onedio
Görüş Bildir

Gambiya Haberleri

Gambiya ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Gambiya ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

2013'te Kaç Kişi İdam Edildi?
2013 yılında en az 778 idam gerçekleştirildi Uluslararası Af Örgütü, dünyada 2013 yılında bir önceki yıla göre idam cezalarının infazında artış yaşandığını ve 22 ülkede en az 778 kişinin infaz edildiğini bildirdi. Örgütün '2013 yılındaki İdam Cezaları ve İnfazlar' başlıklı raporunda, İran ve Irak'ta 2013 yılında gerçekleşen infazların artışındaki etkisine değinilerek, 2013 yılında bir önceki yıla göre 100 kişinin daha infaz edilmesiyle, yüzde 15'lik bir artış yaşandığına dikkat çekildi. En çok idam Çin'de gerçekleştirildi  En çok infazın Çin'de gerçekleştirildiğine, bu ülkeyi 369 infaz ile İran, 169 infaz ile Irak'ın takip ettiğinin belirtildiği raporda, Çin'deki infaz sayısının gizlendiği ancak Af Örgütünün bu ülkede her yıl binlerce insanın infaz edildiğine inandığı vurgulandı. 2013 yılında Çin hariç dünyada 778 infaz gerçekleştirildi  Listede dördüncü sırada 79 infaz ile Suudi Arabistan bulunurken, bu ülkeyi 39 infaz ile ABD, 34 infaz ile Somali, 21 infaz ile Sudan, 13 infaz ile Yemen, 8 infaz ile Japonya ve 7 infaz ile Vietnam takip etti.  2013 yılında Çin hariç dünyada 778 infaz gerçekleştirildiği, 2012 yılında ise bu sayının 682 olduğuna işaret edildi. 2013 yılında 22 ülkede insanların infaz edildiği, Endonezya, Kuveyt, Nijerya ve Vietnam'da ölüm cezasının yeniden kullanılmaya başlandığı belirtildi. 2009 yılından bu yana Avrupa ve Orta Asya'da ilk kez infaz gerçekleştirilmedi 2012 yılında infazların gerçekleştiği Gambiya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Pakistan gibi ülkelerde geçen yıl ölüm cezalarının verilmediği kaydedilen raporda, 'Belarus'da da geçen yıl infaz gerçekleştirilmedi ve böylece 2009 yılından bu yana Avrupa ve Orta Asya'da ilk kez infaz gerçekleştirilmemiş oldu' denildi.  Raporda, 20 yıl önce dünyada 37 ülkede ölüm cezasının bulunduğuna, bu sayının 2004 yılında 25'e, geçen yıl ise 22'ye düştüğüne değinilerek, 2013 yılında uygulanan infaz yöntemleri de aktarıldı. 'Bazı ülkelerde halka açık infazlar gerçekleştirildi'  Geçen yıl uygulanan yöntemler arasında baş kesme, elektrikli sandalye, kurşuna dizme, asma ve zehirli iğne ile infazın yer aldığı, İran, Kuzey Kore, Suudi Arabistan ve Somali'de halka açık infazlar gerçekleştirildiği vurgulanan raporda, insanların daha çok hırsızlık, uyuşturucu, zina ve dine hakaret gibi suçardan ölüm cezasında çarptırıldığı belirtildi.  Raporda, Af Örgütü'nün Genel Sekreteri Salil Shetty'nin, 'İran ve Irak gibi ülkelerde gördüğümüz gerçek cinayet serileri utanç vericidir. Fakat ölüm cezasına tutunmaya çalışan devletler tarihin yanlış tarafında durmaktadır ve her geçen gün daha fazla izole olmaktadır. Bu anlamsız, devlet destekli az sayıdaki ülke gerçekleştirmektedir. Ölüm cezasının kaldırılmasına yönelik çoktan kazanılmış olan ivmeyi geri çeviremezler' ifadesine de yer verildi.
İstanbul'un Nüfusu 130 Ülkeyi Geçti
Cumhuriyetin ilk yıllarında 1927 sayım yılında 806 bin 863 kişi olarak açıklanan İstanbul'un nüfusu, 2013 sonu itibarıyla 14 milyon 160 bin 467 kişiye ulaşarak mega kente dönüştü.AA muhabirinin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yaptığı hesaplamalara göre, 76,6 milyonluk Türkiye'nin yüzde 18,4'ünü İstanbul'un nüfusu oluşturuyor. Başka bir deyişle ülkedeki her 100 kişiden 18,4'ü İstanbul'da ikamet ediyor. Nüfusuyla Küba, Belçika, Yunanistan, Macaristan, Tunus, Portekiz, Çek Cumhuriyeti, BAE, İsveç, Beyaz Rusya, İsviçre, Avusturya'nın da aralarında bulunduğu 130 ülkeyi geride bırakan İstanbul, son 5 yılda nüfusuna 1 milyon 245 bin 309 kişi ekledi. Kilometrekareye düşen 2 bin 275 kişi ile aynı zamanda Türkiye nüfusunun en yoğun olduğu kent olan İstanbul nüfusuyla yaklaşık 3 Ankara, 6,5 Antalya ve 187 Bayburt ediyor. Nüfus artışı durmayan ve 2009-2013 döneminde yıllık ortalama 249 bin kişi artan İstanbul'un nüfusuna her 4 ayda bir Bayburt, her 6 ayda bir Giresun ve her yıl da bir Karaman eklendi. Cumhuriyetin 100. yılında 16,5 milyon olması bekleniyor Resmi istatistik rakamlarına göre cumhuriyetin ilk yıllarında 1927 sayım yılında 806 bin 863 kişi olarak açıklanan İstanbul nüfusu, 1945 yılında 1 milyonu aştı. 1950 yılında 1 milyon 166 bin 477 kişi olarak belirlenen nüfus, 1960 yılında 1 milyon 882 bin 92 kişi, 1965 yılında 2 milyon 293 bin 823 kişi, 1970 yılında 3 milyon 19 bin 32 kişi, 1980 yılında 4 milyon 741 bin 890 kişi, 1985 yılında 5 milyon 842 bin 985, 1990 yılında 7 milyon 309 bin 190 kişi, 2000 yılında da 10 milyon 18 bin 735 kişiye ulaştı. TÜİK projeksiyonlarına göre İstanbul'un nüfusunun 2015 yılında yaklaşık 14,6 milyon, 2020 yılında 15,8 milyon, 2023 yılında da 16,5 milyon kişiyi aşması bekleniyor. İstanbul'un 14 milyon 160 bin 467 kişilik nüfusuyla geride bıraktığı ülkeler ise şöyle: 'Senegal (13,6 milyon), Zambiya (13,1 milyon), Zimbabve (13 milyon), Çad (12,8 milyon), Güney Sudan (11,3 milyon), Küba (11,2 milyon), Belçika (11,2 milyon), Gine (10,8 milyon), Yunanistan (10,8 milyon), Tunus (10,8 milyon), Portekiz (10,6 milyon), Ruanda (10,5 milyon), Çek Cumhuriyeti (10,5 milyon), Somali (10,5 milyon), Haiti (10,4 milyon), Benin (10,3 milyon), Burundi (10,2 milyon), Bolivya (10 milyon), Macaristan (9,9 milyon), İsveç (9,6 milyon), Belarus (9,5 milyon), Dominik Cumhuriyeti (9,4 milyon), Azerbaycan (9,2 milyon), Avusturya (8,5 milyon), Honduras (8,4 milyon), Birleşik Arap Emirlikleri (8,3 milyon), İsviçre (8 milyon), İsrail (8 milyon), Tacikistan (8 milyon), Bulgaristan (7,3 milyon), Sırbistan (7,2 milyon), Hong Kong (7,2 milyon), Papua Yeni Gine (7 milyon), Paraguay (6,7 milyon), Laos (6,6 milyon), Ürdün (6,5 milyon), Eritre (6,3 milyon), Libya (6,2 milyon), Togo (6,2 milyon), Sierra Leone (6,2 milyon), El Salvador (6,2 milyon), Nikaragua (6,1 milyon), Danimarka (5,6 milyon), Kırgızistan (5,6 milyon), Finlandiya (5,4 milyon), Slovakya (5,4 milyon), Singapur (5,3 milyon), Türkmenistan (5,2 milyon), Norveç (5,1 milyon), Lübnan (4,8 milyon), Kosta Rika (4,7 milyon), Orta Afrika Cumhuriyeti (4,6 milyon), İrlanda (4,6 milyon), Gürcistan (4,5 milyon), Yeni Zelanda (4,5 milyon), Kongo Cumhuriyeti (4,4 milyon), Filistin (4,4 milyon), Liberya (4,3 milyon), Hırvatistan (4,3 milyon), Bosna Hersek (3,8 milyon), Umman (3,8 milyon), Porto Riko (3,7 milyon), Kuveyt (3,6 milyon), Moldova (3,6 milyon), Moritanya (3,5 milyon), Panama (3,4 milyon), Uruguay (3,3 milyon), Ermenistan (3 milyon), Litvanya (3 milyon), Arnavutluk (2,8 milyon), Moğolistan (2,8 milyon), Jamaika (2,7 milyon), Namibya (2,1 milyon), Lesoto (2,1 milyon), Slovenya (2,1 milyon), Katar (2,1 milyon), Makedonya (2,1 milyon), Botsvana (2 milyon), Letonya (2 milyon), Gambiya (1,8 milyon), Gine Bissau (1,7 milyon), Gabon (1,7 milyon), Ekvator Ginesi (1,6 milyon), Togo (1,3 milyon), Estonya (1,3 milyon), Mauritius (1,3 milyon), Svaziland (1,2 milyon), Bahreyn (1,2 milyon), Doğu Timor (1,1 milyon), Cibuti (865 bin), Kıbrıs (862 bin), Fiji (858 bin), Reunion (821 bin), Guyana (785 bin), Bhutan (737 bin), Komorlar (724 bin), Karadağ (620 bin), Makao (582 bin), Batı Sahra (567 bin), Solomon Adaları (561 bin), Lüksemburg (537 bin), Surinam (534 bin), Yeşil Burun Adaları (492 bin), Malta (416 bin), Guadeloupe (403 bin), Martinique (394 bin), Brunei (393 bin), Bahamalar (351 bin), İzlanda (324 bin), Maldivler (317 bin), Belize (313 bin), Barbados (274 bin), Fransız Polinezyası (268 bin), Vanuatu (265 bin), Yeni Kaledonya (259 bin), Fransız Guyanası (229 bin), Mayotte (213 bin), Samoa (188 bin), Sao Tome ve Principe (187 bin), Saint Lucia (167 bin), Guam (159 bin), Curaçao (151 bin), Kiribati (106 bin), Seyşeller (91 bin), Antigua ve Barbuda (86 bin), Man Adası (85 bin), Andorra (76 bin), Dominika (71 bin), Bermuda (64 bin), Guernsey (63 bin), Oransal olarak en fazla Antalya'nın nüfusu arttı 2009-2013 dönemine bakıldığında, oransal olarak yüzde 12,42 ile en fazla Antalya'nın nüfusu arttı. 2009 yılında 1 milyon 919 bin 729 kişi nüfusu bulunan Antalya, 5 yılda 238 bin 536 kişi artarak 2013 sonunda 2 milyon 158 bin 265 kişiye ulaştı. Söz konusu dönemde nüfusu en fazla artan ikinci il yüzde 11,66 ile Şanlıurfa oldu. 2009 yılında 1 milyon 613 bin 737 nüfusu bulunan kent 2013 sonunda 1 milyon 801 bin 980 kişiye yükseldi. Aynı dönemde, Tekirdağ'ın nüfusu yüzde 11,63, Gaziantep'in nüfusu yüzde 11,53, Şırnak'ın nüfusu yüzde 10,41, Kocaeli'nin nüfusu da yüzde 10,10 artış gösterdi. Başkent Ankara ise 5 yıllık sürede 394 bin 281 kişi artış gösterdi. 2009 yılında 4 milyon 650 bin 802 kişi olan Ankara, 2013 sonunda 5 milyon 45 bin 83 kişiye ulaştı. 12 ilin nüfusu düştü 2009-2013 döneminde 12 ilin nüfusunda azalma görüldü. Nüfusu azalan illerin başında Yozgat geldi. 2009 yılında 487 bin 365 kişinin Yozgat'ın nüfusu 5 yıllık dönemde yüzde 8,85 azalarak 2013 sonunda 444 bin 211'e geriledi. Aynı dönemde Ardahan'ın nüfusu yüzde 4,98, Tokat'ın nüfusu yüzde 4,12, Zonguldak'ın nüfusu yüzde 2,94, Kırıkkale'nin nüfusu yüzde 2,19, Kars'ın nüfusu yüzde 1,84, Çorum'un nüfusu yüzde 1,59, Sivas'ın nüfusu yüzde 1,50, Erzurum'un nüfusu yüzde 0,96, Trabzon'un nüfusu yüzde 0,90, Isparta'nın nüfusu yüzde 0,71, Amasya'nın nüfusu da yüzde 0,70 azaldı. AA
Erdoğan'ın Yemin Törenine 22 Ülkenin Lideri Katılacak
Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan'ın yemin törenine 5'i devlet başkanı, 9'u cumhurbaşkanı, 8'i de başbakan seviyesinde olmak üzere 22 ülkenin lideri katılacak.Türkiye'nin 12. Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan'ın yemin etme ve devir teslim törenine yabancı devletlerden 5'i devlet başkanı, 9'u cumhurbaşkanı, 8'i de başbakan seviyesinde olmak üzere çok sayıda davetli katılacak. Başbakanlık kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Erdoğan'ın devir teslim törenine katılacak yabancı heyetler belli olmaya başladı.DEVLET BAŞKANI SEVİYESİNDE KATILACAKLAR Törene devlet başkanı seviyesinde Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbangulu Berdimuhammedov, Benin Devlet Başkanı Thomas Boni Yayi, Ukrayna Devlet Başkanı Pedro Poroşenko, Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, Togo Devlet Başkanı Faure Essozimna Gnassingbe, Libya Temsilciler Meclisi Başkanı (Devlet Başkanı seviyesinde) Aguila Saleh Issa Quaider katılım sağlayacak. Katar Emiri Tamim Bin Hamad Al-Thani'nin katılacağı devir teslim törenine Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliyev, Moldova Cumhurbaşkanı Nicolae Timofti, Makedonya Cumhurbaşkanı Gjorge Ivanov, Arnavutluk Cumhurbaşkanı Bujor Nishani, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Mahmud, Kosova Cumhurbaşkanı Atifete Jahjaga, Gambiya Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Isatau Nije Saidy, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Etiyopya Cumhurbaşkanı Mulatu Teshome Wirtu ve Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konsey Başkanı Bakir İzzetbegoviç de katılacak. Azerbaycan Meclis Başkanı Otkay Esedov ve Fildişi Sahili Millet Meclisi Başkanı Guillaume Kigbafori Soro'nun ülkelerini temsil edecekleri törende Cezayir Ulusal Konsey Başkanı Abdelkader Bensalah ve Gana Devlet Başkan Yardımcısı Kwesi Amissah Arthur da hazır bulunacak. Törende