Görüş Bildir
Haberler
Meclis Kuruluşunun 95'inci Yıldönümünde Toplandı

Meclis Kuruluşunun 95'inci Yıldönümünde Toplandı

FreiGeist
23.04.2015 - 16:12

Türkiye Büyük Millet Meclisi kuruluşunun 95’inci yıldönümü nedeniyle özel olarak toplandı.

Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in başkanlığındaki oturumda Başbakan Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli konuştu.  HDP adına ise Grup Başkanvekili İdris Baluken söz aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan özel oturumu Genel Kurul’daki Şeref Locası’ndan izledi.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan genel kurulu salonuna geldiği sırada sadece AKP’li milletvekilleri tarafından alkışlanırken CHP’li, MHP’li ve HDP’li milletvekillerinin alkışlamaması dikkat çekti.

Meclis’teki bu toplantının bir diğer özelliği ise, 7 Haziran’da yapılacak genel seçimler önce partilerin seçim listelerine giren ve giremeyen adayların Meclis çatısı altında son kez karşılaşmaları oldu.

Ermeni diasporası karalama kampanyası yürütüyor

Ermeni diasporası karalama kampanyası yürütüyor

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Meclis’in 95’inci yaşı dolayısıyla TBMM Genel Kurulu’nda düzenlenen 23 Nisan Özel Oturumu’nda hitap etti.

1915 Olayları ile ilgili konuşan Çiçek, “Ölenlerin hangi etnik kökenden olduğunun önemi yok. Ermeniler bizim tarihimizde, kültürümüzde çok önemli bir yere sahiptir. 20 milyon içinden sadece bir etnik kökene mensup olanları yücelterek diğer milyonları göz ardı ederek ayrımcılık yapılması doğru değildir. Bundan böyle herkes bilmelidir ki özellikle de yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza onların çocuklarına bu kararlar ve bu söylemler sebebiyle okullarda, sokaklarda ve iş yerlerinde bir ayrımcılık yapılır ise nefret söylemleri giderek artacak ise o takdirde bu sorumluluk bu kararı alan, bu söylemde bulunanlara aittir” dedi.

1915 Olayları için soykırım diyenleri eleştiren Çiçek, “Şunu iyi bilmeli ve her zaman hatırda tutmalıyız ki ülkemize, milletimize yönelik oyunlar, saldırılar, kurulan tuzaklar bitmemiştir. Bundan sonra da bitmeyecektir. Değişik adlarla, değişik senaryolarla bugün de devam etmektedir. 

Son günlerde bazı şahısların ve bazı parlamentoların Ermeni Diasporası’nın ve arkasındaki güçlerin milletimize karşı yürüttükleri bir iftira ve karalama kampanyasına şahit oluyoruz. Tek yanlı, ön yargılı, tarihi gerçeklikten ve objektiflikten uzak bu söylem yok hükmünde kararlarla tezgah kurulmaktadır. 

Bu yüce çatı altında Meclis Başkanı olarak belirtmek isterim ki 1915’te Ermeni çetecilerinin eline silahı tutuşturanlar, binlerce on binlerce masum Osmanlı vatandaşının kardeşlerimizin kanının akıtılmasını teşvik eden, tahrik eden her türlü desteği sağlayanlarla günümüzde ülkemizi kana bulayan, binlerce vatandaşımızın kanını akıtıp yüreğimizi dağlayan teröristlere silahı veren, eğiten, teşvik eden, her türlü desteği veren aynı adreslerdir. Aynı çevrelerdir. 40 yıldır kanlı terör eylemleriyle maddi ve manevi bize çok acı verdiler. Şimdi de sözde soykırım yalanlarıyla yeni bir saldırı başlattılar. Bunu iyi anlamamız lazım. Bu söylemlerde bulunanlar ve karar alanların bazıları bunların elleri tarihte kirlidir ve kanlıdır. Kirli ve kanlı ellerini bizim elbiselerimiz üzerinde temizleye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.

Burada olmak Türkiye'ye ait olmak demektir. Bu aidiyet dünyanın en şerefli aidiyetidir. İnsanımızın onurunu hak ve adalet alanında temsil etmektir. Bizler onurlu savaş sonunda özgürleştirilen vatanımızın asli sahibiyiz.

Cemil Çiçek'in ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu kürsüye geldi. Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı: 

'Bu çatı altında kimse imtiyaz sahibi değil. 23 Nisan birliğin, istiklalin, dayanışmanın günüdür. Bize düşen birlik ve beraberlik ruhunu yükseltmektir. TBMM daima milletin Meclis'i olarak kalacaktır. Bütün farklılıklarımızla bir ve beraberiz. Ülkemize yöneltilen iftiraları reddediyoruz.

23 Nisan günü çoğulcu karakterimizi en çok hissettiğimiz günlerden bir gündür. Milli egemenliğimizi temsil eden Meclis'imiz de vesayet altına alınmak istenmiştir. Defalarca darbelere maruz kalmıştır. Meclisi milletten esirgemek isteyenler olmuş, neticede hep milli irade tecelli olmuştur Bu vesileyle şehit Başbakan Adnan Menderes'i rahmet anıyorum.

Emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı nerede bir ses yükselirse onun yanında olacak, her türlü baskı ve zulme karşı da mazlumlarla birlikte hareket etmeye devam edeceğiz. Bütün vatandaşlarımızın dirliği için çalışıyoruz.'

Kılıçdaroğlu 'kuvvetler ayrılığı' vurgusu

Kılıçdaroğlu 'kuvvetler ayrılığı' vurgusu

Davutoğlu’nun ardından CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu kürsüye geldi. Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

Unutulmaması gereken gerçek şudur: Bu meclis milletin hukukunu içerde ve dışarıda müdafaa etmek üzere kuruldu ve bu meclis, hukukun üstünlüğüne inandığı içindir ki, bizi defalarca karanlığın içerisinden çekip, aydınlığa ulaştırmış bir meclistir. O nedenledir ki bu meclis milli egemenliğin sembolü olmuştur.

Milli egemenliğin önemini Mustafa Kemal Atatürk şöyle anlatır:

“Bu kadar acı tecrübeyi geçiren milletin, bundan sonra egemenliğini bir kişiye vermesi kesinlikle mümkün değildir. Milletimiz, hiç kimsenin iznine gerek görmeden milli egemenliğini almış ve kullanmıştır. Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar yok olur.”

Evet “bu kadar acı tecrübeyi geçiren bir milletin, bundan sonra egemenliğini bir kişiye vermesi kesinlikle mümkün değildir.”

Bu ülkede egemen olan millettir ve millet egemenliğini kurumlar aracılığıyla kullanır.

Yasama, yürütme ve yargı birbirinin karşıtı değil, çağdaş bir iş bölümü içerisinde çalışması gereken kurumlardır. Bu kurumlar, demokraside denge ve denetleme ağını oluştururlar. Güçler ayrılığı ilkesinin özü, demokrasiyi güçlendirmek ve milletin hakkını ve hukukunu güvence altına almaktır…

Ama maalesef bu konuda ciddi sorunlar yaşıyoruz. Örneğin; Anayasamızın 98. maddesi diyor ki, “Türkiye büyük millet meclisi soru, meclis araştırması, genel görüşme, gensoru ve meclis soruşturması yollarıyla denetleme yetkisini kullanır.”

24. dönemde sadece CHP milletvekillerinin verdikleri soru önergelerinden 11.436’sı yürütme organı tarafından cevaplanmıyorsa, burada ciddi bir sorunumuz var demektir. Hukuku göz ardı ediyoruz demektir. Yürütme organının yasama organını tanımaması demektir. Açıkça sormak istiyorum. Böyle bir tablo bu Meclisin saygınlığına gölge düşürmez mi?

Bizim yaklaşık 150 yıllık bir parlamenter demokrasi tarihimiz var. Parlamenter demokrasi, siyasal ve sosyal kültürümüzün parçasıdır. Ancak 12 Eylül darbe yasalarıyla parlamenter sistemimiz derin yaralar almıştır.

Darbe yasalarıyla; siyasal partiler lider sultasına bırakılmış, seçim barajları ile milli iradenin mecliste gerçek anlamda temsili engellenmiş, Bunun sonucu olarak Meclis, sağlıklı denetim yapamaz hale getirilmiştir.

Hele hele, kuvvetler ayrılığını ayak bağı gören bir anlayış demokrasimize de, Meclisin saygınlığına da gölge düşürmüştür. O kadar ki, Meclis’in bütçe hakkı bile kısıtlanmıştır. Bu manzara kabul edilemez. Türkiye üçüncü sınıf bir demokrasiye, layık bir ülke değildir.

12 Eylül darbe hukukunu değiştirip, kuvvetler ayrılığına dayanan parlamenter sistemi yeniden güçlendirmek zorundayız.

Bizim çocuklarımıza karşı bir borcumuz var. Daha güçlü, daha özgür, daha zengin bir Türkiye’yi onlara bırakmalıyız. Bu yüzden bu ülkeyi kuranlar, 23 Nisan gününü ulusal egemenlik ve çocuk bayramı ilan ettiler.

Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği, yaşanacak bir Türkiye umuduyla, Cumhuriyet Halk Partisi adına 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyor, Türkiye’yi kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmetle, minnetle ve şükranla anıyorum.”

İçeriğin Devamı Aşağıda

Bahçeli’den başkanlık sistemi eleştirisi

Bahçeli’den başkanlık sistemi eleştirisi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Başkanlık sistemi önerilerini eleştirdi ve bu girişimleri ’sivil darbe’ olarak tanımladı.

1915 olaylarına da değinen Bahçeli, “1915 olaylarına soykırım yaftası vuranlar bu vatana bir şey kazandırmadı, kazandırmayacaktır. Türk milleti mevcut şartlar altında gereğini yapmıştır” diye konuştu.

Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları şöyle: 

Sayın başkan, muhterem milletvekilleri. Çatısı altında görev yapmaktan gurur duyduğumuz Meclis'imizin 95. yılını kutlamak için biraradayız. Her şeyden önce şunu belirtmem gerekir ki Türkiye Cumhuriyeti Türk tarihinin tertemiz sayfasını açmıştır. 

Yepyeni bir diriliş ateşi böylece Türkiye'de ayağa kalkmıştır. Meclisimiz sevk ve idare merkezidir. İstikbalimizin vicdani sınırları burada çizilmiştir. Hayallerimizin rotası buradan tayin edilmiştir. TBMM hakkın adaletin demokrasiyle mühürlenmiş manevi sözleşmesidir. İstikbalimizin mayası Meclis'in içinden çalınmıştır. 

Türk vatanı 23 Nisan günü umuda kanatlanmıştır. Ya istikla ya ölüm düşüncesiyle yoluna şevkle devam etmiştir. 

Emperyalistler tarafından işgal edilen yurdumuz her şeyi ile sabitti. 1915 olaylarına soykırım yaftası vuranlar bu aziz vatana dün bir şehit kazandırmadı. 

İster tehcir de ister göç Türk milleti gereğini yapmış son 100 yılını teminat altına almıştır. Türkiye'nin çıkarılmasında tek güç tamamı tamamına Türk milletidir.

HDP; Kaymaz, Önkol ve Elvan’ı andı

HDP; Kaymaz, Önkol ve Elvan’ı andı

HDP eş başkanı Demirtaş adına Grup Başkanvekili İdris Baluken  sözlerine, “ Sayın başkan, Cumhurbaşkanı, milletvekilleri ve  sevgili çocuklar '  diyerek başladı.Uğur Kaymaz, Ceylan Önkol, Berkin Elvan'ı andı.

 Baluken, şunları söyledi:  '95 yıl önce halklar, ortak yaşam arzusuyla bir araya geldiler. Erzurum ve Sivas kongrelerinde, 1921 Anayasası'nda farklılıkları zenginlik olarak gören bir anlayış hakim oldu. 1921 ruhunun temsilcisi olan kurucu Meclis, il merkezlerine geniş yetkiler vererek yönetime katılma hakkını ortaya çıkardı.  Ne yazık ki çoğulcu anlayış yerine 1924'te merkeziyetçi ve çoğulcu bir anlayış geldi. Tek bir etnisiteyi ve inancı merkeze alan anlayış toplumsal çatışmaların yaşanmasına neden oldu.

Uzak ve yakın tarihimizde trajedilerin kaynağı haline gelen darbeler etkinliğini halen devam etmektedir. Anayasanın cuntacılar eseri olduğu, 33 yıl geçmesine rağmen sivil bir anayasa yapılmaması bir utanç kaynağıdır. Her türlü muhalefet dinamiğini Meclis dışında tutmak için oluşturulmuş olan yüzde 10 seçim barajı bir utanç kaynağıdır. Barajları, milli irade ve istikrar adına savunan partilerin olması bir utanç kaynağıdır. Basın özgürlüklerin dair hiçbir somut adım atılmadığı, farklı inanç ve kültürlerin yok sayıldığı, kadının eşit yurttaşlık hakkının tanınmadığı bir sistem işlemeye devam ediyor.' 

Özel oturum aynı zamanda 24. dönem milletvekillerinin katıldığı son Genel Kurul oturumu oldu.  Meclis Başkanı Çiçek oturumun sonunda  Meclis’e veda etti. “Hepinize ailelerinizle birlikte mutlu bir hayat diliyorum. Seçimden çıkacak sonuçların hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi. Çiçek, seçimlerden sonra yapılacak yemin törenine kadar Meclis’i kapattı.

Meclis’teki kutlamalar akşam da Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in ev sahipliğini yapacağı resepsiyonla sürecek.

DHA, AA ve Al Jazeera

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0