Türkiye'de Bir Kadının Hak Arama Mücadelesi: Cinsel Saldırıya Uğradı, Adaleti Göremeden Öldü, Adalet de Gelmedi...
Genç yaşta tecavüze uğrayan K.H. isimli kadın, o adamla evlendirildi. Ancak dramı burada bitmedi. Hastanede engelli kontenjanından yararlanarak çalışan K.H., burada da temizlik işçilerinin cinsel tacizine ve saldırısına uğradı. Ablasının fark etmesiyle adalet mücadelesi başlattılar. Ancak gelişigüzel yapılan yargılamanın sonucunda çıkan karar vicdanları kanattı. K.H. ise kansere yakalandı ve çıkan kararı göremeden hayatını kaybetti. Avukatı kabullenmedi ve karara itiraz etti ama yaptığı onca itiraza rağmen sürekli ret kararıyla karşılaştı. 5 yıldır gidip gelen dosya, şimdi başlangıç noktasının bile gerisinde...
K. H isimli kadının hikayesini bugün Hürriyet yazarı Melis Alphan köşesine taşıdı. İşte Alphan'ın kaleminden bir kadının adalet mücadelesi:
'K.H. genç yaşında tecavüze uğramış ve o adamla evlendirilmiş bir kadındı. İşitme engeli, nefes alma zorluğu, bacağında platin, biraz da zekâ geriliği vardı. Hatta kocası, başka bir kadından çocuk sahibi olup çocuğu K.H. doğurmuş gibi nüfusuna kaydettirmişti.
Geçmişi zordu ama sonrasında da hayat kolay olmadı. 2013’te engelli kontenjanından çalıştığı hastanede başhemşire ona yapmakta zorlanacağı işler veriyor, yapamayınca hakkında rapor tutuyor, onu bezdirmeye çalışıyordu. Onu işten attırıp yerine bir yakınını işe aldırmak gibi bir gizli gündemi vardı.
"Hastanede defalarca cinsel tacize uğradı, savcılık takipsizlik kararı verdi"
Daha fenası, K.H. defalarca taşeron temizlik işçilerinin cinsel tacizine uğramıştı. Ablası, K.H.’nin vücudundaki (cinsel bölgelerinde) morlukları görünce savcılığa şikâyette bulundu. Savcılık etkili, nitelikli bir soruşturma yürütmeden, basmakalıp cümlelerle takipsizlik kararı verdi.
"5 kişiye beraat, bir kişiye 2 yıl hapis cezası verildi"
K.H.’nin avukatı Şahin Antakyalıoğlu’nun karara itirazı kabul edildi ve 5 kişiye yaralama ve cinsel tacizden, bir kişiye cinsel saldırıdan dava açıldı. Bu süreçte aşırı strese giren K.H. kansere yakalandı ve öldü.
Savcılık K.H.’ye cinsel saldırı yüzünden beden ve ruh sağlığının bozulduğuna dair numune hastanesinden rapor aldırmıştı. Ama buna rağmen, mahkeme illa Adli Tıp’tan da rapor alınmasını istedi. Alınamadı çünkü K.H. ölmüştü. Mahkeme eldeki raporu dikkate almayınca, cinsel saldırıdan en az 10 yıl hapis cezası alması gereken adama 2 yıl cezayı yeterli gördü. Cinsel taciz ve yaralamadan yargılanan diğer sanıklar ise beraat etti.
Özetle, tanıklar, deliller yok sayıldı, gelişigüzel bir yargılama yapıldı.
Sürekli itiraz ve hep aynı karar: Ret
Avukat aynı gün kararı temyiz etti. Zamanında başvurulmuştu ama mahkeme başvuruyu sümen altı etti, “Süresinde başvurulmadığından reddine” dedi, kararı kesinleştirdi ve dosyayı Yargıtay’a göndermedi.
Avukat mahkemeden düzeltme istedi. Reddedildi. Avukat bu kez, ret kararını temyiz etti. “Zamanında başvurulmuş, siz hatalı karar vermişsiniz. Asıl dosyayı göndermeniz gerekirdi” denmesi gerekirken, temyiz itirazı gerekçesiz reddedildi.
Avukat mahkemeden yeniden asıl dosyanın Yargıtay’a gönderilmesini talep etti. Mahkeme konuyu yine hatalı şekilde ele alıp bu kez dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Başsavcılık beraat kararına ilişkin denetim yapacağı yerde, “Yargıtay’a gelmiş, incelenmiş, buna yapacak bir şey yok” deyip dosyayı geri gönderdi. Avukat bu kez ‘kanun yararına bozma’ için Adalet Bakanlığı’na da başvurdu. Reddedildi.
"Hâkim değişti, mahkeme hatasını kabul etti"
2017’de avukat bir kez daha şansını denemek için mahkemeye bir dilekçe yazdı ve “Karar hatalı. Düzeltin” dedi.
Hâkim değişmişti, mahkeme bu kez hatasını kabul etti ve dosyayı kanun yararına bozma talebiyle Adalet Bakanlığı’na gönderdi. Talep “Süresinde başvurmadınız” denilerek reddedildi.
Avukat bu kez, hata yapan mahkeme personeli hakkında suç duyurusunda bulundu. Savcılık, mevzunun Yargıtay denetiminden geçtiğini söyleyerek takipsizlik kararı verdi. Oysa personelin yaptığı hata başka, Yargıtay’ın denetlediği karar başkaydı. Avukat takipsizlik kararına itiraz etti; itirazı gerekçesiz reddedildi.
"Bu hikâye bir kez daha gösteriyor ki, ülkemizde kadınlar korunamıyor"
Avukat yılmadı, ‘kanun yararına bozma’ için yeniden Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Bakanlık bu kez kanun yararına bozma için dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Savcılık, ‘avukatın sunduğu delilin itiraz merci tarafından incelenmediğini’ söyleyerek kararın bozulması için dosyayı Yargıtay 5. Ceza Dairesi’ne gönderdi.
Sayabildiniz mi bu dosya kaç kapı dolaştı? Aynı kapıları kaç kez dolaştı?
Engelli bir kadın cinsel şiddet görüyor ve adalete sığınıyor; adalete çıkan yollarda eziliyor ve 5 yılın sonunda başlangıç noktasının bile gerisine düşüyor. Bu hikâye bir kez daha gösteriyor ki, ülkemizde kadınlar korunamıyor; İstanbul Sözleşmesi, CEDAW dikkate alınmıyor; yargı sürecinde deliller değerlendirilmiyor; kararlar temyiz edilse de hak arama yolu tıkanıyor, adalete erişim engelleniyor; adil yargılama yapılmıyor.
K.H., bu davanın ardından hastaneye de dava açacaktı. Ama ömrü yetmedi'
Yorum Yazın
bu ülkede yaşamayı gerçekten istemiyorum artık. doğup büyüdüğün, uğruna çalıştığın, koruduğun ülke seni korumuyor ya hakkını savunmuyor, ne kadar mutlu olabi... Devamını Gör
türkiyeye hoşgeldiniz. 2 sene önce ben tacize uğradığımda çardakta çekirdek çitleyen teyzeler ve amcalar yok biz bir şey görmedik demişti fakat kapı gibi kam... Devamını Gör
Allah kimseyi hukuk sistemimizin eline düşürmesin.