Öğrendiğiniz Anda Yaşadığınız Hayatı Sorgulamanıza Neden Olacak Dünyanın En Kötü Kokuları
Öğrendiğiniz Anda Yaşadığınız Hayatı Sorgulamanıza Neden Olacak Dünyanın En Kötü Kokuları
Duyularımızın en güçlülerinden biri, koku alma duyusudur. Sıradan bir gün içinde, farkında bile olmadan birçok farklı kokuyla karşılaşıyoruz ve bazıları bizi derinden etkileyebiliyor. Bunlar arasında doğal kaynaklı kokular, sentetik olarak üretilen kokular ve hatta bazı tıbbi kokular bile bulunuyor. Peki, bu kokulardan en korkunçları hangileri?
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
1. Uzay: Hava olmadığından bir kokusu olmamalı olsa da aslında var! Galaksinin merkezinde tatlı ve meyvemsi rom kokusunda dev bir gaz küresi bulunuyor.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Uluslararası Uzay İstasyonu Bilim Görevlisi Don Pettit ise uzayın nasıl koktuğu hakkında ‘‘Üniversite yazlarımda bir kereste firmasında ağır ekipmanları tamir etmek için bir ark kaynağı feneri ile uzun saatler boyunca çalıştığım zamanları hatırlattı bana. Tatlı, hoş kokan kaynak dumanları gibi geldi. İşte uzayın kokusu budur." diyor.
2. Güneş Sistemi Gezegenleri: Atmosferik bileşenlerine bağlı olarak farklı gezegenlerin kokusunu tahmin edebiliriz. Venüs, atmosferindeki sülfürik asit bulutları nedeniyle çürümüş yumurta kokusuna sahiptir ve benzer şekilde kükürt dioksit ve hidrojen sülfür, Mars ve Uranüs'ün de aynı kokmasına neden olur.
3. Ölüm: Bir kişi ölmek üzereyken yayılan en yaygın kokulardan biri aseton kokusudur. Ancak bazı durumlarda, bu koku, ölen kişinin maruz kaldığı hastalığın özel kokularıyla birleşir.
Yayılan diğer kimyasal maddelerden biri olan hidrojen sülfür çürümüş yumurta gibi kokar. Skatol ise dışkı gibi kokar.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
4. Versailles Sarayı: Kraliçe Marie ve eşi Kral Louis XVI, Versailles Sarayı'nda yaşıyorlardı. Hayatın hoş parfümler, pastalar, prensler ile dolu olduğunu hayal ediyoruz, ancak hayal etmediğimiz diğer iki şey var; idrar ve dışkı.
Ancak saray büyük olduğundan, bazen insanlar hazırlıksız yakalanırdı. Bu durumlarda, sessiz bir köşe yeterli olurdu.
5. Roma Kolezyumu: Seyirciler, gladyatör dövüşlerinden egzotik hayvanlarla gerçekleştirilen canlı avlara kadar çeşitli gösterilerin tadını çıkardılar.
Ama neyse ki kolezyumun bu kokudan kurtulmak için çok akıllıca bir planı vardı.
6. Titanik: 15 Nisan 1912'nin erken saatlerinde, ikiye bölünmüş olan Titanik'in devasa gövdesi, okyanusun derinliklerine battı. O gece, 1.300'den fazla can kaybedildi.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Ancak 14 Nisan 1912 saat 23:00'de başka bir koku ortaya çıkmaya başladı. Bu bir buzdağının kokusuydu. Derin dondurucunuzdaki buza dolaptaki yemeklerin sinmesi gibi, buzdağları da çevrelerindeki kokuları alır.
7. Eski Mısır Tapınakları: Eski Mısırlılar tapınaklarında buhur ve mür kokulu reçineler kullandılar, bu yüzden büyük olasılıkla oraya girdikten sonra burnunuza gelen ilk koku tütsü kokusuydu.
Tapınağın bir diğer kokusu tanrıların panteonuna adanan yiyeceklerin kokusuydu. Genellikle bunlar taze pişmiş ekmek ve kavrulmuş etlerdi.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın