Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Kendisini Açıklamaya Çalışan Tıp Dünyasını Terletip Yutkunduran Adam: 95'lik Yogi Kazım
Her şeyden önce dindar bir hayata sahip Yogi Kazım
1961 yılında felç kaldı.
Doktorların "Ömür boyu felç" teşhisine aldırmadı, hastalığına savaş açtı.
Felçliğini yenmesi onun ömrüne ömür kattı bizlere de ilham almak düştü.
Hayatının kalanını "İnsanlığa sağlıklı yaşamayı öğretmek" gayesine adadı.
Sosyal sorumluluk projesi onun tüm dünyada tanınmasını sağladı.
Onun için yoga, inanmak, çabalamak ve başarmak demektir.
Amacı yalnızca yoga değildi, evrensel ve insani bir sorumluluğun altına girmeyi amaçladı.
1984 yılında, DPA ajansının açıklamasına göre Yogi Kazım Gürbüz’e ait haber ve yorumlar, dünya basınında 1200 gazete ve dergide ayrıca, Amerika’ da, Alman, İngiliz, Hollanda ve pek çok Avrupa televizyonlarında yer almıştı.
2001 yılında yaşadığı besin zehirlenmesi sonrasında hızla kilo kaybeden Yogi Kazım’a doktorlar kanser teşhisi koydular. Geçirdiği ameliyat sonrasında sol böbreği, dalağı ve pankreas kuyruğu alındı. Her iki böbrek üstü bezi olmayan Yogi Kazım’a artık her türlü hareket yasaktı. Kalan ömrünü ev içinde geçirecek, sadece ihtiyaçlarını karşılamak için hareket edebilecekti.
Yogi Kazım, doktorların bu önerisine “Hayır!” dedi. Kanser olduğuna da inanmıyordu. Çok kilo kaybetmişti, yürümekte bile zorlanıyordu ama o, yine de kendini yenileyeceğine, beynindeki güçle bedenini kontrol edebileceğine inanıyordu:
“Kendi kendimle, yani ruhumla konuşuyordum. ‘Bu ruh bende olduğu sürece benim bedensel olarak yenemeyeceğim hiçbir problem yoktur’ diyordum kendime. Çünkü, dünyada hiç kimse tedavi etme gücüne sahip değildir. Tedavi insanın kendi beynindeki güçle gerçekleşir. Doktorlar da hastalıkların çeşidine göre bilgilerini uygularlar, hastayı beynindeki güç tedavi eder.”
Bedeni kontrol edebilme gücü, aynı zamanda hastalıkları da kontrol edebilmek anlamına geliyordu onun için. Beli kırıldığında da aynı inançla hareket etmiş ve kendi bedeninde geliştirdiği yöntemlerle adeta bir mucize yaratmıştı. Oysa Yogi Kazım bunun mucize olmadığını söylüyor, her insanın kendisini geliştirdiği taktirde, bu gücü kullanabileceğini şu sözlerle ifade ediyordu:
“ İnsan, isterse ve beynindeki gücü doğru bir şekilde uygularsa, kas ve sinir sistemini bile yeniden oluşturabilir”.
Organlarının alınması, Yogi Kazım’ın hayatındaki ikinci dönüm noktası oldu. Ya kenara çekilip hayatı uzaktan seyredecek ya da eskisi gibi hayatın tam ortasında, aktif bir şekilde var olacaktı. Sadece kendisi için değil dünya insanları için de, çalışmalarına ve deneyimlerine devam edecekti.
Hiç tereddüt etmedi. Her zamanki gibi inançlı, kararlı ve disiplinliydi. Ameliyatının üzeriden daha 10 gün geçmişti ki, öğrencileriyle birlikte kendi geliştirdiği YOKA çalışmalarına başladı. Hızla eski enerjisini yeniden kazanıyordu. Çok geçmeden Adana’daki çiftliğinde işlerinin başına geçti. İkinci zor sınavını da başarıyla vermişti.
Şu anda 95 yaşında olan Yogi Kazım Gürbüz, ilerleyen yaşına rağmen, bu gün pek çok profesyonel sporcudan daha fazla kondisyon gücüne sahip. Bunu, beden hakimiyetine, beyin gücünü kullanabilmesine ve yaptığı çalışmalarla vücudunu yenilemesine borçlu.
Bedenini kontrol edebilme becerisi sayesinde; kendi deyimiyle, “irade harici uzuvları”na hakim olabiliyor. Yani, belirli sürelerle kalbini durduruyor, kan dolaşımını kesiyor ve hızlandırabiliyor, ciğer, mide, barsak ve solunum sistemlerini yönetebiliyor. Mafsallarını çıkartıyor. Su altında 5 dakika nefessiz kalabiliyor. (Su altında nefessiz kalma rekoru 10 dakika) Çok yüksek beyin gücüne sahip. Sahip olduğu enerjiyi başkalarına aktararak, onların enerjisini harekete geçirebiliyor. Yıllarca başkaları üzerinde de metodlarını uygulayarak onların da sağlıklarına kavuşmasına yardımcı oldu.
Bu becerilerinden yararlanarak uyguladığı vücut yenileme sistemi ile ilgili olarak, “ Ben sadece bilgimi uygularım, vücudu yenileyip, gençleştiren ya da sağlığına kavuşturan insanın kendi ruhudur” diyor.
Yogi Kazım geçtiğimiz günlerde ise basına şu demeçi verdi, ' Benim teorime göre, bir insanın gençliği 60'lı yaşlarda başlar ve Allah kaza, bela vermezse 130 yaşına kadar devam eder. '