Romanya Başbakanı Victor Ponta, Belarus Başbakanı Mikhail V. Miyasnikovich, Gabon Başbakanı Dainel Ona Ondo, Gürcistan Başbakanı Irakli Garibashvili, Pakistan Başbakanı Navaz Şerif, Ürdün Başbakanı Abdullah Ensour, Tacikistan Başbakanı Qohir Rasulzoda, Nijer Başbakanı Brigi Rafini ve Fas Hükümet Başkanı Abdelilah Benkirane de ülkelerini hükümet başkanı seviyesinde temsil edecek. BAKAN SEVİYESİNDE KATILACAKLAR Devir teslim töreninde ülkelerini bakan seviyesinde temsil edecekler ise şöyle: 'Almanya İçişleri Bakanı Karl Ernst Thomas de Maiziere, Singapur Başbakan Yardımcısı Teo Chee Hean, Bangladeş Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Shahriar Alam, Hollanda Dışişleri Bakanı Frans Timmermans, İran Dışişleri Bakanı Mohammed Javad Zarif, Rusya Dışişleri Bakanı Sergev Lavrov, Burkina Faso Dışişleri Bakanı Djibril Bassole, Umman Dışişleri Bakanı Yusuf Bin Alawi, Güney Sudan Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Barnaba Marial Benjamin, Meksika Dışişleri Bakanı Jose Antonio Meade Kuribrena, Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Tibor Navracsics, Suudi Arabistan Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Nizar Bin Obaid Madani, Özbekistan Dışişleri Bakanı Abdulaziz Khafizovich Kamilov, Komolar Dış İlişkiler ve İşbirliği Bakanı El-Anrif Said Hassane, Tunus Cumhurbaşkanlığı Bakanı Adnen Manser, Maldivler İslam İşleri Bakanı Mohammed Shaheem Ali Saeed, Venezuella Ulaştırma Bakanı Haiman El Tourdi, Cibuti Eğitim Bakanı Djama Elmi Okieh, Endonezya Devlet Bakanı Dipo Alam, Moğolistan Milli Savunma Bakanlığından üç kişilik heyet.' ULUSLARARASI KURULUŞLARDAN DA KATILIM OLACAK Erdoğan'ın yemin etme ve devir teslim törenine katılım uluslararası kuruluşlardan da olacak. Buna göre, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi Genel Sekreteri Kyrylo Tretiak, Şanghay İşbirliği Örgütü Genel Sekreteri Dmitry Fyodorovich Mezentsev, Türkiye ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Lamberto Zannier, D-8 Genel Sekreteri Seyed Ali Mohammed Mousavi, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) Genel Sekreteri Jose Angel Gurria, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Genel Sekreteri Şamil Aleskerow, Türk Konseyi Genel Sekreteri Halil Akıncı ve Asya İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı (CICA) İcra Direktörü Büyükelçi Gong Jianwei kuruluşları adına devir teslim törenini izleyecek. Bu arada ABD'den devir teslim törenine katılacak temsilcinin daha sonra bildirileceği, Çin Halk Cumhuriyeti'nin de özel temsilcisiyle törene katılacağı öğrenildi. ANKARA/AA
14 Göstergeyle Dünyada Türkiye
Memleket ahvalimizin yüreğinde her daim böbürlenmeye yönelik bir şevk olsa da şu günlerde bu şehveti benzersiz bir heyecanla yaşadığımıza şüphe yok. Pek değerli matbuatımıza bakarsanız Viyana kapılarına dayanmış bir ecdadın kökleri mazide gözleri atide evlatları olarak bölgemizde lider, dünyada imrenilen bir ülke olmanın kıvancını yaşıyor, her vesileyle övünmemiz gereken bu altından günlerin saadetini hissediyoruz. Ancak gerçekte durum nedir bunu objektif olarak da görmeye bir miktar ihtiyacımız olduğu ortada. Bu vesile, temel göstergeler açısından 14 maddede Türkiye'nin dünyadaki yerine bir daha bakalım dedik. Durum Şampiyonlar Ligi finaline çıkma hülyaları içerisinde yüzen Türk futbol takımlarının halinden parlak değil.
Afrika Kıtası Nerededir? Afrika Kıtası Ülkeleri Hangileridir?
Afrika Kıtası, dünyanın en büyük ikinci kıta olma özelliğini taşır.1 milyar kişilik nüfusa sahip olan Afrika, tüm kıtalar arasında en genç nüfusu barındıran yerdir. Aynı zamanda Doğu Afrika, insanoğlunun başlangıç noktası olarak kabul edilmektedir. Erken dönem en büyük insansı maymunlardan evrimleşerek oluşan Homo Sapiens, yani insana dair kalıntılar Etiyopya'da bulunmuştur. Birçok etnik, dil ve kültürün bir arada yaşadığı Afrika, oldukça çeşitli insanların barındığı bir kıtadır. 19.yy'da Avrupa ülkeleri tarafından sömürge haline getirilmiş, 20.yy'ın başlarında ise modern devletler kurulmaya başlanmıştır. Peki Afrika Kıtası nerededir? Afrika Kıtası ülkeleri hangileridir? İşte detaylar...
'Türkiye İnternet Özgürlüğünde Uganda'nın Gerisine Düştü'
Türkiye internet özgürlüğünde 5 yıl içerisinde 13 puan düştü.Türkiye, basın özgürlüğünden sonra internet özgürlüğünde de küme düştü. Freedom House’un yayınladığı internet özgürlüğü ile ilgili raporda, Türkiye, 2013’e göre 6 puan daha kaybetti. Uganda, Angola, Tunus, Singapur, Endonezya, Zambiya, Fas, Ürdün, Libya Bangladeş, Ruanda’nın bile gerisinde kaldı. İnternete yönelik 9 kısıtlamanın 7’si ise Türkiye’de uygulanıyor.Cumhuriyet gazetesinden Duygu Güvenç’in haberine göre, Türkiye, Youtube ve Twitter yasakları, internete getirilen takip ve düzenlemelerle geçtiğimiz yıl 49 puanda yer aldığı listede 6 puan kaybetti ve 55 puan ile geriye düştü.Freedom House’un 65 ülkedeki yasal düzenlemeleri ve kısıtlamaları temel alarak hazırladığı ve bugün açıklanacak raporda, Türkiye internet alanında ‘kısmen özgür’ ülkeler arasında yer aldı. Bunun temel nedenini ise ülkeler tarafından 9 başlıkta uygulanan kısıtlamalar oluşturdu. Bu alanda en kötü sicile sahip ülkeler arasında 8 ile Çin ve Venezüella yer alırken, Türkiye de 7 alanda getirdiği kısıtlamalarla dikkat çekti. Türkiye, sosyal medyanın ve siyasi, sosyal, dini içerikli yazıların bloklanması, yeni yasa ve yönetmeliklerin uygulanması, internet gazetecileri ve bloggerların gözaltına alınması, fiziksel olarak hücum edilmesi, hükümete yönelik eleştirelere karşı saldırı düzenlenmesi alanlarında 7 eksi puan alırken Etiyopya, Vietnam, Suudi Arabistan, Rusya, Azerbaycan ile aynı seviyede oldu. Aynı incelemede Zambiya, Fas, Kamboçya, Lübnan, Ürdün, Libya ve hatta Sudan gibi ülkelerin Türkiye’den daha az kısıtlama ve düzenlemelere başvurduğu gözlenirken, İzlanda, Estonya, Kanada, Almanya, ABD, Japonya, İngiltere, Arjantin ise 0 puan alarak internette en büyük özgürlüğü sağlayan ülkeler arasında yer aldı.‘Yolsuzluk skandalı interneti blokladı’Mayıs 2013 ile Mayıs 2014 arasının değerlendirildiği raporda, mahkeme kararı olmadan hükümet tarafından engellenen sitelerde de Türkiye’nin yeri dikkat çekti. Bu anlamda Türkiye’deki hukuksuzluğa da raporda yer verildi. Türkiye, Tayland, Rusya, Kazakistan ve İtalya’da mahkeme kararı olmadan ve şeffaflıktan uzak bir şekilde içeriğin bloklandığına işaret edilen raporda, yolsuzluk skandalıyla ilgili ses kayıtlarının Youtube ve SoundCloud’a düşmesinin ardından kısıtlamaya gidildiğine işaret edildi. Freedom House’a göre Türkiye, internet özgürlüğünde son 5 yıl içerisinde 13 puan geri düştü.Raporda ülkeler internet özgürlüğü alanında 3 gruba ayrılırken en özgür ülkelerden, en yasaklayıcı ülkeye göre sıralanışları ise şöyle:İnternetin özgür olduğu ülkeler: İzlanda, Estonya, Kanada, Avusturalya, Almanya, ABD, Fransa, İtalya, Japonya, Macaristan, İngiltere, Gürcistan, Güney Afrika, Arjantin, Filipinler, Ermenistan, Kenya, Brezilya ve Kolombiyaİnternetin kısmen özgür olduğu ülkeler: Nijerya, Güney Kore, Ukrayna, Kırgızistan, Uganda, Ekvador, Angola, Meksika, Tunus, Singapur, Hindistan, Endonezya, Malavi, Malezya, Zambiya, Fas, Kamboçya, Lübnan, Ürdün, Libya, Bangladeş, Ruanda, Azerbaycan, Türkiye, Zimbabve, Venezüella, Sri Lanka, Mısır, Kazakistan, Myanmar, Rusyaİnternetin özgür olmadığı ülkeler: Belarus, Tayland, Sudan, Gambiya, BAE, Pakistan, Suudi Arabistan, Bahreyn, Vietnam, Özbekistan, Ethiopya, Küba, Çin, Suriye, İranT24
Çılgınlıklarıyla Dikkat Çeken 10 Diktatör
Afrika kıtasının yüzölçümü bakımından en küçük ülkesi olan Gambiya'da yaklaşık 1 milyon 800 bin insan yaşıyor. Kişi başına gelir bakımından 183 ülke arasında 178'inci sırada olan ülkede, halkın yüzde 48,4'ü yoksulluk sınırı altında. Türkiye'nin 154'üncü sırada olduğu Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 155'inci sırada olup bize komşuluk yapan Gambiya'nın lideri Yahya Jammeh 1994 yılında yaptığı bir darbeyle iş başına geldi. O günden beri de ilginç uygulamaları var.Eşcinselliğin satanizmle eşit olduğunu iddia eden Jammeh, bunun medeniyetin sonu olduğunu ifade ediyor. Ülkesine gelen her eşcinseli idam edeceğini söyleyen Gambiya Diktatörü, neden eşcinselliğe bu kadar düşman olduğu sorusuna ise şu cevabı veriyor: 'Güney Afrika'lı ve Brezilyalı Buffalolarım var ve onlar birbirleriyle cinsel ilişki kurmuyor.'2010 yılında Obama'nın kendisine 3 tane madalya ve Nebraska Amirali sıfatını verdiğini iddia eden Jammeh, aynı zamanda kendi istihbarat ajanlarına sahte protesto gösterileri düzenletmekle de meşhur. Böylelikle halkı trolleyen Gambiya Diktatörü, kendisine muhalif olanları da paranoyaya sokuyor. Henüz 49 yaşında olan diktatörün yepyeni uygulamalarla sıralamada daha üst sıralara çıkması bekleniyor.
Bakan Güllüce: 'Çevrecilik Ruhumuzda Var'
Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, 2015 Atık Yönetimi Sempozyumu’nda, çevre bilgisi, şuuru, aklının toplumun damarlarında var olduğunu belirterek, “Bu bizim yerli bir malımızdır. Bu bilgi bizim temelimizde, ruhumuzda, kimyamızda var” dedi.Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Türkiye Çevre Koruma Vakfı (TUÇEV) tarafından düzenlenen sempozyum Antalya’nın turizm merkezi Belek’te başladı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Bakan İdris Güllüce, çevre bilgisinin, şuurunun, aklının, idrakin toplumun damarlarında, tarihinde olduğunu belirterek, “Bu bizim yerli bir malımızdır. ‘İlim haline getirilmemiş, tasnif edilmemiş, izahı yapılmamış’ denilirse katılırım. Ama ana omurgasının bütün varlıkların hukukunu koruma ilkesi taşıyan bir milletin çocuğuyuz biz” dedi.Taştan kayaya, kertenkeleden ağaca, galakside olan bütün varlıkların hukukundan sorumlu kılan vicdani değere sahip olunduğunu kaydeden Bakan Güllüce, bütün bunların hukuki ve vicdani sorumluğunun farkına varılmasını çocukluktan gelen bir eğitimin içinde şekillendiğini kaydetti. Güllüce, “Bu bilgi bizim temelimizde, ruhumuzda, kimyamızda var” dedi.“KİMSEYİ SÖMÜRMEDEN KALKINMIŞIZDIR”Türkiye’nin dünyanın en hızlı kalkınan birkaç ülkesinde biri olduğunu, endüstrileşme ve gelişmeyi dünyayı kirletmeden, dünyaya zarar vermeden ve kendi alnını teriyle başaran bir ülke olduğunu savunan Güllüce, bununla şeref duyulması gerektiğini dile getirdi. Güllüce şöyle devam etti:“İngiltere’si, Almanya’sı, Fransa’sı bunların bütün dünyayı ne kadar kirlettiğini hele hele gelişmemiş ülkelere nasıl zarar vererek yaptıklarını, yetmemiş çok tehlikeli atıkları Afrika’ya, Akdeniz’e, Karadeniz’e getirip attıklarını, 200 yıldır İngiltere’nin, Fransa’nın hiçbir kutsal tanımadan, hiçbir değer taşımadan bütün o nehirleri, doğayı perişan ettiklerini, gelişmemiş halkları, Afrika, Latin Amerika, Uzak Asya halkları gibi insanlarını üzerine bu çevre kirliliğini yıktıklarını iyi bilmemiz lazım. Bu konuda milletimiz bu ülkenin coğrafyasında hiç kimsenin, dünyada başka ülkeye zarar vermeden tabiatını bütün kurallarına riayet ederek kalkınmaya çalışmış, hiç de kimseyi sömürmeden kalkınmaya çalışmış.”Türkiye’de yapılan metronun, otelde çalışan garsonun ödediği vergilerle, otelcinin karı, kuru üzüm üreticisinin ihracattan elde ettiği parayla yapıldığını kaydeden Bakan Güllüce, “Tamamen yerli paralarla yapıyoruz. 9.000 Cezayirlinin öldüğü Fransız metrosu böyle değil” dedi. Avrupa’da gelişme ve kalkınmanın Türkiye ile mukayese edilmeyecek kadar kötü olduğunu kaydeden Bakan Güllüce, “Biz bu konuda dik dururuz. Hem çevre noktasında, çevreyi koruyarak kalkınmışızdır, hem de gelişmemiş halklara zulmederek kalkınmamışızdır, gelişmemiş ülkelerdeki coğrafyaları kirletmeden kalkınmışızdır” diye konuştu.Fransız kalkınmasına zarar verecekler diye 1.500.000 Cezayirlinin soykırıma uğradığını, Endonezya’da Hollanda’nın yaptıklarını da malum olduğunu anlatan Bakan Güllüce, şunları söyledi:“Çevreci arkadaşlarımız Avrupalıların karşısına geçtiği zaman göğüslerini dik tutarak, ‘Dünya halklarına hiç zarar vermeden çok hızlı kalkınmayı başarabilmiş, tabiata zarar vermeden, dünya halkalarını ezmeden, sömürmeden, Afrikalıyı köle danalar gibi, vahşi hayvanlar gibi tutarak Amerikalılara götürüp satmadan, onun alın terini sömürmeden kalkınmayı başarabilmiş bir ülkelinin insanıyız, bu şerefi taşıyoruz’ diyebilir. Afrika’da hiç kimseyi vahşi hayvanlar gibi üzerine ağ atarak, yüz binlercesini satarak, asırlarca bedava çalıştırarak, döverek öldürerek zengin olmadık. Dünyadaki hiçbir halka zulüm etmedik, hakkını yemedik, tabiata da hiçbir zarar vermemeye çalıştık. Endüstrileşme tarihinde Batı’nın insanlığın yüzüne bakamayacağı birçok konu var. Hindistan’da parmakları kesilen tekstil işçileri yok bizde. İngiliz tekstil endüstrisi gelişsin diye Hindistan’daki tekstil ustalarını parmakları kesiliyor.”