Yaşayan Bir Masal Olan Süper Baba'ya Dair Özleminizi Pekiştirecek 20 Efsane Şey
1993 yılında başlayıp 1997'ye kadar devam eden dizinin yayınlandığı günlerde, sokaklar boş ve gözler yaşlıydı. Çengelköy'üyle, dedesiyle, kahvesiyle, meyhanesiyle, evleriyle, siyasi mesajlarıyla, aşklarıyla unutulmaz olan dizinin müziklerini duymak bile iç burkabiliyor. Efsane olmuş bu diziyi sevmek, özlemek için birçok sebep var. İşte onlardan ilk 20 madde...
1. Cuma günlerine bir anlam yükleyip, sonraki cumaları değersiz bırakan o heyecanı.
4 yıl boyunca sürmüş bir dizinin, günümüzde kırk takla atılarak başarılamayan o sürükleyiciliği samimiyetle ve özenle yakalamış olması çok güzeldi. Her cuma hevesle beklenip, bitince bir buruk olduğunuz dizi tamamen bittiğinde kötü hissettirmesi çok doğal.
2. Kendi evimizde, ailemizle soframızda gibi hissettiren samimi ortam ve ilişkiler.
Ayakkabı çıkarıp girilen bu evdeki çocuklar çok şanslıydı. Onlar için hayatını askıya almış babaları, dedeleri ve büyükbabaları vardı. Düşünsenize, evde Fiko'nun dedesi bile vardı. Karadenizli bu aile, İstanbul'un en güzel yerlerinden birinde, gerçeği en çok yansıtacak şekilde yaşardı.
3. Nihat'ın Çengelköy'ün en güzel yerine kurulmuş kahvesi.
Dizinin büyük hayranları, İstanbul'a ilk geldiklerinde koşa koşa Çengelköy'e ulaşırlardı. Sümer Tilmaç yok ama anılar hala orada... Tarihi Çınaraltı Çay Bahçesi'nde bir bardak çay içip kulaklıkla Yeni Türkü dinleyenler?
4. Yunanı denize dökmekten bıkmamış, İstiklal Savaşı gazisi Yakup Dedemiz.
Rahmetli İhsan Devrim'in canlandırdığı Sürmeneli (Trabzon) Yakup Dede ve onun çakı gibi arkadaşlarını hatırladıkça hem gülümseyip hem pamuk ellerinin artık olmadığını bilmek ne kötü...
5. En az bir kere flütle çalmayı denediğimiz "Alim Eve Döner" şarkısı.
6. Eski karısı Şule'nin, Fiko'yu yatağa atması.
Seray Gözler Şule'yi harika canlandırmamış mı?
7. Yakup Dede'nin herkesi trollemesi. Nihat'la rakı masasından kalkıp kemençe sormasını unutmadık.
Kemençesinin olmadığını öğrenince Nihat'a 'Sen nasil Garadenuzlusun daaa' diye kızıp unexpected horon teptiğini hatırlayınca gözlerinizle sarılmak isteyeceksiniz.
8. Ele avuca sığmayan İpek'in, Fiko ile olan hüzünlü yaşanamamışlık hikayesi.
9. Fiko'nun Fransızca öğretmeni, güzeller güzeli Deniz'den İpek için ayrılmak zorunda kalışı.
Belki Amerika'ya gitmesinden bile kötüsü, döndüğünde Fiko'nun hayatında başka bir kadın olmasıydı. İpek, yani en büyük aşkı, kanserdi ve Fiko onun yanında olmalıydı. Tekrar ve tekrar kaybetmişti Fiko... Deniz'i de Şevval Sam canlandırıyordu.
10. İpek'in kahvede herkesi kendine getirmeye çalıştığı "Otel projesi Ütopya'ya hayır" konuşması.
11. İzledikçe, okudukça "ne cesurmuş o zamanlar" denilen siyasi mesajlar.
Muhabir: Yargı yoluna başvurdunuz
mu?İpek: Elbette elbette... Bir yerlerde
tozlanmakta olan bir dosyamız var ama biz karşımızdakiler kadar güçlü değiliz. Hakkımızı savunmak için onlar gibi bir avukatlar ordusu tutamayız. Varsayalım
ki bir mucize oldu ve sonunda biz kazandık. Peki ne zaman olacak bu mucize? Bu
ülkede adalet mekanizması çok yavaş işliyor. Gecikmiş adalet, adaletsizliğin ta
kendisidir... Herkesi hayır demeye çağırıyorum... Çevrenin, İstanbul'un
böyle hızla yozlaşmasına karşı olduğunu söyleyen herkesi, yarınlardan kaygı
duyan herkesi, herkesi... Artık çıksınlar kabuklarından. Susmasınlar. Seslerini
yükseltsinler. Hayır desinler!
12. İpek'in benim diyen fantastik kurguya taş çıkaran hayata dönme sahnesi.
Zorda mı kaldınız, ölüyor musunuz, umutsuz musunuz? Derhal mahalleden eşi dostu çağırın ve el ele tutuşturun. O değil de doktor da tutuyor :)
13. Ayarlara doyamayan dizide, Tansu Çiller'e yapılan gönderme.
14. Zeynep'in hapisteki babasını üzmemek için, evin satılığa çıktığını söyleyememesi.
Boş evde bir köşeye geçip ağlamış, içimizi parçalamıştı. Sevinç Erbulak'a hala derin sempati beslememizin temelinde Zeynep Aksu karakteri olabilir.
15. Fiko'nun bu fakirlik içinde nasıl gittiğini anlayamasak da, meyhane sahneleri.
Çoluğun çocuğun rızkını yedin diyemeyecek kadar çok seviyoruz Allah'tan.
16. Çılgın avukatın Sherlock'u kıskandıracak dedektiflik performansı.
Fiko hapse düşünce çılgın bir avukat onu kurtarmaya çalışmıştı. Fiko'nun masumluğunu maketlerle anlatan avukat, Fiko beraat edince sevinçten bayılmıştı:) Avukatı canlandıran Bülent Emin Yarar, dizide Elif karakterini canlandıran Bennu Yıldırımlar ile evli.
17. Bülent Ortaçgil'in konuk oyuncu olarak girip, sanatçı adaylarına verdiği efsane ayar.
Önce şu soruyu soralım; müzik sizin için ne ifade ediyor? Yani, notaların yan yana gelmesinden oluşan matematiksel bir yapı mı, yoksa daha fazlası mı?Bu matematiksel yapı içinde tutarlı bir dünya görüşü, insana bakışı, insanı yorumlayan bir duruş katmak istiyor musunuz? O zaman yolunuz çok uzun. Bu yol sizi listelerin başına götürmeyebilir, şarkılarınız radyolarda televizyonlarda pek çalmayabilir, hayranlarınız sokaklarda peşinizden koşmayabilir, kimse imzalı resminizi istemeyebilir, bir köşede isimsiz şöhretsiz kalabilirsiniz. Şimdi söyleyin bana, bu bedeli ödemeye hazır mısınız? Eğer hazırsanız sizinle ileride sık sık görüşebiliriz. Yok, eğer yolunuz popülerlikten geçiyorsa, size şimdiden iyi yolculuklar.
18. "Uygun olmaz, ayıplarlar" diye peşinden gidemediği marjinal Elif'le korkak (!) Fiko'nun ayrılma sahnesi.
19. "Bittim ben Nihat!"
20. Ve her şeyden önemlisi, bunu izleyerek büyümüş bir çocuğun kötü biri olamayacağını bilmek... İşte bu unutulmaz.
Doğaya, yaşadığı yere sahip çıkan ve ömrünü buna adamış bir kadın, çocukları ve ailesi için her şeyi yapan bir baba, sıcacık insanlar ve yaralı bir güvercin görünce peşinden giden mahkumları görmek bile inandırıyor bizi. Bu diziyi izlemiş, bu mesajları alarak büyümüş neslin neler yaptığını gördük sonuçta değil mi...
Yorum Yazın
Eyyy ATV nerden nereye ...
şu diziyi, akşamları o siktir boktan dizilerin yerine oynatsalar daha fazla reyting alır.
Almaz çünkü o çocuklar büyüdü..
Ortaokulda süper baba müziğini fülütle çalamayanı döverlerdi 😊