Küreselleşme Yolunda Sonumuzunun Blackberry'ye Benzememesi İçin Yapmamız Gerekenler
Şirketler, değişen şartlara ayak uydurabilmek için sürekli büyüme ve gelişme ihtiyacı içindeler. Birçok şirkete göre küreselleşme (globalleşme), büyümenin doğal bir parçası. Ekonominin ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte, üretilen ürünler için belirlenen ömür de azalıyor.
Uzun vadede varlıklarını sürdürmek ve kalıcı olmak için büyümek zorunda kalan şirketlerin, düşmemesi gereken hatalar var. Nasıl küresel hale gelinebileceğine ve neyi yapmamak gerektiğine Blackberry örneğinden yola çıkarak bakalım.
1. Rekabet etmek
2. Rekabeti yönetmek
Ama faydaları kadar zararları da olan büyüme konusunu planlarken her zaman tehditleri, riskleri ve mücadeleyi de göz önünde bulundurmak gerek.
Burada en önemli tehditler arasında rekabeti doğru şekilde yönetmek geliyor. Küresel pazardaki genişlemenizin bir ayağı olarak yeni bir ülke pazarına girdiğinizde, hali hazırda ürün veya hizmetiyle o pazarda faaliyet gösteren markalarla doğal bir rekabet içine gireceğinizi unutmayın.
3. Oyun planı kurmak
Ne kadar büyük olursa olsun, tüketicilerin hacmi, eğilimleri, alışkanlıkları gibi bir takım kısıtlamalar karşısında rakiplerinizden farklı, tüketicinin ihtiyaçlarını anlayan, o pazarı iyi analiz eden bir oyun planı kurmanız gerekir. Aksi halde bir pazarda harika bir sonuç veren stratejiniz, başka bir pazarda hiç bir anlam ifade etmeyebilir.
4. Ürün çeşitliliğini yönetmek
Birçok şirket, küresel pazarın sunduğu ürün çeşitliliğini, bulundukları piyasanın arz ve taleplerine göre şekillendirme sorunuyla karşı karşıya kalıyor. Ürün çeşitliliğini yönetemeyen şirketler piyasadan silinirken, bunu doğru stratejiyle ele alan şirketler dünya markası olma yolunda önemli adımlar atıyor.
5. Yönetemeyişte BlackBerry örneği…
Üstteki maddenin en güzel örneği olarak mobil cihazların çeşitlenmesi ve yaygınlaşmasıyla beraber oluşan yeni pazarı gösterebiliriz. BlackBerry işletim sistemi BES üzerinden yönetilen mobil yapısıyla Microsoft, Nokia, Motorola gibi birçok şirket, birçok mobil cihaz tasarlayıp piyasaya sürdü; ta ki Apple 2007’de iPhone’u piyasaya tanıtana kadar...
6. Yerel gibi düşünmek
Yerel gibi düşünememek, kendini yerel şartlara uyarlayamamak da oldukça ciddi bir tehdit unsuru olabilir. Ülkelerin resmi ve kurumsal koşulları ve kültürel normları birbirinden hep farklıdır. Bu normlara göre, marka kimliğini ve mesajını düzenlemek veya adapte etmek hassas bir denge gerektirir. Şirketler çoğunluğu bu kısımda ciddi darbe alırlar ve yenilgiye uğrarlar.
7. Yenilgide Disney örneği…
Disney’in Fransız piyasasına girişinde yaptığı en büyük hata, kuvvetli olan marka gücünü arkasına alarak, Fransız piyasasındaki müşterilerinin kendine özgü taleplerini ve kültürel algılarını bir an için yok saymasıydı. Onları sadece kuvvetli ve yerleşik marka gücüyle cezbedebileceğini zannetti. Hâlbuki Fransız tüketiciler, Disney’in sürekli müşterisi olmayı reddetti. Bu da markayı ciddi bir zarara uğrattı.
8. Başarıda McDonald’s ve KFC örneği
McDonald’s ve KFC’nin Hindistan piyasasına girdiklerinde menülerini yerel halkın damak tatlarına, yaşam tarzlarına ve alışkanlıklarına göre tekrardan düzenlemeleri ise başarılı bir “yerel gibi düşünme” olarak kitaplarda yerini alıyor.
Özetleyecek olursak,
Örneklerde de olduğu gibi, şirketler / markalar için küreselleşmek kolay bir iş değil. Bugüne kadar başarılı olmuş örnekleri doğru analiz edip tehditleri ve riskleri en aza indirerek, şirketin tüm üst düzey kademelerinin küreselleşmeyi stratejik olarak yönetebilmesi başarıyı da beraberinde getiriyor.
Didem Moralıoğlu
Harvard Business Review Türkiye, Ekim 2015
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!