Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
Sorular baki, tablo karanlık | Ceyda karan | Cumhuriyet
Türkiye’nin Batı ile ilişkileri ‘zehirleneli’ çok oldu. Davutoğlu ’nun Clinton ile el şaklattığı dönemler çok geride kaldı. Peki Ankara rest çekmek dışında ne yapabilir?
Erdoğan ’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ’den dilediği özür bugün itibarıyla başka yönelimlerin alameti olabilir. Nitekim Erdoğan’ı darbe girişimi sonrası ilk arayan Putin oldu. Türkiye’nin Batı’ya karşı ‘Avrasyacı’ bir pozisyona geçmesi Rusya açısından ‘stratejik’ değerini çok artırabilecek bir gelişme. Ancak küresel ekonomik sistemle bu denli entegre bir Türkiye için bu mümkün mü? Bedelleri ne olur? Daha dün Moody’s Türkiye’nin kredi notunu düşürmeyi gözden geçirdiğini; Fitch darbe girişimi ve hükümetin sert yanıtının siyasi riskler itibarıyla kredi profilini etkileyeceğini duyurdu. Ekonomide nereye kadar gidilebilir?
Gezi'yi öveceğim, darbeyi canı pahasına durduranları küçümseyeceğim, öyle mi? | Ahmet Hakan | Hürriyet
Darbe bastırıldıktan sonra kışla mı yapılır?
Darbeye karşı yiğitçe karşı duruşun mükâfatı kışla mı olacak?
“Ordu kışlaya” sloganlarının sesi hâlâ yankılanırken… İstanbul’un göbeğine kışla mı yapılacak?
Demokrasi bayramı ile kışla müjdesi arasındaki farkı fark etmemek mümkün mü?
Toplumsal kenetlenme sağlanmışken tefrika simgesi kışlayı gündeme getirmenin kime ne faydası var?
Sayın Cumhurbaşkanımız… Lütfen bir daha düşünün.
Darbenin önlenmesi demokratik bir geleceğe adım attığımız anlamına gelmiyor | Mehveş Evin | Diken
15 Temmuz Cuma gecesi, bu ülkenin her vatandaşı için bir kabustu. Önce kimse inanamasa da sosyal medyaya, televizyon kanallarına yansıyan haberlerle gerçekten bir darbe girişimi yapıldığını idrak ettik.
Darbeler tarihinde ilk kez, gelişmeleri an be an, hatta canlı yayında izledik… 80’lerin mantığıyla yapılan darbe girişiminin başarıya ulaşamamasının en kritik faktörü, dijital çağda olmamızdı.
O akşam kalabalık bir aile yemeğindeydim. Büyükler neler olup biteni anlamaya çalışır, kendi darbe tecrübelerini hatırlarken çocukların yüzündeki şaşkın ifadeye takıldım: 100 yaşına varmamış cumhuriyette, 2016 yılında hala askeri darbe yapılıyor; çocuklarına bir kez daha silah gücüyle yönetimi yaşatmaya hazırlanıyordu. Helikopterler, savaş uçakları alçaktan uçar ve bombalarken çocuklar korkuyla titriyor; son bir yıldır Güneydoğu’da Kürt halkının yaşadığı ‘işgal’ havası İstanbul ve Ankara’yı esir alıyordu.
LYS ezber bozdu! - Abbas Güçlü | Miliyet
Bu yılın LYS sonuçları adayları adeta şok etti.
Net sayısı ve puanlar geçen yılla kıyaslandığında, on binlerce sıra gerileyen adaylar var.
Örneğin geçen yıl 400 puan alan bir öğrenci, geçen yıl 250 bininci sırada yer alırken, bu yıl 300 bininci sıraya geriledi.
Bu yüzden tercih sıralamalarını neye göre yapacakları konusunda kafalar karmakarışık hale geldi...
Bazı puan türlerinin birleşmesi ya da bazı fakültelerin farklı puan türlerine yönelmesi de, geçen yıla ait puan ve yüzdelik dilimlerin önemini azalttı.
Peki, böyle bir durumda tercih sıralaması neye göre yapılacak?
Puana göre mi bir sıralama yapılacak yoksa yüzdelik dileme göre mi?..
Darbeyi başarısız kılan siyasi uzlaşma sürer mi? | Şükrü Küçükşahin | Al Monitor
Türkiye art arda çok önemli iki gelişmeyi yaşadı. Birincisi çok olumlu bir işaretti: İsrail ve Rusya ile yeniden uzlaşma sağlandı. İkincisi ise her yönü ile olumsuz, karanlık bir girişimdi. Bir grup asker darbe girişiminde bulundu ancak halkın, tüm siyaset ve medya kurumlarının dayanışma ve direnişiyle bu girişim başarısız kılındı.
Şimdi birbirine zıt sonuçları olsa da bu iki girişimin, Türkiye’de siyasetin kalıcı uzlaşması için zemin yaratıp yaratmayacağı, özellikle darbenin demokrasiyi hangi yönde etkileyeceği tartışma konusu oldu. Umutlar siyasetin uzlaşı öncelikli yeni bir dili kullanması yönünde. İlk işaretler de bu yönde; ancak Türkiye’de artık her şey Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla sonuçlandığı için o kararı görmek şart.
Anımsatmak gerekirse Rusya ve İsrail ile varılan uzlaşmadan sonra, TBMM eski Başkanı, AKP kurucusu Cemil Çiçek, uzlaşmaya atfen “Sıra içerideki dostlarımızı artırmakta” diyerek önemli bir açılım yaptı.
Jurassic Park darbeyi nasıl gördü? | Ahmet Kekeç | Star
Ömer Laçiner, “Erdoğan ve AKP iktidarı 15 Temmuz sonrası sürecin şu ilk etabında en kazançlı taraf olarak görünüyor” diyor.
208 kişi öldürülmüş.
Meclis binası bombalanmış.
Cumhurbaşkanı’nın kaldığı otele “kamikaze saldırısı” düzenlenmiş.
Sosyalist teorisyen Ömer Laçiner, “at yarışı” yahut “futbol maçı” yorumu yapar gibi, soğukkanlı ve ruhsuz ifadelerle, kimin “en kazançlı” çıkacağını anlatıyor.
Soyadını değiştirsin bu arkadaş; “Üründül” yapsın... Ama Ömer Üründül ’e de haksızlık olur. Ömer Üründül dâhil, hiç kimse, bu kadar katı, bu kadar pervasız, bu kadar vicdansız olamaz FETÖ kanalına çıkıp, yüzde 40’ın üzerinde oy alması durumunda, Erdoğan’ın “demokrasi dışı” yollarla mutlaka indirilmesi gerektiğini söylemiş bir demokrattır.)
Devam ediyor teorisyenimiz: “15 Temmuz darbesinin kim(ler) tarafından nasıl planlandığına ve icra sürecinde nelerin olup bittiğine dair bilgilerimiz şu anda haliyle yetersiz ve muğlak.”
Cesedin içi! | Necati Doğru | Sözcü
Çok doğru. Başarsaydı, bugünün egemenleri gazete ilanları ile “vatanı kurtaran kahraman” diye darbecileri övecekti. Başaramadı. Darbeci ceset oldu. Morga alındı. Bıçak atıldı, içine bakıldı.
İçi çürümüş.
Daha canlıyken çürümüş.
Ceset sırlarla dolu:
O, 4 saat!
TV'lerde canlı yayın darbe girişimi görüntülü yayına başladı, Marmaris'te tatilde Cumhurbaşkanı 4 saat içinde hep sustu. Günün her saatinde konuşan lider sanki yoktu. 4 saat sonra görüntü yansıtan telefon bağlantılarıyla halkı meydanlara inmeye çağırdı. Çağırdığında zaten Fethullahçı darbeci ceset haline gelmişti.
0, 4 saatte neler oldu? Cumhurbaşkanı kimle görüştü?