“TÜRKİYE İLE İNGİLTERE BİR DEĞİL”Peru’daki İklim Değişikliği Kongresi’nde bu bağlamda bir konuşma yaptığını dile getiren Bakan Güllüce, iklim değişikliğine karşı ülkelerin vereceği katkının, dünyada yarattıkları kirlilikle doğru orantılı olması gerektiğini dile getirdi. Bakan Güllüce, “Gambiya, Tanzanya, Tayland, Türkiye, Bulgaristan herhalde İngiltere aynı olmayacak. 1810’dan beri dünyaya ne kadar atık atmış, ne kadar karbon salmış, o kömür ocaklarını 9 yaşında çocukları ve kadınları çalıştırdıklarının hesabını soracak halimiz yok ama çevreye verdikleri zararı sorma hakkımız var” dedi.Türkiye’nin 2023 yılına kadar çevre noktasında bugünden çok daha iyi yerde olacağını kaydeden Bakan İdris Güllüce, yetişmiş insan, bilgi noktasında problemin bulunmayan Türkiye’nin kaynak sıkıntısı yaşadığını söyledi. Güllüce, “Bunların çözülmesi için milyarca euro para lazım” dedi. Türkiye’nin alın teriyle para kazandığını, hal böyle olunca problemlerinin aynı hızla çözülemediğini kaydeden Bakan Güllüce, “Türkiye’ye kaç milyar euro lazım ki bütün atıkların problemini çözebilsin, derelerini ıslah edebilsin. Çok ciddi, büyük bir rakam bu. Bizim bildiğiniz gelirlerimizin ötesinde gelirimiz olmadığı içinde çözmemiz zaman alıyor” diye konuştu. Milyarca euronun hemen ortaya koyup sorunu çözebilmenin mümkün olmadığını dile getiren Bakan Güllüce, “5-10 yıl içinde birçok çevre probleminin tamamen çözüleceğine inanıyorum. Burada olan herkesi çevre gayretinden, ilgisinden, bilgisinden duyarlığından dolayı kutluyorum. Çevre bir insan hakkı diye de düşünüyorum, onu da söyleyeyim.”Türkiye’nin yüksek teknolojiyi yakalaması gerektiğini belirterek açıklamalarını sürdüren Güllüce, bunu yaparken tabiatında korunması gerektiğini belirterek burada ince bir ayara ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Bu durumu soğan zarına benzeten Güllüce, “Biraz bu tarafa geçtiğinizde tabiatı korumamış olursunuz biraz bu tarafa geldiğinizde de endüstrileşemezsiniz, sanayileşemezsiniz, kalkınamazsınız” dedi.29 Ocak’a kadar sürecek 2015 Atık Yönetimi Sempozyumu’nun açılış oturumu Bakan Güllüce’nin konuşması ardından sponsorlara teşekkür plaketleri verilmesiyle sona erdi.DHA
Basın Konseyi'nin 2014 Raporu: 'Zor Yıl'
Basın Konseyi, 2014 yılında gazetecilerin ve basın kuruluşlarının yaşadığı sıkıntıları, engellemeleri, sansürü ve işsiz kalan yüzlerce gazeteciyi konu alan 102 sayfalık bir rapor hazırladı. 2014’ü ‘Zor yıl’ diye tanımlayan Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, “Yılın son günlerinde terörist ilan edilen 2 gazeteci için tutuklama kararı da bizi ürküttü. Hala da, ‘gazeteci avı’ için sinyallerin gelmesini anlamakta zorlanıyoruz.” dedi.Basın Konseyi’nin 2014 için hazırladığı raporu Başkan Pınar Türenç açıkladı. Basın toplantısına, 2. Başkan Avukat Dr. Murat Önok ve Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyesi Avukat Turgut Kazan da katıldı. Gazetecilik açısından zor geçen bir yılın geride kaldığını belirten Türenç, “İfade özgürlüğü ve bunun unsuru olan haber verme hakkı ile halkın bilgi alma hakkı, AİHM’in demokratik toplum kriterleri arasında belirlediği; ‘şeffaflık, eşitlik, hoşgörü’nün, kısaca temel hakların güvencesiz yaşandığı ve gazetecilerin çok örselendiği bir yılı geride bıraktık. Bu rapor, Türkiye’de yaşananların bir fotoğrafıdır aslında.” diye konuştu.Yıl boyunca 365 gün neler yaşandığını tek tek işlediklerini ifade eden Türenç, şöyle devam etti: “Sansür, otosansür, akreditasyonlar, yaralama, gazlanma, coplanma, ötekileştirme, yüzlerce işsiz gazeteci, kalemi kırılanlar, tutuklu-tutuksuz yargılananlar ve aralarında yayın yasaklarının da bulunduğu sayısız kısıtlamayı alt alta yazdığımızda, önümüze çıkan tablonun demokratik hukuk devleti açısından çok vahim olduğu gerçeği ile bir daha karşılaştık. Bu sadece gazetecilerin değil, demokrasiye inanmış, hak ve özgürlüğe önem veren herkesin yaşadığı inanılmaz gerçekti. Raporun başlığı bunun için, tartışmasız ‘zor yıl’ oldu.”‘TERÖRİST İLAN EDİLEN 2 GAZETECİ İÇİN TUTUKLAMA KARARI BİZİ ÜRKÜTTÜ’Halkın bilgi edinme hakkının kutsal ve vazgeçilmez olduğuna dikkat çeken Türenç, “Bu haktan tümüyle yararlanmaksızın, demokratik bir toplumdan bahsedilemez. Ne var ki, 12 ayda yaşananların dökümünde içten ve dıştan defalarca yapılan uyarıların hiç de haksız olmadığı gerçeği ile yüz yüze kaldık. Sonuçta, 22 TV kanalına Yüksek Seçim Kurulu’ndan (YSK) verilen 176 yayın durdurma cezası raporun sadece bir bölümüydü. TRT’nin seçim öncesi ve sonrasındaki taraflı yayınına YSK’dan bile ceza gelmesi, RTÜK’ün sadece tek bir kanala 20 yayın durdurma cezası da bunlara eklendi. Soma faciasından Musul’a, MİT TIR’larından Yüksekova veya Bingöl haberlerine kadar, çok sayıda olaya da yayın yasağı getirildi. 72 kez saldırı, tehdit, engelleme, darp olayı yaşandı.” dedi.Türenç, yaklaşık 6 yıl tutuklu kalan Tuncay Özkan ile 8 yıla yakın tutuklu olan Füsun Erdoğan ve diğer gazetecilerin 2014’te özgür kalmalarına sevindiklerini söyledi. Gözaltına alındıktan sonra serbest kalan Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ve tutuklanan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’yı hatırlatan Türenç, “Yılın son günlerinde terörist ilan edilen 2 gazeteci için tutuklama kararı da bizi ürküttü. Hala da ‘gazeteci avı’ için sinyallerin gelmesini anlamakta zorlanıyoruz.” ifadelerini kullandı.Gazetecilere karşı kullanılan yakışıksız ifadeleri hatırlatan Başkan Türenç, sözlerine şöyle devam etti: “Tüm sansür, otosansür, akreditasyon, gazete kapatılmaları, yargılamalar, Demokles’in kılıcı gibi başımızın üzerinde sallandırılırken, ‘özgür basın’dan söz etmemiz olanaksızdır. Beğenilmeyen sorular karşısında, ‘Ben de senin ebeni öperim’ yanıtının kalitesini konuşurken, kadın gazetecilere, ‘edepsiz kadın’, ’haddini bil’, ‘militan kılıklı gazeteci’ diye meydanlardan seslenilmeyi, demokrasinin hoşgörü unsurunun neresine koyabiliriz? Yerli yabancı gazetecilere ‘dalkavuk’ benzetmeleri ise, dünyada yankı bulmuyor mu sanıyoruz? Uluslararası Sınır Tanımayan Gazetecilerin (RSF), Dünya basın özgürlüğü raporunda, 180 ülke içinde 154. sırayı Libya, Sudan, Gambiya gibi ülkelerle paylaşmaktan utanmıyor muyuz? Bir yerde düşünce kuruluşu olan, Freedom House’un raporunda ise, ‘kısmen özgür olmayan’ ülkeler sıralamasından, tarihimizde ilk kez, ‘özgür olmayan ülkeler’ ligine düşürüldüğümüzde de, artık 2014’ün sonlarına gelmiştik. Bu tablonun sonunda galiba Paul Valéry’in dediğini biz de içselleştirmeye başladık, ‘Düşüncenin üstesinden gelemeyen, düşünenin üstesinden gelir’. Türkiye bugün bu gerçeği yaşamakta.”‘ZOR YIL’I HERKESİN TAKDİRİNE SUNUYORUZ’Gazetecilik açısından zor geçen 2014’ü herkesin takdirine sunduklarını belirten Türenç, “2014’ü, ‘Zor yıl’ diye tanımlarken, twıtterlı-mivitırlı, para sayma makinelerinin yayınlanmasının bile suç sayıldığı Türkiye’de, yine de gazetecilik yaptığımızı biliyoruz. Ne var ki, tüm bu olayları ancak şeffaflık, hesap verilebilirlik, hoşgörü, ifade özgürlüğü gibi temel hakların var olduğunun bilinci ile aşabileceğimize inanıyoruz. Yılın son üç gününde, Sayın Cumhurbaşkanı’nın, ‘Dünya’nın en özgür basını Türkiye’dedir’ şeklindeki dünyaya ilanını da, bu tablonun son cümlesi olarak kayda geçiriyoruz. ‘Zor yıl’ı herkesin takdirine sunuyoruz.” diye konuştu. Halil Özcan, CİHAN