Görüş Bildir
Haberler
Piyasanın Yönünü Belirleyen Arz ve Talep Dengesi Nedir? Arz mı Talebi, Talep mi Arzı Doğurur?

etiket Piyasanın Yönünü Belirleyen Arz ve Talep Dengesi Nedir? Arz mı Talebi, Talep mi Arzı Doğurur?

Merlot Vinho
01.10.2022 - 17:00

Arz ve talep pazarda satılan domatesten, borsalardaki hisse senetlerine kadar para ile satın alınan her şeyin fiyatında etkilidir. Ülke ekonomilerini de yakından etkileyen arz-talep arasındaki denge iyi korunmadığında aşırı fiyat artışları veya ürün kıtlıkları gözlenebilir. 

Fiyatlamanın temel dinamiklerinden olan arz ve talep arasındaki ilişkiyi gelin birlikte inceleyelim!

İçeriğin Devamı Aşağıda

Öncelikle arz ve talep nedir açıklayarak başlayalım...

Öncelikle arz ve talep nedir açıklayarak başlayalım...

Talep, genel olarak belirli ürünlere veya hizmetlere karşı gelişen satın alma isteğini tanımlar. Arz ise bu talebi karşılamak için oluşturulan ürün ve hizmetlerdir. Yani, arz ve talep arasında birbirine dönüşen ve devamlılık sağlayan bir ilişki bulunur.

Arz ve talep arasındaki ilişki hisse senedi fiyatlarına da yansır.

Arz ve talep arasındaki ilişki hisse senedi fiyatlarına da yansır.

Arz ve talep, hisse senedi borsalarında da sıklıkla kullanılan kavramlardır. Bu kavramlar borsa açısından incelendiğinde ortaya benzer bir mantık çıkar. Borsadaki talep, belirli bir fona ya da hisse senedine olan rağbettir. Arz ise bu talebin karşısında kaç adet hisse senedinin veya fonun ortaya çıktığını belirtir. Kısaca; arz ve talep hisse senedi fiyatlarının belirlenmesinde de etkilidir.

Piyasadaki talebi karşılayacak sayıda arz olması bütün ekonomilerde istenir.

Piyasadaki talebi karşılayacak sayıda arz olması bütün ekonomilerde istenir.

Arz ve talep arasında denge oluşması demek, belirli ürünlere olan rağbetin tam olarak karşılanması ve dolayısıyla ürün fiyatlarının dengede kalması demektir. Bu denge bütün piyasalarda istenen bir durumdur. Talebin karşısında yeterli arz olması ve arzın talebe karşılık gelmesi fiyatların aşırı yükselmesini önler.

Arzın talebi karşılayamaması halinde fiyat artışları gözlenir.

Arzın talebi karşılayamaması halinde fiyat artışları gözlenir.

Eğer piyasadaki arz talebi karşılayamazsa, o ürün zor bulunan değerli bir varlık haline gelir ve bu durum fiyat artışı ile sonuçlanır. Bu durum hisse senetleri açısından karlı bir sonuç olarak yorumlansa da klasik market alışverişlerine veya tarım ürünlerine kötü şekilde yansır. Tam tersi durumda, yani talebin az arzın fazla olması halinde ise ürün fiyatında düşüş gözlenir.

Piyasadaki arzı etkileyen pek çok faktör bulunur.

Piyasadaki arzı etkileyen pek çok faktör bulunur.

Arzın netliği ile miktarı; hammadde sayısı, ekonomik yapı, politika ve piyasa dinamikleri gibi pek çok faktörden etkilenir. Ancak özellikle hammadde azlığı nedeniyle veya ithalata bağlı ekonomilerde belirli ürünlerin fiyatlarında artış kaçınılmaz hale gelir.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Hammadde eksikliği ve ithalat artışı ürün fiyatlarını artırırken talebi düşürür.

Hammadde eksikliği ve ithalat artışı ürün fiyatlarını artırırken talebi düşürür.

Hammaddenin az olması veya ülkede üretim olmaması söz konusu ise, o ülkede belirli ürünlerin ithal edilmesi gerekir. Sonuç olarak ithal edilen ürün fiyatı yükselir, ancak buna karşılık olarak halkın alım gücü düşükse o ürüne olan talep azalır. Ayrıca vergi gibi ek giderler de ürünün aşırı pahalı hale gelmesine ve az talep edilmesine neden olur. Böyle bir senaryonun ilerlemesi halinde ürüne olan talep düşer ve fiyat belirli oranda azalır.

Her ürün kendi talebini doğurur.

Her ürün kendi talebini doğurur.

Görüldüğü gibi arz ve talep arasında dönüşümlü bir ilişki vardır ve Jean Baptiste Say tarafından ileri sürülen bir ifadeye göre 'Her arz kendi talebini oluşturur'. Yani, piyasaya herhangi bir ürün sürüldüğünde fiyatın en az maliyete eşit olması gerekir. Bu varsayıma göre üretilen her mal ederi karşılığında satılır fakat buradaki fiyatlar talepten ve piyasadaki diğer faktörlerden etkilenir.

Ürün fiyatlarındaki artışı dengelemenin yolu üretimi artırmaktan geçer.

Ürün fiyatlarındaki artışı dengelemenin yolu üretimi artırmaktan geçer.

Bir ürün için istenen değer alıcı ve satıcı arasındaki anlaşmalarla belirlenir. Paranın değeri için de aynı şey geçerlidir ve alıcı aynı miktar parayla daha az ürün alıyorsa ya paranın değeri düşmüş ya da aldığı ürünün değeri artmış denilebilir. Bu da doğrudan ürüne olan talebin yükseldiği ve piyasadaki arzının azaldığı anlamına gelir. Nitekim ülkedeki üretim artarsa ürünün piyasadaki arzı da artacağından talepler karşılanır ve fiyatlar geriler.

Her ürün bir şekilde kendi fiyat dengesine ulaşır.

Her ürün bir şekilde kendi fiyat dengesine ulaşır.

Üretim finansmanında her ürün kendi talebiyle üretildiğinden aslında ekonomide bir karşılık bulur. Ancak piyasadaki ürünlerin grubu da fiyat belirlemede etkilidir. Örneğin; ekmek, buğday, süt gibi ürünler temel besin maddeleridir ve bu nedenle belirli bir talebi karşılamak üzere fazlaca üretilir. Altın, elmas gibi materyaller ise daha kısıtlı arza sahip değerli madenlerdir. İki farklı grup arasında kendi talebine karşılık gelen miktarda ürün piyasaya sürülür ve fiyatlar kendi dengesini bulur.

Arz ve talep arasındaki ilişki sürekli birbirine dönüşerek devam eder.

Arz ve talep arasındaki ilişki sürekli birbirine dönüşerek devam eder.

Özellikle hisse senedi ve değerli maden piyasalarında arz ve talep arasındaki ilişki alıcı-satıcı arasındaki orana bağlıdır. Ürünün satış fiyatı karşılığında bir alıcısının olması fiyatların dalgalanmasındaki ana nedendir. Bu kanun; borsadan pazar raflarına kadar her alanda geçerlidir. Bu nedenle arzın doğurduğu talep ve talebe karşılık gelen arz zaman içinde birbirine dönüşür. Sonuç olarak arz talebi, talep arzı karşılayacak duruma gelir ve bu ilişki sonunda ev, araba, domates, biber gibi bütün ürünlerin fiyatı değişkenlik gösterir.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
0
0
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın