanyalara rağmen millet sokağa çıkmadı. Saldırılara karşılık vermedi. Oyuna gelmedi tuzağa düşmedi. Millet sabırla 30 Mart'ı bekledi. Önce miting meydanlarında gövde gösterisi yaptı. Ardından sandıkta söyleyeceğini söyledi. Aziz milletin sandıkla verdiği mesajı çok iyi anladık. Ama bu mesajı CHP, MHP, BDP anlamadı. Millet bir kez daha bize güven oyu verdi. En önemlisi halkımız bize paralel yapıyla mücadele talimatını verdi. 'YARGI ÖNÜNDE HESAP VERECEKLER' Vatana ihaneti ajanlık faaliyetleri artık tescillenen Türkiye'nin istiklaline kasteden bu yapının tasfiyesi için millet bize yetki verdi. Bu konuda tereddüt etmeyeceğiz. Paralel yapının yaptığı saldırıları devletin gizli görüşmelerini kaydetmesini şahsıma aileme ve arkadaşlarıma yaptığı haksızlıkları asla sineye çekmeyeceğiz. Hukuk ve demokrasiden taviz vermeyeceğiz. Yargı önünde hesap verecekler. Kendi paralel yargıları önünde değil milletin yargısı önünde hesap verecekler. 'HARÇLARIN DA HESABI SORULACAK' Paralel yapının uluslararası arenadaki bağlantılarını ortaya dökeceğiz. İlk ziyaretimizi kardeş ülke Azerbaycan'a yaptık. Güncel konuların yanında paralel yapıyı da ele aldık. Uluslararası platformda bu mesele gündemizde olacak. Hukuk dışı ekeonomik faaliyetlerini de ele alacağız. Memur işçi esnaf iş adamlarından sadaka zekat himmet adı altında kayıtsız toplanan ve harcanan paraların da kimi zaman tehdit ve şantajla toplanan harçların da hesabı tek tek sorulacak. Halkımıza çağrı yapıyorum. Bu paralel yapının kayıtsız para toplamasına artık müsamaha göstermeyin. Elinizdeki bilgileri de lütfen bizlerle paylaşın diyorum. Unutmayın namussuzlar kadar namuslular cesur olmadıkça başarıyı elde edemeyiz. 'BİZ DE ALDATILDIK' Tehdit altındaki herkes kendisine şantaj yapılan herkes hiç korkmadan bizimle bunları paylaşsın. Artık hiç kimsenin endişesi olmasın. Bu paralel yapının tehdit ve şantajlarına kimse boyun eğmesin. Paralel yapının mensubu kardeşlerime de çağrı yapıyorum. Bunların nasıl bir ihanetin içinde olduğunu yapının içindeki kardeşelrim de gördüler. Paralel yapı içindekilerin ciddi bir aldatılmışlık duygusunda olduğunu biliyorum. Bu yapı çok ciddi itikadı sorunları ihtiva eden bir yapıdır. Örgüt liderinin bir alim bir hoca değil bir holding patronu ve örgüt yöneticisi olduğu görülmüştür. Tabandaki kardeşlerin hayal kırıklığı yaşadığını biliyorum. Biz de aldatıldık. Kardeşleri tarafından kuyuya atılan Hazreti Yusuf'un hissiyatı içindeyiz. Biz de sırtımızdan hançerlendik. Tabanın da artık bizimle olmasını bekliyoruz. Bu zor günleri beraber aşabiliriz. 'YETİMİN MALINA UZATILAN ELİ KIRARIZ' 30 Mart'tan çıkan başka bir mesaj çözüm sürecinin muhafazası mesajıdır. Kardeşliğimizi daha da yüceltecek yeni reformlarla Türkiye'nin meselelerini tek tek çözüme kavuşturacağız. Yolsuzluklar konusunda kimsenin gözünün yaşına bakmayacağımızı ilan etmek istiyorum. Biz yola çıkarken 3 Y ile mücadele dedik. Biz bu mücadeleyi bu güne kadar başarıyla verdik. Süreç içinde varsa onların da üzerine gideriz. AK Parti yolsuzlukla mücadele etme kararlılığı ile başa gelmiştir. Samimi her iddiayı ciddiye alır ve üzerine gideriz. Yetimin malına uzatılan eli kırarız. 'BU TOKADI HALA HAZMEDEMEDİLER' Yolsuzluk klasörü önünde poz verdiğin kişiyi aday yaptın kazanacak sandın. Ne oldu millet senin yalanlarına inanmadı. İstanbul'da tarihi bir Osmanlı Tokadı'nı yediniz. Şimdi ne yapıyorlar? Arada 700 bin oy farkı var acaba İstanbul seçimini iptal ettirebilir miyiz diyorlar. Bu tokadı hala hazmedemediler. Her seçimde millet size bu türden bir adalet tokadı atmaya devam edecek. Paralel yapının algı operasyonlarına da göz yumacak değiliz. Her iddianın da incelenmesinden kaçınmayız. TBMM'nin iddiaları soruşturmasını bizzat iddiaların hedefi olan arkadaşlarımız istedi. Bu süreci tam bir hassasiyet içinde götüreceğiz gerçekleri ortaya çıkaracağız. YEREL SEÇİM SONUÇLARI AK Parti genel merkezinde veriler derlendi. Resmi olmayan sonuçlara göre analizler yapıldı. Gece geç saatlere kadar bu çalışma devam etti. AK Parti 2004 yerel seçimlerinden yüzde 41,7 oy almıştı. 2009 Yerel seçimlerinde yüzde 38 idi... 51 ildeki oy oranlarına göre 2014 yerel seçimlerinde oy oranımız yüzde 45,5 oldu. Geçerli 45 milyon oyun 20 milyon 540 binini AK Parti aldı. CHP yüzde 27,8 ile 12 milyon beş yüz bin oy aldı. MHP yüzde 15 ile 6 milyon 800 bin oy aldı. BDP de yüzde 4,2 ile yaklaşık 2 milyon oy aldı. 'MUHALEFET BU ŞEKİLDE KENDİNİ KANDIRABİLİR' Seçim sonuçlarını hazmedemeyenler AK Parti'nin yerel seçimdeki oy oranını genel seçimle karşılaştırmak gibi bir kurnazlığa giriyor. Muhalefet bu şekilde kendini kandırabilir. Yandaş kalemşörler de çarpıtabilir. Ancak yerel seçim yerel seçimle kıyaslanır. Elma armutla kıyaslanmaz. Ak Parti 2009 seçimlerine göre oy oranını 7 puan artırmış rekor seviyede oy almış 30 Mart seçimlerinin tartışmasız galibi olmuştur. CHP ve MHP oylarını topladığınızda AK Parti'ye yetişemediğini görürsünüz. Kazanılan belediyelere baktığınızda AK Parti rakiplerine açık ara fark atmıştır. Bunlar nasıl seçim değerlendirmesi yapıyor. Sosyal değerlendirmeden psikolojiden anlamıyorlar. Bari 2 kere 2'nin 4 ettiğini anlayın. Zorla beş yapmaya çalışıyorlar. 'EGE'DE DAHA ÇOK ÇALIŞMA LAZIM' AK Parti 81 vilayetin 48'inde birinci partidir. 29'unda 2. partidir. Sadece 4'ünde 3. parti olmuştur. Boş yok muhakkak her yerde derece var. 7 coğrafi bölgenin altısında birinci parti olduk. Sadece Ege'de 1 500 oy farkıyla ikinci olduk. Daha önce 7'de 7 idi bu sefer Ege'de ikinciyiz. Ege'de daha çok çalışmak lazım. En başarılı dört ilimiz Rize yüzde 68 ile birinci... Konya yüzde 64 oy oranıyla ikinci sırada... Şanlıurfa ve Malatya yüzde 62 ile 3 ve 4. sırayı paylaşıyor. 'AY SONUNDA KONYA VE KAYSERİ'YE GİDECEĞİZ' Kayseri'ye ve Konya'ya ses kısıklığım sebebiyle gidemedim. Arkadaşlarımız benim yerime katıldılar. Bu ay sonu itibariyle Konya ve Kayseri'ye gideceğiz. Orada da teşekkür mitinglerimizi başlatacağız. 'TRABZON'UN HAYRAT İLÇESİ BİRİNCİ OLDU' En yüksek ilçeleri de unutamam. Trabzon'un Hayrat ilçesi yüzde 83 ile en yüksek ilçe oldu. Rize'nin Güneysu ilçesi yüzde 81 ile ikinci sırada... Sırasıyla Konya Karatay, Nevşehir Acıgöl, Rize İyidere, Karaman Başyayla, Şanlıurfa Haliliye, Malatya Pötürge en çok AK Parti'ye mühür basan ilçelerimiz oldu. Bu sekiz ilçemizi özellikle tebrik ediyorum. AK Parti'nin oyları sadece yedi ilde küçük düşüşler kaydetmiş geride kalan 74 ilde AK Parti oyları artmıştır. AK Parti oyları hiçbir ilde yüzde 10'un altına düşmedi. Sadece Tunceli'de yüzde 20'nin altında olmuştur. CHP 26 ilde yüzde 5'in altında kalmıştır. Hali ortada. MHP 16 ilde yüzde 5'in altında kalmıştır. Konuşuyor. Milleti kucaklayan diyor. Milleti nasıl kucaklıyorsunuz siz? Demek ki siz milletle kucaklaşamadınız. Zaten el öptürmekten yanına kimse yaklaşamıyor ki. Durum ortada. BDP 62 ilde yüzde 5'in altında kaldı. AK Parti kurulduğu günden itibaren girdiği sekizinci seçimde de milletin partisi olduğunu göstermiştir. 'YALAN SÖYLEMEKLE SEÇİM KAZANILMAZ' Türkiye haritası üzerinde CHP MHP BDP belli bölgelerde kısmi varlık gösterirken AK Parti yedi coğrafi bölgede varlık gösteren tek parti olmuştur. Biz rakamlarla oranlarla kıyaslarla konuşuyoruz. CHP seçimin üzerinden 10 gün geçmesine rağmen millete hesap vermemiştir. 10 gündür CHP'nin MHP'li ANkara adayı insanları sokağa dökerek hezimeti gölgelemeye çalışıyor. Eski alışkanlıklar devam ediyor. Yenilgiyi hazmetmek başarısızlığı kabullenmek gerek. Hile var diye iftira atmakla yalan söylemekle seçim kazanılmaz. 'KİMİN HİLE YAPTIĞI ORTADA' Pensilvanya'nın medyasına ajansların sırtını dayayarak insanları sokağa dökmekle seçim hiç kazanılmaz. Herkes dürüst olacak. Sonuçları kabul edecek milletin takdirine boyun eğecek. Ankara'da hile var dediler sandıklar sayıldı AK Parti'nin oyları arttı. Kimin hile yaptığı ortada. Seçim sonuçları üzerinde ayrıntılı analizlere devam edeceğiz. Kendimizi sorguya çekecek nerede hata yaptığımızı göreceğiz. Başarılı olan illerde de oyumuzu artırmak için neler gerektiğini oturup düşüneceğiz. Başarılı olmak için vaatleri yerine getirmek için takipçi olacağız. Genelde ve yerelde her seçimde kendimize ait rekoru aşıyor daha çok insanımızı kucaklıyoruz. Meydanlarda bizim dışımızdaki partiler ne ortaya proje koydular ne plan ortaya koydular sadece takiyye iftira yalan... Biz ayrıştırıcı olmadık olmayacağız. Nefretin kutuplaşmanın dilini asla kullanmadık kullanmayacağız. Milleti kucaklamaya devam edeceğiz. Demokrasiyi özgürlükleri koruyarak Türkiye ve kardeşliği büyüteceğiz. Hiç kimse ama hiç kimse umutsuz olmasın. Hüzün ve yeis içinde olmasın. Kazanan Türkiye olmuştur. 30 Mart'ta ihanet gereken cevabı almıştır. Ahlak dışı siyaset kaybetmiştir. 30 Mart'ta büyük Türkiye kazanmıştır. İstiklal ve istikbal mücadelesi sarsılmaz bir zafer elde etmiştir. 'TÜRKİYE'NİN İMAJINI YARALAMAK İÇİN GAYRET GÖSTERDİLER' Saldırılara rağmen ekonomi sarsılmaz şekilde devam ediyor. MHP'nin genel başkanı çıkmış seçim esnasında işçi ne yapıyor memur ne yapıyor sanayide durum vesaire ile bizi eleştirmeye kalkıyor. Türkiye'nin büyüme hızından bi haber... Üretimdeki artıştan bihaber... Haberleri bile yok. Türkiye ekonomisi 2013'ün tamamında yüzde 4 büyüme kaydetti. Kesin netice milli gelirimiz 820 milyar dolara ulaştı. Bu bir rekor. Adamlar bunu dahi görmüyor. Muhalefetin ve paralel yapının tahriklerine rağmen dış politikada kararlı duruşumuz sarsılmadı. Birileri Türkiye'nin AB nezdinde imajını yaralamak için gayret gösterdi. AB'nin demokasiye yapılan ahlak dışı saldırıları göreceğine ben de inanıyorum. Twitter youtube facebook gibi uluslararası şirketlerin sonderece kuralsız biçimde saldırılarda araç olarak kullanıldığını herkes gördü. Biz özgrülükleri kısıtlayacak bir yaklaşımın içinde olmayız.haberler.com
'İranlı Şarlatan Erdoğan ile Selfiye Pozu Vermiş midir?'
Devlet Bahçeli, 'Mustafa Kemal’e ayyaş diyen, katliamcı yaftası vurma teşebbüsünde bulunan birisinden Gazi eminine liyakatlı davranması beklenemez' dedi 17 Aralık operasyonu kapsamında tutuklanan, 40 gün cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilen İranlı iş adamı Reza Zarrab 'ın A Haber'de canlı yayına katılması ve Sabah gazetesine konuşmasını eleştiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'İranlı şarlatan medyaya çıkmadan önce Kısıklı'da Başbakan’la prova yapmış, Erdoğan'la selfiye pozu vermiş midir?' dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. İşte Bahçeli’nin konuşmasından satır başları: TBMM’nin açılmasıyla milletimiz inisiyatifi ele almıştır. Bu tarihi hamle ve heyecanla egemenlik şahısların elinden çıkarak tümüyle millete geçmiştir. İlk Meclis geçmişi ve geleceği buluşturmuştur. Meclis’in açılması istiklal mücadelemizin haklılığına anlam kazandırmıştır. TBMM karanlık tabloya rağmen açık kalmıştır. Müzakereler, görüşmeler inançla devam ettirilmiştir. Bizim yeniye değil yeni üzerine gölgelenenlerden kurtuluşa ihtiyaç vardır. Yeni diye geçmişi silip atmaya kalkışan aktörlerin varlığıdır mühim olan. Yeni Türkiye hezeyanlarını ilk Meclis’in aziz hatırlarını inkardır. Yeni Türkiye içimizdeki yabancı beslemelerinin icadıdır. Sakarya’da Dumlupınar’da başı ezilen düşmanların son kez dirilişidir. Bir devleti yenilemek bir şey yeni devlet tantanasını ayarı bozuk düdük gibi öttürmek başka bir şeydir. Başbakan’ın yeni Türkiyesi TC’ye ölüm fermanı hazırlama ahlaksızlığıdır. 94 yıl önce açılan bu Meclis eserinden gayri milli projeleri için kendine malzeme toplamaya çalışacaktır. Dönemin şartları gereği açıklanan bazı düşünceleri çarpıtarak kendi sinsi planlarına paravan yapacaktır. Başbakan kararmış vicdanını gözden geçirsin Fes takan kalpak ile sarık giyen yan yanadır ilk Meclis’te fikirler farklı olsa da. Hepsi vatanseverdir ve kurtuluşa inanmış faziletli isimlerdir. Milli ve manevi değerlerle ilgili yaklaşımları hemen hemen örtüşmektedir. İlk Meclis’in saygın yapısında bölücülük için bahane arayan Başbakan önce millet nedir sorusuna cevap aramalıdır. Devlet kuran, vatan kuran iradeye saygı duymadan TC ilkelerine nankörlük yapmak suç ve ihanettir. Başbakan yeni bir şey arıyorsa önce kararmış vicdanını gözden geçirmelidir. Türkiye Cumhuriyeti hem yeni hem de tarih kadar eskidir Bizim eski diye vazgeçeceğimiz bir şey yoktur. Yeni diye maceraya atılıp geçmişin üzerine sünger çekmek düşüncemiz yoktur. TC hem yenidir hem de tarih kadar eskidir. Osmanlı’dan Cumhuriyete kadar tüm yaşanmışlıklar bize aittir. Yeni Türkiye diyenler önce kendi kirlerini temizlemelidir. Osmanlı’dan kopuş değil bilakis dünü tamamlayan hukukun üstünlüğüne göre teşkilatlanmış milli ve üniter bir devlet modelidir. Yeni Türkiye tarihe ve millete acımasızca bir saldırıdır. Milletin istiklali karşısında en ciddi duvar kendi peşi sıra gidenlerdir. TBMM’ye sahip çıkacağız Milli emanetlere ve TBMM’ye sonuna kadar sahip çıkacağız. Türkiye’miz iyi yolda, iyi durumda değildir. Sanki el birliği yapılmışçasına dirliğimiz hedef alınmaktadır. Akıl, izan, insaf ve sağduyudan yoksun kuru bir kalabalık milletimizin huzurundan çalmaktadır. İstikrar mumla aranmaktadır. Türkiye samimiyet fukarası, halk yoksunu bir iktidarın tahakkümü altındadır. Bu gidişat hayra alamet değildir. Ülke manzarası iç açıcı olmadığı gibi yakın vadede de bir çok sıkıntının belireceğini göstermektedir. Yaz sıcak geçecek Yaz mevsimi gerek iklim şartları gerek siyasi nedenlerden dolayı oldukça sıcak geçecektir. Cumhurbaşkanı seçim takvimi Haziran ayı sonundan itibaren işlemeye başlayacaktır. Türkiye’de sanki cumhurbaşkanı değil AKP’ye genel başkan seçilecektir. 10 Ağustos’ta sanırsınız ki AKP’nin kurultayı seçilecektir. Sanki seçime 110 gün kala sandıklar kurulmuş, oylar verilmiş, seçim belli olmuştur. AKP cumhurbaşkanlığını tekeline almış, üzerine kapanmış mızmızlanarak kimseye yar etmem demeye getirmiştir. Demokrasilerde hiçbir seçimin sonucu baştan belli değildir. Cumhurbaşkanı AKP’nin karanlık odaları değil Türk milleti karar verecektir. Saray soytarılığı yapanların milli iradeye saygısız davrandıklarını bilmesi lazım. Cumhurbaşkanlığını çantada keklik sanan ahmakların da insan içine çıkamayacakları günler yakındır. Şu sıralar Gül, sürpriz üzerine sürpriz yaşamıştır. Anlaşılan Erdoğan cumhurbaşkanlığına çok isteklidir. Ne var ki kardeşim dediği, kader ortaklığı yaptığı Gül’ü de havuz medyası, yandaş kalemler vasıtasıyla rencide etmeye başlamıştır. AKP kaynaklı etkili bir blokaj yapılıyor Gül’e. Erdoğan kararını vermiştir, prosedür gereği etrafına danışmıştır. Kardeşine çelme takıyor Başbakan kardeşine oyun oynamakta, ayağına çelme takmaktadır. Hele ki terleyen, koşan aktif cumhurbaşkanından bahsetmesi seçilmesi hâklinde yetkilerini tam olarak kullanacağını iddia etmesi Gül’ü rencide eden ve başarısızlığını rumuzlu sözlerle yüzüne vuran çirkin söylemlerdir. Brütüslüğü dört ayaklı koltuk uğruna kadim arkadaşına da reva görmüştür. Başbakan kararını vermiştir vermesine ama AKP’nin başına kimin geleceğini, Başbakanlık makamına hangi ismin layık olduğunu henüz netleştirememiştir. Bu konuda parti içinde de uyum sağlanamamış. Gül sözleriyle gönlünden cumhurbaşkanlığı geçtiğini gösteriyor Başbakan erken davranmakta, planladığı yurtdışı seyahatleriyle Köşk’e aday olduğunu işaretlerini veriyor. Gül’ün Kütahya’da söylediği sözler bir yönüyle gönlünden cumhurbaşkanlığı geçtiğini göstermektedir. Fakat Başbakan’ın cumhurbaşkanlığına adaylığına sımsıkı sarılması, ben olacağım kimseye yedirmem göndermeleri Gül’ü sancılı bir duruma sokmuştur. Başbakan boşuna hayal kuruyor Başbakan boşuna hayal kurmaktadır. 12. Cumhurbaşkanı Erdoğan olmayacaktır. TC’ye ve Türk milletinin birliğine nefret duyan hastalıklı bir ruhtan cumhurbaşkanı nasıl çıkacaktır. Başbakan cumhurbaşkanı olursa sadece ve sadece bir yetkisini adam gibi kullanacaktır. Hastalık, sakatlık gibi nedenlerden tutukluların çıkması. Burada amaç işi İmralı canisine kadar götürmektir. TBMM önünde edeceği yemin. 12 Cumhurbaşkanı özetle devletin bağımsızlığı üzerine, anayasa ve hukukun üstünlüğü üzerine görevini layıkıyla yapmak üzere ant içecektir. Herkes kalbinin ve aklının sesini dinleyerek itiraf etsin. Erdoğan’a bu yemin yakışmakta mıdır? Hadi yakıştı diyelim. Hadi bu yemini etti kabul edelim. Bu yemine sadık kalacağını yandaş ve yağcılar dışında kim garanti edecektir. Başbakan hangi yeminini tuttu da bu doğru olacak. Mustafa Kemal’e ayyaş diyen… Geçmişinde akçeli işlere bulaşmamış biri bulunmalı. Rüşvete elini kaptırmış birisi Çankaya’nın yolunu çıkamaz. Mustafa Kemal’e ayyaş diyen, katliamcı yaftası vurma teşebbüsünde bulunan birisinden Gazi eminine liyakatlı davranması beklenemez. Erdoğan’dan eş başkan olur ve olmuştur, maalesef ki başbakan da olmuş ve olmuştur. Fakat cumhurbaşkanı olamaz ve olmayacaktır. Türk milleti kendisine ancak Başbakanlığı rıza görmüştür. Bundan sonra oturacağı tek sandalye Yüce Divan’da oturacağı sanık sandalyesidir. Gül tufaya geldi MHP günü ve saati geldiğinde cumhurbaşkanlığına yakışacak Türk milletinin güzide bir evladını Türk milletine takdim edecektir. Vatan ve millet konularından en küçül şaibesi olmayan herkesin aradığım buydu diyebileceği değerli bir arkadaşım aday olacaktır. Erdoğan tüm hesaplarını başkan olmaya göre yapmış. Geçtiğimiz günlerde Türk milletinin başkanını seçeceğini söylemiştir. Kafasında cumhurbaşkanlığına giden yol haritasını çoktan belirlemiştir. Cumhurbaşkanı Gül tufaya gelerek kardeş kazığı yemiştir. İranlı şarlatan medyaya çıkmadan önce Kısıklı'da Başbakan’la prova yapmış, Erdoğan'la selfiye pozu vermiş midir? T24