Al Pacino'nun Başrolünü Oynadığı Serpico Filmi'ne İlham Kaynağı Olan, Rozetini Satmayan Polis: Frank Serpico
Frank Serpico, 1970'li yıllarda görev yaptığı New York Polis Departmanı'nda vuku bulan rüşvet olaylarını, bu rüşvete taraf olan meslektaşlarını ve onlara göz yuman üstlerini teker teker deşifre ederek sistemin nasıl yozlaştığını gözler önüne sermiş, tüm dünyada rüşvet almayan polis olarak nam salmış, emekli bir polis memuru. İşte, 'Rozetini Satmayan Aynasız Frank Serpico'nun hikâyesi.
Frank Serpico (Tam adı Francisco Vincent Serpico), İtalyan göçmeni Vincenzo ve Maria Giovanna Serpico çiftinin en küçük çocukları olarak 14 Nisan 1936 tarihinde Birleşik Devletler'in Brooklyn kentinde dünyaya gelir.
Serpico, New York Polis Departmanı'nda görev yaptığı süre içerisinde birçok defa şahit olduğu rüşvetin, meslektaşları için artık hayatın olağan bir parçası haline geldiğini görür.
Gazetenin, Serpico'nun anlattıkları doğrultusunda yayınlamaya başladığı röportaj dizisi Amerikan Adli Makamları'nda şok etkisi yaratır.
3 Şubat 1971 tarihinde Serpico'nun da dahil olduğu New York Polis Teşkilatı'na bağlı bir narkotik ekibi, Brooklyn Wİilliamsburg'da yer alan Driggs Bulvarı üzerindeki 778 no'lu bir apartmanda uyuşturucu sevkiyatı yapıldığına dair ihbar alır ve olay yerine gider.
Serpico'ya, kaldırıldığı Greenpoint Hastanesi'nde ilk müdahale Türk Beyin ve Damar Cerrahı Dr. Zeki Uygur tarafından yapılır.
Serpico'nun: ''Hayatımı o Türk doktora borçluyum.'' diyerek duygularını ifade ettiği Türk Beyin Cerrahı Dr. Zeki Uygur, şüphesiz Serpico'nun Türk insanına olan sevgisini bir başka boyuta taşır.
Aynı zamanda ünlü Tiyatro Sanatçısı Nejat Uygur'un abisi olan Dr. Uygur, ressam kimliğiyle de öne çıkar ve resimleri Manhattan'ın ünlü 5. Cadde'sindeki bir sanat galerisinde sergilenir.
Serpico, hastanedeki tedavisi tamamlandıktan sonra taburcu olur ve 15 Haziran 1972 tarihinde New York Polis Teşkilatı'nın kendisine vermek istediği "Üstün Hizmet Rozeti''ni almayı reddeder.
Amerikan toplumu Serpico olayının şokunu henüz üzerinden atamamışken, Ünlü Yönetmen Sydney Lumet, kısa süre önce ülkeyi terk eden Serpico'yu İsviçre'de bir dağ evinde bularak, ona hayatını filme almak istediğini söyler.
Göç etme kararı aldığı İsviçre'de on yılı aşkın bir süre münzevi bir hayat yaşayan Serpico, bu dönemde kendisini ısrarla arayan Amerikalı sivil toplum örgütlerini, insan hakları savunucularını ve kendisini saygıyla izleyen kimi idealist polislerin ricalarını kıramayarak, en sonunda 1980'lerde ülkesine geri döner.
Şu anda Serpico, New York Şehri'nin iki yüz kilometre uzağında bir çiftlik evinde yaşıyor ve malullük aylığıyla geçiniyor. Ülkesinde adeta bir dürüstlük anıtı olarak görülen bu mağrur adam, sık sık vakıflar, üniversiteler ve derneklerce düzenlenen savaş karşıtı konferanslara davet ediliyor ve oralarda etkileyici konuşmalar yapıyor. Serpico'nun, ''Hayatımı o Türk doktora borçluyum.'' diyerek minnettarlığını ifade ettiği, Amerika'da yaşayan bütün Türkler'i zengin fakir ayrımı gözetmeksizin ücretsiz muayene etmesi nedeniyle orada yaşayan Türk vatandaşlarının deyimiyle ''İyilik Meleği Zeki Abi'', 8 Mart 2012 tarihinde 86 yaşında kalp yetmezliğinden vefat etti. Cenaze namazı New York'un Manhattan Semti'nde, müdavimi olduğu Ali Baba Terrace Lokantası önünde kılındıktan sonra New York Lakewiew Mezarlığı'na defnedildi.
Bu etkileyici hikayenin iki ana kahramanı Dr. Zeki Uygur ve Frank Serpico'ya saygı ve minnetle...
Yorum Yazın
Anneannem gibi hikaye anlatıyorsunuz. Komşu Melahat teyzeyi anlatırken birden görümcesi Ayşen Hanımı anlatmaya başlardı. Bari ikinci bir içerik yapıverseydi... Devamını Gör
BİZİM ÜLKEMİZİNDE BÖYLE DÜRÜST ONURLU ŞEREFLİ VE GURURLU İNSANLARA İHTİYACI VAR
var zaten öyle insanlar,vardı. öldürüldü.şuanda da var olanlar ölümle tehdit ediliyorlardır biryerlerde.
emekli olduğunu ve döndüğünü bilmiyordum teşekkürler.