Daha orduya yerleşmiş terfi alıp arkası sıvazlanırken çürümüş darbeci cesedinden çıkan sır: MİT, cuma günü saat 16.00'da “Cumhurbaşkanını öldürme planı istihbaratını” aldı. Genelkurmay'a bildirdi. Genelkurmay Başkanı da cuma günü 18.30'da darbeyi önlemek için gereken neyse hepsini yaptı.
Çok tuhaf.
Böyle giderse devlet başımıza çökecek! | Tarhan Erdem | T24
Cumhurbaşkanı’nı Başbakan izledi, “Çarşamba günü CB başkanlığında MGK ve ardından toplanacak Bakanlar kurulundan sonra” önemli kararların açıklanacağını kamuoyuna bildirdiler.
Önemli kararlar üzerinde çalışılıp, açıklanacağının bir gün önceden halka duyurulmasının yararını ve nedenini anlamıyorum; bu telaş içinde bile siyasal propagandanın ihmal edilememesi tuhaf geliyor bana!
Hükümet; 1/Darbe’nin Fethullah Gülen ’in “emir ve komutasında başladığına ve yürütüldüğüne” inanmakta ve 2/ “Darbe Girişimi’ne katılanları” yakalamaya çalışmaktadır .
Ortaya çıkışından beri Gülen’i, Türkiye’de toplumsal bir hareketi yönetecek güçte görmemişimdir. Biraz amatör, biraz kibirli yöneticidir ama profesyonel siyaset adamı değildir. Bana göre Gülen, 9 bin kilometre uzaktan, darbe planlayıp yürütecek bir kişi değildir.
Darbe kimin işi? | Ali Bayramoğlu | Yeni Şafak
1956 yılında Gelibolu’da doğdu. 1979 yılında Fransa, Grenoble Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi. 1982 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yüksek lisans yaptı. 1985 yılında aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde doktorasını tamamladı. 1981-1999 yılları arasında Marmara Üniv ...devamı
Onlarca karine, gösterge, işaret arasından bir kaçına bakalım...
Önce bir haber:
“Gülen cemaatinin üyesi olduğu iddasıyla görevinden alınmış olan, İstanbul eski Güvenlik Şube Müdürü Mithat Aynacı, Vatan Caddesi'nde bir tank içinde askeri kamuflajlı olarak gözaltına alındı. Aynacı'nın tankın üstündeki askeri giyisili görüntüleri DHA kamerasına yansıdı…”
Sonra bir söyleşi:
MİT'in istihbarattan sorumlu eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş muhabir Ekin Karaca'nın, “Darbe girişimini Gülen Cemaati'nin yaptığından kesin emin misiniz?” sorusuna şu yanıtı veriyor: “Kesinlikle... Bu tereddüt götürmez bir durum. (…)
Bugün 20 Temmuz... | Nihal Kemaloğlu | Birgün
Bakışları bile başkaları için hayatı güzelleştirmeye yeten çocuklarımızın Suruç’ta IŞİD canlı bombası tarafından patlatıldığı, sonra sessiz sedasız gömüldüğü, onlardan kalan sahipsiz sırt çantalarının bir kamyonet kasasına yığıldığı tarih.
Beachlerde şezlongların kıpırdamadığı, instagramların hedonizme teslim olduğu, IŞİD militanlarının ise 10 Ekim Ankara Saldırısı için kollarını sıvadığı tarih...
Yani Suruç’ta gövdeleri bulutlara doğru savrulan veya beden ve ruhlarında yüzlerce şarapnel parçasıyla yaşamaya terk ettiğimiz gençlerimizin gördüğü son parlak gökyüzü sabahı 20 Temmuz’dan tam bir yıl sonra...
Bir yıldır “gizlilik kararı” nedeniyle dosya içeriğine ulaşılamayan ve soruşturması bir milim kıpırdamayan, canlı bomba istihbarat bilgilerine rağmen önlenemeyen ve Suruç bombacısının kardeşinin 10 Ekim’de Ankara katliamını gerçekleştireceği ve akabinde bugünlere taşıyacak alt üst oluş sürecimizin miladı.
Yorum Yazın