Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Darp Görüntüleri 4 Kez Silinmiş!
Ali İsmail Korkmaz Davası 26 Kasım’a Ertelendi
Eskişehir’deki Gezi eylemleri sırasında polis ve eli sopalı esnaf tarafından dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın davasında 4’üncü duruşma sona erdi.
Ali İsmail’i kasten öldürme suçundan fırıncı İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu, Muhammet Vatansever ve Ebubekir Harlar ile polis memuru Mevlüt Saldoğan tutuklu, polis memurları Şaban Gökpınar, Hüseyin Engin ve Yalçın Akbulut tutuksuz yargılandığı dava 26 Kasım saat 09:30’a ertelendi.
Adli Tıp raporu okundu
Davanın 4’üncü celsesi kimlik tespitleri ile başladı. Duruşmayı Uluslararası Af Örgütü’nün temsilcisi Andrea de Ruijter ve Gezi eylemleri sırasında başından gaz kapsülüyle vurulurak öldüürlen Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan da izliyor.
Duruşma Adli Tıp Kurumu raporunun okunmasıyla başladı. Raporda, Ali İsmail’in ölümünün darptan kaynaklandığını içeren “ Darp ile ölüm arasında illiyet bağı vardır ” ifadesi yer alıyor. Ali İsmail’e doktor tarafından verilen ilaçların da beyin kanamasını hızlandırdığı bilgisi yine raporda tespit edilmiş.
TÜBİTAK raporu okundu
TÜBİTAK’ın 12 Ağustos tarihinde dava dosyasına girebilen kamera kayıtlarına ilişkin dijital analizinin yer aldığı raporu okundu. Raporun sonuç kısmında görüntülerdeki kişinin Ali İsmai olduğu kesinleşti. Kayıtlarda sanıkların da net görüntüleri yer alıyor.
Kamera kayıtlarının dijital olarak incelendiği raporda, Yeni Harman Fırını’na ait kamera kayıtlarının 6 Haziran 2013 tarihinde 4 kez silindiği belirtiliyor. Fırın ve Beşik Otelden alınan kamera kayıtlarında kurtarma ve iyileştirme çalışmalarının yapıldığı belirtilirken, raporda Beşik otel kamerasının darp esnasında kayıt yapmadığı çünkü talep üzerine kayıdın kapatıldığı tespit edilmiş.
‘İyi bakın hani biz değildik diyordunuz!’
Darp görüntülerin salonda izlenmesi esnasında Ali İsmail’in annesi Emel Korkmaz ve Gülsüm Elvan gözyaşlarını tutamadı. Anne Emel Korkmaz, sanıklara “İyi bakın, hani biz değildik öldüren diyordunuz, utanmadan bakıyorsunuz, iyi bakın” diye feryat etti.
‘Bana benziyor’
Kayıtlarda tespit edilen sanıklardan biri hariç hepsi görüntülerdekilerin kendileri olduğunu kabul etti.
Kayıtlarda Beşik Otel’den kaydın kapatılmasını istediği görülen Hüseyin Engin, otele gittiğini ancak o konuşmaların kendisine ait olmadığını, görüntülerdeki kişinin ise kendisine benzeyen bir başkası olduğunu savundu. Hakimin ısrarla “Sen misin?” sorusuna “Bana benziyor” demesi salonda gülüşmelere yol açtı.
Sanık İsmail Koyuncu, görüntülerdeki kişinin kendisi olduğunu kabul etti ancak, “Ekmek teknemde durduğum görüntüler” diye kendini savundu. Sanık polis memuru Mevlüt Saldoğan ise “Zor kullanma yetkimi kullandığım kişi Ali ismail değildi, ben şerefli bir polisim” dedi. Salonda bu savunmaya karşı yuh sesleri yükseldi.
Sanıklar Ebubekir Harlar, Ramazan Koyuncu ve Muhammet Vatansever de görüntülerdeki kişilerin kendileri olduğunu kabul etti. Yalçın Akbulut ise raporu ve görüntüleri kabul etmediğini, kendisinin sadece Ali İsmail’i kovaladığını söyledi.
Ali İsmail’in abisi Gürkan Korkmaz, sanıkların ifadeleri üzerine,“Sanıklar kendilerini teşhis etti, ben de her iki görüntülerdeki kişinin kardeşim Ali İsmail olduğunu teşhis ediyorum. Lütfen kayıtlara geçsin” dedi.
Kamera kayıtları izlenmeye geçilmeden önce anne Emel Korkmaz ve baba Şahap Korkmaz ile Gürkan Korkmaz salondan ayrıldı. Şahap Korkmaz çıkarken, “Bizim başımız dik, oğlumuzla gurur duyuyoruz” dedi.
Savcı ek süre talebinde bulundu
Verilen aranın ardından konuşan savcı, mahkeme heyetine sunulan raporlara bir itirazının olmadığını, esas hakkında mütalaa hazırlayabilmek için ek süre istediğini söyledi. Tutuklu yargılanan sanıkların tutukluluk durumunun devamını isteyen savcı, ayrıca Yalçın Akbulut’un da tutuklanmasını talep etti. Savcı Akbulut hakkında iddia edilen suçun tutuklu yargılanan sanıklarla benzerlik taşıdığına işaret etti.
‘Cinayet bir ilacın üstüne yıkılamaz’
Davaya müdahil anne Emel Korkmaz, “Görüntüleyi izlediniz, ben izleyemedim. 19 yaşına kadar oğluma bir tokat atmadım, bu katillerin cezalandırılmasını talep ederim” derken, baba Şahap Korkmaz da, “Katiller cezasını çeksin” diye konuştu.
Ailenin ardından söz alan davanın müdahil avukatları, raporların ve birbirleriyle uyumlu olduğunu, sanık ifadelerinin de kamera kayıtlarıyla uyuştuğunu aktardılar. Müdahil avukatlardan Özgür Özlem Önger, Ali İsmail’e hastanede verilen kan sulandırıcı ilacın, ölümün tek sebebi olmadığını belirterek, “Son yılların en vahşi cinayeti bir ilacın üstüne yıkılamaz” dedi.
Davada sırasıyla söz alan tanıklar haklarındaki suçlamaları kabul etmeyerek farklı bahaneler öne sürdü.
Sanıklardan polis Mevlüt Saldoğan, “Kanser hastası çocuğum var, polisim, istesem kaçardım, ben nereye kaçacağım, ailem mağdur, tutuksuz yargılanmayı istiyorum” dedi.
Bir diğer sanık İsmail Koyuncu, “Devlete karşı boynum kıldan incedir. Devlete saygımdan kaçan suçluyu yakalamak istedim. İnsanlara sevgim de sonsuz. Bir anadolu evladı olarak gerekirse sırtımda hastaneye taşırdım ama şahıs bize küfür etti. Benim tek suçum devlet tut deyince tutmaktı. Kader mahkumuyum” diye konuştu.
Sanık avukatları da teker teker aldıkları sözlerle, TÜBİTAK ve Adli Tıp raporlarındaki bilgilerin Ali İsmail’in darp sonucu öldüğünü kesinleştirmediğini, ölüm sebebinin aldığı ilaç ya da düşmekten kaynaklanabileceğini öne sürdü. Avukatların polislerin yargılandığı davada görüntü kayıtlarını Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Büro’ya göndermek istemeleri dikkat çekti.
Sanık Ebubekir Harlar’ın avukatı ise diğer sanık avukatlarından farklı bir savunma yaparak, “Herkes suçu birbirine atıyor, kimse Ali İsmail Korkmaz’a vurmadım demesin. Hepsi vurdu, ilk benim vekilim vurdu” dedi, ancak öldürücü darbenin müvekkilinden gelmediğini öne sürdü.
Savcıya esas hakkında mütalaa için ek süre
Mahkeme, dosyanın esas hakkında mütalaası için Savcıya ve taraf vekillerine esas hakkında savunma için süre verilmesine karar verdi. Heyet aynı zamanda sanık vekillerinin Adli Tıp ve Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Büro’dan yeniden rapor istenmesi talebini reddetti. Sanıkların tanığın yeniden dinlenmesi talebi de reddedildi.
Ailenin avukatlarının ısrarla dile getirdiği Yalçın Akbulut’un tutuklu yargılanması talebi kabul edilmezken, diğer tutuklu sanıkların tutukluluk halleri devam edecek.
Diken