"Çok mu Konuştum?" "Benimle İyi Vakit Geçirdi mi?" Her Buluşmadan Sonra Bu Soruları Düşünenler Buraya
Arkadaşlarınızla, hoşlandığınız kişiyle buluşmalardan; hatta iş görüşmesinde ya da iş toplantılarından sonra eğer 'Çok mu konuştum?', 'Aptal gibi mi gözüktüm?', 'Çok mu sıktım?' diye düşünüyorsanız, yalnız değilsiniz.
Bir buluşmadan, görüşmeden sonra hepimiz saatlerce bu sorularla kafamızı meşgul etmişizdir. Bu can sıkıcı soruların çıkış noktası, beynin korku, endişe, öfke ve kaygı duygularını kontrol eden bölgesi 'amigdala' aslında. Öyle ki, amigdalanın içinde sosyal davranışlar için çok önemli bir çekirdek bulunuyor. Yeni bir çalışmaya göre, bu çekirdek, diğer insanlar hakkında düşünmede rol oynayan sosyal bilişsel ağ bölgeleriyle sık sık iletişim halinde.
İşte Northwestern Üniversitesi'nden araştırmacıların, kafamızı kurcalayan sorularla ilgili yaptığı araştırmanın detayları...
Bir görüşmeden, buluşmadan ayrıldıktan sonra evimize gidip saatlerce "Nasıl görünüyordum?", "Bunalttım mı?", "Benden rahatsız mı oldular?", "Konuşurken aptal gibi mi gözüküyordum?" sorularıyla beynimizi meşgul ederiz. Kendimizi karşımızdakinin yerine koyup cümlelerimizi, hal ve hareketlerimizi tartıp puan veririz.
Bu sorular aslında beynimizde bitiyor. Klişe bir kişisel gelişim sözüne benzese de hayır, bilim insanlarının araştırması bunu kanıtlar nitelikte.
Northwestern Üniversitesi'nden araştırmacıların yeni çalışmasına göre, beynimizin sosyal etkileşimleri kontrol eden kısmı (sosyal beyin) yakın zamanlarda evrimleşti ve gelişti.
Sosyal beynin, beyinde amigdala adı verilen korkuyu, endişeyi kontrol eden noktasıyla sürekli etkileşim içinde. Amigdalaya aynı zamanda “kertenkele beyin” adı veriliyor.
Araştırmanın sonuçlarına göre, depresyon ve anksiyete de "kertenkele beyin"deki hiperaktivite ile ilişkili. Bir diğer ifadeyle, bir buluşmadan sonra artan ve beynimizi kurcalayan sorular amigdalanın bize kötü bir hediyesi adeta.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın