onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Sıra Dışı Bir Askeri Darbe! "Bir De Bu Adama Laf mı Anlatacaktık?"

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Sıra Dışı Bir Askeri Darbe! "Bir De Bu Adama Laf mı Anlatacaktık?"

23 Ocak 1913'te Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde, İttihat Terakki liderlerinin hakimiyeti bütünüyle ele geçirdikleri bir askeri darbe yaşanmıştı.

Bu darbeyi enteresan kılan ise düşük rütbeli subayların, devletin en yüksek makamlarında bulunan üst rütbeli askerleri öldürmeleriydi.

Özellikle Harbiye Nazırı yani bugünkü Milli Savunma Bakanı Nazım Paşa'nın bu darbe sırasında öldürülme şekli çok ses getirdi.

Meşhur baskında neler yaşandığını birlikte inceleyelim.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

1912 yılında Osmanlı Devleti'nin kısa bir zaman önce kendi egemenliği altında olan küçük balkan devletleri tarafından yenilgiye uğraması, İstanbul'da büyük tepki ve üzüntüyle karşılanmıştı.

1912 yılında Osmanlı Devleti'nin kısa bir zaman önce kendi egemenliği altında olan küçük balkan devletleri tarafından yenilgiye uğraması, İstanbul'da büyük tepki ve üzüntüyle karşılanmıştı.

Selanik, Manastır, Makedonya gibi Osmanlı'nın gözde şehirlerinin kaybedildiği bu sürecin sonunda iktidarda bulunan İttihat ve Terakki liderleri Enver ve Talat Bey'ler, yönetimi bütünüyle kendi hakimiyetleri altına almak istediler.

Sadrazam Kamil Paşa, Ordu'nun siyasete bulaşmamasını istiyor ve Enver Paşa'nın gücünü örseliyordu.

Buna karşılık 1913 yılının hemen başında darbe hazırlıkları hız kazandı.

Osmanlı Ordusu'nun Balkan devletleri karşısında yenilgiler almasıyla hükûmet bir çıkmaza girmiş, üç aydır işgal altında bulunan Edirne'nin daha fazla direnemeyeceğinin anlaşıldığı günlerde başkentin İstanbul'dan Anadolu'ya taşınması da konuşulur olmuştu.

Osmanlı Ordusu'nun Balkan devletleri karşısında yenilgiler almasıyla hükûmet bir çıkmaza girmiş, üç aydır işgal altında bulunan Edirne'nin daha fazla direnemeyeceğinin anlaşıldığı günlerde başkentin İstanbul'dan Anadolu'ya taşınması da konuşulur olmuştu.

İmparatorluğun eski başkenti olan Edirne'nin düşme ihtimali büyük bir manevi yıkımı beraberinde getiriyordu. Bulgar ordusu İstanbul'a çok yaklaşmıştı. 

Sadrazam Kamil Paşa oldukça zayıf bir konumdaydı. Hükümeti çatırdıyordu.

23 Ocak 1913 günü saat 14:30 sularında Enver Paşa ve ittihatçı birlikler Başbakanlık konutunun önüne geldiler.

O dönemde hem Başbakanlık hem de Milli Savunma Bakanlığı, Bab-ı Ali adı verilen binada bulunuyordu.

İttihatçılar öfkeyle binadan içeri girdiler. Sadrazam Kamil Paşa'nın makamına doğru çıkarken karşılarına komutanları Harbiye Nazırı Nazım Paşa çıktı.

İttihatçılar öfkeyle binadan içeri girdiler. Sadrazam Kamil Paşa'nın makamına doğru çıkarken karşılarına komutanları Harbiye Nazırı  Nazım Paşa çıktı.

Enver Paşa'nın yanında en sadık fedaisi ve arkadaşı Yakup Cemil vardı.

Kendisinden çok üst rütbede olan Harbiye Nazırı karşısında ister istemez sessiz kalan Enver Paşa, 'hükümetin istifa etmesi gerektiğini' söylemekle yetindi.

Nazım Paşa ise hiddetle gürleyerek 'ben size siyasete karışmayacaksınız demedim mi!' şeklinde sert bir nutuk atmaya başlarken fedai Yakup Cemil silahını çekti...

Celal Bayar'ın anılarına göre paşanın arkasından yaklaşan Yakup Cemil, tabancasını Nazım Paşa'nın sağ şakağına doğrultarak tetiği çekti.

Celal Bayar'ın anılarına göre paşanın arkasından yaklaşan Yakup Cemil, tabancasını Nazım Paşa'nın sağ şakağına doğrultarak tetiği çekti.

Yere düşen harbiye nazırı oracıkta hayatını kaybetti. Afallayan ve şaşıran Enver Paşa, Yakup Cemil'e dönerek 'Buna ne gerek vardı? Delirdin mi sen?' şeklinde kızdı. 

Yakup Cemil ise tarihe geçen o sözleri tam da o anda söyledi:

'Bir de bu adama laf mı anlatacaktık?'

Olayın ardından Enver Bey ve Talat Bey, Kâmil Paşa'nın odasına girerek silah zoru ile istifasını yazdırmış; Enver Bey yola çıkarak istifa mektubunu saraya bizzat götürmüştü.

Olayın ardından Enver Bey ve Talat Bey, Kâmil Paşa'nın odasına girerek silah zoru ile istifasını yazdırmış; Enver Bey yola çıkarak istifa mektubunu saraya bizzat götürmüştü.

Harbiye Nazırı'nın başına geleni gören Sadrazam Kamil Bey, hiç itiraz ve tereddüt etmeden istifasını verdi.

Bu olayın ardından Enver Paşa, Osmanlı Devleti'nin en yetkili ve güçlü ismine dönüştü.

Osmanlı'nın Birinci Dünya Savaşı'na girdiği 1914 yılından mütareke şartlarını kabul ettiği 1918 yılına kadar Enver Paşa, başında kalmaya devam etti.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Harbiye Nazırı'nı tüm soğukkanlılığı ile öldürerek darbenin başarılı olmasını sağlayan Yakup Cemil ise o günden sonra gönülden bağlı olduğu Enver Paşa'nın yanında kalmaya devam etti.

Harbiye Nazırı'nı tüm soğukkanlılığı ile öldürerek darbenin başarılı olmasını sağlayan Yakup Cemil ise o günden sonra gönülden bağlı olduğu Enver Paşa'nın yanında kalmaya devam etti.

1916 yılında Enver Paşa ile ters düşen Yakup Cemil, tutuklandı. 

Enver Paşa'yı devirmeye kalkıştığı iddiaları ile idama mahkum edildi.

11 Eylül 1916 günü kurşuna dizilerek idam edildi.

Yakup Cemil'e ilişkin çok sayıda efsane, rivayet anlatılmakta olup bunlardan birisi idamı sırasında 'ateş' emrini askerlere bizzat kendisinin verdiğidir.

İlgini çekebilir...

İlgini çekebilir...

İlgini çekebilir...

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
3
2
2
2
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın